Turkrock Sinema Kulübü

uzun yıllar sonra dvd sini bulunca yine izledim. hangover dan önce bunlar vardı lan! efsane dir.

B00005AVS9_01_LZZZZZZZ_1938.jpg
 
Intouchables filminden bahsediyor herkes, beğenmeyen yok daha. 3 aydır bilgisayarda bekliyor ama izlemedim henüz... Neden bilmiyorum ama bir süredir İngilizce dışındaki filmleri izlemek gelmiyor içimden; Kore diline biraz alıştım ama mesela Fransızca hepten boğuyor beni. Bu filmi de bilinçsiz bir refleksle muhtemelen bu yüzden izlemedim. Neyse o kadar anlattılar ki izlemiş kadar oldum, sanırım sizler de izleseniz beğenirsiniz.
 
En son izlediğim film değil fakat geçen cuma gecesi In the Name of the Father'ı izlemiştim. Mutlaka izleyin, tavsiye ediyorum.

Şu sıra Daniel Day Lewis manyaklığına girdim. Biz onu The Last of the Mohicans ya da There Will Be Blood'daki haliyle tanıyoruz daha çok; fakat böyle kenarda köşede kalmış harika filmleri var adamın. Gerçekten büyük aktör. Biraz araştırma yapınca rollerine nasıl bir disiplinle ve nasıl bir süreçle hazırlandığını gördüm, saygım daha da arttı adama. Baktığınız zaman, zaten senede 2 film filan çeviren birisi değil. 3-4 yılda 1 filmi var ama filmleri gerçekten boş filmler değil.

Bu bahsettiğim filmde, IRA tarafından Londra'daki askeri bir eğlence yerine yapılan bombalı saldırı nedeniyle, o sırada Londra'da bulunan İrlanda'lı 2 arkadaşın İngiliz polisi tarafından içeri alınması ve daha sonra sürecin aileleri ve arkadaşları ile illişkilendirilmesi sonucu gelinen nokta anlatılıyor. Hikaye gerçek, senelerce hapiste yatan ve idealist bir avukatın da yardımıyla özgürlüğü için savaşan bir insan: Gerry Conlon.

Tek kelimeyle harika oynamış Daniel Day Lewis, çok beğendim. Film 1993 çıkışlı, baktım o sene Oscar kime gitmiş diye? Tom Hanks, Philadelphia'daki rolüyle almış o yıl Oscar'ı. Valla 4 yıl öncesinde Lewis, My Left Foot filmindeki Christy Brown rolüyle Oscar aldığı için bu film ile verilmemiştir diye düşünüyorum. Kesinlikle Oscar'lık bir performans.
 
From the creators of Matrix Trilogy yazısı çıktığı anda gittim ben, yaşladım artık anlamıyorum böyle filmleri. Yine uyuz olurum, yanımdakinin omzunu morartırım dürtmekten. Bu niye böyle oldu ki?

Ayrıca Tom Hanks'e ne olmuş, Erşan Kuneri'ye dönmüş.
 
sucker-punch_400.webp


En son meşhur Sucker Punch'ı izledim (http://www.imdb.com/title/tt0978764/). 1950'lerde geçiyor, türlü dramlar yaşamış masum bir kızcağız akıl hastanesine zorla kapatılıyor ve hayalle gerçeği karıştırıyor. Konusu ve senaryosunda çok fazla derinlik aranacak bir film değil ama anlatımı beğendim, haydi sinematografi diyelim tam olsun entel imajımız. Yönetmen Zack Snyder'ın bir önceki filmi Watchmen'de de benzer şekilde güzel görüntüler vardı. Bu filmde kızlar güzel, müzik güzel, görüntüler güzel. Körün istediği bir göz misali. Eğlencelik film, boş bir pazar gününde gideri var.
Yalnız bir Abbie Cornish gerçeği var. O nasıl bir güzelliktir? 30 yaşında ve filmdeki 20'lik lolitaların alayını gölgede bırakıyor. Nicole Kidman'ı severim, Charlize Theron'a bayılırım. Bu ikisine birden benziyor, geberiyorum aşkından.


65_abbie_cornish-914679-large_image-914679-large_image.webp
 
Gitmiş en mal fotoğrafını koymuşsunuz sayın savarain, ellerim kızarırcasına ayakta alkışlıyorum.

Abbie Cornish benim için, A Good Year'da sırtından kayan buzdur. Sahneyi hatırlayanlara selam olsun.
 
Crazy Heart izledim. İlk çıktığında çok tutulmuştu, çok popüler ve ben daha yeni izliyorum. http://www.imdb.com/title/tt1263670/

MV5BMTU0NDc5NjgzNl5BMl5BanBnXkFtZTcwNzc0NDIzMw@@._V1._SY317_CR0,0,214,317_.webp


Bir zamanlar çok ünlü olmuş ama artık anca ufak barlarda çalan yaşı geçmiş country şarkıcısı bir hatuna aşık oluyor falan. Konusunu anlatmak için gelmedim buraya. Çağrıştırdığı şeyler daha keyifli. Bir kere konusu itibariyle Aronofsky'nin Wrestler'ına çok benziyor (Mickey Rourke alamadı ama Jeff Bridges bu rolüyle aldı oscarı, eyyam var). Aynı o film gibi müzikleriyle izletiyor kendini. En güzeli de filmin daha başında Jeff Bridges bowling salonuna giriyor, o sahnede Big Lebowski geldi aklıma. Film boyu viski bardağını da düşürmüyor elinden. Salak gibi sırıta sırıta izledim böyle melankolik bir film olmasına rağmen 😀 Bu gazla bir Big Lebowski gider yemin ederim.
 
ben daha izleyemedim. hep düz dublajlı versiyonları denk gelince geri vermiştim. gerçi d&r da 4.99 a bulmuştum ama başka filmleri almıştım para durumundan dolayı. bir gün kısmet...
 
Rourke, The Wrestler ile Oscar aldı diye biliyordum ben; atarlı-giderli girmeden önce bir bakayım dedim, hakikaten almamış. 😀 Bu konu açılmasa ben aldı biliyorum yani.

Film popüler diyorsunuz da ben yeni duydum, nasıl olacak bu işler? İzleyelim bakalım...

Ayrıca Rachel Weisz, Winona Ryder, Shannyn Sossamon gibilerini daha sık izlemek istiyoruz fakat adam gibi filmleri yok. Çevirselermiş keşke zamanında...
 
Rourke oscar değil de Golden Globe mu ne öyle bir şey aldı. Çok da güzel bir konuşma yapmıştı o törende, atarlı giderli, kara mizahlı. Bulup izlemek lazım. Filmin senaryosu da zaten bir anlamda onun hayatının alegorisi gibiydi. Gösterişli kelimeler de kullanıyorum ve yurdum sinema entelijansiyasına göz kırpıyorum bak 😀 Yaşayarak oynadı adam, buna vermedin neye vereceksin oscarı? Eyyam var.
 
Bu arada, öve öve bitirilemeyen bir Incendies var. Fransız filmi olsa gerek. Artık dayanamayarak izleyeceğim bakalım neymiş. Şu ikisini izledikten sonra tekrar görüşürüz.
 

Geri
Üst