Rahmetli Ahmet Taner KISLALI'nin Ocak 1999 tarihinde ki yazisinda,
Türkiye Cumhuriyeti Basbakanlik makaminda, resmi olarak kabul edilen
aydinlardan Orhan Pamukun nasil birisi oldugunu bundan 6 yil önce
görmüs ve asagidaki yazisini kaleme almistir.
Yapilanlari gördükce Büyük Önderimiz, Cumhuriyetimizin kurucusu
Musfafa Kemal ATATÜRK'ümüzün sanirim kemikleri sizliyordur.
Baska yorum yapmaya sanirim gerek yok...
BALO MASKESIZ OLSUN
Kimileri "ortaoyunu"nu maskeli balo ile karistiriyor.
Ortaoyunu güldür güldür, bu güldürmüyor...
Maskeli balonun bir gizemi vardir, bu ise sadece çirkinlikleri
gizliyor.
Kimileri maskelerin ardindaki gerçegi bilmiyor.
Kimileri ise bildigi halde susuyor.
Ya çikar geregi... Ya da korkudan!
Balo maskesiz olmali ki, kimin kiminle dans
ettigi bilinsin... Maskeler inmeli ki, o maskelerin ardindaki
suratlari
begenmeyenler, aldatilmaktan kurtulsun!
***********
Önce, bir romancimizin son kitabinin 50 bin adet
basildigi yazildi. Arkasindan kisa sürede 100 binlik bir satisin
gerçeklestigi açiklandi.
Derken, çiktigi günden beri ikinci cumhuriyetçi
çizgisini korumaya özen gösteren Aktüel dergisi, romanciyi
Türkiye'nin "bir numarali aydini" ilan etti.
Bu romancimizin adi Orhan Pamuk'tu!
Ben bu "Büyük" (!) yazarimizin bir romanini okumayi
denemistim. Basladigim seyi bitirme konusundaki tüm inatçiligima
karsin,
bitirememistim.
Ama "Kara Kitap" basinda öylesine övüldü ki,
ikinci bir deneye girismekten kendimi alamadim. Ve o çabamda da, daha
yariya
gelmeden havlu atmak durumunda kaldim.
Tahsin Yücel ve Emin Özdemir gibi, çok saydigim
isimlerin bu yazarla ilgili oldukça agir elestirilerini animsadim.
Ama begenenlerin de "begenme hakki"na saygi duydum.
Ta ki... Bir okurum "Kara Kitap"ta gizlenmis bir
bölüme dikkatimi çekinceye kadar... "Çocuklugunda kiz kardesi ile
tarlada karga kovalayan sapik bir padisah" gibi bir anlatim vardi bu
bölümde!
************
Prof. Çetin Yetkin yönetiminde, "Müdafaa-i Hukuk"
adli çok degerli aylik bir dergi çikiyor. Ilginç bir rastlanti
olarak, derginin Aralik 1998 sayisinda, Prof. Fahir Iz'in bir
incelemesi
yayimlandi:"O. Pamuk'taki Atatürk Anlayisi..."
Meger benim artik okumayi denemedigim kitaplarinda daha neler
varmis!
Iste birkaç örnek:
"Sonra kasaba alanina dolanir. Atatürk heykellerine siçan
güvercinleri
ayiplar..."
"Atatürk kendini içkiye vermis meyhane kalabaligina, cumhuriyeti
emanet
etmis olmanin güveniyle gülümsüyordu..."
"Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük felaket
oldugunu..."
"Sonra bir cumhuriyet, Atatürk, damga pulu havasina girdigimizi
hatirliyoruz..."
Sayin Iz, 275 sayfalik bir kitapta, tam sekiz
yerde ve " hiç gerekmedigi halde" Atatürk'e satasildigini saptamis.
Söyle
diyor:"Bunlar kitaptan çikarilsa hiçbir sey degismez.
Yalniz yazarin kimi ruhsal gereksinimleri tahmin edilmemis olur!"
Kim bilir, belki de Orhan Pamuk'un " en birinci aydin" ilan
edilmesinde,
bu incelemenin de büyük katkisi olmustur!
*************
Ben, inandiklarini açikça savunanlara hep saygi duymusumdur... O
düsüncelere
karsi olsam bile!
Ama o yürekliligi gösteremeyip de bunu sinsice
yapmaya çalisanlara... oraya buraya "bityenigi" sokusturanlara... hep
tiksinerek bakmisimdir.
Bunu hep zayif bir kisiligin, zavalli bir ruh halinin yansimasi
olarak
görmüsümdür.
Oyun maskesiz oynanmalidir!
Çirkinlikleri gizleyen maskelerin indirilmesini de tüm "gerçek
aydinlar"
görev saymalidir!
Ve de Pamuk adli yazari, isteyen okumali, isteyen sevmelidir... Ama
ne
oldugunu, kim oldugunu bilerek!.. Maskenin
arkasindaki gerçek yüzü görerek!...
A. Taner KISLALI - Cumhuriyet, 27 Ocak 1999
(Ben Demokrat Degilim)