JackRackham demiş ki:
Şimdi sıfırdan bir yazı yazıp Seinfeld replikleri ile örneklemeye geçmek zor, lakin yazı ardından oluşabilecek ortamda diğer Seinfeld-severler ile "Aaa bu da vardı lan", "hani bir keresinde de.." şeklinde gidecek muhabbetlere girilebilir, neden girilmesin. Zira Gaffur espri anlayışının egemen olduğu ülkemiz mizahında Seinfeld-sever bir insan dikenlerin arasında bir gül gibidir adeta.
Geçmiş 8 sayfada biraz da bunu yaptık aslında. Hakikaten "Seinfeld-sever bir insan dikenlerin arasında bir gül gibidir adeta" tespitine kendi adıma katılmamak mümkün değil. Üye olduğum her forumda ya başlığını açmış ya da uzun uzun yazılar yazmışımdır fakat 8-9 sene önce bitmiş bir dizinin muhabbeti de forum üzerinden pek uzun soluklu olmuyor sanırım.. Zamanında Jawbreakar buraya yazarken onunla çok eğlendiğimiz yazışmalarımız olmuştu bu başlıkta, başka da hatırlamam.
Ortaya çıkan her işin, var olan her şirketin, insan eli değmiş olan her olgunun kendisini biraz da dışarıya doğru betimleyebilmek adına seçmiş olduğu sloganlar vardır. Dizi olur, siyasi parti olur, bir giyim markası olur; olur da olur.. Ama kendisine seçtiği sloganının hakkını %100 oranında veren yegane olgu/kurum (Evet, Seinfeld aynı zamanda bir kurumdur seveninin gözünde) hangisidir deseler, hiç düşünmeden Seinfeld derim. Kaldı ki "Show about nothing" sloganı; içerisinde 2 çay bardağı kelime oyunu, 3 tatlı kaşığı popülist söylem ve göz kararı serpiştirilmiş bir tutam mütevaziliği de barındırmakta olan enteresan bir karışımdır kanımca.
Jerry Seinfeld.. Evet çekirdektir. Zamanında vokalistlerin başını çektiği grupların hikayesine benzer. Fakat 70'lerde Tonny Iommi gibi gitaristler çıkmıştır ki; artık çekirdek (Yani vokalist) dışında kalanlar da o kadar geri planda değillerdir, hatta daha da öndelerdir. Seinfeld'de diziler içerisinde bu devrimi yapmış olan yapımdır. Gerçek ismiyle oynayan, soyismini diziye veren, iki yapımcıdan biri olan ve senaryo üzerinde de haliyle söyleyecek sözü olan bir adamdan bahsediyoruz. Fakat hiç kimse çıkıp dememiştir ve sanıyorum da diyemeyecektir ki; Jerry Seinfeld bu dizinin lokomotifidir. İşin teknik detayına indiğimizde, zaten kendisinin de iyi oyuncu olmadığını kabul ettiğini görüyoruz, ki doğrudur. Diğer üçü ile kıyaslayınca, ki iç içe sahnelerde bu kıyaslama zaman zaman kaçınılmazdır, bu hepten ortaya çıkar. Senaryo, çekimlerde bile gayri ihtiyari güldürür onu. Çünkü önceden biliyor olmasına rağmen, anlık olarak söylediği şeylerin böyle bir etkisi vardır ve bunun önüne geçemez. Sonunda da bunu bu şekilde kabul etmiş ve devam etmişlerdir, orjinal de olmuştur, benimsemişizdir.. Araba rezervasyonu hakkında görevli kadına nutuk çektiği sahneyi buna örnek olarak gösterebilirim.
Jerry: But the reservation keeps the car here, that's why you have the reservation.
Görevli: I know what a reservation means, mister.
Jerry: I dont think you do. See, if you'd knew what a reservation means, than i could have got my car here.
Oyunculuk yeteneği bakımından diğer üçüne bakalım. Diğer işlerde ne yaptıkları beni ilgilendirmiyor. Başarısız olmuş olabilirler. Ki Seinfeld'in ardından ne yaparlarsa yapsınlar tutmayacaktı. Seinfeld ününe kavuşurken, aynı zamanda yaşamlarını Seinfeld sonrası için biraz da riske atmış oluyorlardı, bunun bilincindeydiler. Bölümlerini hakikaten olabilecek en ince detaylara kadar ileri-geri yapıp izlediğim bir dizidir Seinfeld, o yüzden biraz haddimi aşmış gibi gözükecek söylemler içine girmekten çekinmiyorum, zaten kişisel fikirlerimdir.
Kanımca en zor rollerin altına mütemadiyen sokulmuş isim Michael Richards'dır. Adamda doğal bir cevher var çünkü; Larry David'de bunu en iyi şekilde kullandı zamanında. Kimi insanlar vardır hareketleri kıvraktır, kendilerini yerden yere atmak konusunda başarılıdırlar; mahallede oynarken top tellerin arkasına kaçtığında, diğer çocuklar tarafından bilinir ki, o tele tırmanacak yegane kişi odur aralarında; topu o kaçırmış olmasa bile tüm gözler ona çevrilir. Michael Richards o çocuktu işte küçüklüğünde. "The Good Samaritan" bölümünde televizyondaki sunucunun sesini duyunca krize girip kendini yerden yere attığı sahneye bir bakın. Jerry'nin kanepesinin hemen arkasında. Öyle bir yerden yere atlamayı herkes yapamaz, inanın bana..
🙂 Yani tek cümle ile betimle deseler; "Sakarlığı, Sakar Şakir'den bile iyi oynayan adam" derdim onun için. Bu denli ön plana çıkması da ondandır. Diğer karakterleri benimseyebilmek için biraz içine girerek izlemelisiniz bu diziyi, fakat ilk kez Seinfeld bölümü seyreden bir insan Kramer'ın Jerry ve Elaine'e "What's the matter with youuuu!! Now dont you two see, that you're in love with each other!" diye bağırdığı sahnede kahkaha atabilir.
Role inandırıcılık derler ya.. Hani rahmetli Erol Taş, kötü adam imajı ile öyle bütünleşmişti ki, sokakta vatandaştan dayak yemişti zamanında. Jason Alexander'da, George Costanza'yı öyle oynadı işte. Ben halen daha şüphelere sahibim gerçekte öyle olup olmadığı konusunda, bunca sene geçmesine rağmen. Çünkü, mesela yalan söylemek eylemini ele aldığımızda; bunu inanılmaz doğal bir şekilde yansıtmıştır. Bununla ilgili bir özdeyişi bile vardır ki hiç akıllardan çıkmaz:
"Remember Jerry.. If you believe it, than it isnt a lie."
Elaine'in bir arkadaşının karısı ile yatar, yattıkları sırada da kadının kocasına, Elaine ile kadının o sırada birlikte takıldıkları gibi bir yalan söylemeyi akıl eder. Fakat adam durumu fark eder ve Elaine'i telefonda ters köşeye yatırarak ağzından laf almayı başarır. Jerry'nin mutfağında bu durum ortaya çıktığında ise şöyle bağırır: "You lie!!!.. How hard is it to lie?!!.." Bunu diyişindeki doğallık; bana "Yangın var yetiş" dese, inanmayacağım bir konuma sokmuştur kendisini. Spor salonunun duşunda, duşa işediği bölüm vardır. Aslında orası tam olarak gösterilmez fakat bu duşa işerken, Elaine'in yazdığı adam tarafından görülür. Sonrasında Elaine ile salon yönetimine ispiyonlamaması konusunda adamı ikna etmesi için konuşur.
George: Please, cant you at least talk to him?
Elaine: Did you have to pee in the shower?
George: It's all pipes, what's the difference!? Different pipes go to different places.. I'll call a plumber right now!
Julia Louis Dreyfus ise, diğer projelerinde neden bu kadar başarısız olduğunu anlayamadığım birisidir. Çünkü hakikaten kusursuza yakın bir oyuncudur, komple bir oyuncudur. Sanırım senaryo kurbanı oldu.. Zaman zaman inanılmaz çekici ve şirin gözüküyor gözüme. Onun bu dizideki Nirvana'sı da ofiste verilen yeni yıl partisinde ettiği danstır sanırım. İnanılmazdır tek kelime ile.. Şimdi aklıma gelen bir de "Stellaaaaaaa" diyişi var; ahahah bu da bambaşkaydı.. Öyle sanıyorum bu ki "Stellaaaa" filmin tekinden bir replikmiş. Jim Carrey'nin oynadığı Bruce Almighty filminde Clint Eastwood'un Dirty Harry'sine yapılan "44 Magnum, the most powerful handgun in the world" tiribütü gibi, Stella'da böyle ünlü bir sahneymiş. Kesin bir bilgim yok, sadece duyum.