Erkan Oğur

uygun bizamana konserini bi türlü denk getiremiyorum.. geçen gün yavuz çetinle çaldıkları dünya diye bi parçayı dinledim haberim yoktu.. konser zamanı hakkında bilgi yazılırsa iyi olabilir
 
Perdesiz (elektro) gitar ustadı:
1954 yılında Ankara'da doğdu. Müzikle ilgilenmeye, çocukluğunun geçtiği Elazığ’da başladı. Keman ve bağlama öğrenmeye de o yıllarda yöneldi. Liseyi Ankara’da tamamladıktan sonra özellikle babasının isteği üzerine fizik-kimya öğrenimi görmek için Almanya’ya gitti.

1973 yılında gitar öğrenmeye başlayan Oğur, Doğu müziğindeki sesleri de kullanabilme gereksinimden dolayı birkaç yıl içinde perdesiz gitarı yaparak müziğe kazandırdı. Almanya ve Avrupa’nın öteki ülkelerinde gitarcı olarak çalıştı.

1980 yılında Türkiye’ye dönerek İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarına girdi. 5 yıllık eğitimi tamamlayan Erkan Oğur, askerlik dönüşü sonrasında konservatuarda ud dersleri verdi. Aynı dönemlerde öncelikle Fikret Kızılok ve Bülent Ortaçgil olmak üzere birçok müzisyene perdesiz gitarla eşlik etti. Birçok konser verdi.

1989’da Amerika’ya giderek birçok sanatçıyla ağırlıkla Blues olmak üzere çalışmalar yaptı. Perdesiz gitarın Batı müziğe girmesini sağlayan Oğur’un, perdesiz gitarla yaptığı bir albüm Almanya’da liste başlarına tırmandı.

Müzikteki arayışlarının yanında, çalgılardaki geliştirme çalışmalarını Kemal Eroğlu ile birlikte sürdürmektedir.

Türkiye ve Türkiye dışında birçok konser veren Oğur, Fahir Atakoğlu, Bülent Ortaçgil, İsmail Hakkı Demircioğlu ve Okan Murat Öztürk gibi birçok sanatçıyla çalışmalarını sürdürmektedir
 
Erkan Oğur'u yeni tanıdığım için utanıyorum kendimden. O'nu tanımayamadan geçirdiğim her an bizim için çok çok büyük bir kayıpmış...

Bu sebepten ötürüdür ki O'nu tanıma hikayemi kısaca anlatmak istiyorum sizlere...


"Perdesiz gitarın "O" icat etti, bu adam kırıktır " diye bahsederdi tanıdık birkaç dost ve akrabam... Merak katsayım her artmaya başladı. Buna rağmen bir araştırma süreci yoktu. Aman ALLAH'ım ne yapıyordum ben?

Yine bir gün Balıkesir'de ikamet ederken, bizim civarın bakkalında jazz isimli dergide -bu dergiyi ilk defa orada gördüm ve aldığım tek jazz dergisidir- büyük harflerle Erkan Oğur yazıyordu ve hemen dergiyi aldım.

Dergiyi okumaya başladık. Telvin albümünden bahsediyorlardı. Okudukça okuyordum röportajı, doyamıyordum ki! Canım sıkıldıkça tekrar tekrar dergideki yazıyı okuyordum.

Sonra bir abinin yanına gittim -kendisi internet kafe işletiyor, inşaat mühendisi kendisi!!!-, çok iyi bir insandır, kulakları çınlasın- dergiyi de yanımda götürmüştüm tabi, ve dergide yazan Telvin albümünü hiçbir fikir sahibi olmadan alama gerektiğin söyledim. Önce sana mp3 olarak bir cd ye çekeyim, belki sevmeyebilirsin dedi, teknik hakimiyete dayalı müzik dinlerdim, haklıydı ama ben o albümü orijinal formatta alacağım dedim, acele etme güzelim dedi, hak verdim ve albümü mp3 formatında dinlemeye başladım.

Evet, artık O'nu dinliyordum, bu benim için bir miraç gibiydi, belki de müzikte ulaştığım en üst nokta...

Bir gün yine çarşı merkezinden taksi dolmuşa binecek eve gidecektim. İçimden bir ses bana eve sonra gitmem gerektiğini söylüyordu. Kararımı kesinkes vermiştim. Gülün Kokusu Vardı albümünü edinmeliydim.

O ana kadar kulaktan dolma türküler biliyordum diyebilirim. Daha doğrusu aslında tam manasıyla türkü nedir bilmiyorduk, türkülerden bihaberdik, çok vahim bir durumdaydık vesselam (çok resmi yazdık, farkındayım :roll: )

Gülün Kokusu Vardı albümünü edindim, eve girer girmez taktım cdyi, Pencereden Kar Geliyor, "aman Allah'ım ne kadar güzel bir kadın sesi bu" diyorum, "bu yanık türküyü söyleyen kim acaba?". Ses Erkan Oğur yazıyor kitapçıkta, evet, O'un sesi bu!!! Aman Allah'ım...

Dinlediğim bu "yeni" tınılar karşısında şoke oluyorum ve evdekiler benim türkü dinlememe şaşkınlıklarından olsa gerek hiçbir tepki veremiyorlar!

Bir Ömürlük Misafir'e geliyor sıra, edinmeye kara veriyorum, albümü aldığımda yanımda bulunan birkaç tanıdık daha senin çok işin var diyorlar, geç kalmışsın diyorlar, üzülmüyorum tabi, onlar mp3 dinleye dursunlar bakalım...

Dnilemiş olduğum albümlerin tadı damağıma bile yerleşmemişken, Hiçi ediniyorum. Şaşkınlığım, hayranlığım her geçen gün artıyor. Herşeyden ziyade kendime hayret ediyorum. Herşeye rağmen doğru yolda olduğumu anlamış bir halde kendime gülümsüyorum...

O'nun için yollar yürüyorum, albümler soruyorum, "bak bu adam gitardan ney sesi çıkartıyor" diye anlatıyorum, duygularımı sevdiklerimle paylaşmaya çalışıyorum.

Ve "Büyük cevizin dibi"nde beklemeye devam ediyorum...

Öylece...

Bir "Hiç" gibi...
 
abi metni tam okumamıştım süpermiş ;) açıkhava konserlerinin birinde 1 kez onuştu onda da biliyorum sıkılıyosunuz ama bu bir büyü, kapılmaya çalışın kapılınca bırakamayacaksınız dedi...
 
kesinlikle dinleyin yani bu forumdaki hiçbir şarkıcıya rakçıya bilmemneye benzemez....
erkan abi bambaşka bi dünyada zati ondan bu kadar az mesaj var bu başlıkta....
 
Erkan Oğur'u tanımaya ömür yeter mi bilmiyorum arkadaşlar.

Evimizde, kendi icadımız olan ama ses çıkarmayan oyuncak gitarımızla -perdelerini de söktüm tabi- üstadın gitar sololarını taklit ediyorum. Perdesiz Gitar çalmak istiyorum ben diyorum. Kopuz da çalmalıyım diyorum. Ama nerdeeeee???
 
telvin demiş ki:
Erkan Oğur'u tanımaya ömür yeter mi bilmiyorum arkadaşlar.

Evimizde, kendi icadımız olan ama ses çıkarmayan oyuncak gitarımızla -perdelerini de söktüm tabi- üstadın gitar sololarını taklit ediyorum. Perdesiz Gitar çalmak istiyorum ben diyorum. Kopuz da çalmalıyım diyorum. Ama nerdeeeee???
çalarsın sende ya yeter ki bu kadar iste ;)
 
erkan ogur mükemmel bir insan ve müzisyen.tamam onu kabul ediyorum. fakat bu adamin earl klugh'tan doyle dykes(yanliş olabilir) 'tan ne eksigi var. ben biraz da kizginim. cünkü biraz daha misyoner davranip seslerini tüm dünyaya duyurabilirlerdi. Neyse cocuklarima dinletebilecegim güzel bir seyler kaldi hic degilse..
 
serdar_secme demiş ki:
erkan ogur mükemmel bir insan ve müzisyen.tamam onu kabul ediyorum. fakat bu adamin earl klugh'tan doyle dykes(yanliş olabilir) 'tan ne eksigi var. ben biraz da kizginim. cünkü biraz daha misyoner davranip seslerini tüm dünyaya duyurabilirlerdi. Neyse cocuklarima dinletebilecegim güzel bir seyler kaldi hic degilse..
bence de biraz o konuda bizde sitemkarız ama dedim ya erkan oğur bu hiç bir satanatçıya benzemez benzersiz .... :!:
 
Perdesiz (elektro) gitar ustadı:
1954 yılında Ankara'da doğdu. Müzikle ilgilenmeye, çocukluğunun geçtiği Elazığ’da başladı. Keman ve bağlama öğrenmeye de o yıllarda yöneldi. Liseyi Ankara’da tamamladıktan sonra özellikle babasının isteği üzerine fizik-kimya öğrenimi görmek için Almanya’ya gitti.


...burda bi eksik var almanyadan önce ispanyaya yolu düşer ve çingene bir gitar ustasının yanında kalfalık yapmaya başlar.Birgün yaptığı gitarlardan birine perde çakmamaya karar verir. İşte adıyla bütünleşen perdesiz gitar bu sayede doğar :)...
 
Birkaç sorum olacak arkadaşlar;

Klasik gitar çalmayı bilmeden perdesiz gitar çalınabilinir mi?

Bağlama çalmayı bilmeden kopuz çalınabilinir mi?

Kopuz'u hangi şehirlerde ve nerelerde bulabiliriz? (bulunduğum şehirde yok sanırım arkadaşlar :? )
 
kopuzu nerden bulursun bilmiyorum ama mantık olarak telli bir enstruman çalan kimse diğer telli enstrumanlara geçtiğinde kavraması daha kolay olur hiç bilmeyen birine göre
ama bu sorunun yeri bu başlık değil
 
Geri
Üst