Bu sektöre üretim anlamında yatırım yapmak da ayrı bir dert. Gitar bizim kültürümüzde yok, bu nedenle potansiyel satış hacmi de oldukça düşük. 75 milyonluk bir ülkenin binde biri bile değiliz muhtelemen. Her sene sıfır gitar alacağımız da yok.
Ayrıca elimizde yeterli doğal kaynak olduğuna yönelik fikirleri doğru bulmadığımı söylemeyelim. Gitar ağaçları egzotik olmasının yanı sıra da endüstriyel ağaçlar. Ülkemizin genelinde endüstriyel orman hacmi ne kadar ki? Çamdan, cevizden mi yapalım gövdeleri? Geleneksel tonlara yaklaşabilmek için yine yurtdışından ağaç alımı yapmak gerekecek. Ve bunu da bir iki ağaç gövdesi alarak da yapamayacaksınız, doğrusunu seçebilmek için pek çok gövde alıp aralarından seçmeniz gerekecek. Geçen gün Scero Guitars, bir gövde bir türlü olmadığı için yaktı gövdeyi ve videosunu yayınladı. Adam gitarı 2.000 dolara satıyor ve bunu göze aldı. Sizin de bunu göze alabilmeniz gerekecek.
Bununla birlikte işgücü maliyetleri yurtdışına oranla her ne kadar düşük olsa da enerji maliyetleri yüksek. Eğitimli personel sayısı ise düşük. Gitar yapmak sadece uygun ağaçları monte edip boyamak değil. Arkasında iyi bir mühendislik ve bunu yansıtabilecek ustalık gerekiyor. Telecaster'in gövdesinin aynısını yaparsanız rakibiniz Fender daha ilk günden ezer geçer sizi. O yüzden farklı bir şey ortaya koymak zorundasınız. Bunun en güzel örneği PRS'dir. Piyasadaki gitarların iyileştirilebilecek noktalarını tespit ettikten sonra tek tek üretime geçmiş, Santana'nın kapısında yatmış ve ona gitarı beğendirerek adını duyurmuştur. PRS'in seri üretime geçmesinin tarihi ise çok yenidir.
LAG gitar örneği verilmiş ama bunlar da uzakdoğu yapımı. Diğer bir senaryo da uzakdoğuya rakip olup burada fason ürün yapmak ama gitar hala el işçiliği yoğun olan bir sektör. Oranın işçilik maliyetleri ile yarışmak ise çok zor.
Bu konu maalesef bir çıkmaz. Yurtiçi potansiyelinin düşük olması en büyük engel. Müzik toplumumuzun büyük bir kısmı için nağmeli vokalden ibaret. Bizim için türküler ne ise Amerika için blues ve country o. Sizin ekonominizin 100 katı büyüklükteki bir ülkenin genel kültürünün içinde gitar var. Bu şekilde düşünün.
teşekkürler hocam görüşünüz için benim görüşüm ise şöyle;
hocam öncelikle küreselleşme sonucundan global dünyada kültürel değerlerde gevşeme oldu. sanıldığının aksine, siz şuan ki durumdan bahsetseniz dahi 2000-2009 doğumlu gençler var. bu gençler eskisi gibi salt geleneksel kültürün dışında popüler kültür ve bazıları azınlık kültürüne sahip. Bunun yanında popüler kültür ögeleri adlandırdığımız herşey, sermayesi olan ve yatırımı olan durumlarla ilişkili. küreselleşmenin getirdiği o"tek tip" insan modeli ülkelerde geçerlidir.Bu modelde batıya yönelme mevcut. Kimileri bu kültürel değerleri hızla kabullenirken, diğerleri daha az kabullenir.mesela japonya, metal müzik kültüründe olmamasına rağmen, KİSS adlı grubun zamanında yaptığı japonya konserlerinden etkilenen o zaman ki gençler, japonyada bu üretimin önünü açmış ve sektörün gözdelerinden biri olmuş, birçok gitarist yetiştirmiştir. Ve aynı şekilde kore bunun gibidir. hatta yabancı ülkelerde en iyi gitaristler sıralamasında "asian" denir bazı youtuber yorumlarında. dediğim kültürel değerler bireyselleşmenin sonucu gevşemektedir. Yani bizim "kültürümüzde yok gitar "demek için geç kaldık artık. Bizim kültürümüzde olmayan çok şey bize girdi. Örneğini verdiğim gibi, belki şu andaki durum kötü dahi olsa, ilerleyen zamandaki yeni nesil adına, gitar üreticiliği yapılmalı tanıtılmalı. Ayrıca şu var, ben forumda dahi birçok insanı çocuğuna,kuzenine metal müzik,kimileri cazz,rock müzik veya blues dinletirken yetiştirdiğini gördüm. Abimlerin zamanında, bu müziklere ulaşım zordu. Toplum ve arkadaş çevresinin dinlediği müzikler kasetler ve televizyondaki müzikler sonucunda kendi kültürünün müziğini dinler veya kulak aşinalığı olurdu. Eğer şanslıysa bir şekilde teoman kaseti bulurdu bir yerden. ama dediğim gibi değerler gevşedi ve bizden sonraki nesil, artık bu "rock" müzik, elektro gitar soloları, jazz, blues ulaşması bir tıkla uzaklığında. en azından dinleyici olarak, insanlar kulak aşinalığı oluşmakta.
Ayrıca metal müzik ilk çıktığında, trash metal gibi, hatta herhangi bir müzik eğer popüler kültür üyesi değilse "azınlık" durumuna düşer. İnsanlar ilk onu anlamaz, anlasa bile anlayanlar toplumun oranına göre azdır. Ama şuan durum farklılaştı. eskiden "satanist bunlar" denilen müzik, şimdi 8-15 yaşında çocukların rahatlıkla dinlediği müzik oldu. Başka örneklerle çoğaltılabilir.
75 milyonluk ülkenin "binde biri değiliz" demişsiniz. bir konuda haklısınız. ama şöyle bir gerçeği es geçmeyelim, azınlığı çoğaltacak çoğunluk değil, azınlığın kendisidir. yani burada 20-40 yaş arasındaki insanlar, dolaylı ve direk olarak müzik sektörüne ve gitar aşkına katkı sağlıyor. Bunlar sonucunda oluşan çevre, yiğenler, arkadaşlar bu durumdan etkilenecekler. Bu su götürmez gerçek. Biz dahi zamanında 30 liralık olta misinasında çalınan gitarlara aşk beslediysek, ne jimi hendrix dinlemiştim o zamanlar ne de blues. Bu zamanda rock-blues tutkunları çoğalacak. Ayrıca bir toplumdaki herkesin gitarla ilgilenmemesi de hoştur. Keza amerika her ne kadar gitaristlerin cennetlerinden biri dahi olsa, orada popüler kültürün tekno pop müziklerin ve kitle kültürün en başlıca örnekleri vardır. Bu bahsettiğim oradaki tavır anlamında. küreselleşme sonucunda, insanlar "çok yönlü" zevke sahip olmuştur(bunun ne kadar derin olduğu tartışılır tabi) Mesela gitar çalmayan biri, evinde iki akor basmak için gitar almaktadır. Bir insanın birden fazla hobisi olmuştur. Gitar,müzik,spor,satranç,resim,vitray daha yüzlerce sayılabilir.. Bunu başka örneklerle çoğaltılabilir. Şimdi az çok birine blues çalsan dinlenme olasılığın arttırmıştır. Zamanında annlerimiz "bu ne gavur icadı" dediği şeylere toplum ve kültür adapte olmuş ve olmaya devam edecektir. (örneğin küpe takanlara neler denildiğini hatırlayın zamanında) azınlığın sektörde tutunamaması imkansız değildir. Potansiyel varsa hele.
Lag gitarı sadece örnek anlamında verdim. araştırsam daha çok şey çıkardı mesela. En nihai olarak lag, dizayn olarak ve üretim düşüncesi olarak fransız üreticilerin emekleriyle-düşünceleriyle çıkarılmıştır.ve hatta ödül almıştır.
bir diğer konu ise, sektörün birinci devi olmak derdinde olmamak. sadece, yerli insana alternatif bir türk gitarlar sunup, bunun neticesinde sektörü bir nebze olsun bağımlılıktan kurtarmak. "Sıfır gitar almama hakkında" düşünceniz ise bence yanlış. eğer sıfır gitarlar satılmıyorsa, bu üreticiler niye farklı modeller üretiyor ? sıfır gitar elbet alınır. Ayrıca, do-re,zuhal müzik mağazaları sıfır gitarları hep yabancı menşei üretimle. Onlar satılmıyorsa, o dükkanlar iflas ederdi. müzik mağazasında ben ne zaman gitsem "çocuğuma gitar alacağım" veya 15 yaşında gençler "gitar" bakarken görüyorum. Rastlantıda olabilir. Şimdi bu nesili, alternatif türk malına sahip olsa, hem sektör hemde gençler faydalanacak. Ama noluyor ? çocuk üretimini görmediği, fabrikasını görmediği markalarla kayboluyor. "Abii ibanez japon, abi şu kore, abi şu amerikan" şimdi bu çocuk, ne oranın iklimini, ne fabrikasını biliyor. Dıbızlak yarım bilgiyle "abi japonsa alırım" diyebiliyor. Ya da buna benzer şeyler.
Bir başka olay ise, yabancı üretim bandından gelen gitarlar, iklim değişikliği, nem, sap atması ıvır zıvırı çok oluyor. Özellikle uzakdoğudan buraya. Bu durum aslında satıcılar için de sıkıntı. Bunlarla uğraşıyor. Her markadan böyle fason çıkıyor.
Yurtdışı potansiyeli arttırmak, anca bizim içinde yurt içinde yapılmış iyi gitarları almak ve birazda olsun dolaylı yoldan reklamını yapmakla olur. İnsanlar zaten alışılmışın dışına çıkma derdinde. Tek tip modellerden, hep aynı tarz tonlardan bıktı. Yeni firma, biraz daha yaratıcı özellikler eklerse, bu sıradanlıktan sıyrılma ve ülkelerde satış yapma potansiyelini arttırır. bakın ben burada dahi insanların klişe markalardan bıktığına şahit oldum. Bu klişeli üretime engel olacak bir yerli üretim olabilir. Bazı youtube videolarında, enteresan ağaçların yapıldığı gitarlara aşk besleyenler kaynıyor. bundan otuz yıl önce o ağacın adı duyulmamışken, şimdi herkes bu sallıyorum egzotik ağaçlara merak saldı. Bu yoldan, ülkemizde araştırma halinde yaratıcı şeyler çıkarılır.
Bunun dışında, dünyanın her zamanında üretim olarak yatırımcılar zorlukla karşılaşacaktır. Kimisi daha fazla, kimisi daha az. Hatta çok çarpıcı bir örnek vereceğim size, zengin ülkelerde yatırım yapmak daha kolay olmasının yanında sektörde hayatta kalmak için daha yaratıcı olmak lazım. Bizde daha rekabet edecek "türk" markası yok. Yerel nezlinde konuşuyorum. Ama milletin 30-60 sene başladığı gitar üreticiliğe, artık başlama yaşımız geldi ve geçti. bizim geçtim ( bende gencim ama) , çocuklarımıza faydalı olma adına.
Nağmeli vokal konusundaki yorumunuza katılmakla beraber, ben halen türk gitar firmasının piyasada olabileceğini savunuyorum.