gitarın perdelerini çıkarmak

selamlar bu işsiz güçsüz yaz günlerimde kullanmadığım ve daha önce perdelerini söktüğüm eski elektromun üzerine biraz yatırım yapmaya karar verdim,aranızda daha önce perde sökme işlemi yapmış veya yaptırmış arkadaşların önerilerine ve tecrübelerine ihtiyacım var,mesela perdeleri sökünce açılan boşlukları zımparalıyarak bi yere kadar azaltabiliyorum ama daha sonra araya bir madde sürmem gerekiyo,Yüksel usta zımparaldığın bölümün tozlarını kullan dedi yaptım ama %100 verim alamadım.Biliyorum aslında her aklına esenin yapabileceği bi iş değil perde çıkarmak ama pratik yapa yapa bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum,bu arada aranızda floyd rose veya wilkinson harici tremolo satmak isteyen varsa konuşalım,alabilirim
 
Perdeleri bir ıskarpila yardımı ile 1 dakikanın altında bir sürede çıkartabilirsin. Aradaki boşlukları sapı zımparalıyıp seviyeliyerek yok etme yolu biraz zorlu bir metod. Eş bir ağaçtan eldiğin zımpara tozu ve sprey japon ile bir karışım yapıp onları doldurman en sağlıklı yol, daha kolay bir yöntem ise samet mobilya macunu ile araları doldurup tesviye etmen. Yanlız bu madde su bazlı olduğundan terden korumak için üstüne sprey vernik atman gerekiyor.

Unutma ki sapın üstünün mükemmel bir düzlükte olması lazım, zımpara ile sapı düzlerken çok dikkat et, perdeler gidince, action u düşürünce en ufak pürüz sustainin den çalıcak dızzt pızzt sesler ile sonuçlanacaktır, kolay gelsin
 
ben de bir adet perdesiz elektro var ama hayal ettiğim gib içıkmadı luthiyeye yaptırdım yani perdeler sokuldu üstüne abanoz kaplandı..

cok guzel gozukmesine karşın bazı seslerde sorun oluyo biraz bakımla güzel olur..

bence bi bilene yaptır..
 
Tecrübene ve bilgine saygım sonsuzdur mahcem abi.Ama bu benim çoktandır gözden çıkardığım bi gitar,yani bi doktorun kadavra üzerinde çalışma yapması gibi🙂 ben de bu aletle uğraşcam,zaten atsan atılmaz,satsan satılmaz.Bi ustaya götürüp para vermeye değmez bile
 
ben de benim bass gitara mı yapsam acaba..
şimdi canım çekti ama sonra baltayı taşa saplarsam nolcak...
geri takılıyo mu acaba 🙂
 
ben de vakti zamanında eski basımın perdelerini sökmüştüm. basit iş ama perdeleri tekrar takmayı düşünme, çünkü perde boşluklarını tekrar açmak, pereleri düzgün çakmak bir amatörün işi değil. perde boşluklarını klavyeyi zımparalayarak elde ettiğim talaş ve japon karışımıyla doldurdum, tabi sonra dörtgen kutu gibi sert ve düz bir şeye zımpara kağıdı tutturarak klavyeyi zımparayla düzleştirdim. aslında hızımı alamayıp sonradan (2 hafta önce) klavyeye gibson les paullerdeki gibi dörtgen sedef plakalardan yerleştirdim. hatta boyasını zımparalayıp söktüm ve kasanın içini oydum (yuh!!) şu an caz kasa hollow body bir bas gitarım var ama henüz üzerinde çalışıyorum boyası zımparası bitmedi. bitince belki resmini de koyarım🙂
 
haftaya inşallah( veya ne zaman kameralı telefonu olan birisi eve misafir gelirse🙂 bu arada sadece sedefleri taktırmak için tünel'deki yüksel 50 dolar istedi bana ise 10 milyona maloldu. heralde yaptığım iş için en az 200 dolar fiyat biçerdi.
 
inlay işi zordur bildiğim kadarıyla. özellikle düzgün yapmak. fretless kusursuz düzlükte olmalı biliyorsun. yapabildiysen helal olsun.

fretless gitarda inlay olmalı mı o da ayrı bir mesele düşünüyorum da... yani tellerin tahtaya değerken çıkarttıkları ses ile inlaye değerken çıkarttıkları ses farklı olacak diye düşünüyorum...
 
valla başlık iyiymiş, çıkarmak ya da çıkarmamak işte bütün mesele bu 😀

ya insanın kendinin uğraşıp cihazlarını modifiye etmeleri ve bundan keyif almaları çok güzel bişey.. ama bence çok gereksiz yani perdeleri niye çıkaralım ki 😀 belki bassist olsam ben de böyle değişikliklere kalkışırdım ama bilmiorum.
benim de en çok istediğim, gitarımın heryerine yüzlerce etiket yapıştırmak ehehe ama sonra satmaya kalkınca elde kalır kesinn....
 
haklısın ideal olarak inlaysiz olmalı fakat perdeli gitarların çoğunda inlay olduğundan ve benim gitarımdakiler de adi plastik görünümlü olduğundan dolayı onları değiştirmem gerekti. elektrikli testere ve zımpara yoksa sedef işine hiç girmeyin o sedefler 1 tam günümü yedi
 
pyramind demiş ki:
fretless gitarda inlay olmalı mı o da ayrı bir mesele düşünüyorum da... yani tellerin tahtaya değerken çıkarttıkları ses ile inlaye değerken çıkarttıkları ses farklı olacak diye düşünüyorum...

dostum çok ince düşünüyosun : ) ama doğru, arka arkaya 2 nota basıyosun ve sesler farklı çıkıyor..
bence arkadaş bütün klavyeye inlay gömsün 😉
bu arada ben de merak ediyorum resimleri bekliyoruz...
 
arka arkaya iki nota değil, perdesiz gitarda bütün klavyeyi elin ile taramak da mümkün. yani klavyeyi tararken de sesde garipleşmeler olabilir.

bu arada gitarı neden perdesiz yapayım demişsin, perdesiz gitar gitarı zevk için modifiye etmekten öte ayrı bir enstruman yaratmaktır. perdeli gitardan alamayacağın sesleri ıkartmak için yapıyorsun bunu ve bu sadece basa yapılan ir şey değil. elektrik gitara, klasik gitara day yapılıyor gayet. gitara çıkartma yapıştırmak sadece kozmetik bir değişiklik oysa. yani arada azcık fark var bence 🙂
 
kdakan, kaçırmışım, gitara inlayleri kendin yoktan gömdün diye düşündüm. yani önceki inlaylerin nasıldı? dot inlay ler çok sorun çıkartmaz sanırım ama klavye genişliğindeki inlayler daha çok sorun yaratır diye düşünüyorum. benim perdelerini söktüğüm gitarda dot inlay var.
söktüm duruyor öyle, ozandan yardım almam gerek ki yapayım. hele şu eylülü atlatalım 🙂 ben de tecrübelerimi yazarım.
 
klasik perdeli gitardan çıkan sesi klasik perdesiz gitarda yakalamak çok basit bi iş ... sonsuz nota çıkarma şansın olduğu için süpriz ve güzel ritimler elde edebiliyosun.. tabi kendi şarkını yapmak istersen. ayrıca parmaklar inanılmaz rahatlıyor ..perdesiz gitar çalmak buz üstünde kayak yapma hissi yarattı bende .. gitarla eğlenmek isteyenler için güzel bir seçenek
 
hmm bunu nasıl becerdiğini anlayamadım.. perdesiz gitarda atıyorum ince mi telindek 5. perdeden çıkan la yı çıkartmak için, tam olarak, evet tam olarak perdenin eski yerinin üzerine basmak zorundasın. burdaki ufak kaymalar sesi fazlasıyla etkiler.teknik klasik bir eseri perdesiz gitarda öyle kolay kolay doğru çalmanın çok çok zor hatta imkansız olduğunu söyleyebilirim.

"klasik perdesiz gitardan çıkan ses" ten kastın tın tın tın melodi çalmak ise, burda çıkartılan ucubik sesler güzel olmak bir yana olsun, ne yaptığını bilmiyorsan kulağa rahatsızlık veren entonasyonu bozuk sesler olacaktır. perdesiz gitarda doğru entonasyonu yakalayabilmek çok çalışma gerektirir. hem elini hem kulağını eğitmek durumundasın. kulağı eğitmek için perdesiz gitarı karanlıkta çalışmak tavsiye edilir. veya sapa bakmadan çalmak.

sonsuz nota yakalama şansı güzel "ritim" ler değil güzel, melodik sesler elde etmene yardımcı olabilir. ritim apayrı bir şeydir. ve entonasyonu bozuk sesler dinleyen kişileri rahatsız etmekten öte bir fayda sağlamaz.

sözün özü, "klasik perdeli gitardan çıkan sesi klasik perdesiz gitarda yakalamak çok basit bi iş" yanlış bir önermedir bana göre. perdenin eski yerinin üzerine parmağını koyarak doğru sesi aldığını sanabilirsin, ama emin ol işin gerçeği öyle değil.. 😉
 
bu arada zaten amaç perdeleri söktükten sonra perdeli gitarın seslerini kusursuz çıkartmaya çalışmak değildir. hiç birimiz sadist değiliz sonuçta 🙂

türk müziğinde, batı müziğinde kullanılan bir oktav içindeki 12 sesten fazlası vardır. bu sesleri batı enstrumanları ile almak imkanlı olmadığı için gitarı perdesiz yapma yoluna gidiliyor. iki nota arasındaki komalı sesleri almaktır genelde amaç. bu ise rastgele, parmağımı koyayım varyasyon olsun şeklinde değil de aynı batı armonisinde olduğu gibi belli gamlar veya bizim dilimizle "makamlar" ile ölçülen aralıklarda olur.

perdesiz bas meselesine gelince, benim bildiğim şekilde olayın gelişimi şöyleydi.

zamanında bir çok müzik çeşidinde kullanılan bas ses veren enstrumanlarda(örneğin kontrbas) perde diye bir şey yoktu(hala da yok 🙂 ). bu enstrumanların topu perdesizdi. daha sonra elektrik gitar devriminden sonra, bas gitar yapıldı ve bu gitar perdeli olarak tasarlandı, örneğin fender(ilk onlar yaptı diye kalmış aklımda) yaptığı basa "fender precision" (precision tamlık, kesinlik, doğruluk anlamında gelmekte) ismini verdi(perdeli enstrumanlarda entonasyon sorunu yoktu, gerekli 12 ses kusursuz olarak alınabiliyordu). batı armonisinde 1 oktav içinde bulunan 12 sesten ötesine ihtiyaç olmadığı için bu iyi bir fikir olarak gözüktü, ve precision bas gitarlar ortalığı şenlendirdi.

daha sonra bu manyetiklerle ses ileten ucubik enstrumanı, jaco pastorius isimli efsanevi bassist tekrar köklerine döndürüp perdesiz hale getirmeyi akıl etti, jazzbass ının perdelerini söktü ve hem kendini efsane yaptı(efsaneliğinin tek sebebi kesinlikle bu değildir) hem de müzisyenlere bir ufuk açılmış oldu. bu enstrumanda o efsanevi parker'ın donna lee yorumunu çalabilmek için 7-8 yıl çalıştığını kendisi söylemiştir.

yani bu bas önce perdesizdi, sonra güzel bir fikir olduğu düşünülerek(ki öyle de) perdelendirildi, ve bu yepyeni enstruman tekrar güzel bir fikir ile perdesiz hale getirildi.

ben bu işin evriminin böyle olduğunu sanıyorum. umarım çılgınca yanılgılar içinde değilim. 🙂
 

Geri
Üst