Amerikan Gitarlar Ve Diğerleri

Biraz matematiğe baş vuralım. Okuduğum yorumları değerlendirmem gerekirse:

1. Kullanılan ağaç farklılığına dayalı fiyat farkı:
Aşağıdaki listede ABD kereste fiyatlarını görebilirsiniz. Listede en ucuz ağaç ile en pahalı ağaç arasındaki fark gördüğüm kadarıyla bf başına (bf=2.3 dm^3) 30$. Bu 200 küsur farklı ağaç türü arasındaki en uç örnek tabi. Mesela kızıl ağaç ile akça ağaç arasındaki fark ortalama 15 dolar. Gitar yaklaşık yaklaşık 4dm^3 olsa ve ağacın %30'u fire olsa, fiyatı farkı ortalama 30-35 $ arasında olmalı.
http://www.hearnehardwoods.com/hardwoods/pricelist/pricelist.html

2.ABD'dedki üretim maliyeti:
ABD'de Ortalama işçilik saati 30$.
(http://www.bls.gov/news.release/ecec.nr0.htm)
Fender'in Corona fabrikasında günlük üretimin ortalama 300 gitar olduğu biliniyor. Dünya çapında günlük üretimi ise yıllık 200.000 adet civarı. Çok kabaca konuşuyoruz.
Fender'de çalışan işçi sayısını tam olarak öğrenemedim yine yabancı bir forumdan öğrendiğim kadarıyla 1000 civarı olduğu söyleniyor. ABD dışı ve içi üretim miktarına oranlarsak bunun 300'ünün Amerika'da çalıştığını var sayabiliriz. İş bu halde bir Amerikan işçisinin bir gitar üretimine maliyeti yine 25-30 $ civarında olmalı.
Meksika'da işçilik fiyatı günlük 20$. Aradaki fark 10-15$
http://blogs.ft.com/beyond-brics/2013/04/05/made-in-mexico-now-cheaper-than-china/

3.CNC makinalarının fiyat farkı:
CNC fiyatlarını hiç araştırmadım, ancak @KoNt87 'nin dediği gibi en pahalısı 3M € olsun. Yıllık 200 bin parça üretim için, parça başına maliyet 18 $ yapar. İkinci yıl 9$'a , üçüncü yıl 6 $ 'a düşer.

Üretimde yüzlerce kalem gider vardır mutlaka ama konumuz bu değil. Burada kabaca Amerikan ve Amerikan olmayan üretim arasındaki farklar. Bu da yaklaşık 50$.
Sayıların daha doğrusunu bilen varsa ve düzeltirse sevinirim.
 
Özgün tasarım ve tasarımı uygulama konusunda bence çok iyiler. Diğer gitar üreticileriiçin referans noktasını belirlemişler. Bir elektro gitar için konuşurken ürün genelde amerikan kadar iyi ya da değil şeklinde niteleniyor. Bu konudaki standart olmayı başarmışlar. Sadece büyük firmalar değil, daha ufak gitar ustalarının bile yaptığı işler ve o gitarların kaç para ettiği ortada. Ürettikleri enstürmanlar değerini koruyor.

Ucuz pahalı konusuna katılmıyorum. Çok ekstrem durumlar dışında "sıfır" elektro gitarın en pahalısı bile aslında ucuz sayılabilir. Gerçek bir klasik gitar kaç paraya malolur ya da orkestra enstürmanları (iyi bir keman vs) ne kadar ediyor sorusunun yanıtını ararsanız hak vereceksiniz.

Etiketçilik konusunda bir gitarın sapını ya da neckplate'ini incelediğinde "vayy amerikanooo! diyen hiçbir kadınla tanışmadım. Varsa zaten o da bizim kadar bildiği için merak edebilir herhalde.

Benim gitar tecrübeme göre yorumum,
Kore gitarlarını hiçbir zaman sevemedim. Hep bişeyler bana eksik geldi (markadan bağımsız)
Çin: Çok iyi şeylere denk gelinebiliyor.
Japon: Adamların tarihi mesleği ağaç işçiliği, üstüne de elektronik bilgisi gelince dehşet saçıyorlar. Her türlü gideri var.
Meksika: Bence son yıllarda dükkanlarda gördüğüm meksika gitarlar çok daha iyi sanki.
Amerikan: Ürettikleri arabalar gibi. Fonksiyonda her zaman sıkıntılar var, fakat görsel açıdan fazlasıyla tatmin ediciler. Kesenin ağzını açtığınızda ise sizi güzel şeyler bekliyor.

Şu ana kadar kullanıp mükemmel olduğunu düşündüğüm 4 gitar var.

Ibanez rg1570 (sanırım 2006) kusursuzdu.
Gibson es175: yapması gerekeni tam yapıyor.
Gibson sg angus young: başka sgler de çaldım fakat bunu nasıl yapmışlar çözemedim.
Edwards les paul: ,Amerikan olsaydı 4 katı fiyata satarlardı.
 
Amerikan gitar demek hava atmak, karıya kıza yürümek ve elit olduğunu belli etmenin diğer yoludur. Zaten forumlarda GERÇEK MÜZİSYEN olmadığına göre en güzel bir yoldur AMERİKAN gitar. Aşağılama konusunda o HEADSTOCK yeterli olur her ortamda :) Sizde bir AMERİKAN gitar sahibi olun, Ortamın karizması siz olun. Hadi şimdi doğru TÜNEL' e :)

Sinizm (cynical'dan) bir savunma mekanizmasıdır.
Bir kaç kez denk geldim, genelde mesajlarınızda hep bu hava var. Okuduğumda gizli bir problematiğin bu yolla dışa vurumu olduğu hissine kapılıyorum.
Hava atmak, deyişinizle karıya kıza yürümek ve elit olmak eğer zaten takdir etmediğimiz şeyler ise zaten takdir etmeyiveririz olur biter. Bir şeyi takdir etmeme tarzınız bazen takdir etmediğiniz şey kadar takdir edilmeyen hale dönüşebilir aman dikkat :)
 
Sinizm (cynical'dan) bir savunma mekanizmasıdır.
Bir kaç kez denk geldim, genelde mesajlarınızda hep bu hava var. Okuduğumda gizli bir problematiğin bu yolla dışa vurumu olduğu hissine kapılıyorum.
Hava atmak, deyişinizle karıya kıza yürümek ve elit olmak eğer zaten takdir etmediğimiz şeyler ise zaten takdir etmeyiveririz olur biter. Bir şeyi takdir etmeme tarzınız bazen takdir etmediğiniz şey kadar takdir edilmeyen hale dönüşebilir aman dikkat :)
hocam,
buradaki forum tartışmaya açık bir platform.yazdığım mesajda kişiye yönelik küçük düşürücü ve rencide edici hiç bir cümle kurmadığım halde kalkıp bana ucuz anlamsız terimleri kullanarak eleştiri yapmanız tuhaf ve düşündürücü.Siz hala o tür gitarların karı kıza hava atmak için kullanıldığını düşünüyorsanız sizin probleminiz,ben sadece o fikire katılmadığımı belirttim.kullandığın problematik kelimesinin anlamını öğrensen iyi olur önce.. :)
 
CNC'de şekillendirilen ve fabrikasyon bir süreç içerisinde işlenen bir gitarın sizce de sapında U.S.A. yazmasının ne gibi bir artısı olabilir? Amacım U.S.A. gitarları yermek değil de, Türkiye'de bu işler neden bu düzlemde ilerliyor konusunda biraz lakırdı yapmak.

Sadece Turkiye`de degil butun dunyada usa gitarlarin ayri bir yeri ve havasi vardir, cunku dunyada elektro gitar deyine akla gelen ilk modeller stratocaster ve LP`dir ve en cok taklit edilende bu modellerdir. Kalitesi, tonu, agaci, klavyesi bilmem neyi derken ortaya binbir cesit guzel enstruman cikmaktadir ve bence her gitarist bu iki modelede sahip olmayi ister. Gibson denilen firma cumhuriyetimizden daha once kurulmustur 1902, leo amca ise stratocaster modelini 1954 yilinda dizayn etmistir. O yillarda uretilen arabalar bile muzelik olmusken bu gitar modellerinin populerliklerini hala koruyor olmalari usa yapimi gitarlarin en buyuk artisidir . Usa gitarlar en iyisidir yada degildir, ama bence gitarin dizayni, tonu ve calim rahatligi olarak yuksek standarta sahip olduklari icin verilen degeri ve parayi hak ettiklerini dusunuyorum.
 
hocam,
buradaki forum tartışmaya açık bir platform.yazdığım mesajda kişiye yönelik küçük düşürücü ve rencide edici hiç bir cümle kurmadığım halde kalkıp bana ucuz anlamsız terimleri kullanarak eleştiri yapmanız tuhaf ve düşündürücü.Siz hala o tür gitarların karı kıza hava atmak için kullanıldığını düşünüyorsanız sizin probleminiz,ben sadece o fikire katılmadığımı belirttim.kullandığın problematik kelimesinin anlamını öğrensen iyi olur önce.. :)

"tusker" de sizin hesabınız yani..?
 
Sevgili Tusker,bu konuda size katılmııyorum
Gitar çalan baba gitaristler karı kıza hava atmak,elit olduklarını kanıtlamak içinmi bu gitarları seçiyorlar ve kullanıyorlar ? SVR,aldimeola,John Petrucci,bb king,eric clapton,jimmy page,David Gilmor vs vs...Çoğunluğu albümlerde ve konserlerde Amerikan dediğimiz gitarları kullanıyorlar.Kaliteli gitar var kaliteli olmayan gitar var.Amerikan gitarları kalitelidir.O söz konusu gitarlar zaten kaliteleri ve sahip oldukları kalite standartları yüzünden marka olmuşlar ve pahalılar.John Petrucci yi sahnede Cort çalarken gören varsa bilemem..bunun akisini iddia eden arkadaş varsa benim elimde 1983 Fender squier gitar mevcut,her türlü amerikan gitarla kafa kafaya takas edebilirim...duyurulur..

Tuskeri alıntılayarak açıklamada bulunulmuş. Ama sonrasında Tanju Bey tarafından Tuskere söylenen mesajı kendisine söylenmiş gibi algı oluşturmuş. Farklı bir durum var.
 
Tembelliğim üstümde, diğer tarafdan kopyala yapıştır yapacağım, idare edin gari :)

Elimdeki gitar beni tatmin ediyorsa ne Amerikan diye övünürüm, ne de Amerikan değil diye yerinirim. Önü sonu pahalı bir hobi sahibiyiz onu bilir onu söylerim.

Bir zamanlar (muhtemelen) uzakdoğu sıkıştırma ağaç -neredeyse sunta- gövde bir Vision ile başlaya maceram bir Amerikan (Gibson) bir Alman (Framus) bir de Japon uyruklu (Greco) üç gitar ile devam etmekte. Üçünden de tonal açıdan son derece memnunum. En fazla yapacağım hareket, Japon'a Alnico II, Alman'a da iki tane Lollar manyetik ekleştirmek.

Belki bir gün klasik tremololu bir strat alır, sabit köprü kuralını yıkarım. Ama uyruğundan çok performansına göre karar vereceğim kesin. Sırf Amerikan olsun diye cebime işkence etmem. Ha, olur da mucevi bir şekilde bir müslüman evladı çıkar da bana bin papele (liras, dollares değil) iyi bir Amerikan Strat satmaya niyetlenir, ona da hayır demem.
 
İsim yerine ''nickname'' kullanıldığı için kim kimdir bilemiyorum.
Tusker nick'li üyenin daha önce de benzer bir kaç mesajını okudum. Alaycı bir üslup kullanıyor. Ben de alaycı olmanın bazen kişinin kendi dertleri ile zoru olması anlamına geldiğini, buna da gerek olmadığını anlatmaya çalıştım.
Bu arada aumit nick'li üyenin siz diyerek başlayıp dellenerek sen diye devam ettirdiği yazısında kendisini kızdıracak ne yazdığımı da anlamadım.
Bu arada problematik nedir?
:)
 
İsim yerine ''nickname'' kullanıldığı için kim kimdir bilemiyorum.
Tusker nick'li üyenin daha önce de benzer bir kaç mesajını okudum. Alaycı bir üslup kullanıyor. Ben de alaycı olmanın bazen kişinin kendi dertleri ile zoru olması anlamına geldiğini, buna da gerek olmadığını anlatmaya çalıştım.
Bu arada aumit nick'li üyenin siz diyerek başlayıp dellenerek sen diye devam ettirdiği yazısında kendisini kızdıracak ne yazdığımı da anlamadım.
Bu arada problematik nedir?
:)
Tanju bey,
konuyu takip ettiğimden ,forumu cepten açınca yazdığım yorum hakkında bana eleştiride bulunduğunuzu düşündüm,forumu açınca farkettim.özür dilerim..nikler karışmış evet..
 
Vintage ozellikli enstrumanlarin neden avantaji yoktur asla olamaz anlamadim,sana soyle aciklayayim o donemlerde kullanilan agaclar yagmur ormanlarindan alinan agaclar,kullanilan kapasitorlor bumble bee ler,93 les paul specialimin icinden tanesi 1dolar etmeyen seramik kapasitorler,dandik potanslar cikti gidip cts potlar ve orange drop capler ile degistirdim,kendine geldi gitar,ikincisi neden o zaman bu firmalar 54 strat,52 tele 59 les paul reissue uretiyorlar ve en iyi donemleri de o yuzden,gitar koleksiyonculari ve onca muzisyen SALAK ya bu ise yaramaz odun parcalarina araba parasi oduyorlar.Soylediklerin bir mantiga oturmuyor gidip gibson ile butik uretim yapan adamlari karsilastirmissin ne alaka.Vintage sadece gitarlar icin gecerli degil kemanda da aynisi var,stradivarius milyon dolar odeyen enayiler var,gitsin yenisini alsin hicbir mantigi yok sana gore,1965 mustang cop bu mantiga gore git yeni hyundai accent al,bunlarin hepsi abd nin oyunu dimi illuminatinin isleri bu vintage modasi:)

Vintage enstrüman toplayan adamlara bu aletleri toplamanın al-sat anlamında maddi olarak bir getirisi olabilir, ama devlet kağıtlarına bağlasan hazine bonosu falan alsan emin ol daha çok para kazanırsın. Bir de koleksiyonerlik bir hastalık tabi. Bu gibi durumlarda akıl ve kalbin çatışmasının önüne geçmek mümkün değil, her yapılan şeyin mantığı olmaz ki. Ama fiyatın sesle/tonla >10000 $ gibi fiyatları haklı çıkaracak bir orantısı olduğunu kimse iddia edemez, ediyorsa senin de latif bir şekilde önerdiğin gibi salaktır, buna bir itirazım olmaz. Gibson'ın tarihinde işçiliği falan bitirdiği bir dönem hiç olmadı, Fender için ise o günler bu günler diyebiliriz CBS öncesi zaman değil. Suhr gibi bu işi gerçekten özenerek yapan adamların koyduğu çıta varken hele.

Bunla ilgili söylenecek sonsuz şey var. LP gitarlara dönersek ve rastgele sıralarsak bu abilere yüksek fiyat biçilmiş olması üstlerindeki Kluson akort kulakçıların zavallılığını örtebilir mi? Bana de ki şu aksam da şu mekanik avantaja sahiptir, şu sebeple özeldir; tabi ki bu meydan okuma retorik, yani yanıt beklemiyorum lakin yanıt belli: hiç bir şey söyleyemezsin. Ne mekanizmasını, ne de kullanılan malzemeyi savunabilirsin. Metal aksamın kalanına da değinmiyorum. Sene 2014 hala ikisine de adam gibi bir çözüm bulabilmiş değiller. Genel olarak da 50-60 lı yıllara nazaran metaller konusunda ışık yılı ilerideyiz eski metaller ve alaşımların tek bir özelliği yok ki tercih nedeni olsun, daha iyi olsun veya daha kaliteli olsun. Aynı eski hoparlörler gibi, mümkünse vintage olanından uzak duracaksın. Keşke ileri alaşımları daha yaygın olarak pahalı gitarlarda görebilsek.
Ağaçlara gelirsek bir defa bu markaların o vakit kullandıkları ağaçlar sadece yağmur ormanlarından gelmedi ki, bunu sana kim söyledi? Hele hele ki Fender için konuşursak. Ama eskiden yağmur ormanlarından gelenler de hala, yani bugün de, yağmur ormanlarından tedarik ediliyor, daha üç sene önce (2011 yılında) bu mevzudan dolayı (abanoz ve indian rosewood ağaçlar için) Gibson'ın depoları basılmadı mı yahu? Sonunda iş politik bir kavganın sonucu olarak cumhuriyetçilere göz dağı verilmek için yapılmış bunu da geçen sene öğrendik, demek bu rezillikler bir tek bizde olmuyor. Ağaçların kesimi, birleştirilmesi vb. gibi kalibrasyon gerektiren konularda ise zaten eski gitarlar acınacak durumda, daha önce de yazdık nanometre hassasiyet ile talaşlı imalat yapan tezgahlar var (bkz. makino). Bunla el işçiliğini veya basit torna işlemeyi karşılaştırmak ayıp olur.
Kapasitörler ile ilgili argümanlarına ses etmezdim heves etmiş takmışsın ama bazı bilgi yanlışlarını düzeltmek boynumun borcu. İstenilen toleransları sağlıyorsa ve doğru farad değerinde ise isterse çemeni sıyrılmış pastırmadan yapılmış olsun, tamamen aynı performansı gösterir kulakla falan ayıramazsın. Bütün malzemelerin seçilmesinin ve terk edilmesinin haklı teknik/ekonomik nedenleri vardır. Sprague fabrikasının batıp yerine modern sanat müzesi yapılması da böyle. Kaldı ki illa kapasitör yapmak için bir malzeme seçsem o seramik olurdu, hiç birşeyin dielektrik özelliklerini seramikler kadar iyi kontrol edemezsin. Ayrıca, 1 dolar bir kapasitör için hiç de az bir meblağ değil, surface mount 1. sınıf düşük toleranslı bir seramik kapasitörü toptan alsak cent bazında bir fiyatı olurdu herhalde. Hemen bir parantez açalım o bumblebee denilen alelade kapasitörlerin reissue’ları orijinaline sadık olmadığı halde (hoş olsa ne olur?) iki tanesi 112 dolar + kdv ye satılıyor! Bunun peşine düşen adam SALAK bile değildir. Senin orange drop’a gelirsek onların fiyatı makul tabi fakat gitarı tek başına kendine getirecek özellikleri yok kendini kandırma. Bir defa dielektrik malzemesi polipropilen olan orange drop’ların toleransı %5 gibi, seramik kapasitörlerde %1 gayet mümkün hatta daha bile düşük toleranslar da mümkün. Seramik kapasitörlerin eksikliği olarak gösterilen yüksek voltaj karakteri gitarın pasif devresinde bir anlam taşımıyor, mikrofonik etki ise nadiren olacak bir şey. Örneğin bir alt kalite (BaTiO3) malzemeden bir kapasitörde bu haklı bir endişe olabilir. Mikrofonik etki en çok piezoelektrik davranış gösteren malzemelerde rastlanılan bir olgu ki hangi malzemelerin bunu göstereceğini biliyoruz (sentrosimetrik olmayan kristaller), yani bütün seramiklere özgü birşey değil hatta çok ufak bir gruba ait bir özellik.
Yahu bu kadar yazdım ama aslında zevk konusunda çok uzak değiliz, ben de Gibson reissue lara bayılıyorum, daha bu hafta direkten döndüm belki top hala içeri girer. İnanmazsın Kluson kulakçıklar kötü olmalarını bırak benim için de tercih nedeni, orange kapasitörlere de hastayım ciklet gibi ısırası geliyor adamın, performansları da güzel, ama tercihi kalbimle yaptığım için bu böyle, yoksa akıl başka şey söylüyor ve zaman da akıldan yanadır. Onu da geri çeviremezsin zaten.
 
Son düzenleme:
Hocam ne guzel konu acmissin ya japon bi jackson dinky m var denedigim amerikan gitarlarla arasindaki farki anlamamistim basta acaba kendimi mi kandiriyorum demistim ama verilen yanitlari okuyunca ufkum genisledi hepinizin agzina saglik
 
Arkadaşlar benim tarzım budur. Nickler karışmaz benim stilim belli düşüncelerim de belli. Tek hesabım vardır bu nickle internetin çeşitli bölgelerinde var olmaktayım ve yapayalnız kalmadığım için de benim gibi düşününlerle beraber fikirlerimi yazıyorum. Tek kalsam oturup düşünüp ben de mi sıkıntı derdim de bunu anlamayı bilecek kadar neden sonuç ilişkisi kurabiliyorum. Benim burada sizin alaycı dediğiniz düşüncelerimi yazıp tepki almamın sebebi içerisinde hoşunuza gitmese de oldukça yüksek gerçeklik payları olmasıdır. Beğenmeniz beğenmemeniz derdim değil ama zekanızı yarıştıracaksanız bence yanlış forumda yazıyorsunuz. Benden söylemesi ;)
 
olay şirket politikaları, müşteriye göre ürün farklılaştırması stratejileri...fender blues gitarıdır, amerikan gibson'ın tonu çok iyidir, ow çok vintaj ön yargılarıyla hareket edilmesi de bu politikaların sonucu. ilan tahtaları tarz değişikliği nedeniyle metal gitarı/blues gitarı (nasıl oluyorsa metal gitarı... hepsi solid body + elektrik devre, farkı nedir yıllardır çözemedim ) arayan insanlarla dolu.

örneğin günümüzde elinizdeki japon üretimi bir jackson gitar asla amerikan jackson gitar ile kalite olarak aynı olmayacaktır. ya da japon menşeli esp marka gitarların kalitesi diğerlerinden tabi ki üstün olacaktır. firmalar 90ların başında jackson'ın yaptığı hataya düşerlerse ortaya caparison markası gibi, rhoads pro efsanesi gibi örnekler çıkar.

ben elime amerikan yapımı fender ya da gibson aldığımda hiçbir zaman ooo çok kaliteli gitar demedim mesela . ancak başta caparison olmak üzere, amfisound, ran marka gitar sahibi olmak en azından denemek isterim. bununla birlikte aşağı yukarı aynı kalite üretimden çıkan jp esp ve usa jackson olmak üzere iki gitarı karşılaştırdığımda birbirine üstün farklı yönler görüyorum, ama aşağı kalır bir şey bulamıyorum.

cort esp kadar iyi, japon jackson amerikanından farksız hayalleri kurmak da yersiz. çaldığınız gitar sizi tatmin ediyorsa ne mutlu, gerisi fasa fiso.

Eski Fender'ler ve Gibson'lar tamamen utilitarian/faydacı bir perspektifle otomobilcilerden teknoloji ve malzeme apartılarak ölü eşek fiyatında ve seri üretime uygun olsun diye yapılmış gitarlar. Bunda bir yanlışlık da yok.
ayrıca çok çok doğru bir tespit.

zamanında minimum maliyet, hızlı üretim parolasıyla tasarlanmış fender gitar modellerini de oldukça kalitsiz buluyorum. çak maple üstüne perdeleri, vidala bilmemkaç parça gövdeye, kapa üstünü pickguardla daya plastik kontrolleri, kalitesiz bir boya/cila kombinasyonu fısfısla....2000 dolar. niye çünkü üzerinde fender usa yazıyor, nerede işçilik nerede kalite? gibson da pek aşağı kalmıyor özellikle standard modelleri açısından, studiolara girmiyorum bile gerçi zamanında bir sürü paralardan piyasası döndü buralarda o dandik studio les paullerin bile...vw golf misali...neyse bunlar da şahsi görüşümdü. kalın sağlıcakla.
 
Konu biraz eskimiş ama ben de birşeyler yazayım istedim.

Özellikle Kore gitarlar konusunda benim de çok çekincelerim vardı başlarda ve Amerikan-Japon gitarlarının yerini hiçbirşey tutmuyordu; ki gerçekten de kalite açısından bu gitarlar çok üst seviyelerde idi. Kore gitarlara karşı ön yargının (en azından bende) oluşmasının sebebi Cort gitarlarıydı, zira kaliteleri gerçekten de fiyatlarına göreydi ve stüdyolarda kaç tane Cort gitar heba ettiğimi ben bile hatırlamıyorum. Onlarca kez setup yapardık, yaptırırdık ve her seferinde başa dönerdi gitarlar. Daha sonraları Cort kalitesini oldukça yükseltti ancak fiyatlarda buna paralel olarak arttı maalesef.

Bende ve benim gibi aktif olarak gitar çalan insanlarda import Kore gitarlara karşı olan anlayışı kıran firma bence Ibanez ve Washburn'dür. Özellikle 1999-2000'li yılların başından itibaren bu iki markanın Kore'de imal edilen çok kaliteli gitarları piyasaya çıktı, ve de fiyat açısından avantajlıydılar. Meslea Ibanez'in RG320'si.. Veya Washburn'ün Mercury serisi, daha sonra çkan X ve Idol modelleri, vs.. Daha sonra ESP ve Dean bunları takip etti. LTD ve Dean Kore gitarları maalesef ülkemize çok geç girdi ve bence bu sebeple ülkemizdeki gitaristler aslında var olan fiyat avantajından yararlanamadı, zira satıcılar uyandı :) Ama Ibanez ve Washburn'ü kaçırmayanlar bu fırsatlardan avantajlı olarak faydalandılar, daha sonra gelenler ise biraz fazla para bayılsalar da USA-Japon kalitesinde (veya çok yakınında) gitarlara sahip oldular. Ancak günümüzde durumlar biraz karıştı, bazı durumlarda Kore gitarlar fiyatının iki katına satılır hale geldi. Buna artık aç gözlülük mü dersiniz, yoksa bizzat Koreli arkadaşların gözü açıldı da fiyatları mı çektiler yukarı bilemiyorum. Ancak birşey varki satılık ilanlarında bile artık herkes kalitesi belli olsun diye başlıklara "Kore malı" ibaresi iliştiriyor..

Fazla uzatmayayım Amerikan takıntısı olanlar bence halt ediyorlar :) Bunun sebebi ne olursa olsun (hava atmak, fazla parası olmak, hayran olmak, vs), bu tip gitaristlerin önyargıyı yenip birkaç müzik dükkanı gezmesinde fayda var. Örneğin Schecter'in Kore'de ürettirdiği SLS serisini bence herkesin denemesi lazım. Veya Washburn'ün Kore yapımı herhangi bir WI gitarını. Aynı şekilde Cort'un son dönemde kendi fabrikasında ürettiği modellerini de.

Geçen hafta elime ulaşan Guitar World dergisinin Şubat 2015 sayısında Dimebag Darrell'in gitarları tanıtılıyor. İlginç bir detay dikkatimi çekti sizinle de paylaşayım, belki bazı Amerikancılara deyim yerindeyse "kapak" olur :) Sayfa 48'de Dimebag'in öldürüldüğü 8 Aralık 2004 tarihinde sahnede çaldığı gitar var: Kore yapımı bir Dean ML modeli.
 
Amerikan gitarları göz kamaştırıcı ve berrak sesli gitarlardır. Öyle olmasa sanırım konserlerine koşturduğumuz gruplar, sanatçılar kullanmayı tercih etmezdi diye düşünüyorum. Gözün gördüğünü de eleştiren çıkar gerçi :D
 
Geri
Üst