-Sadece Tanrı'ya hizmet etmeli.
(Joan of Arc'tan; engizisyon tarafından sorguya çekilirken, başpsikoposa laf sokarcasına ortaya atılır laf.)
-Tamam Alex, bu...
-Azıcık acıtacak mı? Biliyorum.
-Aslında, bok gibi kanırtacak.
(Nemesis)
-Silahlılar.
-Silahlılar mı? Ne ile silahlanmışlar?
-Eee, kokan nefes, renkli bir dil, toz bezi... neyle silahlanmışlar zannediyorsun; tabancalar ile, salak!
(Lock, Stock and Two Smoking Barrels)
-Eğer herhangi bir şeyi saklarsan, seni öldürürüm. Eğer gerçeği kıvırırsan, ya da gerçeği kıvırdığını düşünürsem, seni öldürürüm. Eğer bir şeyi atlarsan, seni öldürürüm. Aslında, Nick, hayatta kalmak için bayağı uğraşman gerekecek. Söylediğim her şeyi anladın mı? Çünkü eğer anlamadıysan, seni öldürürüm!
(Lock, Stock and Two Smoking Barrels)
Barry: Hah, nerede kalmıştık?
Gary: Pompalı tüfekler... pompalanan tüfekler gibi şeyler mi?
Barry: Ha sen operasyonun beyni olsan gerek... doğru, pompalanan tüfekler. Sadece silah dolabındakileri istiyorum, o kadar: silah dolabının dışında her ne varsa, alıp götürebilirsiniz.
Dean: Orada bizim için bir şeyler olsa iyi olur.
Barry: Allah'ın cezası bir devlet malı mekan! Tabii ki size göre bir şeyler vardır.
Dean: Ne gibi?
Barry: Canına yandığımın antikaları gibi!
Dean: Biz antikalardan ne bok anlarız ki? Biz postahane soyarız...
Gary:...araba çalarız...
Dean: ...antikalardan ne bok anlarız ki?
Barry: Çok basit. Eğer eskiyse, bayağı para eder demektir.
Dean: Ne kadar mesela?
Barry: Bilmeniz gerekenler bu kadar ki? Biliyorsunuz, çünkü bilmeniz 'gerekiyor'.
Gary: Ha, şu 'bilmen-gerekeni-bilirsin' tipi durumlardan biri yani... o James Bond filmleri gibi bir durum yani.
(Lock, Stock and Two Smoking Barrels)