Mydukkan.com'dan Gitar Alacaklar Dikkat!

  • Konuyu açan Konuyu açan Reeve
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Durum
Yanıtlara kapalı.
Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri bunun için var ve ücretsiz olarak başvurabilirsiniz. 1000 tl altındaki ürünlerde yaşadığınız sorunlarda bulunduğunuz ilçenin hükümet konağına gider, olayı özetleyen bir dilekçe ile elinizde bulunan ek evrakları teslim edersiniz. 4-6 hafta sonrada kararı postacı evinize kadar getirir. Siz her sorumlu vatandaş gibi hukuki yollara başvurun, bırakın hukuk karar versin.

Amerika olayınıdan bahsetmiş biri, onuda söyleyeyim paypal' ın sağladığı güvenlik çok üst düzey. Başıma geldi biliyorum gitar aldım, 1 hafta sonu kapıda sapı kırık gitarı buldum paypal' a durumu özetleyen bir dilekçe yazdım ve 2-3 gün içinde parayı iade aldım.
 
Anladığım şudur 3-5 liraya bakmayacaksın, direk dükkana gidip alacaksın...
Mydükkan >>> gg
 
reeve,

Yanıt vermediğimi söylediğiniz mesajınıza yanıt vermem gerekirse;

Selçuk bey, eğer bunu böyle düşünüyorsanız çok ayıp. Ama ben ya müşteriye ya da kargoya çamur atacağınızı tahmin ediyordum, ikisini de yaptınız.”
Şimdi öncelikle eğri oturup doğru konuşmak lazım. Bir firmaya karalama kampanyası yapıyorsunuz. Amacınız bu olmamış olabilir. Belki başlığı yanlış seçtiniz, belki yanlış bir platformda bunu denediniz. İlk mesajınızdaki ithamlarla bir firmayı karalıyorsunuz ister istemez.

Biz ne yaptık, sizi de olasılıklara dahil ettik ve rahatsız oldunuz. Yalnızca tek bir seçenekle size bir ithamda bulunsak haklısınız. Bizim bir kırılma noktamız var, kontrollleri eksiksiz yapmaya çalışıyoruz. Buradaki görüşme sürecinde, bundan da geri adım atarak, “mavi ekranımız olabilir” ifadesini kullandık. Yani bizden de kaynaklanabileceğini söyledik. Paketleme odasına giderken olabileceği gibi açıklamalar yapıldı, böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü gitarın kutusu zaten test odasındadır.
İşleyişle alakalı bir slide vardı. Ordan bir fotoğraf paylaşıyorum;
http://www.mydukkan.com/neden.mydukkan/IMG_9578mydukkan.jpg
Onbinlerce gitar satıyorsak, binlerce saat de kontroller için harcıyoruz…“Beyfendi şunu kanıtlayabilirim,
Gitarın elime geçtiği saat öğlen 12:40 sıraları sonra, size mesaj attığım saat bunun 20 dakika sonrası. Demek ki arada işim olsa, veya akşam işten gelince paketi açmış olsaydım vayyy halime benim. Neyse, şöyle kanıtlarım var, birincisi imzayı atış saatim, ikincisi de Aras memuru ile aramda geçen konuşma. 12:00 sıraları Şubeyi arayıp kargonun neden geciktiğini, yapacağım başka işler olduğunu bildirdim ve adam da benimle ilgilendi, adımı sordu, kargonun ulaşıp ulaşmadığını inceledi ve kargonun dağıtıma çıkmış olduğunu söyledi, bir süre konuşmuşluğum var. Lütfen Aras şubesi ileiletişime geçin yarın, imza saatimi de öğrenin, sonra da bunun cevabını burada verin.”


Buna aşağıdaki şekilde yanıt vermiştim;
İnternet teslim saati bilgilerinde 09:00 yazıyordu. Zaman zaman bu saatte de teslimat yaptıklarını söyledi kargo şubesindeki görevli. (Mustafa Bey.) Bunun dışında net bir saat söyleyemediler. Kağıt üzerinde de çok daha geç bir saat yazıyormuş. Yani tam teslim saati görülemiyor.

Bu mesaja ek olarak imzanızın olduğu teslim kağıdında, 16:23 görünüyormuş. Bu durumda bize yazdığınız mesaj (13:00) için zamanda yolculuk yapmanız gerekiyor. Kargo teslim saatlerine güvenemiyoruz öyle görünüyor.

Siz bu kargoları üstlenme teklifini samimiyetinizden değil forum okuduğu için yaptınız, öncesinde kabul etmediğinizi kendiniz de diyorsunuz.”
Belki de en başından beri anlaşamamızın sebebi bu. İnsiyatif dahilinde birçok müşterimize yardımcı olduğumuz aşikardır. Bu kadar ön yargıyla konuya yaklaşırsanız elbette ki yol alamayız.

Konu internetten gitar almanın riskleri ile alakalı olsa ve deneyiminizi paylaşsanız biraz daha farklı durur. Ancak burda resmen hedef gösterilerek bir konu açılmış. Sizden bir beklentim yok deseniz de, burada firmamıza yakışıksız olarak söylenen bir çok söze ortam oluşturmuş oldunuz ister istemez.

Telefon görüşmesinde daha sakin şekilde iletişimde olabilseydik, sorunu birşekilde çözme yoluna gidebilirdik diye tahmin ediyorum. Yani insiyatif dahilinde bu sorunu çözebilirdik. Ancak telefon görüşmesinde, 3-4 kez görüşmeyi sonlandırıp, mesajla sizi bilgilendirelim teklifini yapmışız. Bu da birşeylerin göstergesi. Sonrasında işin biraz da inada binmesi ve kurumumuza yapılan ithamların başlaması...
Gitarı yollama sadece vakit kaybettirecekti bana, kendize hiç bir şekilde hata payı bırakmayan bir firmasınız, yapıcı olmanızı beklememi istiyorsunuz.”
Vakit kaybetmemeniz için size elimizde bu gibi durumlarda gönderdiğimiz bir gitarı gönderecektik. Yani böyle bir durumda, kendi gitarımı göndermeyi bile teklif ettim. Şahsıma ait ses kartını bir müşterime gönderdim. Uzun zaman sonra tamamen müşteride kaldı ses kartım. Sizi de ortada bırakmazdık zaten.

“Görünen o ki bütün işlemlerin sonunda ihale ya Aras Kargo'ya ya da müşteriye kalacaktı yukarıda yazıldığı gibi sizin CSI-Mydukkan biyopsi sonucundan sonra. İşte en başından beri bu kafada hareket ettiniz. Mağdur olmayan biri bu işi bu kadar uzatır mıydı sizce? Başlık açıp buralarda tartışır mıydı? Siz şahsınız adına bana bir telefon bile açmadınız. Eminim ki Onur beyin yanındaydınız uzun tartışma esnasında da, çünkü telefonu açıncaki tepkimi, konuşma aralarında sinirle verdiğim anlık tepkileri dahi biliyorsunuz, en azından orada siz devralabilirdiniz telefonu, çünkü en son kapatırken dedim ''beni mağdur ediyorsunuz, bu kadar mı basit bu iş? diye, firmanın cevabı ''dediğimiz gibi durum bu'' oldu.”
Bu konu ile alakalı aşağıdaki mesajı yazmıştınız önce;
Allah aşkına sanki adli tıpta biyopsi yapılacak gitara... Yukarıda da dedim, vuruktan anlamak için luthiye mi olmak lazım? Peki luthiyenin hasar tespitinde kargo nedenli! deme ihtimalinde geri mi yollayacaksınız gitarı? Sadece vakit kaybısınız.
Açık söylüyorum size daha da diyeceğim bir şey yok. Ne yardım, ne öneri, ne rötuş, ne iade, ne bir cevap.. hiç bir şey istemiyorum sizden.”


Lutiye ve daha da ötesini düşündüğümüzü geçmiş mesajlarımızda aktardım. Sonuçta cinci hocaya götürelim demiyoruz.

Son durumu size 3 olasılıkla sundum.
Kimseye açık çek veremeyiz, sizin de bu konuda bize anlayış göstermeniz gerekiyor.

Herkese aynı mesafede durmamız gerekiyor çünkü. Evet bunu bile çiğnedik bir ara doğru, gitarı gönderin dedik, ama lutiye ve inceleme tarafını kapatmak istemediğimiz için bu konudaki yorumumuzu da ekledik.

Aşağıdaki mesajımda bunu belittim;
Konuyu uzatmayalım, "Aras Kargo" ilgili şubesinden tutanak tutmaları konusunda yardım isteyin ve gitarı bize gönderin."Gitarda kozmetik sorun olduğundan iade ediyorum" gibi kısa bir açıklama yapabilirsiniz. Biz gerekli değişikliği yaparız.
Önceki mesajlarımda da (ilk telefon görüşmesi ve mesaj hariç) kargoyu siz ödeyin demedim, kargo ücretini de karşı ödemeli gönderebilirsiniz.
Gitardaki sorun vuruk mudur? Ortalama ne zaman olmuş? vb. sorulara yanıt olması adına. Lutiyelerin yorumları ile yine buradan sizlere aktarmaya çalışacağım.

İlk görüşmede alaylı ve tezgah kuruyormuşuz gibi bize yaklaşırsanız konunun buralara gelmesine çok şaşırmayın. Size telefon açmadım evet, Onur Bey yanımda değildi. Konuşmaya direk tanık olmadım. Bana aktarıldığı ile biliyorum, uzun ve sıkıntılı bir görüşme olduğunu biliyorum.

Onur Bey'in bana söylediği standart prosedürü söyledim oldu. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, tavrınızdan ötürü böyle bir cümle kurmuştu. Bu arada Onur Bey'in sanırım geçtiğimiz çarşamba günü Tüketici Mahkemesinde davası vardı. Yani yaşadığınız sorunla ilgili sizinle empati yapacak kabiliyeti de vardır.
Sonra diğer sayfada en son "sizden artık hiç bir şey istemiyorum" diyince, siz "neden yaa, sonunda değiştirmeye kadar gidebilirdi bu iş" moduna girdiniz. Gerçekten bu hassasiyete sahip olan, müşterisine en başından beri daha yapıcı olurdu.”
Değiştirme konusundaki yanıtımı yukarındaki paragrafta açıklamıştım.
Önceki yazılarımı dikkatli okudunuz mu bilmiyorum ama benim tartışmamın yönü sizin müşteriye ve potansiyel müşteriye olan tutumunuz üzerine şekillendi, asıl önemine dikkat çekmek istediğim konu da hep bu oldu, çünkü bana koyan firmanın bana telefondaki etkileşimi, yapılan imalar ve beni mağdurken haksız çıkarmaya çalışmanızdı. Başından beri bu vuruğun benim için fazla önemli olmadığını foruma yazıyorum, ben haksızlığa gelemediğim için konuyu bu kadar büyüttüm, çünkü ortada neyidiği belirsiz bu hasar karşısında firma hem bir mesuliyet kabul etmeyeceğiz dedi hem de en ufak bir hata payı bırakmadı kendine. Bana ulaştığınızda, benim gitarın şokuyla ve haksızlığa uğramışım psikolojisi ile müşteri temsilciniz Onur beye hararetli bir şekilde telefonu cevaplamam ve tartışmaya girmem normaldir, olağandır, sonrasında da arıza kaydını çıkarsaydım ancak tamir olacak dediniz, değişimi bu hasarda yapamayız dediniz, sonra imalar falan gerdi beni, ama o ettiği şekilde muameleyi etmemeliydi.

Önceki paragraflarda yanıt verdim diye düşünüyorum. Aşağıdaki paragrafta benzer şeylere yanıt olması adına devam edeceğim.


Müşteri her zaman haklıdır, sizin profesyonel olmanız lazım. Hayır lütfen lütfen devam edin dinliyorum demeseydim kapatmıştı telefonu suratıma, yalan mı Onur bey? Ama geldiniz onun adına özür dilemeniz gerekirken onun hareketini savundunuz, sebebi de benim sinirle telefonu açmam. Telefonu müşterinizin yüzüne kapatmaya kalkmanız etik olamaz, küfür etmedim, hakaret etmedim. Konuyu açarken ki ilk mesajımı bir kere daha tekrar okuyun (o mesajı edit etme süresi günler önce bitti, hiç bir değişiklik de olmadı önceden) ben neden şikayet etmişim; okumazsanız tekrar söylüyorum, muamelenin bana dokunduğunu, sizin müşterinize ve potansiyel müşterilerinize olan tavrınızı, sorun çıkarsa herşeye kulp bulunabilme başarısını ve bunun sonucunda internetten alım yapmanın ne derece riskli olduğunu konuşuyorum bu forumda. Siz hala aynı anlayışla gelip aynı polemiğe bir de burada girdiniz, üstüne siz aksi tez attığınız için ben kanıtlama moduna girdim.

“Müşteri herzaman haklıdır” söyleminin, aslında tüketicilerden çok satıcıların işine gelen ve kapitalist bir söylem olduğunu düşünüyorum.

Mesela,
Müşteri daha çok ister.
O zaman 1 kavanoz yerine 5 kavanoz bal verelim.
Müşterimiz daha çok mu istedi? İstediyse haklıdır…
O zaman 1 kavanoz da polen verelim, kargoda bizden...
Bir şey hatırlatmıştır herhalde.

“Müşteri her zaman haklıdır”
veee

Alışveriş çılgınlığı............
minik puntolarla yazılan sözleşmeler, ya da okunamayacak kadar uzun ve anlaşılır olmayan sözleşmeler...

Bu başlıkta bile;

Ürünü istediğim gibi kullanırım, üstünde tepinirim ve iade almak zorundalar.
diyen, “İnsanı tüketici” kişilikler mevcut...

Tekrar telefon görüşmesine dönüyorum.
Sizin baskınız ve sinirinizle muhatap olan çalışanımızın, o görüşmeden hemen sonra birçok iş yapması gerekiyor. Bu baskıyı “müşteri her zaman haklıdır” yaklaşımıyla dengelemeye çalışsa, sonrasındaki kendi geriliminden ötürü birçok işi batıracak muhtemelen. Ayrıca insan haklarına da aykırı buluyoruz.

Zamanı olan ve mesajlarımı tümüyle okuyup yanıt verenlere müteşekkirim, 30 Aralık 2010 da yazmışım aşağıdaki bağlantıda olan mesajı, konu ile ilgili bir takım değerlendirmelerim var nacizane.
http://turkrock.com/threads/3486/page-8#post-491155

Zaman ayırıp okuduysanız teşekkürler.
Bu mesajda da göreceğiniz üzere, “müşteri herzaman haklıdır” meselesine değiniyorum.

1-2 örnekle ekleme yapmak istiyorum.

- Bana gönderdiğiniz gitarın sapı atık, ne biçim iş yapıyorsunuz, adam gibi iş yapın, kimi kandırıyor sunuz?

Ülkemizde gitara yeni başlayan ve orta seviyedeki insanların en korkulusu rüyası “sap atması” dır muhtemelen. Birisi kuyuya bir taş atmış, o taş çıkarılamadı hala. Sap atması denilen şey çok nadir görünen birşey olsa da, tüm ayarsız gitarların sapı atık oldu...
Sap Ayarı
adı üstünde...

Öğrencisine bas gitar alan biri, öğrencisinin annesi ile görüşürken, telefonu aldı ve bana yüksek tondan saydırmaya başladı.

- Ne biçim göndermişsiniz gitarı, tellerini bile gevşetmemişsiniz.
Dedi ve yüzüme kapattı... Bu kişi hoca ve muhtemelen bunu burda okuyup.
- Yanlış dememiş ki, ben de öyle biliyorum.
Diyenler olacaktır. Çoğunluk biliyordur, en basit haliyle söyleyeyim, tüm gitar üreticileri gitarı teller akortlu bir şekilde gönderir. O kadar yol geldikten sonra sıfır akort olmaz elbette ki, bazen yukarıya bazen biraz aşağı seslere akortludur.

- Buyrun Ahmet Bey
diyen müşteri temsilcimize.
- Buyrun Efendim diyeceksin!
Diye ikazlar var...

Bunlarla alakalı görüşlerim ortadadır.
Bu sebeplerle koşulsuz müşteri mennuniyeti gibi bir kavrama inanmadığımız için, anlaşamıyoruz bazen! Anlaşmak zorunda da olduğumuza inanmıyoruz, çünkü herkesi memnun edemeyiz bunun da bilincindeyiz.

Objektif bir araştırma sonucunda, müşteri mennuniyetine önem verip vermediğimiz anlaşılabilir.
Sizin sahip olduğunuz anlayışın değişmesi gerektiğini tartışıyorum, bu aynı anlayışa sahip E-ticaret yapan her firma için de geçerli. Telefon tartışması neden o kadar uzun sürdü? Siz firma olarak bir an bile bizden kaynaklanma ihtimali de var demediğiniz için. O tartışma sonunda da önce kargoya sonra bana bileti kestiniz-Pardon unuttuğum bir şey yoksa en önce gig bag'e, sonra kargoya sonra bana-.
"Biz mükemmeliz", "ben mükemmelim" anlayışından bile daha iddialı ve gerçek dışı bir anlayıştır. "Müşteri her zaman haklıdır"ı geçtim, en azından "müşteri de haklı olabilir" diyebilmeniz lazımdı. Ben bunu tartışıyorum, hala bu sahip olduğum anlayışa farklı yaklaşıyorsanız boşa tartışıyoruz, ayriyetten, sizden gelecek hiç bir şeyi beklemiyorum ve istemiyorum, belirttim. Şu yaptıklarınızdan sonra daha yazılacak bir şey yok.


- Nasılsa noktayı koymuştunuz.
Diyeceksiniz belki, evet bizim de kırılma noktalarımızın olduğunu söyledik.
Ancak daha sonra “mavi ekran” meselesini gündeme getirdik. Elbette ki kimse hatasız olamaz, ancak bir anda da yıllardır uyguladığımız bir işleyişi yok sayamazdık. Kararlılığımız sizi rahatsız etti ve buraya başlığı açtınız olan bu.

Buraya yazdınız diye gitarı gönderelim, kargoyu karşılayalım diyormuşuz… Kaba bir bakış açısıyla elbette ki haklısınız. Ancak bu firma nedir kimdir diye araştırırsanız, konuyu çözmeye odaklı çaba gösterdiğimizi anlayabilirdiniz. Bu kadar fotoğraf çekip çaba gösterdiğiniz için, bir adım atmaya çalıştık. Onu da kabahat işlemişiz gibi yüzümüze vurdunuz. Sonrada size 3 olasılığı sunduk, konu tekrar başa sardı...
Allah aşkına sanki adli tıpta biyopsi yapılacak gitara... Yukarıda da dedim, vuruktan anlamak için luthiye mi olmak lazım? Peki luthiyenin hasar tespitinde kargo nedenli! deme ihtimalinde geri mi yollayacaksınız gitarı? Sadece vakit kaybısınız.

Açık söylüyorum size daha da diyeceğim bir şey yok. Ne yardım, ne öneri, ne rötuş, ne iade, ne bir cevap.. hiç bir şey istemiyorum sizden.


Yukarıdaki mesajınızdan sonra, size 3 olasılığı sunduk, konu tekrar başa sardı...


#################################################################33
Selçuk bey,
Prestige kutusundaki yırtık tabanda değil, üst kapakda, bir de tahlil yapacaksınız...Ayrıca varsayım ve kurgulardan yola çıkarak önceden bulunduğunuz ithamlarla sizin sözünüze ne kadar güvenilirse artık.
Alt kutudan kastım, iç kutu olacaktı. Yani parantez içinde bu yüzden belirttim.

Bunları olasılık dahilinde söyledim, “iç kanama” meselesi elbette ki olabilir. Bunların tümünü varsayım olarak sundum. Size olan teklifimiz de çoğu zaman koşullu oldu dikkat ederseniz.

Bir de orada bizi tekrar arayabilirdiniz sakin kafayla demişsiniz, arayıp ne derdim sizce?Benim görüşmede en son lafım "beni mağdur bırakıyorsunuz, bu kadar mı basit'' dedim, siz de ''durum budur''. dediniz. Samimiyetsizsiniz.
Sakin kafayla ne denirse onu derdiniz.!Cevap vermiyorsunuz, bana önceden bu neden sunulmadı? tekrar tekrar yazmak zorunda kalıyorum; ben gitarı yolluyordum o zaman, bana 'arıza kaydı çıkarın' arızasına bakalım dediniz, sonuç ne olur dedim, mesuliyet kabul etmeyiz, sonuç ancak 'rötuş' + kargolar size olur dediniz. O gün neden profesöre gitmediniz? Kargomu karşılamadınız? Cort x bilmem ne göndermediniz?Ben Cuma günü de ulaştım, bugün de -amaçlamadan- ulaştım size. Fark?Bunu burada yüzlerce insan okuyor, o gün telefondaki anca havada kalacaktı.Ben foruma yazmasaydım, beni bugün arayıp, beyefendi şu kişiyi şu kişiyi buldum, sorununuzla ilgileneceğiz diyecek miydiniz? Hem kestirip atıp, hem de siz tekrar arasaydınız diyen bir kurumsunuz.Sizin bu çözümleriniz -anlamak hiç işinize gelmiyor ama üstüne basa basa söylüyorum- ben bunları sırf buraya taşıdığım için sunduğunuz, kendinizi sunmak zorunda hissettiğiniz çözümler.En başından beri bana sunmadığınız, şimdi sunduğunuz, çünkü karşılığında imajınızı düzeltmeye çalıştığınız çözümler.
Firmamıza yapılan ithamlara, kamuoyunu bildirmek adına yanıt hakkımızı kullanıyoruz. Yani asıl amacımız bu yanıt hakkı ve bilgilendirme olduğu gibi, konunun devam etme yönüne göre size çeşitli alternatifler sunmaya çalıştık. Suçu sabitleşmiş insanların bile, sicillerine-sabıkalarına bakılır.

Ben de size olasılıkları sayıyorum,Olasılık 1- İncelenecek, beni yaptı diyecekler, Siz burada açıklama yapacaksınız.Sonuç: Mydukkan sorumluluk sahibi bir firma olacak.
Olasılık 2- İncelenecek, kargo nedenli denecek, siz burada açıklama yapacaksınız, başınız göğe erecek.Sonuç: Mydukkan sorumluluk sahibi bir firma olacak.
Olasılık 3- Gitarı inceleyecekler, ben haklı çıkacağım, gitarı geri kabul edeceksiniz, değişime gideceksiniz.Sonuç: Mydukkan sorumluluk sahibi bir firma olacak.

Size yollamaktansa heyete gitmek kulağa daha mantıklı geliyor.
Sorunu en bilimsel şekilde çözmeye çalışıyorsak, belki de ülkemizde ilk kez bu konuda detaylı-bilimsel bir inceleme yaptırmak istiyorsak, siz de bizim hassasiyetimizi anlamanız gerekir. Hani haksız olan biri, konuyu bu kadar uzatır mı diyorsunuz ya, aynı sebeple konuyu uzattığımızı varsayabilirsiniz.

Mağdur olmayan biri bu işi bu kadar uzatır mıydı sizce? Başlık açıp buralarda tartışır mıydı?”
Yaptığı işi hakkıyla yaptığını düşünen bir firmanın da hemen değişiklik önermemesi normaldir.

Ben buraya başlık açtığımda Mydukkan'dan çözüm bekliyorum demiş miyim? Bir kere bile demedim. Ben buraya bana telefonda ettiğiniz haksız muamele ve satış politikanız hakkında sıkıntımı foruma dökmeye geldim, sonra siz geldiniz, size tavsiyelerde bulundum. Bir özür dileseydiniz eyvallah diyecektim.”
Bu paragrafa yanıt verdiğimi düşünüyorum.

Herkese müzikli günler diliyorum...


Selçuk Uzunhasanoğlu
Genel Koordinatör
 
mydukkanın böyle saçmalıkları oluyor benimde bi çatlak vardı bolt on bi gitar almıştım bağlantı kısmında vidaların orda çatlaklık vardı dedikleride şu oldu bunun sese bir etkisi yok ve kaldıki biz testten geçirip onayladık bi kusur göremedik 3 ayrı aşamadan geçip size yolladık dediler.. sorun şuki ben para veriyorsam çizik çarık almak zournda değilim ozaman oraya yazacak DEFOLU dolayısıyla fiyatı şu şurasında kırık var. bunun aksi sahtekarlık, hilekarlık, düzenbazlığın daniskasıdır. ha bilmeden çarpma işlemi vsvs olmuştur görmemişlerdir. fakat müşteriyi yalancı yerine koymak biraz saçma sonuçta türkiyenin en büyük müzik mağazasından biri mydukkan böyle 3 5 kuruşun muhabbetini bile etmek hoş değil kaldıki isterse 10 bin lira olsun genede müşteri memnuniyeti sağlamak zorunda alışveriş sadece para verip mal almak değildir. iki tarafında birbirini memnun etmesi ve bu işten keyif alması şarttır alışveriş bir kültürdür bi nevi.. tel pena vsvs bu tarz şeylerde sorun çıkması zaten biraz saçma olur. ama bu tarz işlemlere dikkat ve özen göstermeli gerekiyor. mydukkandan tek alacağım şey tel, pena. başka hiçbirşey almam şu vakitten sonra.


hocam sizin için minik olabilir hasar. fakat ben minicik bir pena çiziği bile görsem 0 aletde istemem. mesela bende takıntı var 0 dediğinde 0 ın adına yakışıcak. sorunsuz çiziksiz. sonuçta para veriyoruz ve bu paralar kolay kazanılmıyor..


Direk bu şekilde yanıt vermemiz olanaksız. Konuşma dahilinde buna benzer birşey söylemiş olabiliriz, ancak özel olarak bu şekilde yansıtmanız art niyetli olmuş.

İşçilikten kastedilen şeyler var örneğin. Çin, Endonezya, Kore, Japonya ve Amerika gibi...
Bazı kozmetik kusurlar tarafımızca görülmesine rağmen, gözardı edilir, ancak bunlar görülmediği anlamına gelmez.

Bahsettiğiniz durum da buna bağlı birşey olabilir. Bu konuda bilgilendirilmişsinizdir, konuyu çok sorun etmemeniz için benzer bir cümle kullanılmış olabilir. Ancak söylediğiniz şekilde konuşmamız mümkün değil.
 
hepitopu 50 60 liralık bir masraf için burada seviyenizi fersah fersah düşürüp marka değerinizi gözlerimin önünde katlediyorsunuz.. ufacık bir hasar, üzüntülü ve hakkını arayan bir tüketici, ve 40 dereden 400000000000 su çeken bir firma... Bu gördüklerimden sonra sitenizden alişveriş yapmayı bırakın, internet sitenize hit vermeyi bile düşünmüyorum.
 
" “Müşteri herzaman haklıdır” söyleminin, aslında tüketicilerden çok satıcıların işine gelen ve kapitalist bir söylem olduğunu düşünüyorum.

Mesela,
Müşteri daha çok ister.
O zaman 1 kavanoz yerine 5 kavanoz bal verelim.
Müşterimiz daha çok mu istedi? İstediyse haklıdır…
O zaman 1 kavanoz da polen verelim, kargoda bizden..." düz mantığın boş örneklerin şahı kralı olmuş gerçekten de.Birisinin kendini haklı çıkartmak için afaki örnekler verip kafa bulandırmasına çok güzel örnek olmuş.Mygitar ve mydukkan'a bile girmeyi düşünmüyorum şu an.
 
Direk bu şekilde yanıt vermemiz olanaksız. Konuşma dahilinde buna benzer birşey söylemiş olabiliriz, ancak özel olarak bu şekilde yansıtmanız art niyetli olmuş.

İşçilikten kastedilen şeyler var örneğin. Çin, Endonezya, Kore, Japonya ve Amerika gibi...
Bazı kozmetik kusurlar tarafımızca görülmesine rağmen, gözardı edilir, ancak bunlar görülmediği anlamına gelmez.

Bahsettiğiniz durum da buna bağlı birşey olabilir. Bu konuda bilgilendirilmişsinizdir, konuyu çok sorun etmemeniz için benzer bir cümle kullanılmış olabilir. Ancak söylediğiniz şekilde konuşmamız mümkün değil.

cümle kurmanın onun bunun bi önemi yok. benim gitar çizik çarık oldukdan sonra siz bana efendim onu şölekontrol ettik böle kontrol ettik deseniz ne yazar ya yok onda öle bişey vsvs deseniz ne yazar neticede üretim hatasıda olsa bu gözardı edilen şeyleri bizimde gözardı edebilmemiz için bilgilenmemiz gerekiyor. art niyetli olabilir sonuçta içimde bi burukluk var orasınıda siz hoş görün efendim. ama demek istediğim o ki bukadar binlerce saatinizi denemelerinize ayırdığınız binlerce ürün milyonlarca ürün sattışı yapılan bi firma olarak müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmanız gerekirken yapılanlar hiç hoş değil bence.
 
Olasılık 1- Ibanez'in kozmetikten sorumlu çalışanının ve bizim iki çalışanımızın gözünden kaçmış olma olasılığı. 3 kişiden bahsediyoruz. Vuruk "ben burdayım diye bağıran" bir alanda ve ilk bakılan 4 noktadan biri diyebiliriz. Buna bir örnekle ekleme yaptım. Bizim mavi ekranımız olabilir diye...

Olasılık 2- Detaylı kutu fotoğraflarını tamamladığınızda kargoda olma olasılığı gerçekten zayıf diyebiliriz. Yine de kesin konuşmak istemiyoruz. Gitar bize geri gönderildiğinde, alt kutudaki yırtılmanın (Ibanez kutusu) nasıl meydana geldiğini de merak ediyoruz. Gitarı geri gönderirseniz, bu da incelenmesi gereken bir durum. Fotoğraflarından anladığımız kadarıyla mevcut vuruğa etkisi yok gibi.

Olasılık 3- Gitarı teslim aldıktan sonra, sizin hatanız sonucu oluşan bir vuruk da olmuş olabilir.

3. Olasılığı kabul edilebilir bir olasılık olarak düşünmemiz gerekiyorsa -kabul bu bir olasılık- ve sonuç yerine olasılıklar tartışmaya başlanıyorsa, 4.Olasılık olarak mydukkan çalışanlarının kontrol esnasında ürüne zarar verdikleri ve nasıl olsa kargo-müşteri çaprazında kapanır gider mantığıyla bu kadar bariz bir noktada oluşan hasarı görmezden gelerek ürünü gönderdikleri düşünülebilir mi? Yani sadece gözden kaçırma "mavi ekran" durumu değil böyle bir durum oluşmuş olamaz mı?

Ben önceden söyledim,yine söylüyorum mydukkan benim için bir değerdir.. Neticede alın teriyle oluşan ticari bir kurumdur, milli servettir. Ancak siz işin başındasınız ve bence burada bu kadar kişiye cevap vermekle uğraşarak firmanızın itibarını zedelemektesiniz. Bu işin forumda böyle bir boyuta ulaşmasına sebep; şikayeti olan arkadaştan çok sizin yaptığınız yorumlarmış gibi görünüyor.

Müşteri memnuniyeti ile ilgili verdiğiniz kötü örnekler o insanların terbiyesizliğidir, siz bunlarla uğraşmamak için genel bir politikayla herkese aynı yaklaşımı gösterdiğinizi söylüyorsunuz açık açık.Ben bunu anlayamadım.. Mydukkan ile alışverişimde bir sorun yaşarsam ileride üslubumu bozmadan ve size de saygı duyarak konuya yaklaşmamın hiç bir değeri olmayacak diye mi anlamalıyım.

Keşke bu kadar enerjiyi buradan harcamak yerine arkadaşa işin başındaki insan olarak hemen bir telefon açsaydınız ve bu yaklaşımları direk kendisine anlatma yoluna gitseydiniz.

Bence bu konu kilitlenmeli..Tartışma boyutunu yitirdi sürekli başa sarıyor, ne firmaya olumlu bir geri bildirim sağlıyoruz, ne de arkadaşımızın sorunu çözülüyor..
 
bence kilitlenmemeli.. firmanın daha ne kadar kendi marka değerini katleceğini izlemek hoşuma gitmeye başladı. yani sayfalarca eforla sarfedilen saçmalıklarını okumak eğlenceli oluyor.
 
o değil de sonuç ne oldu.En azından mahkemeye verildi mi? bu kadar iş uğraştan sonra fotoğraftan sonra ben mahkeme filan bekliyorum açıkcası.
 
Mydukkan okadar yazmısında ilk iki paragrafı okudum, geri kalanını okumadım, olay ile de uzaktan yakından alakam yok ama şunu söyliyim, bu kadar yazacağına eylem kısmına geçip işin, müşterini memnun etmeliydin, benim anladığım olaylardan sende hata yapsan, müşteride hata yapsa, kargo şirketi de hata yapsa sen mağdur durumdaki müşterine hizmet vermiyorsun, yardım etmiyorsun, kısaca işine gelmezse alma diyorsun yaptığın hareketlerinle..

Benim işime gelmez, başkasını bilemem..

Senin kimbilir saat ücretin kaç paradır genel koordinatorsun, o yazıyı yazmaya harcayacağın zamanı, gitarı tamir ettirmeye harcasan ve indirimle daha ucuz fiyatla satsan, inan şirketine maliyeti daha az olurdu.. Bu kadar kişide ayrıca ekstra bir iyi intiba uyandırırdın..

Bu arada aynası iştir kişinin lafa bakılmaz, kimse açıklama dinlemez, icraat ister...

Haydi hayırlı traşlar..
 
mydukkanda bozdu arkadaş.4 senedir alışveriş yapıyorum mydukkandan hiçbir sorunum olmadı ama son siparişimde gelen kutu paramparça olmuştu artık naptılar bilemiyorum 😀 kutuyu açıp baktım içindekiler sağlam teslim aldım.
 
Konuyu tümden okuyamadım malesef.
Bende mydukkandan alışveriş yaptım birkaç kez. En son aldığım sıfır Korg Pitchjack GB-1 gitar akord cihazım bariz birşekilde kullanılmış çıkmıştı. Yani üzerinde birçok çizik ve iz vardı.
Ama zaten hatalarını kabul etmeyeceklerini bildiğim için ve meblağda ufak olduğu için uğraşmamıştım..
Arkadaşlar bu Türkiyedeki hertürlü sektör ve mağazada aynıdır.
Geçenlerde Mediamarktten Blue Ray film aldım. Sıfır ambalajlı. Abartmıyorum kutuyu açtığımda diskin altında parmak izleri ve ufak tefek çizikler vardı 🙂 Gerisini siz düşünün derim...
 
Geçenlerde Mediamarktten Blue Ray film aldım. Sıfır ambalajlı. Abartmıyorum kutuyu açtığımda diskin altında parmak izleri ve ufak tefek çizikler vardı 🙂 Gerisini siz düşünün derim...

Media ürünleri satan mağazalarda jelatin ambalaj makinası oluyor, benim bir arkadaşım (burda markayı söylemeyeyim. Cd denince ilk akla gelebilecek bir müzik mağazasında) çalışıyordu zamanında. bir sürü albümün jelatinini açıp kendine çekiyor sonra tekrar kapatıp rafa koyuyordu.
 
Sevdiğim bir site idi mydukkan, buradaki tavrı beni açıkçası çok şaşırttı ve üzdü. Türkiye'de yaşadığımı bir kez daha hatırlattı. Kurumsal imajında hiç beklemediğim üsluptaki alaycı cevaplamaları firmaya olan güvenimi malesef sarstı diyebilirim. Bu forumlarda insan ya da kurum vezir de olabiliyor rezil de, ne kadar dikkatli olunması gerektiğinin güzel bir örneği bu başlık. Fakat tüketici artık internet ve onun getirdiği bolca alternatif ve bilgi sayesinde eskisinden daha bilinçli.. Enstrümana yeni başlamış, bilgisi olmayan hevesli genç insanlar da var elbette, ama onlar da artık yavaş yavaş bilinçlenmeye başlayacaklardır. İnternet hem müthiş iş olanakları sunuyor, hem de hatalara karşı kişiyi ya da kurumu çıplak bırakıyor. Ama diğer yandan olmulu geri dönüşler de misli ile karşılık buluyor.

Teşekkürler Reeve.
 
Konuyu tümden okuyamadım malesef.
Bende mydukkandan alışveriş yaptım birkaç kez. En son aldığım sıfır Korg Pitchjack GB-1 gitar akord cihazım bariz birşekilde kullanılmış çıkmıştı. Yani üzerinde birçok çizik ve iz vardı.
Ama zaten hatalarını kabul etmeyeceklerini bildiğim için ve meblağda ufak olduğu için uğraşmamıştım..

Geçenlerde aynı ürünü ben aldım Mydukkan dan neyseki öyle bir problemi yoktu ürünün. Fakat aynı şeyle karşılaşsam direk iade ederdim aynı gün. Sonuçta kutu sağlam ve içerigi tamsa yolladıgın anda direk alıp yerine yenisini vermek durumundalar.

İnternetten yapılan alışverişlerde yine bahsettiğim koşullar yani kutu içeriği tam ve üründe de herhangi bir darbe vs yoksa. Üründen memnun kalmadığınızı belirtip 15 gün içinde geri iade etme hakkınız gene var.

Dolayısı ile uğraşmanızı gerektirecek bir durum normalde olmamalı bunu zaten yapmak zorundalar.

Ama konu ile ilgili yazılanlara vs bakıyorum da müşteri memnuniyeti vs hak getire. Şimdi burada Mydukkan dan alışverişi sorunsuz tamamlayan insanlar bile şüpheye düşüyor yarın bir gün benim de başıma gelir mi böyle bir durum diye.

Olan Mydukkan ın ticari itibarına oluyor. Bukadar yaptığı iş konusunda övülen biir mağaza ne için bu duruma kendini düşürüyor anlamadım.

Sonuçta burada yazan herkes potansiyel müşterileri. Bu arızalı ürünü Reeve den alıp. Sitelerinde garage sale adı altında ki bunu birçok firma yapıyor. %20 gibi ya da buna benzer bir oranda indirimle satışa koysa satamaz mı ?

Ya da Reeve e dense tamam sizi ve durumunuzu anlıyoruz fakat ürünü bu şekilde bire bir geri alamayız %10 oranında kesinti yaparak paranızı iade edebiliriz gibi bir öneri sunsa. Ki bu da olmaz ya gene de bir seçenektir.

Gereken ne ise müşteri ya da fiirma tarafından bir an önce yapılmasında fayda görüyorum. Zira Reeve için zaman akıp gidiyor. Bİr an önce harekete geçmeli kendisi.
 
Media ürünleri satan mağazalarda jelatin ambalaj makinası oluyor, benim bir arkadaşım (burda markayı söylemeyeyim. Cd denince ilk akla gelebilecek bir müzik mağazasında) çalışıyordu zamanında. bir sürü albümün jelatinini açıp kendine çekiyor sonra tekrar kapatıp rafa koyuyordu.

( : Hiçbirşey ispat edemeyeceğimi bildiğim içn onuda sineye çektim. Sonuçta götürsem söyleyecekleri şeyleri biliyorum. Media bu konuda abartısız çok sahtekar bir firma.. Tabi bu firmadan mı yoksa çalışanların sahtekarlığı mı onu bilemem...
 
Durum
Yanıtlara kapalı.

Geri
Üst