Turkrock Sinema Kulübü

Hah aynı şeyi yazacaktım, +rep. Koskoca Clint Eastwood'un ağzına çiçek monte ettiler. Çiçekli kovboy, "eşoleşek"siz Kemal Sunal olmaz olsun.
 
Eastwood severler izlemedilerse Escape From Alcatraz, Dirty Harry gibi 70'lerde cektigi filmleri de izlesinler.
Hoş, saymakla bitmeyecek kadar filmi var. Hepsi ayri ayri guzel.
 
true-grit.jpg

kovboylar demişken,ailecek izlenir.
 
Cnbc-e deki o seriyi çok şükür kaçırmadım 😀

Şey dicem bu Fetih 1453 filmini izleyen arkadaşlar varsa iyi kötü yorumlarını paylaşırsa çok sevinirim izlemeyi düşünüyorum sinema izlemeye gitmeyen bi özürlü olaraktan xD Herkes çok beyenmiş göğsü kabaran çok diye duydum izleyen arkadaşlar burdanda bi paylaşalım bea 😀
 
Dün akşam gittim.

Yani çok fazla muazzam bir film olduğunu düşünmüyorum fakat gidin görün tabii. 35-40 dakika süren reklamlar ve abartıya kaçmış olan bilet fiyatları nedeniyle ben de artık neredeyse hiç gitmiyorum sinemaya. 2-3 sene öncesine kadar haftada 3-4 filme giden bir kişiydim.

Neyse filme dönelim...

Kurgudur, senaryodur çok başarılı diyemem ama bu film öyle ya da böyle yapılmalıydı. Ortada bir emek var, buna saygı duyuyorum.

Ulubatlı Hasan'ı oynayanın bazı yerlerde yapmacık kaçtığını (özellikle şovalye ile kapışmaya başlamadan hemen önceki tribi... O nasıl bir "sen şimdi öleceksin" deyişidir ahaha) düşünüyorum fakat Sultan'ı oynayan kişi her kimse gerçekten başarılıydı bana göre. Kızgınlığını da, şevkatini de, hırsını da hem yüzüne hem ses tonuna çok iyi yansıtmış.

Bunun haricinde, filmin benim için asıl olayı ikili dövüş sahneleri oldu. Bilhassa Sultan ile Hasan'ın sahnesinde gerçekten etkilendim... Yani abartmış olmayayım ama; bu kadar gerçeğe yakın ikili dövüş sahnesini ben daha önce izlediğim hiç bir filmde görmedim desem yeridir. Kılıçları sallayışlarından tutun da, kılıçlardan çıkan seslere kadar her şey fena ötesiydi. Keza Hasan ile şovalyenin kapışması da çok iyiydi.

Aslında vasat üzeri gelen kurgu/senaryo olayına pek değinmek istemiyorum bu film için. Ama tek bir konuya dikkat çekeyim: Şu gemilerin karadan yürütülmesi olayının gelişimine, şekillenişine, öncesine filan biraz değinselerdi dedim keşke. Yani bir baktık ki, odunlar yere serilmiş ve yağlanmaya başlanmış. İnceden de olsa bir şeyler gösterilseydi keşke buna dair.

Neyse, tekrar emeklerine sağlık diyorum. Aşırı milliyetçi triplere kaçılmaması; Bizans İmparatoru'nun da şehri bırakıp gidemeyeceğini söylemesine yer verilmesi bence kim ne derse desin bir artıdır. Ha, bu tarihte böyle olmuştur veya olmamıştır bilemem ama tutup da tırsak bir herif olarak portre edilseydi daha kötü olurdu bence. Buna paralel olarak Ulubatlı Hasan diye birinin esasında yaşamadığı, gemilerin karadan yürütülmesi hadisenin yalan olduğu falan filan gibi söylentiler de var ama dediğim gibi; film penceresi dışına çıkmadan konuşacak olursak bunlar rahatsız eden şeyler değil. Yani bir Yunan'a bu filmi izletsen aşırı derecede batmaz diye düşünüyorum.

ABD'de gençlik, yapımlar nedeniyle neredeyse Vietnam savaşını kazandıklarını sanır hale getirildi. O nedenle bu filmin kendince objektif kalmaya çalışması bence güzel bir şey. Ya da bilmiyorum belki bana böyle gelmiştir... Fakat tamamiyle sanatsal yönden yaklaşarak, darısı daha işlenmesi gereken nice hikayelerin/fetihlerin başına demek istiyorum. Artık daha geriye gidilemez; daha iyi filmler elbet gelecektir, gelmelidir. Bu atılım yapıldıysa, bundan sonrası için yapımcılar malzeme bulmakta zorlanmayacaklardır.

Bu arada; bazı seanslarda ayağa kalkanlar, bağıranlar, alkış kıyamet koparanlar olmuş diye duydum. Ne acayip milletiz beyav.
 
Detaylı deyindiğin için çok sağol dostum kafamda şekillendi ciddi merak ettim filmi 🙂 Böyle bi film yapılmalıydı ve öncü olucağını düşünüyoruz inşallah daha nice başarılı filmlere imza atılır. 🙂
 
220px-Rise_of_the_Planet_of_the_Apes_Poster.jpg

cesar reyis,devrimci lider.

THE%2BSOCIAL%2BNETWORK%2Bb.jpg

kafası çalışan adamın hali başka.

Fright_Night.jpg

80 li yılların filminin yeniden çevrimi. eskisini sanırım hbb de izlemiştim zamanında. bu filmde aynı onun gibi ne olacağı belli olsa da fena geren cinsten. başarılı bir remake.
 
In Time (Justine Timberlake basrolde, ki kendisini zerre jadar sevmem, ama yakismis bu filme). Gelecek utopyasi, bilimkurgu sevenler mutlaka izlesin. Ayrica Kramer vs. Kramer, Dustin Hoffman basrolde ve bu filmdki performansiyla 79 da Oscar kazanmis, guzel bir aile drami, tavsiye ederim.
 
Filmin baba ogul diyaloglari cok saglam ama benim en cok dikkatimi ceken Amerikanin makinelesmis calisma hayati oldu. Kullanilan objeler, planlar, renkler, hepsi cok mekanik.
 
Kaç zamandır yazacağım şu filmi; Sound Of Noise.
İsveç yapımı, festival filmi. Müzik anlayışının klasik müzikle sınırlı olduğu, geri kalan müzik türlerinin gürültü olarak tanımlandığı bir şehirde geçiyor. Bir grup anarşik arkadaş (altı tanesi davulcu) bu düzene isyan ediyor ve şehrin farklı yerlerinde, enstruman olarak çok absürt nesneleri kullanıyorlar. Kendi ritmlerini oluşturarak müzik yapıyorlar. Peşlerindeki polis de sülalesi müzisyen olduğu halde kendisi müzikten nefret eden, müzik kulağı olmayan birisi, olaylar olaylar...
Çok eğlendim, çok hoşuma gitti. Şiddetle tavsiyemdir. Yaşasın bağımsız sinema, yaşasın Avrupa filmleri.
http://www.imdb.com/title/tt1278449/
 
Hocam afişi koymakla bitmiyor iş. Nasıldı, güzel miydi, izlemeye değer mi, yazarsan güzel olur.

Vallahi indirip izleyeceksin güzel mi izlemeye değermi kendi gözünden göreceksin 🙂 Ama film izlemeye değer hele ki blues severler için kaçmaz bir film . Gary Clark JR gitarist rolünü oynuyor batacak olan mekanı kurtarıyor falan e tabi aşk ta var filmin içinde 🙂
 

Geri
Üst