Öncelikle bu kadar geniş konuşmak biraz sıkıntılı ve bu ifadeniz hatalı: 'Bunların lüks olmayanlarını da biz lüks fiyatına tüketiyoruz.' 'Allah Aşkına' Sizin de bir tüketici olarak durup bunu düşünebilmeniz lazım. Kimse Avrupa'da orta sınıf aile arabalarını lüks diye kullanmıyor. Yine her araba alan Porsche'ye özenmiyor buna karşılık Avrupa'da orta sınıf insanın Porsche alacak parası var, seçme şansları var. Biz burada Porsche parasını ortalama aile arabası için gözden çıkarıyoruz. O yüzden bu kadar genelleyemeyiz. Zaten alım gücümüz çok düşük.
Ha siz Avrupalı'nın gerçek anlamda sadece 2 iş günü boyunca çalışarak aldığı bir squier gitar için ben burada 1 ay çalışarak bunu almayı ancak hak ediyorum diye düşünüyorsanız orasını bilemem. Ben şahsen kendimi bir Avrupalı'dan aşağı görmüyorum.
Bunun baş sebebi tüketime özendiren(harcayın!) ve tüketim üzerinden vergi geliri sağlamayı hedefleyen ekonomi politikalarının kendisidir. Yani 'Merak etmeyin ithalat yasak değil, yeter ki vergi verin.' diyorlar. Bu da asla ülkedeki üç beş üreticinin durumunu rahatlatmaz. Kısa vadede devletin cebine daha çok TL giriyor o kadar. Uzun vadede ise milli servetimiz kayboluyor.
Üretim ve ihracat dediniz mi çok uzun vadeli ve verimli düşünmek gerekir. al-sat gibi basit ve kısa vadeli düşünemezsiniz. O güven ortamını(altyapı) sağlayamıyorlar.
Birincisi: Üretmediğimiz bir şeyi tüketmemiz mümkün değil. Yani ithal etmeye mecburuz. İkincisi: Doların yükselmesinden çok TL'nin düşmesi söz konusu. Zira Türk Lirası bütün para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Bu da tam olarak ekonomi politikalarının çöktüğü noktadır. Bizim daha fazla tüketebilmek için alım gücümüzün artması gerekirken hem bu konuda geriliyoruz hem de vergi yükü her geçen gün artıyor. Bu da bırakın üretmeyi, tüketimi dahi zorlaştırıyor. TL değersiz olunca hammadde ithal eden adam ne yapsın?
Bugün 500 dolara satılan gitar 5 yıl önce de dolar cinsinden bu fiyatlara satılırken TL cinsinden baktığınızda büyük bir fark söz konusu. Bu açıdan orta sınıf erirken bir kısım üst sınıf zenginleşiyor ve orta sınıftakiler daha ziyade alt sınıfa kayıyor. Çin gibi Hindistan gibi bir ekonomiye dönüşme yolundayız.
Özetle: Ekonomi politikalarının sorunlu olduğunu görmek için gören iki göz yeterlidir. Üretici ham madde ve işçilik maliyetleri bakımından yatırım yapabilecek ortama sahip değildir. Tüketicinin de alım gücü her geçen gün düşmektedir. Bu anlamda büyüyen uçurumla refah seviyesi olarak ülkece dünyaya karşı geriliyoruz.
Vergiyle ve doların yükselmesiyle kimse tüketimden vazgeçmez, aksine ekonomi daha da dibe çöker. Çin'de bir takım insanların organlarını satıp Iphone aldıkları haberlerini okumuyor musunuz?
buyrun:
Çinli genç, iPhone ve iPad alabilmek için böbreğini sattı
Vergi şöyle bir şey: Devlet bu ülkede olup biten ekonomik hareketliliği, insan hayatını, sağlığını, eğitimini, bunların alt yapısını... vs. sağlamak için bizlerden bir 'katkı' talep ediyor. Zira devletin vatandaşlara ve bu ülkede faaliyet göstermek isteyen yabancı kişi ve kurumlara karşı bazı taahhüt ve sorumlulukları var. Bu hizmetlere karşılık talep ettiği miktar bugün oldukça fazla ve bu miktarla ortaya koyduğu performans içler acısı. (Buna zayıf derken ben de tüketici olarak kendi cebimi düşünüyorum herhalde. Bana ihale yağdırsalar ben de ekonomi muhteşem derdim.)
Anlamamız gereken: Japon arabaları Fordist üretimin krizine yol açtığından beri büyük ve sağlam ekonomilere sahip devletler tüketici odaklı düşünüyorlar, düşünmek zorundalar. Aksi halde ekonomi işlemez. Tüketici olmadan üretim de olamaz, maaş vermeden vergi de toplanamaz...
Bütün bunları bırakıp ana konuya dönersek bu arkadaş ve niceleri bavul ticareti yapıyorlar ve yapacaklardır. Zira bugün en temel hak ve hürriyetlerimize kadar kısıtlanmış durumdayız.
Almanya'da, Fransa'da, Amerika'da 500 dolar/euro verip 10 yaşında da olsa yürüyen bir BMW, Renault, Chevrolet araba alıyor insanlar. 500 dolara muhteşem gitarlar var. Bizim 500 liramız bırakın herhangi bir arabayı, çin malı gitara yetmiyor : ) Dahası bu 500 lira için biz yaklaşık iki hafta çalışıyoruz. Diğer memleketlerde 500TL kazanmak için 14 saat çalışmak yeterli : ) Bu traji-komik ekonomik ortamda bavul ticaretinin ne kadar doğru olduğunu tartışıyoruz... Anlaşılan hükümetin en üzerindekinden, en alt seviyede yaşayan vatandaşa kadar Türkiye'de biz ekonomiden hiç anlamıyoruz. Hep bu vekiller mi cebini düşünecek bırakın biraz da biz düşünelim.