semizotu25 demiş ki:
Mağazadaki açık amfiler ve gitarlar satılırken bu kavrama dahil olmuyor mu?
Bu sorumda art niyet filan aramayın lütfen, sizinle onlarca alışveriş yaptım, yaptırdım, sorun çıkmadı sadece merakımdan soruyorum.
Mağazadaki enstrümanların denenme oranına göre, her mağaza indirim yapmaktadır zaten, yapmalıdır da. Ancak koşulsuz bir zorunluluk değildir. Mağaza sorumlusu, bir gitarın ne kadar ve nasıl denendiği konusunda fikir sahibidir.
Gitar denemekten denemeye fark var biliyorsunuz. Gitarı denerken, kendisini spotlar altında hissedip, gitara abanan arkadaşlara nazikçe sakin olmasını söylemek durumundayız. Boyun hizasından penalama yapıp, coşan kişiye bu uyarıyı yapmak zaruridir.
🙂
Kısa süreli "denemelerle" herhangi bir sorun olmaz, ancak gözle görülür deformasyonlarda, aşınma payı oranında indirim yapılmalıdır. Gitarı alacak kişi görerek aldığı sürece, satışı yapan kişi de dürüst olduğu sürece herhangi bir sorun olmayacaktır.
Diğer türlü, tüm model ve markaları deneyeyim, ama benim alacağım gitar sıfır olsun ısrarıyla, çok farklı bir sosyal sorunu hatırmalak zorunda kalacağız...
metaldaima demiş ki:
Maalesef ülkemizdeki tüketici bilgilendirme için yapılan tanıtım reklamları, birçok dürüst ve işini doğru yapan firmayı rencide ediyor. Benim alakam yok desede, tüketici davranışları gerekli gereksiz saldırganlaşıyor ve kurunun yanında yaş da yanıyor.
gereksiz saldirgan tuketici davranisi da,gayet guzel bir tespit olmus,sizin tabirinizle egitime saticilardan baslamak daha iyi olur diye dusunuyorum
Komple eğitim şart diyebiliriz...
Genel olarak ülkemizde en olmadık yerlerde yapılan yolsuzluklar, müzik aleti sektöründe de bir çok müzik mağazasının müzik aletini "mal" olarak görmesi ve hitap ettiği kitlenin farkında olmamasından kaynaklanan etkenlerle, hemen tüm müzik aleti işi yapan firmaya karşı bir önyargı var ve bunu anlayabiliyorum.
Müzik Aleti denince, ülkemizde ilk akla gelen yer İstanbul-Tüneldir. Sırf tünelden alışveriş yapmamak için, bizi tercih eden müşterilerimiz var. Satış yapmaya bağlı olarak prim alan çalışanlarla verim almak ve müşteri mennuniyetini sağlamak oldukça güç. Müzik mağazası, herhangi bir mağazaya benzemiyor maalesef.
Kimse, kolay kolay bilgisayarıyla, televizyonuyla veya cep telefonuyla duygusal bir bağ kurmaz. Ama gitarıyla, davuluyla ayrı bir bir bağ kurar.
Bu işte para var diye veya dedem firmayı kurmuş biz devam ettik anlayışında olan mağaza ve distribütörlüklerin piyasadan zamanla çekildiğini ve çekileceğini görüyoruz. Yeni jenerasyon distribütörler var, 1-2 marka ve az sayıda ürün getirmelerine rağmen, iletişimlerimiz ve taleplerimize çok hızlı ve müzisyen yaklaşımıyla karşılık veriyorlar. Bu konuda çok umutluyuz ve karşılıklı birbirimizi destekliyoruz.
Bu arada, gereksiz saldırgan tüketici davranışını size söylemedim, genel yaklaşım bu diye belirttim. Bu yazdıklarımı genel bir açıklama olarak düşünebilirsiniz.
Kısa bir iki şey eklemek istiyorum. Bu bilgiler yardım sayfalarımızda henüz bulunmuyor.
Biraz istatistiksel bilgiler vermek istiyorum;
Ayda ortalama 1500 sipariş çıkıyor paketleme odamızdan. Ayda yaklaşık 7000-10.000 ürün satılıyor. Hatalı ürün (Dean Markley Blue Steel 2556 REG yerine Dean Markley Blue Steel 2556A REG gönderiyoruz mesela.) gönderimi ayda 1 diyebiliriz. Bu da 10.000 de 1 diyebiliriz. Hadi sizi kırmayayım 7000 de 1 olsun. Bunun ne kadar iyi bir oran olduğunu görebilirsiniz sanırım.
Satış elemanımız yok, müşteri temsilcilerimiz yalnızca bilgi veriyor. Kayıt yapmak için mikser alacağım diyen kişiye ses kartı önerisinde bulunuyoruz. Ibanez mi LTD mi diye soran müşterimize siz bilirsiniz diyoruz. Şişhane mağazamıza gittiğinizde, en iyisi bu, mağazamızda olmayana ise kötü demiyoruz. Biz biz biz meselesi değil yanlış anlaşılmasın. Hala aynı anlayışla devam eden mağazalar yok olmaya mahkum maalesef.
Yolumuza 1-2 kişi çıktık, işler yoğunlaşınca şu anda 13 kişi çalışıyoruz. Aynı kaliteyi sürdürebilmek için, yoğunluk arttıkça belki 130 kişi çalışacağız. Bünyemizde daimi çalışan 2 yazılımcımız olmasa, 20 kişilik bir kadro ile zor döndürürdük diyebilirim. İnsan hatasının en aza indirgenmesi için, anında yazılımsal çözümler giriyor devreye. Angarya değil, yalnızca iş yapıyoruz. Gün içerisinde özel stoğumuzda olmayan ürünleri teminden sorumlu 2 aracımızda çalışan elemanlarımız bile müzik enstrümanları konusunda az çok bilgili. Ben şöförüm, benim neyime gitar diyen kişi firmamızda çalışamıyor mesela...
Kendimize örnek aldığımız firma google diyebilirim. Gördük duyduk biz de öyle yapalım meselesi değil. En başından böyle hissediyoruz, google kurucuları da öyle hissetmiş. Dünyadaki bir çok müzisyen birbirlerinin farkında olmadan aynı ezgiyi besteleyebiliyor.
Şöyle bir sloganımız hiçbir zaman olmayacak örneğin. Çok büyük bir internet sitesinde vardı...
"Size daha uygun fiyatla ürün satabilmek için, çalışanlarımızı dip dibe en kötü masa sandalyelere oturtuyoruz."
Tam olarak elbette böyle demeselerde, fotoğraf bunu bağırıyordu. Bir sürü çalışanın olduğu kocaman bir salonda dip dibe oturan çalışanların olduğu bir fotoğrafı kullanmışlardı. Bir ara tekrar baktığımda kaldırmışları fotoğrafı, belki hatalarını anlamışlardır.
Seri yumurta üretimi veya kesimhane için beslenen kümesteki tavuklar gibi görünüyordu.
Demem o ki, mydukkan hakkında yapılan birçok olumlu yorumun arkasında bu ruh yatıyor. Alınganlığımız elbette ki var. Bunu da normal karşılamanızı bekliyorum. Çünkü işimizi yaparken, çok fazla emek veriyoruz.
İşimizi yapmaya çalışırken, adresini yanlış yazdığımızı düşünerek (Adresi elle yazmıyoruz-müşterinin yazdığı şekilde teslimat etiketinde çıkıyor.) kargosunun bir şekilde kendisine ulaşmadığını önce kargo görevlisini azarlayıp gerekli dersi verdiğini, daha sonra kuryenin gönderen firma yanlış yazmış demesiyle galyana gelmesiyle, bizi azarlamaya başlaması, gerekli bilgiyi tekrar nazikçe belirtmemize rağmen, işinizi doğru yapın diye feryat figan eden müşteri ile ilişkimizi kesiyoruz mesela. 1 kamyon jem alsa satamayacağımızı söylüyoruz.
sikayetvar.com vb sitelerde göreceğiniz 1-2 şikayettten biridir bu örnek.
Yanıt vermek isteyerek üye olmak istedik, ancak üye olmamıza rağmen, yanıt verebilmemiz için 100 TL ödeme yapmamızı söylediler. 100 TL paramız olmadığı için, şaka bir yana bize etik gelmediği için, iletişim bölümünden üyeliğimizi silmelerini ya da yanıt hakkımızı ücretsiz olarak kullanmak istediğimizi söyledik, yanıt gelmedi... Bu da bizim şikayetimiz...
Bu başlık altında, bana bozuk pedal gönderdiler diyen arkadaşımıza, uyumlu adaptör kullanması gerektiğini anlatıp 1 adet adaptör hediye etmemize rağmen, hediyemizden sonra yani sorumluluğumuz olmamasına rağmen, sorunu çözmemizden sonra, buraya yazması oldukça ilginç.
😀 Yanlış adaptör kullanıp pedal zarar görmüştü.
Böyle bir hakkımız var mı var. Birçok üyelik kilitliyoruz. Forum geleneğinden gelmemden kaynaklanıyor herhalde. İnternet ortamında herkese açık gibi görünse de, butik bir dükkan havasında hizmet vermeye çalışıyoruz.
Evet tespit edebildiğimiz sürece bu kişilere satış yapmama hakkımızı kullanıyoruz.
Mahalle kahvesine girip;
-1 çay ver (/=)&(%/&%
desenizde marka ve elit bir kafede böyle söyleyemezsiniz.
Bizce kapınıza gelen tüpçüye de, sütçüye de vasıfsız işçiye de nezaketle yaklaşılmalıdır.
-Sonuçta ben müşteriyim.
-Müşteri her zaman haklıdır.
Yaklaşımları bizde ters tepmektedir...
Arka planda bir müzik sesi, eski bir saaf dükkanı atmosferinde çalışmak istiyouz. Çünkü gerçekten çalışmak istiyoruz.
Örnek;
Telefonda veya müşteri temsilcisi bölümümüzden bize bağıra çağıra laf anlatmaya çalışan kişiyle tüm sabrımızla başedip sorunu elbetteki karşıdaki kişinin üslubunu görmezden gelip halledebiliriz. Halledenler var, sonsuz müşteri mennuniyeti vaad eden kişiler var elbette ki. Ancak üzerimize yüklediğimiz stresle, geride kalan ve yapmamız gereken işleri yapacak motivasyon kalmıyor. Bu noktada katı davranıyoruz maalesef...
🙂 Diğer siparişlerimizi tehlikeye atamayız maalesef. Evet tok satıcıyız bir anlamda...
Konuyu daha derinlemesine anlamak ve işin ciddiyetini anlayabilmek için, call center (çağrı merkezi) çalışanlarını ve psikolojileri araştırmak yeterli olacaktır.
Başka Dilde Aşk filminde bu konuya yer veriliyor, ilgisini çeken olur diye link veriyorum.
http://www.beyazperde.com/film/4935/ulke/Baska-Dilde-Ask
Meksika Fender siparişi veren ve stok sorunu yüzünden temin edemediğimizi düşünün, konseri de var diyelim. Kendi USA Fenderimi gönderirim. İade, arıza anlık stok sorunu yüzünden temin edilemeyen ürünler vs vs. Yeterince iş stresimiz var zaten yanlış anlaşılmasın. Biz yanlızca işimizi yapmak istiyoruz.
Zaman zaman yapılan tavsiyelere de gerçekten hiç ihtiyacımız yok.
- Ben de firma işlettim, müşteri hep haklıdır. Müşteri mennuniyeti çok önemlidir. Çok çalıştık. bla bla...
- Ama iki günde bir baş ağrısı tutar sorma gitsin. Arada da böbreklere vuruyor. Sanırım saçlarım da fazla döküldü... Evde de çocuklara sürekli bağırıyorum, eşimlede kavga ediyoruz sıklıkla.)/)(&/&/%
- Neden acaba? Doktora mı gitsem? Üfürükçüye mi?
Olur olmaz herşeye;
Evet efendim, sepet efendim, paşam, haşmetmahım kürkünüz de çok güzelmiş. Gözümüzde dolar işareti...
vs...
Bizde böyle birşey yok.
Sanki bizce müşteri mennuniyeti önemsizmiş gibi...
google.com da kısa bir araştırmayla sonuç görülebilir.
Çok farklı birşeyden bahsediyorum. Anlayan anlamıştır zaten. Ezber bozmaya çalışıyoruz...
mygitar.com forumlarından olsa gerek çenem düştü kusura bakmayın.
Farklı bir toplumsal soruna parmak basmak istedim bu gece, bu kadar uzatmamın sebebi de, mydukkan da bu konuya yer vermeyi düşünüyorduk, zaman zaman benzer sorunlar yaşadığımızda, evet evet artık birşeyler karalamalıyız diyoruz...
Burada gönül rahatlığıyla yazmamın sebebi de, bu anlayışta olan kişiler lütfen bizden alışveriş yapmasınlar. Açık çağrıdır bu gerçekten...
🙂
1 kamyon
jem meselesi de gerçekten doğrudur. Lütfen uzak dursunlar...
Yazmışken 1-2 ekleme yapmadan duramayacağım;
- Gitar hassas enstrüman, paketlemeye dikkat ederseniz sevinirim.
Diyen müşterilerimize teessüflerimizi bildiriyoruz.
Bugüne kadar aşağıdaki bağlantıdaki sayfanın en alt bölümünde belirtilen şekilde yapıyorduk paketlemeyi. Yeni başlangıç seviyesindeki gitarlarda aynı şekilde uygulasak da.
http://www.mydukkan.com/yardim.asp?id=18&t=1
Ortalama 150 TL üzerindeki hemen her gitarı kendi mukavva kutusu ile birlikte, özel olarak yaptırdığımız 2. bir mukavva kutuya koyuyoruz. Son 1 aydır gitar alan müşterilerimiz buna tanık oldu.
Bu yüzden en ucuzu bizde gibi bir sloganımız yok, olmayacak da. Daha ucuzu mutlaka bulunur, ucuzu herzaman vardır.
🙂
Yapıcı eleştirilerinizi elbette ki bekliyoruz. Ancak firma politikarımız gereği ilkelerimiz var, bunlarla alakalı önerilerde maalesef muhafazakarız diyebiliriz.
🙂
Sevgi ve saygılarımla, müzikle kalınız...