Konu Berkin Elvan Değil Ama...
- Konuyu açan 7r7
- Başlangıç tarihi
doyle35 polis görevini yapacak ama bir daha düşünecek paldır küldür. oraya buraya fişek atmayacak.
sorumlu teyip başçalan var ya o işte. milleti kışkırtıp sokağa döküyor. Yönetemiyor, beceriksiz, rüşvet yiyor.
sen bunlar tepki göstermiyorsan duble yol köprü, esnaf, para kazansın ekonomi dolara bakıyorsan Allah 'ından şüphe ederim
devletinde refleks olayları marjinal göstermeye çalışmak onlarda 7-77 ye adamları var sdp diye kurgu parti var olaylar için.
dün molotof atılmadı. Gezi olayındaki tiyatroydu. Polis özellikle araçlarını gezi parkında bıraktı tahrip edilsin diye. Bunlar psikolojik savaş.
kararsız korkak insanları sindirmek için eyleme girmemeleri için. Devletinde pkk sı var marjinal grupları var.
sorumlu teyip başçalan var ya o işte. milleti kışkırtıp sokağa döküyor. Yönetemiyor, beceriksiz, rüşvet yiyor.
sen bunlar tepki göstermiyorsan duble yol köprü, esnaf, para kazansın ekonomi dolara bakıyorsan Allah 'ından şüphe ederim
devletinde refleks olayları marjinal göstermeye çalışmak onlarda 7-77 ye adamları var sdp diye kurgu parti var olaylar için.
dün molotof atılmadı. Gezi olayındaki tiyatroydu. Polis özellikle araçlarını gezi parkında bıraktı tahrip edilsin diye. Bunlar psikolojik savaş.
kararsız korkak insanları sindirmek için eyleme girmemeleri için. Devletinde pkk sı var marjinal grupları var.
Bizzat kendi yaptığım ve facebook hesabımda da az evvel yayınladığım matematiksel hesaplamalar ve sonuçları şöyle. Lütfen üşenmeden okuyun:
Ulan şu konularda mühendislik bilgimi kullanacağım da hiç aklıma gelmezdi. Üşenmedim, hesap yaptım. Buyrun:
14-15 yaşındaki bir çocuğun boyu en fazla 1.60m olur. Hadi 1.70 olsun diyelim. Polis olmak için en az 1.70m uzunluğunda olmanız lazım. Polsin de 1.70m uzunluğunda olduğunu varsayalım. Yönetmeliklere göre de gaz fişeğini atan tabancayı 45 derece havaya doğrultmanız gerekiyor. Ayrıca bu tabancaların menzili de 100m civarı. Dolayısıyla hedeflenen yere yaklaşık 100m geriden atmanız gerekir mantıken.
O zaman 1.70m uzunluğundaki birinin elinden (yerden 1.30m yüksekte tutulduğunu var sayabiliriz) 45 derece açıyla fırlatılan gaz fişeği, en fazla 1.70 boyundaki birinin kafasına, komaya sokacak şekilde nasıl isabet edebiliyor? Yaptığım hesaplara göre çıkan ihtimaller şöyle:
- tg(45) = 1 olduğu için ateşleme mesafesi 40cm civarıdır.
- Eğik atış hesaplarına göre, 45 derece açıyla fırlatılan fişeğin menzili 100m ise, fırlatılma hızı 27m/s oluyor. Bu da 96km/saat demektir. Fişeğin yere yaklaştıkça hızlandığını da hesaba katarsak, komaya sokacak kadar şiddetli bir atışın bu sefer 100m den daha yakın bir mesafeden yapılması gerekiyor. Canlıların olduğu bir yere gaz fişeği atılamayacağını da düşünürsek, hesabın giderek iğrençleştiği anlaşılacaktır.
- 45 derece değil de daha dik bir açıyla fırlatılırsa, yere çarpma hızı artacak; fakat menzil de düşecektir. Bu sefer çocuğun da fişeğin düşeceği yere doğru koşarak gelecek kadar salak olması lazım.
- En pis ihtimal bu: Polis düpedüz nişan alırcasına yere paralel tutmuştur.
Ulan her durumda polisin cinayet işlediği açık be! Kimse çocuğa suç bulmaya kalkmasın! Yok DHKP-C liymiş, yok cebinde patlayıcı varmış falan!
Ha bir de yanarak ölen Serap'la kıyaslama durumu var tabii. Serap'ın katilleri ağırlaştırılmış müebbet ve yaklaşık 20 şer yıl ceza aldı. Bu çocuğunkiler n'oldu peki?
Ulan şu konularda mühendislik bilgimi kullanacağım da hiç aklıma gelmezdi. Üşenmedim, hesap yaptım. Buyrun:
14-15 yaşındaki bir çocuğun boyu en fazla 1.60m olur. Hadi 1.70 olsun diyelim. Polis olmak için en az 1.70m uzunluğunda olmanız lazım. Polsin de 1.70m uzunluğunda olduğunu varsayalım. Yönetmeliklere göre de gaz fişeğini atan tabancayı 45 derece havaya doğrultmanız gerekiyor. Ayrıca bu tabancaların menzili de 100m civarı. Dolayısıyla hedeflenen yere yaklaşık 100m geriden atmanız gerekir mantıken.
O zaman 1.70m uzunluğundaki birinin elinden (yerden 1.30m yüksekte tutulduğunu var sayabiliriz) 45 derece açıyla fırlatılan gaz fişeği, en fazla 1.70 boyundaki birinin kafasına, komaya sokacak şekilde nasıl isabet edebiliyor? Yaptığım hesaplara göre çıkan ihtimaller şöyle:
- tg(45) = 1 olduğu için ateşleme mesafesi 40cm civarıdır.
- Eğik atış hesaplarına göre, 45 derece açıyla fırlatılan fişeğin menzili 100m ise, fırlatılma hızı 27m/s oluyor. Bu da 96km/saat demektir. Fişeğin yere yaklaştıkça hızlandığını da hesaba katarsak, komaya sokacak kadar şiddetli bir atışın bu sefer 100m den daha yakın bir mesafeden yapılması gerekiyor. Canlıların olduğu bir yere gaz fişeği atılamayacağını da düşünürsek, hesabın giderek iğrençleştiği anlaşılacaktır.
- 45 derece değil de daha dik bir açıyla fırlatılırsa, yere çarpma hızı artacak; fakat menzil de düşecektir. Bu sefer çocuğun da fişeğin düşeceği yere doğru koşarak gelecek kadar salak olması lazım.
- En pis ihtimal bu: Polis düpedüz nişan alırcasına yere paralel tutmuştur.
Ulan her durumda polisin cinayet işlediği açık be! Kimse çocuğa suç bulmaya kalkmasın! Yok DHKP-C liymiş, yok cebinde patlayıcı varmış falan!
Ha bir de yanarak ölen Serap'la kıyaslama durumu var tabii. Serap'ın katilleri ağırlaştırılmış müebbet ve yaklaşık 20 şer yıl ceza aldı. Bu çocuğunkiler n'oldu peki?
Mesajınızı benimle birlikte 3 kişi yanıtlamış ve farkındaysanız üçümüz de aynı yanıtı vermişiz. Sen yakıp yıkanlara polis ne yapmalı, tabi ki karşı koyacak diyorsun. Bizde diyoruz ki polis güç kullanmasa kimsenin yakıp yıktığı yok. Yani bize göre olayı başlatan zaten onlar, ki bunu herkes anlamış, sen hariç. Karşı koymaya çalışan polis değil biziz.
3 kişi olmanız benim nazarımda haklı olduğunuzu göstermiyor. Siz sadece polis başlatıyor diyosunuz ama ben görüntülerde tam tersini görüyorum hep. Hadi diyelim polis başlattı işyerlerinin, Belediye otobüsünün, arabaların, bankaların, otobüs duraklarının ne günahı var! Yani o zarar verenler o kadar nefret doluki dün itfaiyecide sırf devlete ait bir görevli diye nasiplendi şiddetten ve hayatını zor kurtardı.
Bahsettiğiniz görüntüler televizyon kanallarındaki görüntülerse izlediklerinizin çoğunun yalan olduğunu söyleyerek başlayayım. Polis şiddet uyguladı diye insanların asıl karşı koydukları polisler değildir. Polisi vali atar, valiyi hükümet atar, hükümeti halk seçer. Asıl suçlu seçen halktır, halka karşı başkaldırı yerine, halkı pas geçip hükümete karşı başkaldırılır.
Kayıplar olmak zorundadır, yıllarca oldu, şimdi de oluyor. Bunu değiştirmenin bir yolu yok.
Demek istediğimi özetlersem; başkaldırıyı sadece yasal çerçeveler içinde yürütmek isteyenlere saldırılmıştır ve eylemciler de buna direnmeye çalışmaktadır.
Gayet basitçe açıkladım hala eksik bulduğunuz, kafanızda oturmayan bir yer varsa konuşalım. İlk mesajımda ani sinirimden dolayı hakaret cümleleri için özür dilerim.
Y
yasmin
bende Atatürkçü bir insanım ama bunun konuyla pek bi alakası yok ama şunada belirtmeliyim ki o elinde sapan olan fotoğrafa inanmıyorsunuz ama ekmek almaya gidiyordu palavrasına hemen inanıyorsunuz taksime fırın mı açılmış ne ara yada diyelim ki çocuk evden çıkmış bakkala gitmiş o sırada eylemciler ve polisler oraya ışınlanmış mı bi yerde eylem varsa esnaflar zaten kapalıdır bu tür yalanlarla halkın gözü boyanmasın burada suç polisin olduğu kadar toplumun küçük yaştaki çocukları siyasi işlere alet ediyorlar beyinlerini yıkıyorlar
Benimde herhangi bir kırıcılığım oldu ise herhangi bir üyeye karşı yada öyle algılandıysam özür dilerim. Kimseyi kırmak değil tabi ki niyetim. Bence herşeyi tartışmalıyız ve tahammül etmeliyiz birbirimize. Paylaşılamıyacak hiçbir şey yok aslında ortada.. Birbirimizi anlama adına sadece empati yapmalıyız. Gerçek bir empati önyargısız.
Siz, Berkin ve Ali İsmail'in ölümlerine üzüntü duyanlar, rüzgara karşı işediğinizi anlayın artık.
Riyakarlık
Soyguncu dürtüler
Akabinde hırsızlık
Yalancılık
Hor görme
Üstünlük kompleksi
Makam hırsı
Bu özelliklere bir bakın şöyle. Yaşadığınız ülkenin genel yapısını bu özellikler belirliyor, bu özelliklerle eşleşen insanlar en güçlü konumlarda artık. Geçmek lazım ama biz çok misafirperveriz sinemalarını. Bir ölçüsüz kara mizahın başrol oyuncusudur bu ülke.
Doğu ile batının, iki farklı kültürün tam ortasında kalmanın yaradığı bir ülke değiliz biz, bunu olumlu yönlerde kullanabilmiş değiliz. Belki de esas bundan kaynaklıdır bu dengesizliklerimiz.
Başarısızlık suç değildir. Sorumluluk kabul etmemek, farkında değilmiş gibi makam ve iktidar hırsıyla hareket etmek asıl kabahattir.
Yunanistan'da polis bir genci öldürür, istifa gelir. Estonya'da kar yığılması yüzünden çatı çöker, istifa gelir. Danimarka'da dönemin başbakanı Kopenhag'dan binip başka bir şehre gittiği taksinin ücretini devlete ödetmeye kalkınca, koltuğundan olmanın eşiğinden döner. Taksi parası diyorum bak taksi parası.
Halbuki sokağa çıktığında Yunan başta olmak üzere alayına gavur der, geçeriz. Gavur dediğimiz, gayri müslim dediğimiz adamlar bu kadar haysiyetle hareket ederken; ÖSYM başkanının (başka hiç bir örnek ya da detay vermeye gerek yok) halen daha koltuğuna sımsıkı tutunabildiği topraklardır buralar.
İstifa kültürünün kenarından köşesinden nasiplenememiş, istifanın da bir hizmet olduğunu idrak etmekten fersahlarca uzak, vatanından/milletinden/ailesinden çok koltuğunu sevenlerin güçlü insan konumunda olageldiği topraklardır buralar.
Ne cennet gibi doğamız, ne kıtaları birleştiren şehirlerimiz, ne de güleryüzlülüğümüz para eder şu saatten sonra.
Yaşamalarına izin verilseydi, en temel hakları ellerinden hoyratça sökülüp alınmasaydı; belki bu tepkileri benimsemeyenlerin tasvip etmediği fikirlerin içinde bile olsalar, kendilerini geliştirip/okuyup-öğrenip bu fikirlerden sıyrılacaklardı... Kim bilir? Kim bilebilir artık? Yok, öldü olum çocuklar. Öldürüldüler. Hiç bir şey yapamayacaklar artık.
Maddi/manevi bir menfaat sahibi olmadığı halde duymayı bırak, gördüğüne inanmayacak derecede bağlı olanları var. İnanmaya yaklaşsa dahi, nasıl olsa herkes çalıyor mottosuyla yine oylarını onlardan yana atacak olanları var.
Etrafı komple kendisi gibi düşünenlerle dolu sanan, Kadıköy'de Taksim'de Beşiktaş'ta iki tek atarken onlara ve kitlelerine dair hiç bir emare göremeyen arkadaşlar... Biraz da üst paragrafta belirttiğim kafa yapısına sahip insanlarla yaşamayı deneyin bakalım. Size de naçizane tavsiyem budur.
Yıkılsın anasını satayım. Yıkılsın bu her hücresine kadar çürümüş ve kokuşmuş düzen.
Riyakarlık
Soyguncu dürtüler
Akabinde hırsızlık
Yalancılık
Hor görme
Üstünlük kompleksi
Makam hırsı
Bu özelliklere bir bakın şöyle. Yaşadığınız ülkenin genel yapısını bu özellikler belirliyor, bu özelliklerle eşleşen insanlar en güçlü konumlarda artık. Geçmek lazım ama biz çok misafirperveriz sinemalarını. Bir ölçüsüz kara mizahın başrol oyuncusudur bu ülke.
Doğu ile batının, iki farklı kültürün tam ortasında kalmanın yaradığı bir ülke değiliz biz, bunu olumlu yönlerde kullanabilmiş değiliz. Belki de esas bundan kaynaklıdır bu dengesizliklerimiz.
Başarısızlık suç değildir. Sorumluluk kabul etmemek, farkında değilmiş gibi makam ve iktidar hırsıyla hareket etmek asıl kabahattir.
Yunanistan'da polis bir genci öldürür, istifa gelir. Estonya'da kar yığılması yüzünden çatı çöker, istifa gelir. Danimarka'da dönemin başbakanı Kopenhag'dan binip başka bir şehre gittiği taksinin ücretini devlete ödetmeye kalkınca, koltuğundan olmanın eşiğinden döner. Taksi parası diyorum bak taksi parası.
Halbuki sokağa çıktığında Yunan başta olmak üzere alayına gavur der, geçeriz. Gavur dediğimiz, gayri müslim dediğimiz adamlar bu kadar haysiyetle hareket ederken; ÖSYM başkanının (başka hiç bir örnek ya da detay vermeye gerek yok) halen daha koltuğuna sımsıkı tutunabildiği topraklardır buralar.
İstifa kültürünün kenarından köşesinden nasiplenememiş, istifanın da bir hizmet olduğunu idrak etmekten fersahlarca uzak, vatanından/milletinden/ailesinden çok koltuğunu sevenlerin güçlü insan konumunda olageldiği topraklardır buralar.
Ne cennet gibi doğamız, ne kıtaları birleştiren şehirlerimiz, ne de güleryüzlülüğümüz para eder şu saatten sonra.
Yaşamalarına izin verilseydi, en temel hakları ellerinden hoyratça sökülüp alınmasaydı; belki bu tepkileri benimsemeyenlerin tasvip etmediği fikirlerin içinde bile olsalar, kendilerini geliştirip/okuyup-öğrenip bu fikirlerden sıyrılacaklardı... Kim bilir? Kim bilebilir artık? Yok, öldü olum çocuklar. Öldürüldüler. Hiç bir şey yapamayacaklar artık.
Maddi/manevi bir menfaat sahibi olmadığı halde duymayı bırak, gördüğüne inanmayacak derecede bağlı olanları var. İnanmaya yaklaşsa dahi, nasıl olsa herkes çalıyor mottosuyla yine oylarını onlardan yana atacak olanları var.
Etrafı komple kendisi gibi düşünenlerle dolu sanan, Kadıköy'de Taksim'de Beşiktaş'ta iki tek atarken onlara ve kitlelerine dair hiç bir emare göremeyen arkadaşlar... Biraz da üst paragrafta belirttiğim kafa yapısına sahip insanlarla yaşamayı deneyin bakalım. Size de naçizane tavsiyem budur.
Yıkılsın anasını satayım. Yıkılsın bu her hücresine kadar çürümüş ve kokuşmuş düzen.
Son düzenleme:
İlk önce olayı öğrenmenizi tavsiye ederim.Vurulan çocukcağız Taksimde vurulmadı cahil arkadaşım, olaylar tek bir noktada değildi cahil arkadaşım,olayların başladığı olduğu birkaç ilçe vardı bütün şehirlerde 😉 Ayrıca çocuk evinin oradaki ekmek fırınının yakınında vuruldu.Vurulduğu sırada olan görüntüler vardı keşke bulabilsek de koysak buraya.Atatürk'ü bulduğun her şeyde kullanmamanı tavsiye ederim.Zira onun araştırıcı kişiliğinden zerre kadar eser yok sende.Kimsin bilinmiyor ama ortalığı karıştırmaya gelmiş olma ihtimalin var.Bu görülüyor.
Baştan beri bunu istiyorum. Konu neyse ona özel başlık açılsın ve sadece onun konuşulduğu, seviyeli bir tartışma istiyorum. Ama yok işte, birisi bir yorum yapıyor, az önceki Atatürkçü arkadaş gibi, sonra konu değişip nerelere gidecek göreceğiz.
Bu arada içinde olmayanlar güzel destekli sallayabiliyor.Ankara'daki olayları sürekli her gün içinde bulunarak izledim,o sırada konur sokakta çalışıyordum(hatta verdiğim bir ilanda da çatışmalar çıkmadan önce yazıyordu bu gitarı denemek isteyenler için.).İnsanlar kendilerine zarar vermediği sürece karşılık asla vermedi.Hatta ve hatta polisleri sıkıştırdıklarında ellerinde fırsat olmasına rağmen protestocuların , polisin kılına bile dokunmadılar.Ankara Kızılay'da ilk gün bir araba yandı ve içinden geçirdiğim şu oldu:''Masum insanların malına da zarar geliyor b.ku çıktı bunun da artık.'' ,fakat sonrasında arabanın yanmasının sebebinin polisin attığı gaz fişeği olduğu anlaşıldı,belediye otobüslerine ilk başta dokunulmadı,yine polisin attıkları mermiden dolayı yananlar oldu. Şimdi elimi vicdanıma koymam gerekir,haberlerde çıkanların tam tersini gözlerimle gördüm.Şu dakikadan sonra polise güvenebilir miyim? Güvenemem. Bu arada zarar verilen dükkânları ve kuruluşları ben sayayım size:HCBS vs gibi yabancı bankalar,burgerking,starbucks,mado gibi birkaç yer vardı,bu dükkanlara maksatlı zarar verildi çünkü bunların eylemdeki insanlara karşı sergilemediği adilik kalmadı.Bu dükkanlar arasında ise talan edilen olmadı kesinlikle.Fakat Ankara Konur sokağa girin oradaki esnafa sorun elinizi vicdanınıza koyup ya da Sakarya Caddesi'nde ya da Tunalı Hilmi tarafındakilere sorun dükkana kimler zarar vermiş,milyarlık camı çerçeveyi kimler dağıtmış, dükkan eşyalarını kimler parçalamış size görüntüler eşliğinde anlatsınlar(bunların hemen hepsi kayıtlı durumda),bunlar yapıldığında adamlar işyerlerini kapatıp evlerine gittiler,bir kısmı ise oradaydı.Maddi yönünü sorgulayanlar oldu bunları da cevaplayın hadi.
İ.Melih 'e gelince Ankara'da yaptığı o kadar iç etme mevzusu hasıraltı edilmişken (örneğin http://www.gazetebilkent.com/2013/02/21/demir-kafesin-akibeti/) insanlar daha otobüsten bahsediyor,yukarıda verdiğim linkteki toplam yapım ve söküm masrafı 70 küsür milyon euro ya mâloldu kim biliyor bunu.Otobüs ve zarar gören belediye ekipmanları ikmal bakım atölyelerine gönderilip çabucak hizmete sokulabilecekken neden seçim , parti propagandasına dönüştürülüp çürümeye terk edilerek sergilendi . Bir belediyenin görevi vatandaştan aldığı vergilerle yapılan olayları otobüslerin ve ekipmanların tutarından fazla para harcayarak http://ankarageziolaylari.com/ böyle siteler açıp ve kitap bastırıp insanlara dağıtmak mıdır? Kimse siyaset yapmadığını söylemiş ama herkes kafasındaki siyasi görüş çerçevesinde yazmış.Buna anlam veremedim. Halâ burada da malesef ama elinde sapan vardı diyen kişiler vardı.Öyle ya da böyle insanlar öldü gitti pisi pisine.Ölenlerin hepsine terörist yaftası yapıştırmaya çalıştılar, kısmen başarılı oldu da .Ölen kişilerin aileleri insanlara yanıldıklarını ispat bile edemediler adam akıllı, çünkü tv ye çıkmalarına da müsade etmediler(g.t korkusuna yakalanan medyanın şimdiki yaptığı hariçtir buna).Bu ülkede herkes her şeyi bilir ama hiç bir şeyi bilemez.O yüzden konuşurken iddialarınızı destekleyin,kulaktan dolma şeylerle gelmeyin buraya.
İ.Melih 'e gelince Ankara'da yaptığı o kadar iç etme mevzusu hasıraltı edilmişken (örneğin http://www.gazetebilkent.com/2013/02/21/demir-kafesin-akibeti/) insanlar daha otobüsten bahsediyor,yukarıda verdiğim linkteki toplam yapım ve söküm masrafı 70 küsür milyon euro ya mâloldu kim biliyor bunu.Otobüs ve zarar gören belediye ekipmanları ikmal bakım atölyelerine gönderilip çabucak hizmete sokulabilecekken neden seçim , parti propagandasına dönüştürülüp çürümeye terk edilerek sergilendi . Bir belediyenin görevi vatandaştan aldığı vergilerle yapılan olayları otobüslerin ve ekipmanların tutarından fazla para harcayarak http://ankarageziolaylari.com/ böyle siteler açıp ve kitap bastırıp insanlara dağıtmak mıdır? Kimse siyaset yapmadığını söylemiş ama herkes kafasındaki siyasi görüş çerçevesinde yazmış.Buna anlam veremedim. Halâ burada da malesef ama elinde sapan vardı diyen kişiler vardı.Öyle ya da böyle insanlar öldü gitti pisi pisine.Ölenlerin hepsine terörist yaftası yapıştırmaya çalıştılar, kısmen başarılı oldu da .Ölen kişilerin aileleri insanlara yanıldıklarını ispat bile edemediler adam akıllı, çünkü tv ye çıkmalarına da müsade etmediler(g.t korkusuna yakalanan medyanın şimdiki yaptığı hariçtir buna).Bu ülkede herkes her şeyi bilir ama hiç bir şeyi bilemez.O yüzden konuşurken iddialarınızı destekleyin,kulaktan dolma şeylerle gelmeyin buraya.
Bu soruların cevaplarını maalesef ben bilemiyorum, polis organizasyonu aramalı/bilmeli diye düşünüyorum...Benzer olaylara bütün Dünya'da karşılaşılmakta, örnek alınacak bazı ülkelerin yaklaşımları benimsenebilir (yada daha da doğrusu bu konunun ilgilileri yapılacakları belirler, ben haddim olmadan öneriyorum)...
Postunuzda polise yapılan saldırıları, vandalizm örnekleri vb. bahsetmişsiniz, bu konuyu değerlendirecek olursak...Bu ve benzer davranışlar
- Belirttiğiniz şekilde planlı şekilde devlete karşı olan nefret sebebiyle yapılabilir
- Orantısız güç karşısındaki çaresizlikten, galyan ile yapılabilir (o anda ne yapılmalı bilemiyorum)
Özetle, bu olayları tetikleyen devletin kendisidir, bir çok olayda olduğu gibi bunun aksini ispatlayabilmek için algımızı farklı kanallara çekmeye çalışmaktadırlar...Devlet büyüklerimiz onurlu günlerimizde (19 Mayıs, 10 Kasım vb.) hep biryerlerdedirler, bakanın oğlunun gözaltında olduğunu basın öğrenirler, anamızı da alır gideriz, TC kaldırılır, andımız kaldırılır, 19 Mayıs da yürüyüş yapamayız, teyet geçer, ATA olmasa da olurlar (nasıl oluyor bilemiyorum), Ank trafik problemi vardır ormanlar kesilir, generaller, üst düzey yetkililer, avukatlar vb. hepsi darbecidir, uzzzzaaarr da uzzzaarrr, sonunda halkımız da polis de saldırır, polis kendisini/halkı korur 🙁 ...
Polisimizin içinde bulunduğumuz durumda işinin çok güç olduğu doğrudur ancak polisimizin unuttuğu en baştan beri bizim polisimiz olduğudur (diğer görevlerini yerine getirmeye çalışınca sürülür, sövülür, baştan beri bizimdir zaten başkaları herkese yaptığı gibi kullanıp bir köşeye atar)...Bu, sadece, bu teşkilat için mi geçerlidir, maalesef hayır, en başında (ve benim de en çok kızdığım ve hazmedemediğim) basınımız, yargımız, ordumuz, satırlı insanımız, hepimiz...
Sevgiler ve saygılar...
Son düzenleme:
üye olduğu tarih salı,mesaj 1. yav he he atatürkçüsün he. spam amk spam! uğraşamam kıllarıyla.
Y
yasmin
sen nasıl benim yazdığıma cevap yazdıysan biride atatürkçü bi insanım millietçiyim falan yazmış bende bende atatürkçü bi insanım ama konunun atatürkle bi alakası yok demek istedim sen gibi araştırmacı bi insanın bunuda gözden kaçırmaması gerekiyordu aydın arkadaşım bilmem farkında mısın ama ben çouk iyiki ölmüş demiyorum buna iyi olmuş diyemem zaten her ne olursa olsun o daha küçük bi çocuk vicdanım el vermez ama eğer bir yerde eylem varsa esnaflar fırınlar zaten kapalıdır açıksa bile bi anne eylemin ortasına çocugunu ekmek almaya yollamaz ve bu tür üzücü olaylar hemen siyasete dökülmez mitinglerdeki hdp bayragını hala anlamış değilim ayrıca itfaiyeyi nasıl linç ettiklerini gördük ve sırf devlete hizmet ediyor diye peki o adamın ailesi annesi babası çocuğu yok muydu üzücü olayları fırsattan istafede edip provakasyon yapmalarının karşısındayım insanların duygularını sömürüpte sırf kargaşa çıkarmak için yollara dökülenlerin karşısındayım yarın birgün evinizde yangın çıkarsa bırakın yansın o zaman ve bigün evinize hırsız girerse sakın polisi çağırmayın bırakın evinizi soysunlar
Ben taştan veya sapandan zırhı parçalanan polis görmedim.Kaldı ki polis defalarca sapan kullandı isteyene videosunu koyarım(ak gençlik denen çakal sürüsünden bahsetmiyorum bile).Hiçbir vakit a.c.a.b mottolarının peşinden gitmedim aslada katılacağımı sanmam ama şu barışçıl eylem ama tavırları baymaya başladı.Sözgelimi bir çocuk sapanla taş attı diye bu ülkede kafasının içine gaz fişeği girecek ve aylarca yaşam savaşı verecekse zaten olmaz olsun böyle şey.
