Doom hiç bir zaman tam anlamıyla senaryo üzerine inşa edilmiş bir oyun değildi. İlk iki oyunu oynamış olanlar bileceklerdir, amaç canavarları mıhlayıp muhtelif renkteki anahtarları toplamak ve uygun kapıları açarak ilerlemekti. Doksanlı yıllar için bir devrimdi herhalde böyle bir oyun. Amaç, amaçsızca öldürmekti ve bu iş hakikaten çok ama çok zevkliydi. 🙂
Doom 3'te zorlama bir senaryo var. Herhangi bir orjinallik barındımıyor oyun senaryo anlamında. Herhalde, "kapıları açıp yaratık kesme" konseptini 21. yüzyılda uygulamaktan çekinmiş olacaklar ki "Yıl 2068... Mars'taki araştırma merkezini canavarlar bastı." gibisinden sıradan, kofti bir Hollywood tarzı bilim-kurgu tretmanına başvurmuşlar. Olmuş mu? Bence olmamış.
Bu arada filmde, ilk oyunda yer alan ağzından roket atan kahverengi yaratıkla, üzerinize "zıp zıp zıp" sesleriyle yürüyen komik pembe yaratık varsa biletimi alıp gidiyorum filme. 🙂 Var mı hakkaten böyle bişey? Geçmiş oyunlara gönderme falan?
Doom 3'te zorlama bir senaryo var. Herhangi bir orjinallik barındımıyor oyun senaryo anlamında. Herhalde, "kapıları açıp yaratık kesme" konseptini 21. yüzyılda uygulamaktan çekinmiş olacaklar ki "Yıl 2068... Mars'taki araştırma merkezini canavarlar bastı." gibisinden sıradan, kofti bir Hollywood tarzı bilim-kurgu tretmanına başvurmuşlar. Olmuş mu? Bence olmamış.
Bu arada filmde, ilk oyunda yer alan ağzından roket atan kahverengi yaratıkla, üzerinize "zıp zıp zıp" sesleriyle yürüyen komik pembe yaratık varsa biletimi alıp gidiyorum filme. 🙂 Var mı hakkaten böyle bişey? Geçmiş oyunlara gönderme falan?