Biz gürültü yapıp rahatsızlık yaratalım da yayınlamazsa yayınlamazsa yayınlamasın AKPrt kanalı.
Bu tarz programların bir devlet kanalında olması gerçekten çok önemli, küçük gibi gözüken ama göz ardı da edilmesi imkansız ayrıntılar.
Rating ya da sertlik kaygılarına yer vermeden, magazine taşmadan, canlı performanslar için grupları el üzerinde tutan bir programdı.
Düşünün ki sizi Ulusoy ile Ankara'ya getiriyor, TRT lüks misafirhanesinde ağırlıyor, yediriyor - içiriyor program öncesi, ve ve ve hatta faturalamak şartı ile kaldığınız 2 gün boyu yaptığınız yeme içme masraflarını da nakit olarak ödüyor, bir de üzerine performansınız için TELİF ödüyor !!!
Bunu demolu - albümlü yrli gruplarımız yaşıyor.
Bugün konuk oldukları festivallere, radyo - tv programlarına bile cepten para ve ekipman harcayarak giden gruplarımız için bu muamele grup dağılsa bile unutulmayacak bir manevi tatmin değeri taşıyor.
Rock Market önünde saygı ile eğiliyorum.
Bu sadece TRT bütçesi ile değil, bakış açısı ile de ilgili.
Hele ki yerli gruplarımızın gerek seyirci, gerek ulusal,yerel ya da metal basını, gerekse de organizasyonlar tarafından haber değeri taşımadığı bir dönemde bunlar yapıldı. Hala da yapılıyor. Hala da bu saydığım kurumlar o bakış açılarını sürdürüyorlar gerçi... Ne yazık ki... (bu vesile ile sizin sapladığınızın 1000'de 1'ini iade edebilmişimdir belki, saygılarımla)
Bir dönem ara sıra Ebru Hanım vasıtası ile saçmalamış da olsa tartışmasız bu ülkenin rock ve metal dinleyicisi için en değerli programdır.
Netten çatır çatır download olmadığı ya da kopya CD ile müziğin ve emeğin ele ayağa düşmediği yıllarda ekran başında es kaza denk gelebileceğimiz bir klip için saatler harcayıp, onun sevinci ve gazı ya da hüznü ve gelecek hafta sabırsızlığı ile geceyi noktalamak nedir ben çok iyi bilirim.
İşte "değer" de budur zaten.
Bu nedenle ait olduğu yerde kalarak devam etmeli...
Şimdi, dikkate alınıp alınmayacağına bakmadan DAHA FAZLA GÜRÜLTÜ YAPIP programımızı geri almalıyız. Eğer dikkate alınmayacağını düşünen ve müziğini de gerçekten seven varsa (evlenince ya da üniversiteyi bitirince biz de eskiden bıdı bıdıcıları kastetmiyorum) üşenmesin bir de telefon etsin, bir de mektup yazsın, bir daha mail atsın... Bir de arkadaşına attırsın...
Böylece değişen bir şey olmadığı zaman ağlayıp zırlamak yerine "ben elimden geleni yaptım" deme gibi bir lüksünüz olabilir.