Herkese merhabalar. Şimdi öncelikle söyleyecegim bir sey var. Artık Garaj Bar'da çıkmıyoruz. Herkese buradan duyuralım bunu. Orada bizi Nisan ayından beri destekleyen ve bize duydukları yakınlıkları her hafta arttırarak gösteren, saygısını ve sevgisini esirgemeyen seyircimize teşekkürü bir borç biliriz.
Bizi seven ve izlemek isteyenler su an için bizi biraz bekleyecekler. Kusura bakmasınlar.
Normal şartlarda biz, Cin Seddi grubu olarak bu yazımızı burada sonlandırır ve herkese iyi dileklerimizi sunardık. Fakat bugün geldigimiz durum, görülüyor ki bundan biraz farklı.
Artık bazı şeyler, bizim bireysel olarak da taşıdığımız ve her zaman severek, terimizin, bileğimizin, sesimizin son damlasına, son haddine kadar taşıdığımiz, taşıyacak olduğumuz, şeylerin, müziğimizin, ismimizin, sorumluluklarımız ve görevlerimizin, sahipliklerin, aitliklerin, üstüne çıkmaya, bunları başka şeylere, bizim hiç istemediğimiz, bizim aklımızda, ruhumuzda bulunmayan ve hiç bir zaman da bulunmayacak olan durumlara sürüklemeye başlamış.
Bizler, şimdiye kadar bir yerlere gelebilmiş ve bazı işler yapabilmişsek bunları kendi bileğimizin hakkıyla, sonuna kadar tırnaklarımızla kazıyarak elde ettik. Hiç bir zaman bizim olmayana tamah etmedik. Bizim olmayanda gözümüz olmadi. Bize, bizim olmayacak olanı göstereni de hakkıyla geri çevirmesini bildik. Kendimize yapılmasını istemediğimiz hiç bir şeyi başkasına yapmadık.
Geriye dönüp baktığımızda kimseye yapılmış bir yanlışımız yok. Kimseye güleryüzden baska birşeyimizi göstermedik. Güvendiklerimize arkamızı rahatlıkla döndük. Çünkü güvenmeden yaşayamazsınız. İstedik ki karşılıksız dostluklar kuralım. İstedik ki gönül rahatlığıyla müziğimizi yapalım ve insanlara ulaşalım.
Fakat bilemedik. Şu an geldigimiz nokta da hiç bir dostumuzun olmadığını gördük. İnanmak istemediğimiz durumların, kapılar arkasında gerçekleştiğine şahit olduk. Geldiğimiz noktanın, Cin Seddi isminin birilerini her yerde nedenini bilmediğimiz şekilde rahatsız ettiğini gördük. Kendilerince küçük oyunlar oynamanın cazibesine kapılmış insanları tanıdık.
Bunları buraya yazıyorum. Ve ellerim, bedenim sinir olup olmadığını bilmediğim duygularla titriyor. Beynim uyuşmuş bir halde. Dudaklarım kuruyor. Çünkü artık dedim ya bazı şeyler taşıma sınırlarının üstüne çıkıyor. Çünkü artık dostumuz olmadığını gördük. Çünkü artık şu küçücük su birikintisinde bile çekememezliklerin, kuyu kazmaların içinde yaşıyoruz. Yediden yetmişe insanların oturamamış kişiliklerine şahit olduk.
Bütün bunların ötesinde tek bir gerçek var ki biz çizdigimiz yola ve baş koyduğumuz hedefe zaten kitlenmiş durumdayız. Ve ugraşlarımız hiç bitmeyecek. İsterdik ki bunlar güzel anılarla süslensin. Neyse ki bu grup birbirine ve hedefine kilitlendi ve her zaman bundan kuvvet aldı.
Ve bunun bitmesini isteyen, sekteye uğramasından zevk alacak olanları yaklaşık 55-60 yıl boyunca sürecek bir hayal kırıklığıyla bırakmaktan mutluluk duyuyoruz.
Bizi gittiğimiz, çaldığımız her yerde KOŞULSUZ-ŞARTSIZ MÜZİKTEN BAŞKA HİÇ AMA HİÇ BİR BEKLENTİSİ OLMADAN destekleyen, bu doğrultuda yorumlarını esirgememiş olan herkese tekrar teşekkürler. Sizin için yapabileceğimiz en güzel şeyleri yapmak için uğraşıyoruz.
Görüşmek üzere...