Biraz da Felsefe...

Okumak tabii ki çok faydalı. Herkes kendini, mikro ve makro çevresini algılamak ve sağlamasını yapıp, ondan faydalanmak ve varlığını ifade etmek için değişik yöntemler seçer. Ben daha çok enstrümantal müzik dinleyip, o anda neler hissettiğimi, veya o anda kafamda kurcaladığım bir konuyu irdelemeye çalışırken kendimi keşfetmeye çalışırım. Kendini tanımanın yollarından biri, kendinle yalnız kalıp, 1 dk, 1 saat, 1 gün veya belirli bir an içinde neleri neden yaptığınızı kendinize sorup, dürüst cevap verebilmektir. Kendinizi tanıdıkça daha detaya girip, mimik ve sözlerinizin insanlar üzerindeki etkisini de düşünün. Size gelen tepkiler ne kadar haklıca veya haksızca bulduğunuzu, neden haksız bulduğunuzu ve op durumda karşınızdaki insanın neden öyle davrandığını anlamaya çalışın. Bakın dünya bir farklı olacak ve daha anlayışlı olacaksınız.
 
sokrates'in yeri ayrıdır.platon'un sokrates'le ilgili eserleri mutlaka okunmalıdır.
ilk kez felsefeye başlayacaklar için bence de sofi'nin dünyası idealdir.
niçe ağladığında-irvin yalom,
dinle küçük adam-wilhelm reich,
sokrates'in karısı-gerald messadie ilgi çekici ve okunmaya değer kitaplar.
favorilerimden biri de nietzche(niçe).
''kendi omuzlarına tırman.yoksa nasıl yükselebilirsin ki?''
 
nietzche ve schopenhauer inanılmaz insanlar..nietzche şu an burada olsa yaşanılan şeyleri düşünse adam kesin kendini öldürürdü en azından o zamanlar şu anki kadar kötü değildi ve sorunlu da olsa yaşadı..
 
İdeolojik düşünenlere Marx,Engels,Politzer vs. tavsiye edebilirim eğer kafa patlatmak istiyorsanız Nietzsche gibisini bulamazsınız yoktur da zaten. Böyle Buyurdu Zerdüşt'ü eğer anlamaya çalışarak okursanız hayatınızın anlamı bile değişir. Ayrıca Jean Paul Sartre vardır süper adam eğer kederliyseniz Sartre bir ümittir sizin için.Ama Nietzsche der ki "ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır." ona göre ;)
 
Bi de Antik Yunan'da "ben bilmem kardeşim, varlık var da olabilir yok ta olabilir, tanrı var da olabilir yok ta olabilir, ben de bilemem, sen de bilemezsin, o da bilemez, hiçkimse hiçbişeyi bilemez, doğru veya yanlış bilinemez" diyen tipler vardı, ben felsefenin bitek o kısmıyla ilgileniyorum :LOL:
Düşünme düşündükçe b.ka batçaksın, zaten anlayamazsın ki kasma felsefesi...
Aklıma bunu savunan bi filozof geldi Gorgias diye bi Yunan Filozofu...
Deli gibi mantıklı bence mantık denen şeyin doğruyu sadece varsayabileceği.. Gerçekten bilemiyeceği :roll:
 
Snowflake.
Dinle Küçük Adam herkesi etkisi altına alabilecek çok güzel bir kitaptır. Wilhelm Reich'ın türkçeye çevrilen bütün kitaplarını okudum. Dinle Küçük Adam çok farklıdır gerçekten herkese özellikle her telden forumlarında atıptutanlara.
Kendisi Frued'un öğrenicidir. Frued ise bir düşünce adamı değil bilim adamıdır. Ancak felsefe, psikolojiyle yakından ilgilenen bir daldır. T.W. Adorno ve Frankfurt Okulu zamanının yeni bilim dalını felsefi alanda çok iyi değerlendirmiştir.
...
Wilhelm Reich'ın ismini görmek bile çok hoşuma gitti :)
 
uyuz demiş ki:
nietzche ve schopenhauer inanılmaz insanlar..nietzche şu an burada olsa yaşanılan şeyleri düşünse adam kesin kendini öldürürdü en azından o zamanlar şu anki kadar kötü değildi ve sorunlu da olsa yaşadı..

vala sana katılmakla katılmamak arasında feci gidip gelmekteyim. nietzsche cidden taptığım dehalardan biri olmakla beraber şu da bi gerçekki herif deliydi ve sonuçta akli dengesi yerinde olmayan insanoğlu sonuçta yaşadığı her mekan ve zamanda her boyutta nsneleri ve olayları sadece kendi bakış açısı kendi bozuk beyniyle algılayacağından acaba nietzsche yaşadığı yılla bugün arasındaki derin farklılıkları ve yozlaşmaları anlayabilecek miydi onu merak ediyorum doğrusu ayrıca herifin sorunu temelde insanlar ve insanlara güven olduğundan ve insanoğlu yüzyıllardır aynı boku yediğinden çok mu değiştik yani? eskiden de bu kadr aşağılık bi soyduk bence şimdi de öyleyiz
ama bi yandan da valla düşünüyorum acaba daha mı kötü oldu herşey die :?: :roll: :roll:
 
Şahsen Nietzsche'yi bende sevmem. Kadın düşmanlığı, despotik düşünce tarzı vs vs. Kendi psikoljisine bağlı olarak, toplumun tamamen inadına her türlü erdemi yeerle bir etmesi açısından önemlidir. Onun eserlerini bir "deli" sayrıklığından kurtarıp okumalısınız. Yazan "deli" olabilir, ama okuyan değildir Yüzeysel bakıldığında benimsenecek hiç bir düşüncesi yoktur, modern insan için. Ama deli sayrıklığından kurtarıp okunursa alınacak çok şeey vardır.
 
nietzche yi sevmem adam takıntılı manyak ........

lise de bir arkadaş vardı çocuk nietzche okumadan önce manyak iyiydi okuduktan sonra bizim eleman sıyırdı bide bu yüzden sevmiyorum...........
 
SarhosDenizci demiş ki:
Şahsen Nietzsche'yi bende sevmem. Kadın düşmanlığı, despotik düşünce tarzı vs vs. Kendi psikoljisine bağlı olarak, toplumun tamamen inadına her türlü erdemi yeerle bir etmesi açısından önemlidir. Onun eserlerini bir "deli" sayrıklığından kurtarıp okumalısınız. Yazan "deli" olabilir, ama okuyan değildir Yüzeysel bakıldığında benimsenecek hiç bir düşüncesi yoktur, modern insan için. Ama deli sayrıklığından kurtarıp okunursa alınacak çok şeey vardır.

iyi bir okuyucu yazarın bakış açısı yazarın olayı ele alış perspektifi ve onun sözcükleriyle bakmalıdır bence konuya.. nietzsche eğer bunu yazdıysa o anda ne düşünüyordu bana ne vermek istedi neden böyle yazmış asıl amacı ne? vs vs
burda önemli olan bunları düşünmek yoksa durup da nietzschenin bu kitabından milenyum yılında yaşayan yozlaşmış insan ve varolan liberal sistem çerçevesinden ne çıkarabilirimi düşünmek abes olur bence
herif deliyse sen de o kitapla birlikte delirip öyle okuyacan kitabı
herif kitabi 1800lerde yazmışsa sende o dönemin koşullarına göre irdeleyeceksin konuyu

zerdüşt o dönem içinde de zerdüşt tu şimdi de öyle....
 
Bu okuma konusunda, Deathcontess'in fikrini doğrulayacak bir yazı, yine Nietche'nindir. "Zerdüşt Böyle Diyordu" ve ya "Böyle budurdu Zerdüşt", hangi çeviriyi okursanız okuyun, bu kitaptaki, "okuma ve yazma" ile ilgili bölümü okuyunuz.

Benim şahsi görüşüm, Psikoloji ile yakından alakalı. Bir kere, kitap okurken, sen yazarla bir muhabbete giriyorsun. Onun bakış açısını öğrenmeye çalışıyorsun. Bunu yapmıyorsan, hem yazara, hem yazarın gözlemlerine saygın yok demektir. Bunun yanı sıra, yaratıcılık ve karşılaştırma olmayacak mı? Olacak. Fakat, yazarın bakış açısını anladıktan sonra. Yoksa, kendi anladığın gibi okumak, hiç bir derinlik getirmeyen boş bir okumadan ibaret kalır. Fakat, işin evrimsel kısmı burada yatar. Zira, insan denilen varlığı bir sürü evrimsel defosu vardır, ki sözcükler bunlardan biridir. Sözcük şifrelerini, yazarın gördüğü imgeleri çözümlemek adına değiştiremezsiniz. Kendi imgeleriniz gelecektir gözünüzün önüne. Fakat, siz, o dönemi araştırarak, adamın nerelerde yaşadığını, neler yaptığını, hangi deneyimlerde bulunduğunu araştırarak, onun imgelerine yakın imgeler geliştirebilirsiniz. Ben, onun bakış açısından bakıyorum gibi bir söz, söz konusu olamadığı gibi, bu durumu kabullenip, ben bu işi kendi imgelerime göre yapıyorum demek de eksik bir görüştür, kanımca.

Karşılaştırma, kıyaslama, derin düşünmek için temel unsurlar. Derin düşünmeden, bu dünyanın gerçeklerini kavramış olmaz, sadece yüzeysel olarak öğrenmiş olursunuz. Bu da, sizi ideolojilere, ideolojilerden kendinize yatkın bulduğunuzu - az çok kavradığınızı - seçersiniz. Fakat bütün kitapların özelliği, size gerçeği farklı yansıtlamalarıdır. Siz de gerçeği farklı görmektesiniz. Siz, bu kişilerin bulgularına göre dünyayı yorumlayan zat değil, kendi gerçeğinizi oluşturmak için, bu kişilerden rehberlik alan kişilersiniz. Kendi gerçeğiniz oluşunca da, ki oluştuğunu düşünmeniz bir yanılsamadır, sakın ha, 6000 yıllık düşünsel sorunları çözdüğünüzü düşünmeyin. Siz, sadece bir basamaksınız.

Felsefeyle ilgisini - bu yazının - kendiniz çözünüz. Çünkü, bu zekanın da emaresidir. Görünmeyen yargıları bulmak...

Teşekkür Ederim...
 
Countess,
nedense Nietzsche zamanında insanlar için ne demişse, bir çok konuda aynı şeyleri düşünmekten kendimi alamıyorum. Farklı bir bakış açısıyla Dinle Küçük Adam'da Wilhelm Reich'ta saldırmıştır "olağan" insana.
Kendimi "Übermensch" (üstinsan) gibi görüyorum bazen ya. İnsan insanı delirtiyor. Nietzsche'nin yaşadıkları gibi.
Nietzsche'nin sevmediğim tarafları ve düşünceleri çoktur. Birde popüler kültürün herifi rehin almasına sinir oluy9orum. Nietzsche ağladığındayı okumayan kalmamış. Daha az Zerdüşt okunmuş. Ecce Homo vardır, Deccal vardır, iyinin kötünün üzerinde vardır. Bunları okumadan Nietzsche kavranırmı?
 
"Mükemmel" bir idea'dır. Bir erektir. Köpeğin kuyruğuna asılmış kemiği kovalamasına benzer insandaki mükemmelliik arayışı. Mükemmel sistemde bir idea'dır. İnsan kitlelerinin köpek gibi gökyüzüne ulumalarına benzer, bunu yaparkende gökyüzündeki kemik için birbirlerini yerler.
Toplumsal bakış açısı salt politikaya indirgenemez. İndirgenirse ideolojileşir. Bireyin bu zorlamalar düzenindeki, kendi varoluşunu elde etme çabasıdır tarih bilinci. Kendini ve nesnel olarak insanı kavramasıdır. Suçlu-masum, iyi-kötü gibi ikilikleri yoksayarak-aşma çabasıdır. Bunun yanında, kendi ve toplumsal sınırlılıkları kavramasıdır. Her yenı tarihsel paradigmada, kavramlarını felsefeyle yeniden üretmek zorundadır insanoğlu. Yoksa bir mükemmel sistem arayıışına, idea'lara saplanır kalır. Ulaşılmak için çabalanmayan (nasıl olsa göklerde, ben yaşayıp gideyim) bir akıl sapmasıdır. Oysa felsefeyle kavramları yeniden üreten birey, kendi koşulları içerisinden bir üst paradigmanın nasıl olacağını tasarlayabilir. Koşulların teorik analizi bireyleri her zaman tutsaklığının farkındalığına götürmüştür. Pratik eylemde bu teorik birikimin ardından doğar. Bilinci bireyler kazanır ve bir üst paradigmayı toplumsal olarak belirler. Pratik eylemde bu bağlamda toplumsal olmalıdır. İşte devrimin, Feuerbach'ın kullanmadığı, diyalektik anlatımı.
Sonuç olarak boşver guns. Marx diktatör, söylediği herşeyde boş. Felsefe neymiş. Delilerin zırvaları.
 
felsefe neymiş delilerin zırvaları
:!: :!:
seni yüksek düşüncelerin ve 'mükemmel' ideolojilerin için ayakta alkışlamaktayım sarhoş denizci :!:

nietzsche bile kendi yarattığı ve oğlu olarak nitelendirdiği üstüninsanı kendisine diyemezken sen hangi özelliğinle kendini bi üstinsan olarak tanımlıyosun çok merak ettim
 
Deathcontess, rica ederim sinirlerine hakim ol. Samimiyetimle sana sesleniyorum.

Eğer, Sarhoş Denizci de, beğenmediğin bir görüş var ise, bunu kanıtlarıyla sun. Anlamıyorsa, kendi geriliği içinde, boş ve hoş, kendini kandırarak yaşayıp gidecektir. Sonunda ise, mutlu [tartışılır]bir yaşam sürdükten sonra ölecektir. Bu hayatta bir başarısı olursa alkışlarım. Bu hayatta karşıma çıkarsa, düşman bellerim. Bu hayatta müttefikim olursa güvenmem, ama isterim, hoşuma gider. [Güvenmeme meselesi hakkında şunu diyebilirim, ben her işimde, araçsız ve tek başıma olduğumu düşünerek hareket ederim. Kimse yanlış anlamasın.] Anlattıklarını dinlerim. Kanıtlarını düşünürüm. Gözlerim, okurum. Ya ufkum genişler, ya da adamı yerin dibine batırırım. Anlar ve ya anlamaz. Ama onu ikna etmem benim için önemli değildir. Yaşayıp giderim. Sen, bunları düşünerek hareket et. Senin ona kızman hiç birşeyi değiştirmeyecektir. Bu hareketin onun kendine güvenini arttıracak, bana kanıt sunamıyor, sunamadığı için de, sinirleniyor yargısına varacaktır. Ben bu Sarhoş'u, yazılarından ve kendi insanları tahlil etme geçmişimden dolayı, az da olsa tanıyorum.

Sen, kendi düşüncelerini ayrıntılarıyla ve kanıtlarıyla sun. Görevini yap. Ben de gelir, ben de okur, yorumumu yaparım. Fakat, sen sen ol, kimse için sinirlenme. [kendini yıpratma boşuna be. Ne lüzumu var. Kalbine, sana yazık.;)]

Hadi bakalım. Bekliyorum yazını ;) [Hadi hadi... heh-heh]

Sarhoş... Marx'in neresi diktatör. Adam hangi devletin başına geçmiş? Lütfen... Sözcüklerin anlamlarını çarpıtma. [Bunu ben mi diyorum?] En azından, geyik yapmadığın bir alanda çarpıtma. Yazılarını okuyorum. Bilgin, aklından fazla. Ama, bazen aklın, bilgilerinden fazla. Ama, okuyorum. Hoşuma gidiyor. Bir de şu insanlarla uğraşmasan. Ne istiyorsun bunlardan ya? Bırak, yaşasınlar bildikleri gibi. Görev mi vereceksin? Örgüt mü kurdun? Nedir? Lüfen.

Yöneticilerim. Ben çok konuşuyorum bu akşam. Hoş görmenizi rica ederim. ;)
 
sarhoş orada 'marx diktatör' derken latife yapmış fransua!
marx'ın -tıpkı platon ve hegel gibi- çok sıkı bir otoriter rejim istediğini iddia eden benim,o değil! -orada bana laf giydiriyor!-
her ne kadar kendisi beni 'zırcahillikle' suçluyor olsa da 'keskin marxist' olmasından dolayı hoşgörüyorum!
zannımca sarhoş,teoride buradaki birçoklarından ileri düzeydedir!
lakin bazen dediğin gibi bilgisi aklının önüne geçip coşkunluğu fanatizm boyutlarına ulaşmaktadır!
-ki aynı bilgisayarı kullandığı başka bir yoldaşı! coşkunlukta onu bile geçiyor zaman zaman-
benim taa lisede(10 sene evvel) okuduğum 'el yazmalarını' bana tavsiye etme cüretinde bulunuyor! :)?
bu arkadaşlarla siyasi ve felsefi tartışmalardan artık kaçınıyorum çünkü ısrarla teoride karşılarındakini yıkmak hedefini güttüklerinden kesin ve nihai bir zafer(?) 'e ulaşamazlarsa üsluplarını sertleştiriyorlar!-ki bu benim hiç mi hiç tasvip etmediğim bir yöntemdir-
gönül isterdi ki bu arkadaşlarla eksistentiyalizmi, jean paul sartre in marksist ''bireyciliğini''...vs tartışalım...-ki anladığım kadarıyla her ikisinin de marxizm e ve varoluşçuluğa sempatisi var-
ama olmuyor işte...
üslup,tarz ve mentalite meselesi.
ben 'demokrasi' diyorum,onlar 'dikta'
olmuyor
olamıyor...
 
Geri
Üst