Atalay,
Oncelikle pesinen itiraf etmem gerekir ki ben pek Malmsteen sevmem. Ilk albumunu nasil kalbim carparak ve nefesimi tutarak dinledigimi halen hatirliyorum. Ama keske o albumle kalsaydi, cunku sonraki albumleri hep ayni seyin tekrari gibi geldi bana.
Senin melodik zenginligin bence Malmsteen'den daha derin, cunku onun Barok'tan turettigi diminished ve melodik minor'e sen onun haberdar bile olmadigi lezzetler katabiliyorsun, bunlar Turk muzigi ile yakinligindan kaynaklaniyor.
Fakat araya serpistirdigin bu incileri bence biraz daha parlatip ortaya cikarman lazim.
Bana demode diyebilirsin ama ben her zaman "akilda kalici melodi - carpici solo - akilda kalici melodinin tekrari" formulunden yanayim. Bu uc bolumu de birbirinden parcanin butunlugunu bozmadan mumkun oldugunca ayirmak gerekir, dinleyiciye parmagim gozune "bak simdi baska bir bolume geciyoruz, hadi hooop!" diyerek. Benim duzenleme anlayisim bunu gerektiriyor. Bu butunlugu gormedigim zaman biraz istikameti belirsiz buluyorum dinledigim parcalarda.
Calis teknigin her turlu saygiyi hakediyor ama bence miksaj, calisindaki artikulasyonu bogmus, ozellikle iki gitarin interval caldigi yerlerde notalarin attack'leri yeterince belirgin degil. Belli bir sound'u "emulate" etmeye calistiginin fakrindayim ama reverb miktarini biraz azaltmak, en azindan pre-delay miktarini artirmak netlik acisindan buyuk gelisme saglar.
Bass benim sistemde yetersiz gelmedi, ama ben olsam yine de biraz daha ileri iteklerdim, bunu yapmak gitari geri plana cekmez cunku her ikisinin etki alanlari farkli.
Davul konusunda yukaridaki yazismalar uzerine birsey yazmiyorum.
Bu parca bana albumun ne kadar heyecan verici olabilecegi konusunda bir fikir verdi, e simdilik bu da yeter. Sabirsizlikla bekliyorum, kolay gelsin 😀
Oncelikle pesinen itiraf etmem gerekir ki ben pek Malmsteen sevmem. Ilk albumunu nasil kalbim carparak ve nefesimi tutarak dinledigimi halen hatirliyorum. Ama keske o albumle kalsaydi, cunku sonraki albumleri hep ayni seyin tekrari gibi geldi bana.
Senin melodik zenginligin bence Malmsteen'den daha derin, cunku onun Barok'tan turettigi diminished ve melodik minor'e sen onun haberdar bile olmadigi lezzetler katabiliyorsun, bunlar Turk muzigi ile yakinligindan kaynaklaniyor.
Fakat araya serpistirdigin bu incileri bence biraz daha parlatip ortaya cikarman lazim.
Bana demode diyebilirsin ama ben her zaman "akilda kalici melodi - carpici solo - akilda kalici melodinin tekrari" formulunden yanayim. Bu uc bolumu de birbirinden parcanin butunlugunu bozmadan mumkun oldugunca ayirmak gerekir, dinleyiciye parmagim gozune "bak simdi baska bir bolume geciyoruz, hadi hooop!" diyerek. Benim duzenleme anlayisim bunu gerektiriyor. Bu butunlugu gormedigim zaman biraz istikameti belirsiz buluyorum dinledigim parcalarda.
Calis teknigin her turlu saygiyi hakediyor ama bence miksaj, calisindaki artikulasyonu bogmus, ozellikle iki gitarin interval caldigi yerlerde notalarin attack'leri yeterince belirgin degil. Belli bir sound'u "emulate" etmeye calistiginin fakrindayim ama reverb miktarini biraz azaltmak, en azindan pre-delay miktarini artirmak netlik acisindan buyuk gelisme saglar.
Bass benim sistemde yetersiz gelmedi, ama ben olsam yine de biraz daha ileri iteklerdim, bunu yapmak gitari geri plana cekmez cunku her ikisinin etki alanlari farkli.
Davul konusunda yukaridaki yazismalar uzerine birsey yazmiyorum.
Bu parca bana albumun ne kadar heyecan verici olabilecegi konusunda bir fikir verdi, e simdilik bu da yeter. Sabirsizlikla bekliyorum, kolay gelsin 😀