Suhr'un en ucuz gitari 23 binden baslamiyor mu TR'de? Nasıl daha ucuz bir alternatif oluyor?
Türkiyedeki ikinci el fender fiyatlarının saçmalığı
- Konuyu açan DreamON
- Başlangıç tarihi
2. el demek istedi heralde.
- Konu Sahibi Konu Sahibi
- #43
2 elde 13 bin tl ye var kıvılcım müzik satıyor tertemiz gitar.
strat modelleri 2. elde 14 / 16 bin arası suhrların
Fender American Pro Stratocaster Tr fiyatı 17.900 tl.! 5900 daha ucuza suhr alınabiliyor görüldüğü gibi.
ayrıca Fender American Pro Stratocaster yurtdışı fiyatı 9500 tl sıfırı sweetwater ve thomannda falan.
millet daha ucuza almasın diye distribütör yasağı koymuşlar siparişle alamıyoruz yurtdışından fenderleri
1000$ olsa zaten mjt’ye yaptırırım fender neymiş
Elektro Gitar Fiyatları, Satılık İkinci El ve Sıfır Gitarlar sahibinden.com'da
Satılık sıfır ve ikinci el Elektro Gitarları en ucuz fiyatlar ve GeT taksitli ödeme seçenekleriyle sahibinden.com üzerinden satın alabilirsiniz.www.sahibinden.com
Elektro Gitar Fiyatları, Satılık İkinci El ve Sıfır Gitarlar sahibinden.com'da
Satılık sıfır ve ikinci el Elektro Gitarları en ucuz fiyatlar ve GeT taksitli ödeme seçenekleriyle sahibinden.com üzerinden satın alabilirsiniz.Elektro Gitar Fiyatları, Satılık İkinci El ve Sıfır Gitarlar sahibinden.com'da
Satılık sıfır ve ikinci el Elektro Gitarları en ucuz fiyatlar ve GeT taksitli ödeme seçenekleriyle sahibinden.com üzerinden satın alabilirsiniz.Elektro Gitar Fiyatları, Satılık İkinci El ve Sıfır Gitarlar sahibinden.com'da
Satılık sıfır ve ikinci el Elektro Gitarları en ucuz fiyatlar ve GeT taksitli ödeme seçenekleriyle sahibinden.com üzerinden satın alabilirsiniz.Elektro Gitar Fiyatları, Satılık İkinci El ve Sıfır Gitarlar sahibinden.com'da
Satılık sıfır ve ikinci el Elektro Gitarları en ucuz fiyatlar ve GeT taksitli ödeme seçenekleriyle sahibinden.com üzerinden satın alabilirsiniz.
Bu gitarlar yaklaşık 1 yıldır ilanda ve zaman içinde fiyatlarını yükselttiler satılmadığı halde. İkinci elde yüksek fiyat koymak bedava, ilan da bedava ama satılıyor mu ona bakın siz.
Hocam bu yorumunuza tamamen katıliyorum. Fiyatı satıci değil alıcı belirler. Yılda 100 tane ikinci el strat satışı oluyorsa, 1 tanesi yüksek fiyattandır, 10 tanesi eh orta denen fiyattandır. Kalan 89 tanesi oha çok iyi fiyat kaçırma bunu denen fiyatlardan veya pazarlıkla uyguna gelebilen fiyatlardan satiliyor. Piyasayı bilen satıcılar o %1 şansı denemek istiyor. Bilmeyenler ise satarım saniyor. Yani ölüler de sanıyor ki diriler her gün helva yiyor durumu 😀
Yaklaşık bir sene önce bir gitar sattım. Satarken girip baktım diğer satıcılar ne koymuş. Fiyatlar bana uçuk geldi. Ben Reverb ikinci el pazarını (satış fiyatlarını, liste fiyatlarını değil) örnek aldım ve pazarın yüksek tarafına yakın bir fiyat belirledim çünkü epey temiz bir gitardı. Neyse, o fiyat bile bizdeki ikinci eller arasında en düşük fiyat oldu. Hatta koyduktan hemen sonra benle aynı gitarı satan biri yazıp 'düşük fiyat koymuşsunuz, vb' dedi. Benim gitar bir hafta içinde koyduğum fiyattan satıldı. Az önce girdim baktım bana yazan arkadaşın ilanı hala duruyor. Çok takılmamak lazım bunlara.
Bu arada Reverb'de ve diğer bazı sitelerde yer alan 'Teklif Ver' butonu bence harika. Satıcı isterse tekliflere kapatabiliyor ama açarsa saçma sapan diyaloglara girme ihtimali olmadan teklif verebiliyorsunuz. Hatta Reverb o malın pazarına göre yönlendirme de yapıyor, teklif az vb. diye. O şekilde Reverb'den çok mal aldım, çok da memnun kaldım. Bizdeyse teklif vermeye kalksanız bin türlü zırvalığa gebe bir muhabbete girmek yüksek ihtimal.
Bu arada Reverb'de ve diğer bazı sitelerde yer alan 'Teklif Ver' butonu bence harika. Satıcı isterse tekliflere kapatabiliyor ama açarsa saçma sapan diyaloglara girme ihtimali olmadan teklif verebiliyorsunuz. Hatta Reverb o malın pazarına göre yönlendirme de yapıyor, teklif az vb. diye. O şekilde Reverb'den çok mal aldım, çok da memnun kaldım. Bizdeyse teklif vermeye kalksanız bin türlü zırvalığa gebe bir muhabbete girmek yüksek ihtimal.
- Konu Sahibi Konu Sahibi
- #47
reverbten nasıl alışveriş yaptınız yaptığınız işlemleri ve elinize ulaşma sürecini vs anlatabilirmisiniz.
Elbette anlatırım ama işinize yarar mı bilmiyorum çünkü Türkiye'ye doğrudan sipariş vermedim. İlk olarak kendim yurtdışına bir toplantıya vb. gideceksem kalacağım adrese önden sipariş veriyorum. Burada satıcının namı önemli çünkü gecikme veya kusurlu mal vb. olayı olursa riskli. İkincisi, sağda solda çok arkadaşım var. Çalıştığım kurumun senelik toplantıları oluyor. Genellikle o toplantılardan önce bir arkadaşa söylüyorum. Onlar da sağ olsunlar sırtlanıp toplantıya geliyorlar, orada veriyorum 1 kilo baklavayı, ekipmanı teslim alıyorum. Herkes mutlu.
Bu şekilde özellikle ABD ve Japonya'dan çok ekipman aldım. Şimdi artık COVID sebebiyle işler değişti tabii.
Fender'den daha iyi bir sürü butik üretici var. Marka takıntısı yoksa onlara bakılabilir.
Fakat bir şeyi de göz önünde bulundurun. Bir vintage tremolo seti 120 USD. Butik bir manyetik seti (Lindy Fralin, Jason Lollar) 250-300 USD. Boyasız bir gövde 250 USD sap da hemen hemen aynı 250 USD. Demem o ki CS ayarında bir Strat için sadece parçalar 1.000 USD tutuyor Amerika'da bile. Daha boya, SS fret tercihe göre relic işlemi ve işçilik dahil değil. 2.000 USD'ları gözden çıkartmak gerekli.
Fakat bir şeyi de göz önünde bulundurun. Bir vintage tremolo seti 120 USD. Butik bir manyetik seti (Lindy Fralin, Jason Lollar) 250-300 USD. Boyasız bir gövde 250 USD sap da hemen hemen aynı 250 USD. Demem o ki CS ayarında bir Strat için sadece parçalar 1.000 USD tutuyor Amerika'da bile. Daha boya, SS fret tercihe göre relic işlemi ve işçilik dahil değil. 2.000 USD'ları gözden çıkartmak gerekli.
Online olacaksa site üzerinden neden olmasın, beğenmediğim fiyata NO der geçerim ama genelde olan şu: ... abi kesin alıcıyız çok acil tel verir misin diye Ö.M. geliyor. Prensip olarak vermem, önce forumda her türlü konu konuşulur, işlem noktasına gelince zaten tel ya da whatsapp'a geçeriz. Ama bazen boş bulunuyorum ya da karşıdaki ikna ediyor, tel veriyorum. Sonraki muhabbet: ..... yeaa aaaağbii yaaaa biz öğrenciyiz şimdi, xxx TL (fiyatımın 2/3'ü) versek olur mu, bak sen o fiyata satamazsın zaten....". Satıcı bunlarla uğraşmamak için dediğin zırva muhabbete girmiyor işte.
Tartışılabilir bir konu olduğunu biliyorum ama yazmadan bu sefer geçemeyeceğim. MJT den ya da sağdan soldan bu parçaları toplayınca Fender CS kalitesinde oluyor mu, bence hayır..
Neye dayanarak söylüyorum,
1- Tecrübe.
2- Mantık, matematik.
Bence gitarı kaliteli yapan rezonans, sustain, ve bunlardan dolayı çalarken aldığınız hissiyat. Başkası için ses kartına girip ultra metal pluginler kullanıp aldığı ton olabilir, o başka bir konu 🙂
Neyse, gürül gürül titreyen bir gitarı amfiye takmadan anlıyorsunuz ne olduğunu. Siz de hakimsiniz bu olaylara zaten.. Özellikle de strat ve tele tipi gitarlarda. Bu unsurları belirleyen şey nedir, gövde ve sap ağacı, ve bunların birbirleri ile uyumu.
Şimdi misal ebayden ya da MJT nin kendi sitesinden M tane gövde arasından bir tane gövde beğenip seçiyoruz, N tane de sap arasından bir sap seçiyoruz. Yani bunların beraber güzel titreme ihtimali ile Fender CS da bu işin ustaları tarafından birbirlerine uyumlu bulunup, bir gitar haline geldikten sonra bakılıp edilip piyasaya sunulan bir gitarın iyi bir gitar olma ihtimali yakın olabilir mi ? Esas fark da bence burada çıkıyor zaten..
Fenderden daha iyi olayı da açık bence, biraz kişisel bu işler. Mesela Suhr var elimde, bir mağaza dolusu gitarı deneyerek aldım, seçmece yani. Manyetikler gürültüsüz, çalım harika, stabil vs. Bu konularda iyi gerçekten ama total olarak Fenderden iyi diyemiyorum, çünkü elimdeki iki Fenderde rezonans olarak daha üstün Suhrdan. Buna ek olarak yine ton olarak Fender, Fender yani ..
Neyse, iki kelamlık fikrimi paylaşayım dedim ben de 🙂
Neye dayanarak söylüyorum,
1- Tecrübe.
2- Mantık, matematik.
Bence gitarı kaliteli yapan rezonans, sustain, ve bunlardan dolayı çalarken aldığınız hissiyat. Başkası için ses kartına girip ultra metal pluginler kullanıp aldığı ton olabilir, o başka bir konu 🙂
Neyse, gürül gürül titreyen bir gitarı amfiye takmadan anlıyorsunuz ne olduğunu. Siz de hakimsiniz bu olaylara zaten.. Özellikle de strat ve tele tipi gitarlarda. Bu unsurları belirleyen şey nedir, gövde ve sap ağacı, ve bunların birbirleri ile uyumu.
Şimdi misal ebayden ya da MJT nin kendi sitesinden M tane gövde arasından bir tane gövde beğenip seçiyoruz, N tane de sap arasından bir sap seçiyoruz. Yani bunların beraber güzel titreme ihtimali ile Fender CS da bu işin ustaları tarafından birbirlerine uyumlu bulunup, bir gitar haline geldikten sonra bakılıp edilip piyasaya sunulan bir gitarın iyi bir gitar olma ihtimali yakın olabilir mi ? Esas fark da bence burada çıkıyor zaten..
Fenderden daha iyi olayı da açık bence, biraz kişisel bu işler. Mesela Suhr var elimde, bir mağaza dolusu gitarı deneyerek aldım, seçmece yani. Manyetikler gürültüsüz, çalım harika, stabil vs. Bu konularda iyi gerçekten ama total olarak Fenderden iyi diyemiyorum, çünkü elimdeki iki Fenderde rezonans olarak daha üstün Suhrdan. Buna ek olarak yine ton olarak Fender, Fender yani ..
Neyse, iki kelamlık fikrimi paylaşayım dedim ben de 🙂
Keza toplama strat eğer evladiyelik olarak kullanılacaksa ne ala, ancak iş satıp başka gitar almaya heveslenildiğinde toplama strat isterse en mega ultra güzel tonu olan bir gitar olsun, Fender gibi ne olduğu bilinen ve piyasası olan bir stratın yanında hiçbir zaman ikinci elde rağbet görmüyor veya hakettiği değerde satılamıyor. Zira kimse gitarı ikinci el satın alırken tüm parçalarını söküp tek tek bakma imkanına sahip olamıyor.
2. El ürünlerin fiyat standartı olmaz.
Bunu konuşmak, değeri şöyle olmalı, yurtdışı bu fiyat, %50 satılmalı vb gibi bir durum olamaz. Fiyatı beğenirsen alırsın, beğenmezsen almazsın.
Fender tonu olmazsa olmaz birşeyde değildir.
Birçok kişi Fenderin fiyatından dolayı SX Amerikan Alderleri aldı, manyetikleri, köprüyü modifiye etti ve çokta memnun şekilde kullanıyorlar. Hatta modifiyede son noktaya ulaştılar. Titanyum köprüler. Gerçek kemik eşikler, kilitli burgular. Kendi tasarım pickguardlar.
Sonuçta gitar tona %30 etkisi vardır, %30 pedala, %40 amfiye görev düşer. Bu formda herkes gitarlar hakkında yorum yapıyor ama amfi ve setap gitardan daha önemlidir. Gitarın açığını ekipmanla kapatırsın.
Bunu konuşmak, değeri şöyle olmalı, yurtdışı bu fiyat, %50 satılmalı vb gibi bir durum olamaz. Fiyatı beğenirsen alırsın, beğenmezsen almazsın.
Fender tonu olmazsa olmaz birşeyde değildir.
Birçok kişi Fenderin fiyatından dolayı SX Amerikan Alderleri aldı, manyetikleri, köprüyü modifiye etti ve çokta memnun şekilde kullanıyorlar. Hatta modifiyede son noktaya ulaştılar. Titanyum köprüler. Gerçek kemik eşikler, kilitli burgular. Kendi tasarım pickguardlar.
Sonuçta gitar tona %30 etkisi vardır, %30 pedala, %40 amfiye görev düşer. Bu formda herkes gitarlar hakkında yorum yapıyor ama amfi ve setap gitardan daha önemlidir. Gitarın açığını ekipmanla kapatırsın.
şu ağaç sevdası bana biraz şu videoyu anımsatıyor hafiften,
manyetik %90 gerisi doğru setup diyorlardı çoğu izlediğim videoda. gerçek tecrübeme gelirsek o kadar kulağım yok diyebilirim ama, çok ucuz ama iyi sustain veren gitarımda var kötü verenide. ben buna takılıyorum mesela.
manyetik %90 gerisi doğru setup diyorlardı çoğu izlediğim videoda. gerçek tecrübeme gelirsek o kadar kulağım yok diyebilirim ama, çok ucuz ama iyi sustain veren gitarımda var kötü verenide. ben buna takılıyorum mesela.
Ben yırtına yırtına 1984 Gibson es335 i 1500 dolara satabildim çiziksiz çiçek gibi gitar. Yurtdışında bile 2000 dolar ama burada bana gelen mesajların çoğu mexico strat takas teklifi ve 5000 liraya verirsen gelip alayım lafları. Acayip soğudum bizim müzik piyasasından
Son düzenleme:
15e cs fender biraz zor maalesef. Fenderlerin 90lardaki plus serileri ciddi manada iyi ekipmanlardır. Bugüne kadar 20den fazla strat değiştirmiş birisi olarak, 92 model plus stratım bambaşkaydı. 93 üretimini bir başka arkadaşıma satın almıştık, o da yine abartılı derecede iyi bir gitardı. Kaldı ki şu an elimde 70 adet üretimle sınırlı custom shop 69 fenderim var. Bununla kıyaslayarak konuşuyorum yani.
Diğer bir konu da Gibson. Ülkemizde us fiyatlarının dahi altında satılıyor, özellikle ressiue cs serilerinden bahsediyorum. Amerikadan gidip alıp gelirim muhabbeti Gibson için tırt maalesef. Ha güzel bir geziye çıkarsınız o ayrı.
Fender fiyatları da öyle aman aman yüksek değil. Gitarın kendi fiyatı, gümrüğü, nakliyesi + kar payı derken, eğer zuhal gibi dore gibi milyon liraları bağlayarak iş yeri açıyorsanız, o gitardan belli bir miktar kar etmeniz gerekiyor. Sonuçta kimse 10 milyon lira sermayeli bir iş yerini yüzde 1-2 gibi kar payı ekleyeceği şekildr açmaz. Bankaya yatırır, evimde neksfliks takılır.
Son olarak da şuna çok tilt oluyorum. İkinci el ekipmanın değeri sıfırının yüzde 60'ıdır. Yahu ekipman iyi durumdaysa yüzde 70 de eder 80 de. Kötü durumdaysa 20'ye bile düşer. Elimdeki iyi durumdaki ekipmanı maddi bir gerekçe olmadığı sürece hayatta 60'ına felan koymam. Satılmazsa çalarım yani dert değil. Düzgün cilalanan, ayarları düzgün yapılan, düzgün muhafaza edilen ekipmanımı niye gidip araya vereyim. Ha mesela daha düşük fiyattan satılan bir ekipmanla takaslarım, sıfırları yakın fiyatlıdır, beni o bağlar.
Dolar yüksek dolar. Üretmiyoruz, üretmemiz lazım.
Tam anlamadım ama sanırım aynı şeyi diyoruz?
Aynı.
Bizde teklif vermeye kalkarsan ağzına terlikle vuruyor çoğu kişi.... çünkü anlattığım leşçi muhabbete girecek gibi olma endişesi oluyor 🙂
İlanlara pazarlık yok yazsam da istisnasız her ilana teklif veren oluyor, ben de prensip olarak pazarlık yapmıyorum diyip geçiyorum, ister ölücü olsun ister 10 lira inseydin diyen olsun.
Sistemsel bir teklif ver butonu vs olsa evet veren verir, ben de dikkate alırım veya almam... işe yarayabilir diyorum.
İşte benim temel itirazım da tam bu noktada. Custom Shop ustalarının öyle tık tık keresteye vurarak ağaç rezonansı test edip bunları Tibet'te ücra bir dağ zirvesindeki tapınakta öğrendikleri yöntemlerle gövde ve sap olarak eşitlediklerini sanmıyorum. Sanmıyorum diyorum, keşke geniş zamanlı kesinlik içeren cümleler kurabilseydim ama benimki de naçizane bireysel tecrübe sonuçta 🙂
Örneğin yıllarca bolt on gitarlarda sap gövde eşleşmesinin muazzamlığının belirleyici olduğuna inandım. Sonra elimden bazı gitarlar geçti, her üç yönden araya neredeyse kürdan sokabilirsiniz. Yani sapın ekseninin kayması açısından tam kabus gitardı ama gitarı al richter ölçeğinde titriyor mübarek.
Gitar yapım sürecinde bunun gibi kafamda bu konuda oluşmuş önyargıları kıran çok olay yaşadım. Tüm bunların sonucu olarak Custom Shop gitarların evet genel olarak özenilmiş enstrümanlar olduklarını düşünüyorum ama üstlerine peri tozu serpildiğine inanmıyorum. Zaten CS gitarların temel hedefi elektrogitarın altın çağının enstrümanlarını en yakın şekilde taklit etmek gibi gözüküyor. E o eski entstrümanlar Custom Shop vs. değildi ki? Hatta Fender söz konusu olduğunda mümkün olan en ucuz şekilde üretmek esastı. Neyse, benim görüşüm ki bende de bu tür gitarlar var, CS gitarlar (Fender, Gibson, her neyse) aslen fiyatın büyüğünü nostalji vb. gibi faktörlerden alıyorlar. Kendi adıma bununla bir sorunum yok 🙂
Ha şu var, Fender'in tele ve strat üretmede, Gibson'un da kendi ikonik modelerini üretmede, diğer üreticilere göre kesin avantajlı olduklarına eminim. Senelerdir yapıyorlar çünkü. en kötüsü bu modellerin sweet spotlarını çok güzel kaydetmişlerdir.
Neyse, benim de bu konuda naçizane düşüncem bu.
Buna katılmıyorum. Bizde sahibinden'deki ikinci el R7'ler ABD'deki ikinci el R9 fiyatlarına satılıyor mesela. ABD'ye sadede gitar almaya gidiyorsanız saçma tabii de zaten gidiliyorsa ve imkan varsa neden gezmeyeyim ki müzik dükkanlarını? Ya da en kötü Reverb'e bakılır.
Heh 🙂
Yani bu "tone tapping" dedikleri tekniği hatırladıklarım arsında Gil Yaron, Jörg Tandler gibi luthiyelerin kullandığı idi. Tabi oldukca "trained" bir kulak olması da gerekiyor. Iyi bir luthiyeyi marangozdan ayıran belki de bu tarz yetenekler, bilemiyorum.. Belki luthiye olan ya da enstruman yapımı okuyan arkadaşlar aydınlatabilir. Fender CS o şekilde bakıp bakmadığına dair bir referansım yok açıkcası ama dediğiniz gibi 70 yıldır bu işi yapan bir firma, çalışanlardan bağîmsız olarak bir bilgi birikimi vs.. Mutlaka rastgele olması ve şansa bırakmanın ötesinde uyguladıkları bir iki teknik vardır gibi geliyor.
Yani bu "tone tapping" dedikleri tekniği hatırladıklarım arsında Gil Yaron, Jörg Tandler gibi luthiyelerin kullandığı idi. Tabi oldukca "trained" bir kulak olması da gerekiyor. Iyi bir luthiyeyi marangozdan ayıran belki de bu tarz yetenekler, bilemiyorum.. Belki luthiye olan ya da enstruman yapımı okuyan arkadaşlar aydınlatabilir. Fender CS o şekilde bakıp bakmadığına dair bir referansım yok açıkcası ama dediğiniz gibi 70 yıldır bu işi yapan bir firma, çalışanlardan bağîmsız olarak bir bilgi birikimi vs.. Mutlaka rastgele olması ve şansa bırakmanın ötesinde uyguladıkları bir iki teknik vardır gibi geliyor.