Eyvallah kardeşim, kalbi duygularımla...🙂Ya tabiki üstad, içeceksek hep berbaer içelim.. masamız gönlü güzel insanlara hep açık.
Eyvallah kardeşim, kalbi duygularımla...🙂Ya tabiki üstad, içeceksek hep berbaer içelim.. masamız gönlü güzel insanlara hep açık.
2.47
"Helal mustafa abi"
Sırf bu nickten dolayı ismimi mustafa zannedenler oldu sitede ama alakası yok
Profil resmi de en sevdiğim dizideki (scrubs) en aykırı karakterin resmi (g.cerrahi asistanı todd)
Nasıl yani, adın Mustafa değil ve resimdeki de sen değil misin? 😱😱😱😵😵😵😕😕😕
O kadar da değildir...:stop:
Bu arkadaş sana hiç benzemiyor Mustafa... 😒ismim Emrah
%5Burl=http://hizliresim.com/PnlB29][/URL]
Bu da gençlik zamanım
%5Burl=http://hizliresim.com/qjGR0Z][/URL]
Bu arkadaş sana hiç benzemiyor Mustafa... 😒
Ben de onlarca enstrumantal rock parça içerisinden en sevdiğim parçayı nick seçmiştim kendime eski zamanlarda, foruma da o şekilde üye oldum. Sanırım başka nick denemelerim için 'başka nick alın' uyarısı gelince, 'eeh eytere bea' deyip bunu kullandım. Marty Friedman'in ilk albümünden, içinde pek çok tema barındıran ancak benim daha ziyade başı ve sonu için dinlediğim mükemmel parçası.
Bilmeyeni için yazalım, Forbidden City ya da Yasak Şehir aynı zamanda Çin'de bulunan bir saray. Bildiğim kadarıyla en büyük saray hatta. 1400'lü yılların başlarında yapılmış ve uzun seneler boyunca imparatorlara ev sahipliği yapmış. Rivayete göre girmeye çalışana çok ciddi işkenceler yapılıyormuş.
Marty Friedman'ın Dragon's Kiss albümü de diğer albümleri gibi harikadır ancak bu yaşta böyle derinlemesine enstrumantal rock parçası yazmak, gerçekten çok saygı duyulası. Bu parça bittiğinde her daim tüylerim diken diken oluyor, bende yeri çok büyük ilham açısından.
Avatar ise yine en sevdiğim başka bir kategoriden 🙂 Yine benim için yeri en ayrı grup olarak rahat rahat söyleyebileceğim Death'in en sevdiğim albümü. Kapak resmini de severim işin aslı, yani albümdeki şarkılarla bir bütünlük oluşuyor. Albümdeki davulların kuru sound'u belki de büyük bir faktör. Bu albümü eşsiz yapan ise kuşkusuz Andy La Rocque.
Çok uzun süredir bu konuda 'en' lerim hiç değişmedi. Müzik zevkim çok genişledi, çok fazla sanatçı tanıdım, her dönem farklı bir tarza takılıyorum; ama onların yeri her daim ayrı. Ki zaten Chuck Schuldiner'ın takip ettiği sanatçıları okuduğumda da, müzik zevkinin zengin olduğunu öğrenmiştim yıllar önce.
Fazla uzattım. Forbidden City'i paylaşıp gideyim;
Ben acikcasi su üyenin gelip yazmasini bekliyorum: @cenkcakmakci