Barda

bıseylerı göz önune seren aslında hepımızın farkında olduğu gerceklerı bıraz da olsa acığa vuran ızlendıkten sonra verdiğıinız paraya acımayacağınız bı türk yapımı
 
filmi henüz izlemedim ancak olayı bizzat yaşayan kişinin gazetede röpörtajını okudum. okurken tüylerim diken diken oldu. son derece trajik bir hikaye. filmi izlemek isterim,tanıtımıda hoşuma gitti ama bu insanlık dışı vahşete dayanabilirim umarım.
 
Yönetici Uyarısı: Mesaj içeriği anlaşılmayı güçleştirecek ölçüde yazım ve anlatım hatalarına sahip olduğundan yönetim tarafından silinmiştir. Kasıtlı olarak Türkçe'yi yanlış kullanmaya devam etmeniz durumunda siteden atılacaksınız. Lütfen Forum Kurallarını okuyunuz.
 
JosephPetrozza demiş ki:
duyduğum kadarıyla filmde kan efekti falan yokmuş, kanlı sahneler falan gerçekmiş, yanlış mı duymuşum ?

bi bilgim yok ama öyle olacağını sanmıyorum :roll: film kesinlikle izlenmeye değer bir film. keşke bende izlediğim zaman salonda 2 kişi kalsaydık. tıklım tıklımdı salon :?
 
panik_431 demiş ki:
Vallahi kimsenin başına gerçek hayat'da böyle birşey bidaha gelmez inşallah.
senaryo gerçekten esinlenerek yazılmış, benzer ama evde geçen bir olaydan, beni de en çok bu durum etkiledi, benzeri durumları insanların yaşadığını düşünerek izlemek :?

ama BARDA güzel bir filmdi 😉
 
Küfür ve şiddet tabiki de ön planda olacak.Sokağa çıktığımızda görmüyor muyuz böyle barzo tipleri.Sokak ortasında bile küfürlü konuşan tiplere rastlıyoruz ki artık bu çok normal bir şey oldu ülkemizde.Gazetelerde televizyonlarda bu nasıl bir caniliktir dediğimiz türden haberler görmüyor muyuz sanki?
Bence son derece gerçekçi bir film.Serdar Akar'ı kutluyorum şiddeti izleyiciye sunmaktan kaçınmamış.Çoğu kişinin gidip izlemesi gereken bir film diye düşünüyorum.
 
bu tip filmleri bir türlü sevemedim.

beklentim yok...

bu tür denemeler önceden de yapılmıştı. Türkiyede bi ilk vs. şeklinde yutturulmasın da.
mesela kısık ateşte 15 dk ve berbat Banyo filmi.

benim karnım tok.

aç olanlar izlesin tabii.

sağolsun Serdar akar bizi yanıltmadı film gişede olsun sinemasevirin gözünde olsun fena halde patladı. 30-35 bin arası sürünüyomuş..

çekimler çok amöterce, ordaki işkence sahnelerini alıp youtube a koysak orda bile "ulan olur mu böyle amatörlük" derler.. ilk filmi değil ki akarın, olur böyle teknik yanlışlar diyelim.

senaryoda iki keskin uçlu taraf bunlar birbirinden net hatlarla ayrılmış başkalaşıkırılmış düşmanlaştırılmış, ee bu ne şimdi zaten bu siyah-beyaz meselesi her an gözümüzün önünde cereyan etmekte, peki sen yeni bi şey koyabiliyo musun bu trajediye yoo koyamıyosun, ayrıyetten de siyah mı iyidir beyaz mı haklıdır meselesinde de dengeyi sağlayamıyosun birader..

Türk sinema izleyicisi de yönetmeni de senaristi de ve hatta ışıkçısı da bilmem neyi de Mekan filmine hazır değildir, bunu da yazalım, dava iyi anlaşılsın.


not: "Gemide" filmi harbiden baba filmdir.
 
ForzaRock demiş ki:
bu tip filmleri bir türlü sevemedim.

beklentim yok...

bu tür denemeler önceden de yapılmıştı. Türkiyede bi ilk vs. şeklinde yutturulmasın da.
mesela kısık ateşte 15 dk ve berbat Banyo filmi.

benim karnım tok.

aç olanlar izlesin tabii.

sağolsun Serdar akar bizi yanıltmadı film gişede olsun sinemasevirin gözünde olsun fena halde patladı. 30-35 bin arası sürünüyomuş..

çekimler çok amöterce, ordaki işkence sahnelerini alıp youtube a koysak orda bile "ulan olur mu böyle amatörlük" derler.. ilk filmi değil ki akarın, olur böyle teknik yanlışlar diyelim.

senaryoda iki keskin uçlu taraf bunlar birbirinden net hatlarla ayrılmış başkalaşıkırılmış düşmanlaştırılmış, ee bu ne şimdi zaten bu siyah-beyaz meselesi her an gözümüzün önünde cereyan etmekte, peki sen yeni bi şey koyabiliyo musun bu trajediye yoo koyamıyosun, ayrıyetten de siyah mı iyidir beyaz mı haklıdır meselesinde de dengeyi sağlayamıyosun birader..

Türk sinema izleyicisi de yönetmeni de senaristi de ve hatta ışıkçısı da bilmem neyi de Mekan filmine hazır değildir, bunu da yazalım, dava iyi anlaşılsın.


not: "Gemide" filmi harbiden baba filmdir.


Şimdi bu filmi tutupta banyoyla falan kıyaslamak yersiz olur. bikere hiçbişeyini beğenmezseniz bile filmdeki oyunculuk olağanüstü. Ayrıca şunu sormak istiyorum işkence sahnelerindeki amatörlüğü açarmısın. Hortumla vurmak yerine elektrik falan mı verseydi barda. Bütün bunlar amatörce olsa bile ki değil ,film anlatmaya çalıştığı konuyu gayet güzel işliyor.
 
Barda'ya fazla bir beklentim olmadan gittim ama karşımda çok etkileyici ve anlamlı bir film buldum diyebilirim.

Oyunculuktan başlayayım.. Filmin yıldızı kesinlikle Nejat İşler, sanırım bu konuda herkes hem fikirdir. Bu adam bugüne kadar oynadığı rollere o kadar yakışıyordu, insanı o kadar etkiliyordu ki kötü karakteri oynadığı Barda da bile insana böyle bir meze tabağı içinde sunuyor kendisini sanki. Saldırganlardan bahsetmişken Serdar Orçin'e de değinmeden edemeyeceğim. Gözlerinen kin, nefret, şiddet öyle bir çıkıyordu ki "Acaba sette bu gençlerden 2-3 tanesini dövmüş müdür lan bu herif" diyebilirsiniz yanımdaki arkadaşım gibi. Gençlere gelince; birçoğunun tiyatrocu olması zaten çok göze batmamalarını sağlıyor. Ama tabi diğer oyuncularla da kıyaslanmalarını bekleyemeyiz sanırım.

Gelelim asıl meseleye...

Mutlaka birkaç kişi hatırlıyordur 1997 senesinde gazetelerde manşete taşınan ve hatta saldırganların gerçek fotoğraflarıyla LeMan'a kapak olmasını sağlayan o malum olayı. Hani şu ana haber bültenlerinde Gülben Ergen'lerden, Hülya Avşar'lardan daha sonra verilen "Bir Türkiye Gerçeği" başlıklı haberlere konu olacak olayı. Önceki sayfada bir link verilmiş zaten, meraklısına...

Gerçek mağdurlardan herhangi bir izin alınmadan yapılmış olması belki bir hata ama yine de bu tarz ibret öykülerinden esin alınarak yapılan filmlerin sayısının artması şart. Sadece insanlar izlemeyecek ama bunları. Bu ülkenin güvenliğinden ve adaletinden sorumlu insanlar izleyecek! Bunları yapan adama sadece 12 yıl ceza veren hakim izleyecek! Kararı bozmayı düşünmeyen ve onaylamakta sakınca görmeyen Yargıtay mensupları izleyecek! Oy koparmak uğruna binbir türlü yalan söyleyerek 12 yıllık cezanın 4 yıla inmesini ve bu adamların tez zamanda salıverilmelerini sağlayan o Rahşan izleyecek!
Sonra da alayı oturup insanlıklarından utanacak!
Olacak bunlar olacak...

İşte tüm bu yaşanan vahşetin içeriğini ve detayını bilerek filme gitmek eminim ki izleyiciyi daha fazla etkileyecektir. O tecavüz, dayak ve jilet sahnelerini izlerken Hannibal izlermiş izleyeceğinizi sanmıyorum biraz olsun duyarlılığınız varsa. Tüm bu işkenceyi çekenler çoğumuzla aynı yaşta ve çoğumuzun gittiğine benzer barlarda takılıyorlar. Hatta etkilenme açısından olayın gerçekleştiği mekanın evimin sadece iki sokak ötesinde yaşanması daha da düşündürdü beni.
Şiddet, kan, dalak, böbrek sahneleri sizleri ne derece etkiler bilemiyorum. Açıkçası ben pek etkilenmem genelde ama film arasından hemen önceki o jilet sahnesi yok mu.. Orada bileklerimden kanın nasıl çekildiğini hissedebildim resmen.

Küfür konusunda denilenlerin çoğuna katılıyorum. Fazlaca var ama şöyle bir düşününce bu saldırganların gerçek hayatta da filmdeki ağzı "aynen" yansıttığını bilince çok da garip kaçmıyor.

Filmin beğenmediğim tek yanı sürekli "gerçeklik" ile iç içe sürdürülmeye çalışılan bu filmin sonunda suçluların içeride öldürülmesi. Böyle bir son ile bitirmenin ve suçluların cezasını çektiğini göstermenin tek amacı seyirciyi rahatlatmak; başka bir açıklaması olamaz sanırım. Oraya "12 yıl yediler ama genel af ile 4 yılda çıktılar. Şu an hepsi aramızda" yazsalar daha uygundu.

Gidilesi, izlenesi bir film. Tavsiye ederim.
 
Filmin beğenmediğim tek yanı sürekli "gerçeklik" ile iç içe sürdürülmeye çalışılan bu filmin sonunda suçluların içeride öldürülmesi. Böyle bir son ile bitirmenin ve suçluların cezasını çektiğini göstermenin tek amacı seyirciyi rahatlatmak; başka bir açıklaması olamaz sanırım. Oraya "12 yıl yediler ama genel af ile 4 yılda çıktılar. Şu an hepsi aramızda" yazsalar daha uygundu.


benimde film hakkında tek sorunum bu oldu. sırf izleyenin rahatlaması için yapılmış birşey. eminimki filme gidenlerin çoğu şimdi bile gerçek olaydan alıntı yapıldığını bilmiyordur.

bide müzikleri var. üçnoktabir'in şarkısı çok hoşuma gidiyor. bu aralar çok dinlemeye başladım :roll:

saygılar
 
filmi dün izleme şansını yakaladım ve gerçek bir olaydan esinlenildiğinide biliyordum bunu bile bile o işkence sahnelerini izlemek gerçekten çok kötü çünkü bunların gerçekte birilerinin başına geldiğini biliyosun içler acıtan bir durum bu arada nejat işleri nedense ben bu role konduramadım güzel bir oyunculuk çıkarmış olabilir ama bir eksiklik hissettim yani ses tonundanmıdır yada vücut yapısındanmıdır bilemicem ama bir kıro gibi ( o adamlara takıcak isim bulamıyoum)değildi ama herkesin izlemesi gereken bir film bence buarada bir not harry poterın makyajcısı bu filmde görev almış ve hakikkatten gerçek gibiydi makyajlar bide müzikler filmle çok örtüşmüş tam oturmuş yani filme dedilerki şarkısı özelliklede
 
ya yorum yazdık sildiler...neyse senaryo çok iyiydi gerçek olaydaki o insanların duygusunu oyuncular çok iyi bir şekilde yansıtmış...
 
Ya bu bu türk sineması gittikçe süperleşiyo gerçekten..Artık Hollywood filmleri eskisi gibi rağbet görmüyo.Dün gitti filme gerçekten mükemmel bi senaryosu var Nejat İşler'in o karakteri böylesine mükemmel sergileyeceğini düşünmemiştim.İnanılmazdı gerçekten.Tam piskopat adam ya.Egsozcu Selim..Kesinlikle izleyin derim kaçmaz bu film..😉 Şu aralar en favori filmlerimden 2.kez izlemeyi düşünüyorum..
 
DU_HAST demiş ki:
ForzaRock demiş ki:
bu tip filmleri bir türlü sevemedim.

beklentim yok...

bu tür denemeler önceden de yapılmıştı. Türkiyede bi ilk vs. şeklinde yutturulmasın da.
mesela kısık ateşte 15 dk ve berbat Banyo filmi.

benim karnım tok.

aç olanlar izlesin tabii.

sağolsun Serdar akar bizi yanıltmadı film gişede olsun sinemasevirin gözünde olsun fena halde patladı. 30-35 bin arası sürünüyomuş..

çekimler çok amöterce, ordaki işkence sahnelerini alıp youtube a koysak orda bile "ulan olur mu böyle amatörlük" derler.. ilk filmi değil ki akarın, olur böyle teknik yanlışlar diyelim.

blah blah blah


Şimdi bu filmi tutupta banyoyla falan kıyaslamak yersiz olur. bikere hiçbişeyini beğenmezseniz bile filmdeki oyunculuk olağanüstü. Ayrıca şunu sormak istiyorum işkence sahnelerindeki amatörlüğü açarmısın. Hortumla vurmak yerine elektrik falan mı verseydi barda. Bütün bunlar amatörce olsa bile ki değil ,film anlatmaya çalıştığı konuyu gayet güzel işliyor.

Du Hast'a (Hast Mich) aynen katılıyorum, zaten adamakıllı film çeviren yönetmenlerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor, (Zeki Demirkubuz, Nuri Bilge Ceylan, Derviş Zain ve Serdar Akar gibi) hal böyleyken, Türkiye gerçekleri de ortadayken; Sinan Çetin, Mustafa Altıoklar ve benzerlerinin çevirdiği ve üstüne para verseler gitmeyeceğim Banyo, Maskeli Beşler, Çılgın Dersane, Emret Komutanım gibi filmlerin gişede milyonları devirmesi onların filmlerini değerli mi yapıyor şimdi bu bakış açısıyla? Peki o zaman 20'nin üstünde ödül alan Tabutta Röveşata filmi, Cannes'da büyük ödül alan Uzak filmi de mi gişede sinemasevirin gözünde fena halde patladı diye değersiz :?:
 
filmin soundtracki gerçekten harika olmuş,3nokta1 harika bi şarkı yapmış ama aynı şeyi film için söylemiyorum..biraz havada kalmış bir film gibi geldi bana,işkence sahneleri gerçekçi insanın tüylerini diken diken edio ama bütünde bi kopukluk var yinede içimizdeki vahşetin böylesine yansıtılabilmesi alkışı hakediyor
 
filme gitmedim, gidicem yakın bi zamanda kısmetse...
"filmde kan efekti yoktur, herşey gerçektir" diye bişey duymuştum ve bunun doğruluğunu merak ediyom ya, bu kadar piskopat bi film olamaz herhalde 🙂 ben pek inanmadım da, bu konu hakkında bi bilgisi olan var mı ?
 

Geri
Üst