Kaliteli bir malı ucuza almakla, ucuz bir mala ucuz gibi görünen miktarda para vermek ayrı şeyler diye düşünüyorum.
Aslında bunu da söylemek gerekli mi bilmiyorum, çünkü genci yaşlısı, tecrübelisi tecrübesizi herkes biliyor bu durumu...
Ama durum farklı...
Benim tespitim şu :
Gençler sabretmek istemiyor ve sabretmeyi zaman kaybı olarak görüyorlar !..
Haklılar mı? Evet!.. Çünkü, zaman hızla akıp gidiyor ve tutku her şeye galebe çalıyor...
Haksızlar mı? Evet!.. Çünkü, sabretmeden ve yeterli bedeli ödemeden yeterliliği olan hiç bir şeye erişilemeyeceğini zaman öğretiyor insana.
Peki sabretmek güzel mi? Hayır!... Asla!.. Ben bu yaşta sabır ve yavaş kelimelerinden hiç hoşlanmıyorum... Ama "sabır" gerçekliğine karşı son derece sabırlı davranmaya çalışıyorum...
Çünkü, gereken maalesef bu!..
Bence, itidalli olmak ve dengeyi yakalamaya çalışmak mutlu ediyor insanı : Ne ağırdan almak, ne de sabırsız olmak...
Daha önemlisi de amaçlı olmak ve o uğurda bedel ödemek...
Batıda papazın duası olarak bilinen Etiler'den çalıntı olduğu iddia edilen bir deyiş, bir yakarış var : "Tanrım!.. Bana yapabileceklerimi yapma gücü ; yapamayacaklarımı kabullenme sabrı ve ikisinin arasındaki farkı anlayabilme bilgeliği ver. Amin!.."