Birkaç vakittir seyrediyorum başlığı, çoğu insan ürün gelmiyor, çok sonra gelir çekiliyor gibi dertlerini anlatmış. Ben biraz vites arttırayım. Sıcağı sıcağına rezalet başlığı formunda yazmak istemediğim, soğumasını beklediğim bir olaydan bahsedeyim. Yaklaşık 6 - 7 ay önce ekipman zincirimideki önemli bir alet arıza yaptı. Sponsorluğun olmasına rağmen bu distribütör aracılığıyla olmadığı için herhangi bir vatandaşın ödediği bedeli ödeyerek aldığım aleti garanti kapsamında yolladım. Tamir olup olamayacağını sordum. Hatta tamir edilmesini istemeyip doğrudan değişim hakkımın olup olmadığını sorduğumda "Bi haklarınızı okuyun isterseniz" terslemesini de yedim ve sustum. Üstüne üründe değişim olursa yeni gönderilen ürünün gümrük bedellerini de benim ödemem gerektiğini öğrendim. (Bu standartmış, sektörden arkadaşlar belki aydınlatır.)
Bu süre zarfında da markayla iletişime geçtim, kendileri sıfırını yollayabileceklerini, gümrük binerse onu da kendileri bana sonrasında göndereceğini söylediler. Hatta ürün tamir olursa onun da kalabileceğini söylediler, dedim eğer tamir olursa ben en azından gümrük bedellerini ödeyeyim de öyle alayım o aleti, hem bana fayda olur yedekte hem de sembolik bi teşekkür olur ücretsiz gönderilen ürüne hesabı.Ardından ben bu bilgiyi iyi niyetimle SALAK GİBİ buradaki adamlara da söyledim. Nihayetinde öncesinde bi ton alışverişimiz var. Yakınlığımız, tanışlığımız var. Sonra ne oldu;
Tamire yollandı, 3 ay boyunca ses çıkmadı, sonrasında tekrar aradım, dedim ağa 2 ayı geçti benim de boş vaktim boldu haklarımı okudum, sizin şu an benim ürünü sıfırıyla değiştirmeniz mecburi. Ben kargo beklemek istemiyorum, şu karantina döneminde artık gitar çalmak istiyorum. Kayıt planlarım aksadı, ekipman zincirim eksik aylardır. Gelen cevap, işte değişim yapılacaksa gümrüğü siz ödeyeceksiniz, aksi bir durumda benim yetkimi aşıyor X kişiye yönlendireyim.
Sonrasında ben X kişiye maille ulaşıyorum, bana cevap vermeye tenezzül etmiyor, başka bir çalışan arkadaşa beni aratıyor "Onun bana yazmasına gerek yok biz iletişime geçeriz." bilgisinin iletmesini isteyerek. Ben bunun üstüne 1 ay daha bekliyorum en sonunda markaya ulaşıyorum. Diyorum bunların bu işi ciddiye alacağı yok, mümkünse yollayın. 7 güne alet geliyor. Üstüne distribütörü arıyorum, diyorum marka benimle problemi çözdü bilginize. Ayrıca benim için hayati olan bir aleti 5 ay boyunca düzeltemediniz, parasını vererek aldığı bir ürünün garanti sürecinin karşılığını isteyen sıradan bir insana en ufak faydanız olmadı, hadi tüm bunları anlarım da o kadar insanla muhatap ettiniz biri de çıkıp "Abi biz de saçmaladık da kusura bakma, özür dileriz" demediniz diyorum. Gelen cevap ben yine ileteyim tabi, olay bana son dakikada geldi, part time çalışıyorum, yoksa ilgilenirdim rerö. Tıraş yine.
Tüm bunların üstüne tamir eden yer arıyor "Abi ben bunun derdini anladım, sadece parçalar için şu kadar lazım, yollarsan tamir ederiz." Biliyorum satıcı hertürlü onun parasını ödemek zorunda, bana gelen sıfır ürün de favor mahiyetinde. Bu ülkedeki standart prosedürle alınmış bir ürünün garanti sürecinde en ufak bağlayıcılığı yok. Satıcıyla en ufak resmi bir etkileşim yok. Yine de lanet olsun diyorum hiç ilişmeden yolluyorum parayı, alet 1 haftaya tamir oluyor, o da geliyor elime. Tamir eden yerle de konuşuyorum, herhangi bir bilgi verildi mi satıcıya, veya soruşturan var mı diyorum. Yok abi diyorlar. Aylar geçti ne ben ürünüm tamir oldu dedim ne onlar ürünün ne alemde diye sordu. Özür falan hak getire zaten. Ben biliyorum ki buranın başındaki kişi hala dünyalar tatlısı ilgili bir kişi ama malum dönemden bakamıyordu işlere. Tam aksi şekilde de daha 2 gün önce de bi davul seti almak için Zuhal'den tanıdıklara yazdım gece 10'da dükkan seferber oldu markası modeli doğru mu, kutu içeriğinde karışıklık olmasın, fiyatta en son ne olur diye.
O nedenle artık benim gözümde iyi mağaza kötü mağaza yok, işini iyi yapan veya yapamayan satış temsilcileri var. Ben işini iyi yapan satış temsilcileriyle alışveriş yapmayı seviyorum, eğer firmalar da satışlarından ötürü onları mükafatlandırırsa ne ala. Yukarıdaki olaya kadar "Marka" savunur bir insandım ama belli ki iş insanda, insaniyette bitiyormuş.