7r7 ve Tüpçü kardeşlerim, sizedir sözüm.
Yani hala ''anlatılmak istenileni anlamıyorsunuz'' muhabbetindesiniz ya, onu geçiniz.
Sizler aklınızı ve vicdanınızı hangi $$ amaca $$ ipoteklediğinizin farkında değilsiniz daha.
Adamlar oturuyor, her bir olayda nasıl tavır alınması gerektiğini, neler söyleneceğini ve nasıl karşı saldırıya geçileceğini tasarlıyor. Sonra bunu fotomontaj kareler, asılsız kara çalmalar ile süsleyip servis ediyor, siz de muhteşem bir akılbirliği içinde hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz. Burada belki siz o partinin taraftarı olmayabilirsiniz, ben burada parti çekişmesi yapmıyorum ve hiçbir siyasi parti adına da konuşmuyorum. Ben yalnızca benim, aklım ve vicdanım ile ben. Ve vicdanı olan her insan dünyanın her yerinde ölen bir çocuk için üzülür. Eğer bu devlet eliyle yapılmışsa (devletin asli görevinin vatandaşının sağlığı, güvenliği ve eğitimi olduğunu hatırlatayım), insanlar hem üzülür hem de yarın bir gün senin benim çocuğuma da aynı şey olabilir diye tepki gösterir. Benzer olaylarda suçluların cezalandırılmadığı da bilindiğinden, bu tepki son derece haklı olarak öfkeli bir tepki olabilir. Eğer hakikaten çocuğun anası babasına da sitem etme gibi derdiniz varsa her cenazede olduğu gibi birkaç gün susarsınız, ölenin ardından hep iyi şeyler söylersiniz, sonra zamanı gelince hepimiz o özeleştiriyi yaparız meraklanma.
Ama niyetinizin bu olmadığı apaçık ortada. Çünkü biz vatandaşlar bu memlekette her bir toplumsal olayda böyle kafa karıştırma, ortalığı bulandırma çabalarını çok yaşadık daha önce.
Aklınızı ve vicdanınızı siyasi oyunlara teslim etmeyin. Bakın, size 15 yaşında yavrucağın 16 kg'lık ölü bedeninden bile nasıl iğrenç bir malzeme çıkarabiliyorlar.
Gerçekten anlatılmak isteneni anlamıyorsunuz ama, arkadaşlar haklı.
Bakın, tamam okumayın ya da anlamayın bundan önce yazılanları.
Diğer arkadaşları tanımam, Tüpçüyü iyi tanırım, iyi bilirim aklından ne geçer, ne geçmez, ne söyler, ne söylemek ister. O da beni iyi bilir, iyi tanır. Neyse. Şöyle açıklayayım.
Bir çocuk eyleme katılabilir mi, evet. 15 yaşında bir çocuk tabii ki ezilmek, hor görülmek, eşitsizlik, hak yenmesi dahası açlık, yokluk vb. durumlardan haberdar olacak, bunları düşünebilecek olgunluktadır. Birçok Türk genci o yaşlarda o olgunlukta olmamasına rağmen bazıları da o olgunlukta olabiliyor, evet. Ben de ilk eylemlere katılmaya başladığımda daha da küçüktüm, kendi irademle değil babamın götürmesiyle gitmiştim evet, daha sonra kendi irademle de çok gittim, ailemden gizli de çok gittim. Demek ki olabiliyormuş. Benim de çocuğum gidecek, bunu düşünecek yapıda olması için elimden geleni yapacağım. Ama ölüm noktası beni düşündürdü burada, bir çocuk eylem için ölmeli midir, bu gerekli midir gerçekten, bu bir şeyi çözebilir mi ülkede, çözdü mü ya da? İlk defa mı öldü bu ülkede bir çocuk, hayır. Astılar, çözülmedi. Bombaladılar, çözülmedi. Nicelerini öldürüp faili meçhul bıraktılar, çözülmedi. İnsanın inandığı bir dava için canını ortaya koyması benim için bu dünyada saygı duyabileceğim en büyük erdemlerden biridir ama bir çocuğun, büyüyüp, okuyup, üniversiteye gidip, kafa eskitip, aşık olup, insanlarla tartışıp, kavga edip, dayak yeyip, sevip, ayrılıp, sigara içip, daha çok yaşayıp ölmesi gerekiyordu. Ekmek almaya giderken değil. Bu sebeple dedi ki Tüpçü, bir çocuk eyleme katılabilecek erdeme sahipse helal olsun (bence) ama (yine bence) bu ortamda (polislerin katil gibi önüne gelene saldırdığı ortamda, can güvenliği yokken) çok elzem değil. Ben misal Gezi zamanında ameliyattan yeni çıkan kız arkadaşımı eylemlere götürmedim, ben bile giderken o kadar senelik tecrübem olmasına rağmen her seferinde acaba diyerek çıktım çünkü ilk defa bu kadar acımasız bir karşı güçle karşı karşıyaydık eylemlerde. Plastik mermi sıkan, insanların göz mesafesinde gaz fişeği atan (ki biliyorsunuz, öldürebiliyor, gördük öldürdü de) şerefsiz bir polis silsilesi varken karşımda demokratik bir eylem yoktu ortada, bir çocuk, engelli ya da yaşlı gördüğümde eylem alanında en önde de olsa en arkada da olsa ben bi' şekilde yırtarım onu da korurum diye hep onlara yakın gezdim, hep tedirgindim kısacası. Ben hep kaçabilecekken bir çocuk bu şerefsizlerin saldırısından kaçabilecek güce sahip değil maalesef, o sebeple bu tür eylemlerde çocukların çıkmaması gerekiyor. Çıkıyorsa da yapacak bir şey yok, eylem alanındakilerin bir şekilde koruması gerekiyor. Çünkü demokratik bir eylemden değil polislerin gereksiz ve aşırı bir müdahelesinden bahsediyoruz, biliyorsunuz ki.
Şimdi anlatabildim umarım, neden "çocuklar okusun" dediğimizi. Bir çocuk eylemlere katılarak da okuyabilir, biz böyle okuduk.
Uzun uzun hakaret aldım şu konuda, daha fazla katlanamayacağım, daha fazla katlanılmaz hale gelmesin bazı arkadaşlar lütfen, sinirinizi benden çıkartmayın, sokağa çıkın kalabalığa katılın. Gerekmedikçe cevap vermeyeceğim tekrar, üşeniyorum artık şuraya aynı şeyleri yazmaya.