Konuya yazıp yazmamak konusunda çok kararsız kaldım, fakat en azından adım geçtiği için, mesajı ikiye bölerek, bir forumdaş olarak ve bir yapımcı olarak iki farklı bakış açısıyla yazmaya çalışacağım.
”gitargitargitar” arkadaşım, öncelikle son 1-1.5 ay içerisinde açtığın konuları göz önünde bulundurunca, bir de yaklaşık 2 saatlik Facebook muhabbetimizden sonra buradaki paylaşımların sonucu, benim düşüncem;
ESP Horizon'ın kendisini alman seni daha mutlu ve memnun edecektir. Bir başkası için bu böyle olmayabilir; arayışlar ve deneyimler çok öznel şeyler olduğu için bu tarz konularda başkalarının fikirlerini almak ve bunlardan etkilenmek bu tarz forum ortamlarında oldukça risklidir. Zira herkes kendi doğrusunu paylaşacak, ortaya bir ”fikir çorbası” çıkacaktır. Ki, söz meclisten dışarı, yerli-yabancı bir çok forumda ne saçmalıklar konuşulduğunu görseniz, yanlışların yanlışlarla çürütülmeye çalıştığı bir çok, artık komik diyebileceğim, konu var.
İşin enteresanı, doğru bilginin paylaşıldığı konularda genelde tartışma ya da atışma/sürtüşme olmadığı için muhabbet kesiliyor ve konu arka sayfalara doğru kayıyor iken, fikirlerin çatıştığı konular devamlı canlı kalarak ön plana çıkıyor. Bizim forumlarda da genelde bu oluyor. Fikir geliştirme adına hiç bir muhabbet zorlanmıyor. Konuya gelenler, ”Hmm x kişisi bunun için böyle dedi, demek ki böyle tamam” ya da ”işkembeden sallıyor işte” düşünceleri eşliğinde konuyu olduğu gibi bırakıp heyecan olan konuya gidiyor. Arama özelliği kullanılmayınca, bir çok defa paylaşılan bilgilerin, orjinal yazarlar tarafından tekrar tekrar yazılmaması sonucu (tabii bence haklı olarak, sonuçta forum için içerik üretici konumundayız hepimiz, bu konu tam olarak üniversitede aynı çalışma ile ilgili farklı makaleler yazmaya benziyor
🙂 ) bilgilerin paylaşıldığı, fikirlerin konuşulduğu değerli konular yerini polemik dolu konulara bırakmak durumunda kalıyor.
Neyse, konumuza dönelim, bir forumdaş olarak, daha önce de yazıldığı gibi, ”daha ucuza halledeyim” mantığında gitar yaptırmak çok sağlıklı değil düşüncesindeyim. Zira seri üretim bir gitarın maliyeti ile butik bir gitarın maliyeti arasında dağlar var. Bu kıyaslama ESP, Fender, Gibson vs Suhr, Vigier arasında yapılan kıyaslamada olduğu gibi, Suhr vs Knaags, Melancon arasında da var örneğin. Üretim sayısı azaldıkça maliyet artar.
Haliyle yerli üretim de olsa, görselliğini bir kenara bıraktığınızda elinize aldığınız enstrümanın ”rakibi” olduğu gitarlar hiç bir zaman ESP, Fender, Gibson olmamalı. Tabii bu benim şahsi düşüncemdir. Katılan olur, katılmayan olur, tartışmaya açık bir konu.
Buradan ilk mesaja dönüyorum tekrardan, ESP Horizon baz alınarak birebir kopyasını yapmak, birinci aşamada etik değil, zira tasarım hırsızlığına giriyor. (Ki benzerini headstock konusunda yurtiçinde yaşadım, çok sinir bozucu bir durum.) İkinci olarak, ortaya çıkacak gitar ESP markası adı altında satışa sunulan gitarların muhtemelen %90'ından iyi olacaktır. Tabii kime göre neye göre iyi, bu da tartışmaya en en en açık konulardan birisi.
Göz ardı edilen nokta şu. Öyle ya da böyle, bizler bu dünyada, arkamızda bırakacağımız enstrümanlar üretme aşkıyla yanıp tutuşan insanlarız. Olay hiç bir zaman ”iki keresteyi birleştireyim, teli takayım oldu bitti al sana gitar” basitliğine inmedi, inemez de. Sizler nasıl hoşunuza giden gitarı almak istiyorsanız, bizler de ardımızda bıraktığımız enstrümanların imzamız olmasını istiyoruz. Zira bir gitarın yapımı için 3-6 ay arası zaman harcayıp, ortaya çıkan şeyin aslında seri üretimde bulunan gitarın bir kopyası olması... Bilmiyorum arkadaşlar, bazı şeyler parayla, kazançla ölçülmüyor.
Gördüğünüz, yaptığımız, paylaştığımız gitarların arkasında da yüzlerce saatlik çalışma, planlama, tasarım var. Hal böyle olunca, bizim gözümüzde, gidip ”ESP Horizon”ın bir kopyasını yapmak gram değeri olmayan bir iş. Eğer onu beğeniyorsanız, onu almak yapacağınız en doğru şey. Aynı koşul bizlerin yaptığı gitarlar için de geçerli. Beğeniyorsanız alırsınız/yaptırırsınız.
Forumdan Onur Yahya Öner ile bir proje geliştirdik geçtiğimiz dönemde mesela. Muhabbet öyle bir noktaya geldi ki, gitarı birlikte yaptık resmen. Ve ilerleyen dönemde standart olarak insanlara sunduğum modeller arasında yer alacak o da. Benden bir gitarın kopyasını da isteyebilirdi, onun yerine ”şu şu şu modeller ilgimi çekiyor, bunların kafasında bir şey yapalım mı, ne dersin?” talebiyle geldi ve ortaya gururla portfolyoma ekleyebileceğim bir gitar çıktı. Burdadan da kendisine teşekkürlerimi iletirim, böyle bir projeye ön ayak olduğu için. @Onur Yahya Öner
Benzer şekilde Caner Akova, geldi abuk sabuk bir gitar istiyorum diye, ortaya yine çok çok güzel, karakteristik bir gitar çıktı. Yeri geldi atölyede birlikte karaladık, çizimini yaptık, yeri geldi gitarın sırt formunu verirken bana eşlik etti. Tekrardan, ortaya sonuna kadar arkasında duracağım bir iş çıktı.
Bana yenilikçi şeylerle gelen kimseyi geri çevirmedim, çevirmem de, iş böyle gelişir zaten, fakat, zaten günde 300-500 adet üretimi yapılan gitardan bir tane de ben yapmayayım.
🙂
Uzun bir mesaj oldu, umarım ofansif algılanmaz kimse tarafından zira gram art niyet olmadan yazılmış bir yazıdır. Konuya cevap yazmadan önce de ”gitargitargitar” arkadaştan Facebook konuşmamız esnasında istediğim izin doğrultusunda yolluyorum.