serap demiş ki:Tutunamayanlar'ı epey uzun bir süre önce okumuştum. Üzerine söylenecek söz yok. Bir daha bu güzellikte bir eser yazılabilir mi bilemiyorum. Oğuz Atay, iki cilt olarak ilk kez 1971-72 döneminde yayımlamış. Ölümünden sonra ise tek cilt olarak da 1984'te yayımlanmış. Kitaptan pek çok bölüm aklıma geliyor ama, en çarpıcı olan Selim'in önsöz yazarı olmak istemesi. Gerekçesini okumak gerek. Kendimi şanslı hissediyorum çünkü Tutunamayanlar'ın orijinal müsveddesine sahibim. Sarı kâağıda daktiloda yazılmış ve üzerinde Atay'ın el yazısı ile düzeltmeleri var.
kaamos demiş ki:serap demiş ki:Tutunamayanlar'ı epey uzun bir süre önce okumuştum. Üzerine söylenecek söz yok. Bir daha bu güzellikte bir eser yazılabilir mi bilemiyorum. Oğuz Atay, iki cilt olarak ilk kez 1971-72 döneminde yayımlamış. Ölümünden sonra ise tek cilt olarak da 1984'te yayımlanmış. Kitaptan pek çok bölüm aklıma geliyor ama, en çarpıcı olan Selim'in önsöz yazarı olmak istemesi. Gerekçesini okumak gerek. Kendimi şanslı hissediyorum çünkü Tutunamayanlar'ın orijinal müsveddesine sahibim. Sarı kâağıda daktiloda yazılmış ve üzerinde Atay'ın el yazısı ile düzeltmeleri var.
vay kalleş vaay
Kocaman bir zarfta koruyorum. Ciltleteyim diye düşündüm ama matbaaya güvenemedim. Çünkü kenarları yırtılmaya yüz tutmuş sayfalar var. Belki yaparım. Ankara'dayım. Uzakta değilsen görebilirsin.hepyek demiş ki:kalleş değil de görmek isterim gerçekten muhteşem bir şey elindeki :?