bu da soundirect röportajı doyurucu bir röportaj olmuş
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Özgür Özen,Metin Çakır,Mustafa Zümrüt
Özgür Özen : 1979 Aydın doğumlu.Marmara üniv.de İşletme Mastırı yapıyorum.Vokalim ve gitar çalıyorum.
Metin Çakır : 1978 Bursa'da doğdum. O.D.T.Ü. Kimya öğretmenliği mezunuyum. Özel dersler veriyorum. Neon'da bas çalıyorum. Yalnızlığıma düşkünümdür. İster istemez her şeyi analiz etmeyi seven bir beynim var
🙂 Kahvaltı etmeyi ve arada sırada bir çiçekçiye girip kendime çiçek almayı severim
🙂.
Mustafa Zümrüt : 1980 Samsun doğumluyum.Grubun davulcusuyum. Uludağ üniversitesi elektronik mühendisliği mezunuyum. Hobiler Müzik, ses mühendisliği, Bilim-kurgu, Çay içmek.
Müziğe nasıl başladınız?
Ö.ö : Kendimi bildim bileli müzik dinlemeyi severim.Bugüne kadar bir sürü tarzı yoğun bir şekilde dinledim.İlk olarak orta 2'de ailem bir org almıştı.6 tuşunu kırana kadar onunla idare ettim.Üniversiteye gider gitmez kredimle 3. el bir akustik aldım ve hemen beste yapmaya başladım.Tabi o zaman çok komik şeyler çıkıyordu.
M.ç : Lisede gitar çalan iki yakın arkadaşım vardı. 3. kişiye yani bana bas çalmak düştü. Basın görevinin ne olduğunu bile bilmiyordum
🙂
M.z : Çocukken Hi-fi ye ilgi duyduğumdan dolayı zaten iyi bir dinleyiciydim. Eyleme geçişim ise üniversite çömeziyken oldu. Sanırım kendimde gördüğüm tek üstün özellik bu olduğu için müzisyenliği seçtim.
Müziğin anlamı kimine göre hayat kimine göre hobi … Müzik sizin için ne ifade ediyor?
M.Z : Aslında Mecburiyet. Yani müzik yapalım bu bizim mesleğimiz olsun diye düşünmedik hiçbir zaman. Kafalarda devamlı çalan müzikler var. Mühendis olsak da o müzik kafanın içinde çalmaya devam edecek.
M.Ç: Müziğin anlamını onu dinlemeden yada düşünmeden birkaç saat geçirdiğimde anlıyorum. Çok canım sıkılıyor ve bunalıma giriyorum.
Ö.Ö :İlk demo parçamızı kaydedene kadar hobiydi ve o zaman için ütopik olan hayaller vardı bide.Sonra sahneye çıktım ve kendimi çok özgür ve mutlu hissettim.Bir kere sahne tozu yutunca insan vazgeçemiyor bu işten hep bir şekilde hayatımızda varlığını sürdürüyor müzik.
Pop müzik yapıyoruz diyorsunuz bir tanıtım yazınızda. Alternatif pop la sizi tanımlamak doğru olmaz mı? Müziğinizi tanımlar mısınız?
M.Z: 5 Sene önce bunu sorsanız size rock yapıyoruz diyebilirdik. Ancak Türkiye’de rock tanımına uyan gruplar yıllarca bizi hayal kırıklığına uğrattı. Rock ya da alternatif rock tanımlaması bizim için dar bir tanım olur. Her şarkımızda gitar kullanmayız bazen sadece bass olabilir örneğin. Dinlediğimiz ve etkilendiğimiz gruplar genelde kendi ülkelerinde pop olarak adlandırılıyor. Biz de aslında pop öğelerini bolca kullanıyoruz. O soundu seviyoruz. Kimine göre U2 rock olabilir ama biz onu pop olarak kabul ediyoruz.
Sanatla uğraşan herkes birilerinden etkilenir? Hepinize ayrı ayrı sormak istiyorum …. Kimlerden etkileniyorsunuz? Neon en çok kimleri dinler?
Ö.Ö :Bu etkilenim sadece dinlediklerimizden ibaret değil.Hayatımızda etkileşimde olduğumuz her şey müziğe yansıyor.Benim bazı favori gruplarım vardır onlardan hiç vazgeçemem bunlar dışında biraz ondan biraz bundan beğendiğim ve o anlık ruh halime iyi gelen şeyleri dinlerim.
M.Ç : Bugün Deniz diye bir arkadaşımdan duydum. Keith Richards demiş ki "iyi bir şarkıda en az 4 arak vardır"
🙂 Radiohead, Doves, South, Manic Street Preachers, Suede, Blur vesaire grupları her zaman dinlerim. Birde bazen şarkılara takıyorum ve bıkana kadar dinlerim. Mesela son günlerde metric in 2 şarkısına taktım günde 50 kez falan dinliyorum herhalde.
M.Z : Radiohead, U2, Nirvana, Pixies, Mansun, Verve, Oasis, Rem, Beatles, MFÖ,Blur, Suede, Miles Davis, Suede, Cartel, Snoop, Bir de 2.gitaristimiz Taner Yücel in kendi projelerini dinliyorum şu sıralar.
Genel Bir soru müzik piyasasının durumu hakkında her müzisyenin söyleyecek sözü vardır kanımca? Sizce durum nedir?
Ö.Ö:Ekonomik açıdan krizde bu kısım net zaten ama çıkan alternatif(bundan sadece o tarzı kastetmiyorum)işleri destekliyorum kötü örnekleri de olsa zamanla zaten kaliteli olanlar kalacaktır Umarım onların içinde biz de olabiliriz.Ancak kötü projeler piyasaya zararda veriyor bir yandan.Başarısız olan albümler yüzünden plak şirketleri yenilere daha az şans tanıyor.Bunun sebebi bence kötü projeleri piyasaya sokmaya çalışan bilgisiz ama gücü olan insanlar.Ülkemizde dönemlik trendleri sömürme mantığı terk edilmedikçe daha da kötüye gider bu piyasa.
M.Ç : Ben Türkiye'deki grupların sayısının artmasından memnunum. Değişik tarzlarda çeşitli yaklaşımlar üzerine kafa yoran gruplar var. Bunlar arasında zaman içinde her ne sebeple olursa olsun farklı ve iyi olan gruplar bir yer edinecekler kendilerine.
M.Z : Sektörel anlamda müzik endüstrisinin çöküşte olduğu söyleniyor. Mp3 ün yaygınlaşması ve artık herkesin evinde Internet olması da bu durumu körüklüyor olmalı. Ancak sanatçının bir şansı da konserler. Yapılan müzik açısından sorarsanız belki 5 sene öncesine göre çok daha fazla alternatif rock grubu var piyasada ama bunu bir gelişme olarak görmüyorum.
Müzik piyasasına bakıldığında özellikle internetin etkisiyle geniş bir yelpaze çıkıyor karşımıza.. Dikkatinizi çeken amatör veya profesyonel gruplar yada sanatçılar kimlerdir?
Ö.Ö : MFÖ üçümüz için de Türkiye’de bir numara. Dumanın duruşunu ve müziğini samimi buluyoruz. Mor ve ötesinin bırak zaman aksın ve gül kendine albümlerini beğeniyoruz. Teoman’ın söz yazarlığını beğeniyoruz.Bu ara sadece birkaç parçasını dinleyebilmeme rağmen Portecho'ya çok ilgi duyuyorum.Türkiye’de son dönem en çok onların çıkışı beni heyecanlandırdı.Çok iyiler.Albümü olmayan gruplardan Fungu ve Sakin ilgimizi çekiyor.
Kendi müzik tarzınıza bakışınız nasıl? Neon sizce kendi sesini buldu mu?
M.Ç. : Neon olarak genelde melankolik, hüzün tarafı ağır basan duygusal bir grubuz. Soundumuzu bulmak ise her albümde değişecek herhalde. Sürekli bir değişim içinde olacağımızı tahmin ediyorum. Elektronik, dans, enstrümantal müziklere karşı da ilgimiz yüksek aslında. Bakalım zaman içinde göreceğiz bizde.
Gelelim neonun nasıl kurulduğuna… Neonun geçirdiği kuruluş aşamalarını anlatır mısınız? Ne zaman kuruldunuz?
Ö.Ö : 1999 da Musti ile evde bilgisayarda minik kayıtlar alıyorduk. O zamanlar imkanlarımız çok sınırlıydı. Çok bol efektli şarkılar yapıyorduk ki zaten Radiohead den oldukça etkilendiğimiz dönemlerdi. Uzun süre ikimiz takıldık dört duvar arasında. Sonra bir basscıya ihtiyacımız olduğuna karar verdik. Tezcan Tekin bize 2001 yılında katıldı ve Bursa’da bazı barlarda sahne almaya başladık. O zamanki vokalistimiz Murat Akyol ile 2002 yılında 7 şarkıdan oluşan "Sus" isimli ep yi yayınladık. 2003 de Murat Akyol zorunlu sebeplerden dolayı gruptan ayrıldı. Grup benim vokale geçmemle punk üçlüsü olarak barlarda cover çalmaya devam etti. 2004 de Tezcan Tekin de gruptan ayrıldı. Bassçı arayışımız kısa sürede mucizevi olarak sonuçlandı ve Metin Çakırı bulduk. Metin tam aradığımız özelliklere sahip bir bassçıydı. Ve kısa sürede grubun daimi elemanı olarak yerini aldı. O andan itibaren grubun adı NEON oldu .Sahne soundumuzu güçlendirmek için bir gitarist arıyorduk ve Taner Yücel ile tanıştık. kısa sürede Taner’le kaynaştık ve 4 kişi olduk.
“No wonder” sizler için ne ifade ediyor? Neonun geçirdiği aşamalarda ne gibi bir yeri var ?
M.Z : Geçmişimizi oldukça araştırmışsınız
🙂 İlk ismimiz "beneath the surface" den sonra Özgür No Wonder ismini önerdi. O zamanlar Özgürle ikimiz mühendislik bölümündeydik ve okula ya da diğer hiçbir şeye ilgisi olmayan iki ayrıkotuyduk
🙂. Sanırım Özgürün no wonder dan kastı buydu. Değilse de ben öyle algıladım. O dönemlerde tek ilgilendiğimiz şey müzikti. Öyle ki artık bir kayıt alırken benim aklıma bir fikir geldiği anda Özgür gözlerimden anlıyordu ne demek istediğimi.
İlkler önemlidir ? O yüzden ilk hakkında bir soru “Thanks To Technology” Ep si müzikal kariyerinizde sizce ne tür bir etki yaptı? Bu EP’yi biraz anlatır mısınız?
Ö.Ö:İlkler en heyecan verici olanlardır.Bu yüzden o 12 parçalık demo bizim için çok önemliydi.Ep'yi Musti'nin Bursa’daki evinde kaydetmiştik bas gitarımız bile yoktu , kayıt şimdikilere göre berbattı ve şarkıların yapısı çok dağınıktı.Ama o Ep'deki atmosfer çok samimiydi çünkü hiçbir kaygımız olmadan sadece nasıl olmasını istiyorsak öyle yapmıştık şarkıları.Bol efektli gitarlar,melankolik klavyeler,gaipten gelen sesler,uydurma vokaller
🙂 tam underground bir şeydi.Şimdi yapabildiğimiz birçok şeyi o Ep'nin kayıtlarında öğrendik.
Önce No Wonder sonra Elektrolit şimdi de Neon… Neden Neon? Sizin için özel bir anlamı var mı? Nereden esinlendiniz?
M.Z : Bizim Neon ışıkları adında bir şarkımız vardı ve o zamanlar isim arayışındaydık. Ben de Neon mu yapsak yav dedim. Çocuklar da olur dediler. Oldu.
2002 de sus Ep sini yayınladınız? Grubun kariyeri için bu Ep tanıtım albümü gibi bir durumda … Ne tür tepkiler aldınız?
Ö.Ö:Aslında o dönemdeki kadromuzdan sadece ben ve Musti kaldı.İsmimiz de Elektrolit'ti.Bu Ep'de artık şarkı yazmayı kıvırmaya başlamıştık şarkılar daha bütünlüklü ve sözler gerçek
🙂 ve anlamlıydı.100 adet basıldı İstanbul Ankara ve Bursa'da satışa sunuldu.Radyo D ve Olay Fm'de çalındı.İnternette bazı forumlarda hakkımızda daha çok olumlu eleştiriler yazıldı.Olumsuz olanlar genellikle tarzımızı MVÖ yada Duman'a benzetme şeklindeydi.Ama biz hiç benzediğimizi düşünmüyoruz tabii ki
🙂.Konserlerimizde bu Ep'den "Sus","Son Veda" ve "Sihirli Şeyler "i çalmaktayız.
İnternette kendi besteleriniz dolaşmakta.Bestelerinizde dikkati çeken melankolik bir hava hakim. Sizde biyografinizde dışavurumcu içe kapanık tanımlamalarını kullanıyorsunuz… Neon bestelerini yaparken nelerden etkileniyor? Nasıl beste yapıyor?
Ö.Ö:Etkilenim daha öncede söylediğim gibi hayatımızdaki her şeyden olabiliyor.Çok neşeliyken şarkı yapabilen bir grup değiliz. İllaki bir şeyleri dert etmemiz gerekiyor ama içerik her zaman dert yanma olmuyor.Sanırım
🙂).Yanılıyor da olabilirim.Genelde birimizin aklında aniden bir fikir belirir ve o fikri küçük pasajlar şeklinde kaydederiz sonra belli bir iskelet oluşturduktan sonra herkes kendi fikirlerini sunar ve beraber çalarak ortak bir yolu buluruz. Ama sözlerin yazımı biraz daha kısadır genellikle daha en başında tek celsede çıkar.
Ne hissediyorsunuz bir şarkı ortaya çıktığında?
M.Z : İlk defa dinlediğimizde eğer şarkı güzelse tabii ki bir heyecan oluyor. Eğer sözler yoksa nasıl yazacağız şimdi buna söz diye düşünüyoruz
😀
Konserlere gelelim. Yakında konser var mı? Crimson daki program haricinde?
Birkaç konser olacak ancak daha tarihleri kesinleşmedi. Kesinleşenleri myspace.com/neonistanbul adresinde ilan ediyoruz.
Son olarak albümü merak ediyoruz. Ne zaman gelecek? Çalışmalar ne durumda?
Kesinleşen bir tarih yok ama birtakım görüşmeler yapıyoruz. Dileğimiz bu sene bahar aylarında ilk albümü yayınlamak.
Soundirect olarak çalışmalarınızda başarılar diliyoruz… Ve sitede yeni şarkılarınızı görmek istiyoruz…
http://www.soundirect.net/roportaj.php?id=3