Başarılı Müzisyen olmak konusunda

Din konusuna gelirsek de şu Arapların icat ettiği masallar gibi değil bu dünya.
1500-2000 yıl önce insanlar hayatı sorgulayacak pozisyonda olmadıkları için kandırıp biyerlere çekmek çok kolaydı, bikaç sahtekâr da bunu farkedip yazdı çizdi ve dünyaya yayıldı.
Yok masal değil.
Malesef Türkiye'ye din karşıtlığını entelektüellik olarak empoze ettiler, tıpkı entelektüel olmak için alkolik olmak gerekiğini yaymaları gibi.

Bugün "Batı" Afrikada ırk savaşları yaptırıyor.
Nasıl ? Herkes zenci ? Efendim bir grup zencinin burnu kemerliymiş, diğerlerinin kemersizmiş. Eeee ?
Yüzbinler bir birlerini palalarla doğradı.
 
Peki neden bana yazdıktan sonra benden bi cevap gelmeden kalkıp tanımadığın bi sosyopatın biri ile karşılıklı güya dalga geçmelere başladın ?.

Sözüm ona gülüp eğlendiğin o diğer üyenin nasıl biri olduğunu anlayacak yaş ve deneyimin yok henüz.
O üyenin profil fotoğrafı kendisinin nasıl fesat bi kalbi olduğu bi tamam betimliyor zaten.

Tanımadığın biri ile ters düşüp bi laf söylüyorsan, o kişiden bi cevap gelmeden kalkıp başkalarının verdiği gaz ile hareket edersen bu hayatta çok kaybedersin.
Sana da kızmıyorum aslında çünkü insanların kalbinin nasıl fitne fesatlık ile dolu olduğunu, 25-30 ve üzeri yaşlara geldiğinde yedirecek paran yoksa kimselerin senin yüzüne bakmayacağı ama paran olunca da etrafında pervane olacak karakterlerin olduğunu bilmeyecek yaştasın.

Din konusuna gelirsek de şu Arapların icat ettiği masallar gibi değil bu dünya.
1500-2000 yıl önce insanlar hayatı sorgulayacak pozisyonda olmadıkları için kandırıp biyerlere çekmek çok kolaydı, bikaç sahtekâr da bunu farkedip yazdı çizdi ve dünyaya yayıldı.
Sizi üzdüysem özür dilerim fakat son dediğinize katılmıyorum malesef.

1500-2000 yıl önce birileri kandırılmış olsaydı eğer bize gelmeden o uydurmalar bozulur kokusu çıkar ve kimsede yüzüne bakmazdı. Hiçbir yalan binlerce yıl dayanmaz.
 
Sizi üzdüysem özür dilerim fakat son dediğinize katılmıyorum malesef.

1500-2000 yıl önce birileri kandırılmış olsaydı eğer bize gelmeden o uydurmalar bozulur kokusu çıkar ve kimsede yüzüne bakmazdı. Hiçbir yalan binlerce yıl dayanmaz.
Günümüzde birçok insanın inanamamış olmasının, ve gittikçe de bu birçok insan sayısının artma nedeni doğrudan bu olabilir. 2000 yıl önceki mantıkla yapılmış birşeyin günümüzde bizim mantığımıza yatmaması daha olası. İhtiyaçlarımız değiştikçe daha da uyumsuz olacak.
Pek entelektüelle bağdaştırmıyorum bunu.
Karnı aç bir insanın dinden önce aklına midesi gelir... Nasıl olsa öldükten sonra sınırsız yiyecek var birkaç gün de yemeyeyim demez 🙂
Yaşamı sınırlanmış birisi için dinden önce aklına özgürlüğü gelir...
Barınacak yeri olmayan insanın dinden önce aklına sıcak rahat bir ortam gelir...
Din belirli bir grubu dizginler. Üstte yazdığım 3 grup için pratikte birşey sağlamaz.
Ve günümüzde de görüyoruz ki kandırmanın en kolay yoludur 🙂
 
Günümüzde birçok insanın inanamamış olmasının, ve gittikçe de bu birçok insan sayısının artma nedeni doğrudan bu olabilir. 2000 yıl önceki mantıkla yapılmış birşeyin günümüzde bizim mantığımıza yatmaması daha olası. İhtiyaçlarımız değiştikçe daha da uyumsuz olacak.
Pek entelektüelle bağdaştırmıyorum bunu.
Karnı aç bir insanın dinden önce aklına midesi gelir... Nasıl olsa öldükten sonra sınırsız yiyecek var birkaç gün de yemeyeyim demez 🙂
Yaşamı sınırlanmış birisi için dinden önce aklına özgürlüğü gelir...
Barınacak yeri olmayan insanın dinden önce aklına sıcak rahat bir ortam gelir...
Din belirli bir grubu dizginler. Üstte yazdığım 3 grup için pratikte birşey sağlamaz.
Ve günümüzde de görüyoruz ki kandırmanın en kolay yoludur 🙂
İnsanın hayvanlar kadar basit bir tatmin olma mekanizması yok malesef. Öyle olsaydı günümüz modern toplumlarında hayatta kalmayı başaran insanlar diğer ihtiyaç dışı istekleri için kendilerini bu kadar üzmezlerdi. Keşke sadece saydığınız öncelikler insanı tatmin edip mutlu mutlu yaşatsa ama insan çok karmaşık bir varlık ve çok farklı durumları var.
 
Yazacaklarım biraz ortadan olacak, sıkıcı, gereksiz gelebilir.. Alakası olmaması bir yana sonucu mümkün olmayan bir konuya evrilmeye başlıyor başlık, üstelik tartışmaya başlanan şey tamamen kişinin kendisinin bilerek karar verdiği ya da işte aile/çevre tarafından kodlaması sonucu bilinçsiz, istemsiz tercihidir, mantığına ikna olmadıkça zorlama ile değişecek şeyler değil.. Bazılarımız nasıl mutlu, rahat hissediyorsa devam edecek ki etsin zaten.. Ne zamanki bir şeyler gıdıklayacak, sorgulamaya başlayacak, kendisi talep edecek. Çünkü inanç "OKU" gibi kelimelerle başlasa, "bir harf öğretenin kölesi olurum" gibi cümlelerle cilalansa da kayıtsız, şartsız teslimiyet gerektirir. Şüphe, sorgu zaten zedeleyici kabul edilir. Bu bir eleştiri değil, aksi söylenemeyecek bir tespit. Biraz menkıbevi tarih, belgesel tarih ayrımını idrak etmek lazım, hele ki aynı dönem için belgeler yani dönemi açıklayabilecek "gerçek" kanıtlar varsa.. İşte bazıları bunu merak edip, olabildiğince objektif olarak idrak etmeyi isteyecek..

Diğer bazılarımız da biliyoruz ki dönemin şartları içinde insanları yönetmenin en ideal yollarından birini uygulamışlar ki bu da Sümer geleneklerinden hatta çok daha öncesinden evrile evrile ortaya çıkmış, bunun üstüne devletler kurulmuş. Ama işte bu da benim fikrim. Birinin beni bunun dışında bir fikre ikna etmek için fazlaca uğraşmasına veya fikrimi küçük görmesine tahammül etmem, karşımdakine saygı olarak ta aynı şeyi ona yapmam, maksadı aşan cümleler kurmam.. Neden birisi ile böyle şaçma bir sebeple ayrışayım ki, o da bizden, ekmeğimi aldığım bakkal, aynı mahalleden komşum, aynı parkı, cafeyi paylaşmaktan mutlu olduğum insan. Üstelik akıllı ve samimi dindar insanları çok severim, hani fitresini, zekatını fazlasıyla veren, kufi kafada olmadan secdeye sadece Allah için kafasını koyan, haramdan, günahtan korkan, hak yemeyen. Bunları hayatına uygulamasına inancı vesile oluyorsa ona da tabiki saygı duyarım, birilerinde işe yarıyor diye mutlu olurum. Benzeri şeyleri zaten ben de uygulamaya çalışıyorum, sadece bir şeye biat etme ihtiyacı duymadan, bir şeyden korktuğum için değil, toplum olma bilincine sahip, eğitimli sayılan biri olarak çevreme örnek teşkil etmeye çalışmak yeterli bir sebep benim için. Bir şeylerin yanlış olduğunu görüp düzeltmek istiyorsan kendinden başlamalısın..

Hepimiz birbirimize saygı duymak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. İnananların diliyle "Sev yaradılanı Yaradan'dan ötürü", hani sevmek zorunda değilsin tabi de en azından saygı duy. Seküler dille de belki sadece "İnsanlık" yeterlidir.. Benim de bir ayrımım var tabi, direkt Einstein'ınki (kısası) ”.......İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.”

Bana sorsanız Seküler bir insanım yani öyle umuyorum ve Jüpiter'le Satürn arasında uçan bir demlik var.. Demlik, hayatımın manası.. İlla bir şeye inanmak ihtiyacı duysaydım da Spinoza'nın Tanrısı güzel bir seçenek olurdu, Qan Tengri ile karma yapar, bir kaç doz alırdım.. Bize ait olmayan Ortadoğu veya Batı adetlerinin Türkiye'ye adapte edilmeye çalışılmasından da cidden nefret ediyorum.. Özellikle Araplaşmanın (dinden bahsetmiyorum) Selçuklu'dan beri bize hep zararı olmuş, heleki din kisvesine bürünmüş bidat adetlerinin.. Saygılar..
 
Tam da gelmek istediğim yeri fifth horseman abi çok çok güzel söylemiş. Çoğu dinin ortak paydası; iyi olmak, etrafına saygılı olmak, hoşgörü, çalmamak, boş durmamak, yardımlaşmak.
Bunları yapan ama dine inanmayan insan için ne diyebiliriz ki. Ya da bu şekilde olup başka dine inanan insan için...
Normalde hiç söz edilmemesi gereken şeylerdir bana göre. Çünkü günümüzde insanın kimliği haline geldi. İnançlar insanın bu kadar içindeyken, sırf aynı inanca sahip diye herkesi kardeş görmemek lazım. Başka inancı olan da gözümüzde canavara dönüşmemeli.
Şuradaki zamanımız maksimum 70 sene. 70 sene içinde dünyaya kalıcı ne bırakabiliriz? Bir ağaç fidanı bile dikmemiş bir insan kendini herhangi bir dinde görememeli bence. Düşünsenize siz gittikten sonra insanlara bir faydanız oluyor hala. Sadece ibadetle bitmemeli...
İnsanlar eskiden birilerinin ismine çeşme yaptırırdı, okul, yurt, hayır kurumu. Bir sürü insan faydalanır hayır duası alırlardı. Bunu yapan adamın inancı yok diye cehenneme mi gidecek 🙂
Ya hadi konudan örnek vereyim. Adamlar bi albüm yapıyorlar 50 sene onu dinleyip faydalanıyoruz. Ruhumuza dokunuyor. 200 sene daha dinlenecek albümlerden bahsediyorum.
Bunlar bana göre herşeyden çok daha kutsal.

Tartışmanın çıktığı nokta ise dini araç olarak kullanan insanlardı aslında. Asıl dinleri para olan insanların peşinden gidenler... Bunların sembollerini de kafalarında taşımaktan utanmayanlar.
 
İnsanın hayvanlar kadar basit bir tatmin olma mekanizması yok malesef. Öyle olsaydı günümüz modern toplumlarında hayatta kalmayı başaran insanlar diğer ihtiyaç dışı istekleri için kendilerini bu kadar üzmezlerdi. Keşke sadece saydığınız öncelikler insanı tatmin edip mutlu mutlu yaşatsa ama insan çok karmaşık bir varlık ve çok farklı durumları var.
Hayvanların zannettiğiniz kadar basit bir tatmin olma mekanizmaları yok zannımca, insanların da o kadar karmaşık farklı durumları olmadığı gibi.. Gerçi ne veteriner veya hayvanlarla ilgili bir ihtisasım var ne de Psikoloji mezunuyum. Çok basit bir iki temel ihtiyacı en hızlı gidermek üstüne kurulu her şey, doğanın tüm çabası esasında bunun üstüne, kişi bu fonksiyonlarını kaybedene kadar da yaptığı her şey bununla ilintili.. Döllenme, neslin sürmesi.. Elinde zaten ihtiyacını gören bir şey var iken ikincisini veya daha iyisini almak ve bunu çevrene ifşa etmek neyi tatmin eder, beklenti nedir.. Basit düşünmek faydalı olacaktır, ortak paydada olmak istenen insanlarla meta, bilgi veya deneyim olarak daha fazlasına, daha iyisine veya en azından denk sayılana sahip olarak sosyal iletişim açısından kabul görecek, tercih edilecek hale gelmek.. Mesele kişinin toplumun hangi kesiminde, hangi nitelikleriyle kendini kabul ettirmek istediği, becerilemeyen, bununla baş edilemeyen noktada başlayan rahatsızlıklar.. Daha pahalı telefon, daha pahalı araba, daha pahalı elbise, daha "çok" gitar.. Şaka şaka, bende de çok gitar var, bu sayılmaz..
 
Çünkü inanç "OKU" gibi kelimelerle başlasa, "bir harf öğretenin kölesi olurum" gibi cümlelerle cilalansa da kayıtsız, şartsız teslimiyet gerektirir. Şüphe, sorgu zaten zedeleyici kabul edilir.
Doğru değil. Bu söylediğiniz halk hikayeleri haline getirilen propaganda. Özellikle "Oku" olayı.
Bu bir eleştiri değil, aksi söylenemeyecek bir tespit. Biraz menkıbevi tarih, belgesel tarih ayrımını idrak etmek lazım, hele ki aynı dönem için belgeler yani dönemi açıklayabilecek "gerçek" kanıtlar varsa.. İşte bazıları bunu merak edip, olabildiğince objektif olarak idrak etmeyi isteyecek..
Çok ilginç bir konu aslında, Anatoly Fomenko diye bir adam var. Matematik Prof'u. Bende onun öğrencilerinin kitaplarını okumuştum
MS 1500'den önceki tarih tamamen uydurma olduğunu idda ediyor. Bir istatistiksel analiz yapıyor. Olaylar, kişiler, durumlar hep aynı, isimler değişiyor ama hep aynı hikaye tekrar ediyor. Tabii sonra sapıtıp bütün dünya rus'tur diyor. O ayrı mesele...
Hatta Gary Kasparov'da bu adamı destekledi.
İlla bir şeye inanmak ihtiyacı duysaydım da Spinoza'nın Tanrısı güzel bir seçenek olurdu, Qan Tengri ile karma yapar, bir kaç doz alırdım..
Bende katılıyorum çok doğru, zaten ortadoğu din geleneğinin özü bu.
Şuradaki zamanımız maksimum 70 sene. 70 sene içinde dünyaya kalıcı ne bırakabiliriz? Bir ağaç fidanı bile dikmemiş bir insan kendini herhangi bir dinde görememeli bence. Düşünsenize siz gittikten sonra insanlara bir faydanız oluyor hala. Sadece ibadetle bitmemeli...
Mesela bir görüşe göre insanın varlığının en önemli amacı konuşmadır (Dil, ifade, düşünce anlamında)
Diyorlar ki insan içinde bulunduğu hacime pek çok şeyi tüketiyor, üretebildiği tek gerçek şey düşünce.
Çoğu dinin ortak paydası; iyi olmak, etrafına saygılı olmak, hoşgörü, çalmamak, boş durmamak, yardımlaşmak.
Bunları yapan ama dine inanmayan insan için ne diyebiliriz ki. Ya da bu şekilde olup başka dine inanan insan için...
Normalde hiç söz edilmemesi gereken şeylerdir bana göre. Çünkü günümüzde insanın kimliği haline geldi. İnançlar insanın bu kadar içindeyken, sırf aynı inanca sahip diye herkesi kardeş görmemek lazım. Başka inancı olan da gözümüzde canavara dönüşmemeli.
Malesef içinde bulunduğumuz coğrafyanın özellikleri bunlar. Bu biter hemşehrlilik başlar, o biter başka birşey bulunur.
Eskiden sağcı, solcu varmış.
 
Yazacaklarım biraz ortadan olacak, sıkıcı, gereksiz gelebilir.. Alakası olmaması bir yana sonucu mümkün olmayan bir konuya evrilmeye başlıyor başlık, üstelik tartışmaya başlanan şey tamamen kişinin kendisinin bilerek karar verdiği ya da işte aile/çevre tarafından kodlaması sonucu bilinçsiz, istemsiz tercihidir, mantığına ikna olmadıkça zorlama ile değişecek şeyler değil.. Bazılarımız nasıl mutlu, rahat hissediyorsa devam edecek ki etsin zaten.. Ne zamanki bir şeyler gıdıklayacak, sorgulamaya başlayacak, kendisi talep edecek. Çünkü inanç "OKU" gibi kelimelerle başlasa, "bir harf öğretenin kölesi olurum" gibi cümlelerle cilalansa da kayıtsız, şartsız teslimiyet gerektirir. Şüphe, sorgu zaten zedeleyici kabul edilir. Bu bir eleştiri değil, aksi söylenemeyecek bir tespit. Biraz menkıbevi tarih, belgesel tarih ayrımını idrak etmek lazım, hele ki aynı dönem için belgeler yani dönemi açıklayabilecek "gerçek" kanıtlar varsa.. İşte bazıları bunu merak edip, olabildiğince objektif olarak idrak etmeyi isteyecek..

Diğer bazılarımız da biliyoruz ki dönemin şartları içinde insanları yönetmenin en ideal yollarından birini uygulamışlar ki bu da Sümer geleneklerinden hatta çok daha öncesinden evrile evrile ortaya çıkmış, bunun üstüne devletler kurulmuş. Ama işte bu da benim fikrim. Birinin beni bunun dışında bir fikre ikna etmek için fazlaca uğraşmasına veya fikrimi küçük görmesine tahammül etmem, karşımdakine saygı olarak ta aynı şeyi ona yapmam, maksadı aşan cümleler kurmam.. Neden birisi ile böyle şaçma bir sebeple ayrışayım ki, o da bizden, ekmeğimi aldığım bakkal, aynı mahalleden komşum, aynı parkı, cafeyi paylaşmaktan mutlu olduğum insan. Üstelik akıllı ve samimi dindar insanları çok severim, hani fitresini, zekatını fazlasıyla veren, kufi kafada olmadan secdeye sadece Allah için kafasını koyan, haramdan, günahtan korkan, hak yemeyen. Bunları hayatına uygulamasına inancı vesile oluyorsa ona da tabiki saygı duyarım, birilerinde işe yarıyor diye mutlu olurum. Benzeri şeyleri zaten ben de uygulamaya çalışıyorum, sadece bir şeye biat etme ihtiyacı duymadan, bir şeyden korktuğum için değil, toplum olma bilincine sahip, eğitimli sayılan biri olarak çevreme örnek teşkil etmeye çalışmak yeterli bir sebep benim için. Bir şeylerin yanlış olduğunu görüp düzeltmek istiyorsan kendinden başlamalısın..

Hepimiz birbirimize saygı duymak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. İnananların diliyle "Sev yaradılanı Yaradan'dan ötürü", hani sevmek zorunda değilsin tabi de en azından saygı duy. Seküler dille de belki sadece "İnsanlık" yeterlidir.. Benim de bir ayrımım var tabi, direkt Einstein'ınki (kısası) ”.......İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.”

Bana sorsanız Seküler bir insanım yani öyle umuyorum ve Jüpiter'le Satürn arasında uçan bir demlik var.. Demlik, hayatımın manası.. İlla bir şeye inanmak ihtiyacı duysaydım da Spinoza'nın Tanrısı güzel bir seçenek olurdu, Qan Tengri ile karma yapar, bir kaç doz alırdım.. Bize ait olmayan Ortadoğu veya Batı adetlerinin Türkiye'ye adapte edilmeye çalışılmasından da cidden nefret ediyorum.. Özellikle Araplaşmanın (dinden bahsetmiyorum) Selçuklu'dan beri bize hep zararı olmuş, heleki din kisvesine bürünmüş bidat adetlerinin.. Saygılar..
Bu mesajı görmemişim ve tamamen haklısınız diyebilirim. Diliniz ve üslubunuz da çok güzel. Keşke herkes derdini sizin gibi açıklasa.

Din zaten her halükarda inanç ve iman bağı oluştuktan sonra kayıtsız teslimiyet gerektirir. Bir kuralına gerçeğine inanıp diğerini es geçme gibi bir şey söz konusu olamaz. Düşününce zaten türkiyede dine olan düşmansı havanın diyim kaynağı bence inandığını iddia edip kitaptan dinin gerçekleri ve kurallarından habersiz milyonların olması ve bu insanların inanmayanlar üzerindeki baskısı. Başka hiçbir müslüman ülke yokki bizim gibi dinden bir haber anadan babadan müslümanlarla dolu olsun. Bizim ülkemizde anlamayarak okuyan insan oranı %99 gerika kalan %1 anlayarak okuyor anlamaya çalışıyor.
Bu sebeple dinle alakası olmayan kamyonla batıl gelenekler insanlarımız tarafından dokunulmaz görülüyor.
 
İnsanın hayvanlar kadar basit bir tatmin olma mekanizması yok malesef.

İnsan beyni "uzmanlığına göre" 3 farklı bölümden oluşuyor : Sürüngen-Memeli(Duygusal)-Neo Kortex

Eğer devrede olan sürüngen beyin ise hayvanlar kadar basitiz diyebilirim 😊 Mantıklı bir düşüncenin başarısız olmasının sebebi mantıkla hareket etmeyen sürüngen beynin etkilenememesi olabilir kuvvetle ihtimal. Misal alttaki örnekte olduğu üzere uzayan organ yönünde hareket etmek gibi 😄

Döllenme, neslin sürmesi..



Spinoza'nın Tanrısı güzel bir seçenek olurdu, Qan Tengri ile karma yapar, bir kaç doz alırdım
Harari'nin kitabındaki gibi neye inanmak istiyorsak ve nasıl algılıyorsak öyle inanıyoruz gibi.
 
Sizi üzdüysem özür dilerim
Sorun yok, kardeşim.
Özür beklemediğim için özüre de gerek yok.
Senin hatan yok aslında.
Gerçek hayatta kimsenin umursamadığı bu sosyopatlar yüzünden bi hesabım kapatılmıştı, bunuda kapattırmak için ağızlarının payını verince de yine şikayet edip bunuda kapattıracaklar güya.
daha öncede salça olmuştu da tuzağına düşmedim diye bu kez de senin üzerinden kışkırtmaya çalıştı da yemedim.
Olmak isteyip de olamadıkları birini, hayata karşı bi duruşu olanı çekemeyen
2 tane ruh hastası var burada.
fakat son dediğinize katılmıyorum malesef.

1500-2000 yıl önce birileri kandırılmış olsaydı eğer bize gelmeden o uydurmalar bozulur kokusu çıkar ve kimsede yüzüne bakmazdı. Hiçbir yalan binlerce yıl dayanmaz.
Konu başlığı epey saptığı için ve daha da uzamaması adına bu kısmına bişey demeyeceğim.
 
Yok masal değil.
Malesef Türkiye'ye din karşıtlığını entelektüellik olarak empoze ettiler, tıpkı entelektüel olmak için alkolik olmak gerekiğini yaymaları gibi.

Bugün "Batı" Afrikada ırk savaşları yaptırıyor.
Nasıl ? Herkes zenci ? Efendim bir grup zencinin burnu kemerliymiş, diğerlerinin kemersizmiş. Eeee ?
Yüzbinler bir birlerini palalarla doğradı.
Açlıktan nefesi kokmuş, evinin kirasını ödemekte zorlanan birini alıp da başlarına kral yaparlarsa olacağı budur elbet.
İnsanlar birlik olup siyaseti ortadan kaldırmadıkça savaşlar bitmez.
Ciğeri para etmez 2 adam medyadan birbirine meydan okuyor ama olan halk'a oluyor.
İki ülke lideri anlaşmazlık yaşadıysa çıkıp ringte hesaplaşsınlar milletin çocuklarını piyon gibi öne sürmek yerine.
Zaten bunlar yüzünden silah lobisine her yıl milyarlarca dollar heba oluyor.
Siyaset ve din ile insanları soyuyorlar zaten.
Biri manevi öteki de devlet adı altında haraca kesiyor,
hele bide bu ikisi birleştiyse yandı millet.
 
Bir çok canlı grubunun insanlardan daha canlı olduğunu söyleyebilirim. İnsan sınıflandırmada memeli sınıfında gösterilse de bunların hepsinden ayrı bir varlık. Beklentiler ve hazlar insanı insan yapar, başka hiçbir canlıda bu yoktur. İster ve alırsınız ama aldığınızda değerini kaybeder, başka bir olguya odaklanır ve onu istemeye başlarsınız. Bu döngü sürekli devam eder, bu doyumsuz korteks insan denilen varlığı sadece mutsuzluğa götürür. Ha istediniz elde etmediniz yine mutsuz ve kötüsünüzdür. İdea'lar dünyasından uzaklıaşmış olmanın ve maddi dünyada hapsolmanın sonucudur; ama insan için doğal olan da budur. Mutluluk ihtiyaç duymamak ve istememektir. YAni mutluluk diye bir olgu yoktur. Mutluluk sadece sonradan hatırlanan şeylerde zihnimizin oluşturduğu bir oyundur. Temel güdülerin hiçbirinde böyle bir durum yoktur. Ya açsınızdır, ya korkmuşsunuzdur vs... hiç bir başka bir hissi durumda aynı olay farklı tanımlanmaz. O an korkmuşanız mesela, her zaman o olayı korku ile eşleştirirsiniz, ama mutluluk için söz konusu değildir. Şimdi sizi mutlu eden gitarınız veya sevgiliniz bir yıl sonra aynı olay için farklı uyaranların kombinasyonuna dönüşebilir.

Hep söylerim; yontma taş yeter, cilalayıp lükse kaçmaya hiç gerek yoktu...

Kültür yaşam tarzının tamamını ifade eden bir kavramdır, yemek yeme şeklinden konsere geldiği kıyafete kadar bir bütün. Kültür yaşam felsefesinin sonucudur. Felsefesi olmayanlardan kültür kavramının sonuçlarını beklemek de boşunadır.
 
Son düzenleme:
Sizi üzdüysem özür dilerim ....

Sorun yok, kardeşim.
Özür beklemediğim için özüre de gerek yok.
Senin hatan yok aslında.............

Konu başlığı epey saptığı için ve daha da uzamaması adına bu kısmına bişey demeyeceğim.

İşte müzikle ilgili forumda adam gibi diyalog nasıl kurulur, doğrudan ifade edince karşındaki de doğru ve güzel karşılayınca ne olur mis gibi örnek.. İkinize de teşekkürler.. Bunu yazmam gerekirmiydi emin değilim ama ikinizin de tavrı şık geldiği için yazıyorum.. Belki benimle de aynı fikirde olmadığınız konular olacaktır ama bu tavır karşısında ancak boşver tartışmayı, gel sana birşeyler ısmarlayayım, çay kahve ne içersin filan diyebilirim... Bu arada uzatılmayan konunun farkındayım, zaten o da güzel bir duyarlılık, nezaket, biraz da o yüzden zaten bu mesajım....
 

Geri
Üst