Seinfeld

DaYs_oF_PuRGaToRY demiş ki:
Ares, Kazaa gibi bir download programı. Ben de bir arkadaşım sayesinde geçen hafta tanıştım; ve hatta download olayına girmem ilk kez bu şekilde nasip oldu. Seinfeld avatar patlamasına gelince; Jawbreaker Costanza'yı koyunca ben de gaza gelip Cosmo'yu koydum, olay bundan ibarettir ve tüm telif hakları Jawbreaker'a aittir 🙂

en önemli özelliğide dil seçeneklerinde Türkçe olması....
 
DaYs_oF_PuRGaToRY demiş ki:
Hi, my name is George, im unemployed; and im living with my parents 😀
Ahahahahahah... The Opposite. 😀 En iyi bölümlerden biridir o.
"It's not working, Jerry. It's just not working." 😀

"Why did it all turn out like this for me? I had so much promise. I was personable, I was bright. Oh, maybe not academically speaking, but ... I was perceptive. I always know when someone's uncomfortable at a party. It became very clear to me sitting out there today, that every decision I've ever made, in my entire life, has been wrong. My life is the opposite of everything I want it to be. Every instinct I have, in every of life, be it something to wear, something to eat ... It's all been wrong."

İkinci paragraf Costanza'nın karakterini ve yaşantısını çok iyi anlatıyor. 🙂 Tam bir "loser" bu adam. Ama ezik değil. Aksine, sinirli, yalancı, ikiyüzlü, kinci, alçak... Kel, şişman, işsiz ve ailesiyle yaşıyor. Tüm bunlar birleştiğinde işte karşımıza dünya TV tarihinin en muhteşem karakteri çıkıyor: George Costanza (ya da Art Vandalay mi demeliydim? 😆 )
 
Seinfeld'i diğer sitcomlardan ayıran en büyük özelliği ise, süresinin aynı olmasına rağmen senaryonun çok daha uzun olması. Müthiş kurguya da unutmayalım. The Betrayal nasıldır ama? 🙂 Geriye doğru giden bölüm. 😆
 
O bölümün sonu mükemmeldi. (En başı oluyor yani). Jerry apartmana yani taşınır ve Kramer'ı görür. Eşyaların çok güzel der Kramer. Jerry de biz komşuyuz, bunlar aynı zamanda senin gibi birşey der. Kramer 'Ah, thats good' der. Bundan sonraki Jerry-Kramer ilşkisi de malum 🙂
 
Şimdi indiriyorum The Betrayal'ı. Kramer'ın elinde ki şekerin, bölüm geriye gittikçe büyümesi çok güldürmüştü beni 🙂 Ve tabii ki beddua muhabbeti.

Vandaley ve Pennypecker zaten efsane. İndirdiğim bölümlerden The Puerto Rican Day'i izliyordum dün akşam, orada sığındıkları evde birbirlerini selamlamaları varya, o çok komik 😀 Jerry maçı izlemeye çalışıyor; Kramer hem tuvalet ihtiyacı için hem de kaçtığı Porto rikolulardan saklanmak amacıyla oraya gidiyordu 😀

Yalnız şu var, 13 tane bölüm indirdim ve daha da indirmeye devam ediyorum; yani nasıl özlemişim ve nasıl gülüyorum anlatamam, benim dilimden en iyi anlayan dizi diyebilirim. Ve saatlerce bölümlerde güldüğüm şeyleri yazabilirim buruya; o zaman siteden atarsınız valla 🙂 Aklıma hemen The Soup Nazi bölümünde çorbacı ile kız arkadaşı arasında kalan Jerry'nin çorbayı seçtikten sonra kız arkadaşına dönüp ''Do i know you?'' demesi geliyor 😀 Ve The Contest'de ilk gecede pes eden Kramer mışıl mışıl uyurken diğerlerinin yatakta dolanıp durması 😀

Valla Jawbreaker, bir gün buluşup özel bir Seinfeld gösterimi günü yapmak lazım 🙂

Who!? Who is burning the flag!? 😀
 
😀 😀
Puerto Rican Day'de en çok güldüğüm yer, George'un iki kaşının ortasına lazer point tutulduğu sahneydi. Aklıma geldikçe gülerim. Hele o kırmızı noktayı elleriyle kovuşturmaya çalışması yok mu... 😀

Yine aynı bölümde, George'un sırf esprisine güldüler diye aynı filme 2. kez gitmesi ve bu sefer milleti güldürememiş olması, aksine elinde lazer pointer olan adamın George'u sinemada taşak oğlanına çevirmesi de aklımda kalan bir başka enstantane. 😆

Purgatory, güzel fikir aslında hatta süper fikir de İstanbul'a pek yolum düşmüyor. Yazın Deep Purple'a gelme ihtimalim yüksek, forumdan üç-beş kişi ayarladık mı şahane bir Seinfeld Buluşması olur aslında. 🙂
 
Filmin arasında adamın yanına gidip espri pazarlığı yaptığı yerde ki mimikleri de çok komik. ''Anlaşılan sen kendi şovunu yapıyorsun; senden ricam banada küçücük bir pencere açman, benim de kendime göre bir espri yerim var da.'' 😀

Patlama sahnesinden sonra ''That's gotta hurt!'' diye bağırıyordu. Sonra millet gülmeyince ''I said that's gotta hurt!'' sonrasında da lazerli çocuğa dönüp ''Hey you damn lazer guy!'' diye çıldırış sahnesi de efsanedir 😆

Aman aman, tutamıyorum kendimi; lakin bugün maç var stres altındayım...

Bu arada İstanbul dediğin yer Ankara'dan 4, Bursa'dan 1 saat uzaklıkta; nedir yani 🙂 Çık gel abicim; misafirim ol...
 
DaYs_oF_PuRGaToRY demiş ki:
Filmin arasında adamın yanına gidip espri pazarlığı yaptığı yerde ki mimikleri de çok komik. ''Anlaşılan sen kendi şovunu yapıyorsun; senden ricam banada küçücük bir pencere açman, benim de kendime göre bir espri yerim var da.'' 😀

Bu arada İstanbul dediğin yer Ankara'dan 4, Bursa'dan 1 saat uzaklıkta; nedir yani 🙂 Çık gel abicim; misafirim ol...

O pazarlık da süperdi. "Aramızda anlaşalım gel!" hesabı. Bu arada o sinemada gözüne kestirdiği iki hatuna rezil olması da cabası. 🙂 Bu nasıl bir karakterdir? Bu kadar ezik, bu kadar adi ve aynı zamanda komik... 🙂 George Can't Stand Ya! (Lisedeki beden hocası ona böyle hitap ediyordu 🙂 )

Abi yapma gözünü seveyim, Ankara'dan 7, Bursa'dan da 4.5 saat İstanbul dediğin şehir. Hem büyük şehir orası, bizi yutar. 😆 Yine de sağolasın, yolumuz bir gün yedi tepeli şehre düşerse, birşeyler ayarlarız. Ankara'da buluştuk şahane oldu mesela. 🙂
 
Şimdi Cnbc-e'de reklamını gördüm ki Seinfeld hafta içi her gün 18.45'te olmak üzere yeniden yayınlanmaya başlamış! Ben de kendi kendime diyordum ki bugünlerde neden daha sık rastlıyorum Seinfeld'e? Keyfim yerine geldi yahu, seviyorum lan sizi 🙂
 
ya süper komik bi dizi..kramer'a bayılıyorum.bi bölümünde çöplükten bulduğu ünlü bir talk show programının dekorasyonunu evine getirmişti😀 sonra kendi kendine showu sunuyodu,reklam arası falan veriodu 😀
 

Geri
Üst