Gitarını Göster Ey Turkrockcılar

Bu da benden olsun..

Fender Custom Shop 2002 kendileri.. Öyle her zaman her yerde görebileceğiniz gitarlardan değil. İlk sahibiyim ve 2 ana gitarımdan biri. Asla vazgeçemeyeceğim belki de tek gitar. Sayısız konser ve kayıt gördü bu canavar, ve inanın bir kere bile yarı yolda bırakmadı beni, sağolsun, varolsun 🙂 Geçtiğimiz ay artık kendini iyicene bırakan orjinal Fender humbucker manyetikler Seymour Duncan Invader set ile değiştirildi, eskisinden çok daha iyi oldu. Ayrıca özel Shishkov finishtir, arkası ile önü farklı renkler ve çok güzel farklı bir geçiş var arada..

fender_cs_2002.webp
 
O soldaki gitar tek parça hard ash.. Ucuzca (Yenisi 700$ civarı) ve ağır bir gitar. Endonezya malı..İşçiliği fena değil, hatta eski Amerikan Fender'ime yaklaşabilir. Bas ve midleri biraz zayıf ve clean tonlarda pek tercih etmiyorum.. Ama overdrive/distortion ile çok seviyorum. Tremoloyu da sabitledim. Telecaster muamelesi görüyor iyice..

Ben de soldakini tercih ediyorum açıkçası..
 
Bu da benden olsun..

Fender Custom Shop 2002 kendileri.. Öyle her zaman her yerde görebileceğiniz gitarlardan değil. İlk sahibiyim ve 2 ana gitarımdan biri. Asla vazgeçemeyeceğim belki de tek gitar. Sayısız konser ve kayıt gördü bu canavar, ve inanın bir kere bile yarı yolda bırakmadı beni, sağolsun, varolsun 🙂 Geçtiğimiz ay artık kendini iyicene bırakan orjinal Fender humbucker manyetikler Seymour Duncan Invader set ile değiştirildi, eskisinden çok daha iyi oldu. Ayrıca özel Shishkov finishtir, arkası ile önü farklı renkler ve çok güzel farklı bir geçiş var arada..

9888 eklentisini görüntüle
Hayırlı olsun mastodon👍 Bu günlerde böyle eser gitarlar göremiyoruz. Ancak, floydrose yerine malmsteen tarzı bir tremolo sistemi seçseydin daha verimli olmaz mıydı? Fender'in alışılagelmiş köprü sistemi daha oturaklı gibi geliyor bana. Hafif garipsedim de😛 Tabii ki, seçim senin her zaman.. Güle güle kullan..👍
 
Hayırlı olsun mastodon👍 Bu günlerde böyle eser gitarlar göremiyoruz. Ancak, floydrose yerine malmsteen tarzı bir tremolo sistemi seçseydin daha verimli olmaz mıydı? Fender'in alışılagelmiş köprü sistemi daha oturaklı gibi geliyor bana. Hafif garipsedim de😛 Tabii ki, seçim senin her zaman.. Güle güle kullan..👍
Sağolasın.. Floyd'suz gitar çalamıyorum maalesef, özellikle sololarda hep divebomb olayı var, tarz meselesi. Bu yüzden benim gitarlaın hepsi genelde Floyd Rose sistemli. 4.171 blok, orjinal yazısız Floyd kolay bulunan bir sistem değil, biraz da görgüsüzlük var tabi 🙂 Ama gitardan çok memnunum, 10 senedir başımın tacı resmen.
 
Telecaster 72

Solak olduğum için aradığım her rengi, her modeli bulma gibi bir şansım yok. Siyah, gitarda hiç favorim olmayan bir renk olmasına rağmen vintage sınıfına girebilecek bir gitar olması nedeniyle dükkanın verdiği ilana uyup, denemeye gittim. Üstelik çok uzun zamandır da bir Telecaster sahibi olayı istiyordum. Denedim, beğendim ve aslında hiç ihtiyacım olmamasına rağmen üçüncü gitar olarak aldım. İlk bakışta dikkatimi çekmeyen, beni cezbetmeyen o siyah renk ve beyaz pickguard ı ile bu gitar, şimdi bana ''the girl next door'' gibi görünmeye başladı. Basit, gösterişsiz, ama sulu ve şehvetli. Just plug in n' play! Araya hiçbir şey koymadan, direkt amfiye... Her zaman sıcak, her zaman hazır. İnanılmaz bir twang veriyor köprü manyetiği. Herhangi lambalı bir Fender amfinin drive düğmesini yarıya kadar açmak yeterli. Gitardan çıkan sesin gücünü volüm düğmesi ile kontrol edebiliyorsun. En temiz ve parlak funk tonlarından en kirli 70's rock & blues tonlarına, Telecaster'ın o kendine özgü karakteristik sesiyle erişmek mümkün.

Bir diğer ilginç nokta; gitarı satanın, üretim tarihini plakadaki seri numarasından okuması yüzünden bu gitarı olduğundan 1200 euro daha ucuza kapattım. Plakada 75 olarak okutulabilen tarih, sapı gövdeden ayırıp baktığımda Mayıs 72 yi veriyordu.

bild.webp


bild1.webp
 
SG, özellikle old school rock takılmak için ideal bir gitar. Herhalde 10 yıl kadar Les Paul kullandım. Şimdi hiç aramıyorum. Ama tabii ton sonuçta aynı zamanda bir de his olayı. Sen çalıyorsun, karşındaki insanın dinlerken duyduğu sesin renginden farklı senin duyduğun. Çünkü parmaklarınla o tonu sen çıkarıyorsun. Ellerinin altındaki gitarın senin sıkıştırmalarına, eğip bükmelerine verdiği karşılık da o tonun bir parçası. Yani bir gitarcı için ton yalnızca hoparlörlerden çıkan ses değil. İşte o yüzden ben SG'yi daha çok sevdim.

Bu beğeni kişisel olmakla birlikte Les Paul ile SG arasında kendi yaşadığım farkı en iyi şöyle açıklayabilirim herhalde. Les Paul, daha massive bir gitar. Daha baskın, daha yoğun, daha ağır, klavyesi daha zor, daha bir sustain dolu gitar. O yüzden çalarken nüansları verebilmek için kendimi dizginlemek zorunda kaldığımın farkına vardım.

SG ise, duygularını üzerine dökerken baya hırpalaman gereken bir gitar. Zaten bunun için klavyesi yağ gibi, ağırlığı da kuş kadar. Tüm bu anlattığım özellikler benim yaşadıklarım tabii. Başkası başka şekilde anlatıp tamamen başka sonuçlara varabilir. Gitar ilimi zaten öyle ölçülüp biçillerek tek bir doğruya varılacak bir ilim değil. Tamamen his, duygu, mood, stil, zevk, tercih, ne dersen de işte... Zaman gelir, bir gold top les Paul de alabilirim yani. Solak olmasam bir de...

hocam içimdekileri yazmışsın bir sg kullanıcısı olarak tebrik ediyorum seni.
 
Ne fark eder ki ikisi de benim bebeklerim sonuçta 🙂

Natural renk olan Kenan usta yapımı (bence) çok şık bir gitardır. Dünyada bir tane daha yoktur. 🙂 Yemeyip içmeyip yol parasını vermeyip yürüyüp biriktirerek lisede aldığım gitarım. Gerçkten çok severim kenidisini 🙂
Dişbudak gövde
Köprüde ESP single boyutlu humbucker manyetik push-pull lu.
Sap pozisyonunda Dimarzio
Planet waves kilitli akord burgular
Fender köprü

Siyah beyaz olan Squier Affinity Strat HSS (ilk gitarım)



30032010462.webp
19032011424.webp
1111.webp229579_1907692244338_1002767138_2137647_5264503_n.webp424364_3458636827352_1313840075_3461259_1269932506_n.webp30072011866.webpgüzprova3.webp
 

Geri
Üst