Balans ve Manevra

Ben yazmıştım başlığı açtığım yazıda kara film umuyoruz diye 🙂 Hakkaten de öyleymiş zaten.En azından benim anlayışımla öyle.Gerçi Bülent Polat'ın çevresinde komedi öğeleri de çok katılmak istenmiş.Neyse herkes filmi istediği nitelikte,tarzda görmekte özgür.
 
Sorunlu,yaşam yorgunu karakterler,yer yer karanlıkta belirsiz yaşananlar,alkolizm,şiddet,ölüm...Benim kara film anlayışıma uyuyor.Herkes özgür diyerek de sen öyle görmeyebilirsin,ben öyle görebilirim anlamında söyledim.

Atilla Dorsay,Alin Taşcıyan gibi eleştirmenlerin filmle ilgili eleştiri yazılarını okudum.Dediklerine de katılıyorum.Aslında benim filmle ilgili eleştirimde söylediklerime yakın şeyler söylemişler.Film bazı yönlerden başarısız olduğu kadar içten ve yenilik getirici de.Atilla Dorsay film için 2 notu vermiş,bazı eksikliklerden bahsetmiş ama aynı zamanda belki de sinemamızda ki ilk "egzistanyalist" yani varoluşçu film olduğunu belirtmiş.Bu film herkesin anladığı kadar,belki az kişi anlayacak ama anlayanlar gerçekten sevecek diye de bitirmiş.

Son olarak şunu söylemek istiyorum.Bende filmi bazı yönlerden başarısız buldum.Bahsettim de zaten filmi izledikten sonra ki ilk yazımda bunlardan.Ama filmi sevdim özellikle de anlayışını.Ama film kusursuzluktan çok çok uzak.
 
Filmden çıkan çoğu kişinin yüzlerinde bir sırıtma,bu ne biçim film la diye yorumlarıyla karşılaştığımız,içine girilip anlamlandırılırsa çok güzel bir film.

-Kamyoncu Ali,aslında kamyonu bile olmayan,şizofreni hastalığı ve saflığı nedeniyle olmayan şeyleri gerçekte yaşadığına kendini inandıran,çevresindeki insanların çoğunun kendisini pekte ciddiye almayıp zavallı olarak gördükleri bir karakter.
-Remzi,hayatta epey var olduklarını bildiğimiz,insanların zayıflıklarından faydalanan,onlarla alay eden,hayatta yaptıkları kötülükler cezalandırılamamış insanları simgeleyen bir karakter.
-Nihat eşi öldükten sonra hala hayata tutunabilmek için kardeşinin yanına dönmeyi tercih eden,yaşı epey ilerlemiş,hayat bezgini bir adam.
-Zagor,eğlence ve turist kız düşkünü,hayalperest,kendi sınırları içinde güzel bir hayat yaşamaya çalışan fakat asıldığı kızlardan bir türlü beklediği ilgiyi göremeyen eğlenceli bir karakter.
-Ruhi aile problemlerinden kurtulmak amacı ile evinden uzaklaşma yoluna giden,kendi halinde,kendine güveni olmayan,platonik aşk yaşayan bir genç.
-Ümit Kaptan,hayatı iki kelimeyle yaşanabilecek kadar basit bir hale getirdiğine inanan,balans ve manevralarıyla her şeyin üstünden geldiğini düşünen fakat en yakınlarını ruhen kaybetmiş bir gemici.
-Zeynep,kocasını çok seven ama etraftakilere gerçekte var olan iyi özellikleri yerine sadece penisini gösterdiğini düşündüğü için kocasına sevgi içinde bir tür affedici nefret besleyen güzel bir karakter.
-Timur,kendini alkole ve güzel kadınlara vermiş,aslında eşini ve de babasını umursayan ama bunu kendince bulduğu bahanelerle yıprattığı eşine karşı filmin sonlarındaki ayakkabı yapıştırma sahnesine kadar,babasına karşı ise,duyduğu kırgınlık sebebiyle hiç bir zaman yansıtabilemeyen,nedenini bilmediğimiz bir nedenden dolayı mafyavari adamlar tarafından aranan bir adam.

Tüm bu karakterlerin oluşturduğu atmosfer.Etraftaki yıkılıp dökülen şeylerden eşinin zorla elde edildiğini anlayan,bunu bile başka bir bahaneyle saklayarak eşini öldüresiye dövmeye yeltenen bir adam.O kız bana hasta nidalarıyla hem aşkının hem de çevresindeki bir çok insanın sonunu getiren bir hasta.Ayakkabı yapıştırmak gibi küçük bir hareketin,önemli bir sevgi sunumu olduğunu hissettiren bir film.Balans ve manevra.Film hakkında basit ve üzücü bir yorum:Bu ne biçim film la.
 
bol bol güldük hayat bezgini Nihat'la, Türk genç ve abaza erkek figürü Ruhi'ye.. hele o Ruhi'nin eller yanda dansı ve Nihat'ın çökmüş bakışları yok mu!.. teoman'dan başka komedi filmleri bekliyoruz; zira müptelası olduk 🙂
Not: Bu film komedi filmi değilse; ölesiye kötü demektir!
 
...

Kendini şarkıyla uğraşmak yerine,film çevirerek tatmin etmeye ve ifade etmeye kalkan Teoman acaba kendince amacına ulaştımı merak ediyorum;Ama Şehzu olmasaydı,o film benim günlük hayatımdan daha sıkıcı olurdu...
Gayrı komedimiydi,drammıydı,entrika,aşk,psikolojik,atbiyografik,geyikboynuzik herne haltsa,neydi o film?...
Anlayan varsa anlatsın,ama bir kelimeyle,kendimi salak gibi hissediyorum...
 
Bence bir mesaj üstündeki arkadaş çok güzel bir şekilde anlatmış filmden ne anladığını..Hiç bir film insanları eğlendirmek,onlara güzel zaman geçirtmek zorundalığına sahip değil..Sanki insanlar muhteşem bir hayat yaşıyorlar,paralarını muhteşem bir şekilde kullanıyorlar ya,şu film için iki saatimi yedi,bilmem kaç milyonumu yedi diye ağlıyorlar ya,devam etsinler,bu samimiyetlerine!..
 
Sinan Çetin saçmalamış.Ama en azından filmin tanıtım aşamasında değil de yapım aşamasında ticari öğeler taşımayan filmlerden biri.
 
Sinan Çetin'e burdan çok güzel mesajlar iletmek isterdim ama Forum Kuralları'na uymak durumunda olduğumdan terbiyemi bozmamayı tercih ediyorum.

Türkiye'de sinema, televizyon ve reklam sektörü bu kadar seviyesizleştiyse bunun 1 numaralı nedeni Sinan Çetin ve onu destekleyen örümcek beyinli insanlardır. Hollywood özentisi bu insanlar yüzünden birbirinden kalitesiz filmlere milyonlarca dolar para harcanmaktadır.

Sonuç olarak böyle bir insanın yapacağı işten hiç bir hayır gelmez. Söylediği hiç bir lafı da ciddiye almıyorum. Hatta o beğendiyse eminim ki berbattır.
 
ya giden arkadaşlarımın hepsi o ne biçim filmdi. film bitince "ona ne oldu o naptı ee o kimdi falan" diyorlarmış.. ben daha gitmedim yorumları okudum da gitceğimi sanmıyorum..
 
Yahu neden bu kadar muhteşem bir flm anlaşılmayacak kadar zordur ve beğenilmez?Bence ilk flmne göre gayet başarılı bir performans sergilemiş teo...Devamını beklerim,bu flmede bir dahada gderm.. Teonun da dediği gibi====>''alan memnun,satan memnun kime ne?''
 
s_hifty demiş ki:
valla birtek carolgerber senin beğenmemene üzüldüm o kadarda savunmuştun sağlık olsun

Ben filmi beyendim,kendimce de çok zevk aldım.Satır aralarını seyircilere bırakan güzel ve başarılı bir film.Ama kusurları yok değil.Filmi beyenmediğimi hangi mesajımdan çıkardın anlamadım ama heralde yanlış yorumlamış olmalısın.Bu arada ben filmden ne anladığını güzel anlatmış derken,Razumukin in mesajından bahsediyordum,sanırım soloistin mesajına göre bir değil iki mesaj üstündeki diye belirtmem gerekiyordu.
 
iCe demiş ki:
Türkiye'de sinema, televizyon ve reklam sektörü bu kadar seviyesizleştiyse bunun 1 numaralı nedeni Sinan Çetin ve onu destekleyen örümcek beyinli insanlardır. Hollywood özentisi bu insanlar yüzünden birbirinden kalitesiz filmlere milyonlarca dolar para harcanmaktadır.

Sence Komser Şekspir, Propaganda seviyesiz filmler miydi? Hatta Avrupa yakası seviyesiz bir yapım mı? Bence Sinan Çetin çok muhteşem bir sanatçı...
 
Komser Şekspir, Propaganda seviyesiz filmlerdi. Avrupa Yakası da seviyesiz bir dizi. Seviyeden ne anlıyorsun bilemem. Basit, sıradan, içerikten yoksun anlamında seviyesiz diyorum ben. Ve tüm bu saydıkların da benim gözümde o kapsama giriyor. Sinan Çetin seviyeli bir yapıma para yatırmaz zaten, sadece kendisine kazandıracağı paraya göre seçer yapımları.
 
carolgerber yanlış anlamışım boşver
ice propaganda ve komser şekspri için aynı şeyi söylüyemem ama avrupa yakası tv tarihinin en seviyesiz dizisi bence
cigo1912 ilk filmi için yeterli demişsin ama bir cümle öncesinde bu kadar muhteşem demişsin anlamıyorum ben
 
İlginç yaa hayretle karşılıyorum seni... Yani üç açıklama bulabiliyorum. Birincisi illa eleştirerek kendini farklı göstermek. İkincisi Ben herkesin izlediğini izlemem ben farklıyım tipleri. Üçüncüsü ise çekememek. Bunlardan biri olmalı sanırım. Başka bir açıklama getiremiyorum yorumlarına. Her film illa hayatın ta kendisi olmak zorunda değildir. Tutup da illa sanat filmi izleyecem diye de kasma her türden izle derim ben.

Ice içindi...
 

Geri
Üst