Genç insanlar her zaman bi takım hayallerin peşinde koşar ve nokia, fender, cocacola vs.. gibi şirketler (genel olarak kapitalizm de denebilir) bunu çok güzel kullanır. Bu yarışmaya katılmayı amaç ya da araç olarak görmek bi hatadır. Bi yarışma sonuca bişeyler elde edebileceğini düşünmek bi hatadır. Önemli olan ürünün kendisiyle yapım aşamasında ya da performans sırasında ilişkiye geçebilmektir (dinleyici ya da üretici olarak). Bunu yapmadığınızda gerisinde yaşayacağınız her türlü "sözde" başarı ennihayetinde tatminsizliğe varacaktır.
Neyi sevmemiz gerektiği ve nasıl sevmemiz ya da üretmemiz gerektiği çaktırmadan bize dayatılıyor. Bütün bu rock, rap vb. müzik türlerindeki son zamanlardaki patlama ve "avrupai"leşme bazı kar ve reklam temelli kuruluşların zamanında es geçtikleri ve büyük kar getirecek genç kitleye sunabilecekleri ve alışveriş döngüsünü devam ettirebilecekleri sistemin devamı için. 70lerde anadolu rock, 80lerde arabesk, 90larda rock 2000lerde rap, numetal, vesaire. Müzik tv lerin top 20 listeleri hep aynı adamlardan oluşuyor ve yeni gelenler de onların kopyası oluyor. Durumun bu vahimlikten sıyrılması için zaman geçmesi gerekiyor. Ama bunlar ciddi kültür politikalarının sonucu olarak her geçen gün kötüye gidiyor gibi.
Bırakın o ne yapmış bu ne yapmış kendi yaptığınıza bakın. Geçmişte edinilmiş, şimdi edinilen ve gelecekte edinilecek kültürel alt yapıyla derdini başkalarına aktarmak için bi araçtır müzik. Bi hayat şeklidir. Ama prim yapan bu değildir. Prim yapan bi tarza ya da görüşe dahil olmaktır. Nu metaldir, raptir, saykosu delik olmaktır. Bu yüzden yüzeyde dolaşan nokia yarışması ya da benzeri şeyler günlük eğlencedir sadece.
Diyeceksiniz ki siz niye yolladınız parça. Ortam da bi sürü gurup ve insan var. Bu bi muhabbet ortamıdır. Nasıl kullanıldığını bildikten ve yanlış hayallere kapılmadıktan sonra ortada bi sorun yok. Çok değer verdiğiniz bi parçayı buraya yollayıp onun sizin aldığınız kadar ciddiye alınacağını beklemek hayal kırıklığı yaratabilir. Unutmamak lazım ki az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş yarışması olmaz. Bu laf her şeye uyarlanabilir. Bu düşünce şekli de insanı herşeyden elini çekecek kadar yabancılaştırabilir.
Sapla samanın karıştığı bi dünya bu. Evler ve değerli taşlarla yaşıt, yaşanmış hayatlar. Ezbere aşklar, ezbere şakşaklar, ezbere ağıtlar: kuşlarla küçük danslar.