Şimdi Sinan arkadaşımızın "cehaletimi mazur görün" demesine pek bakmayın. Paylaştığı iş de ortada, bu yüzden attenuator mevzusunu da mutlaka bildiğini düşünüyorum. Ve buna rağmen yalıtım kutusu inşa etmre işine giriştiğine göre bi durup düşünmek gerek.
Dünya gitarisleri arasında, hala hiç değişmeyen no:1 yöntem amplifikatör kabinini mikrofonlandırmak. Bu yöntem görece oldukça zahmetli ve pahalı. Çünkü: 1. Çok iyi bir ampli. gerekli 2. İyi bir mikrofon gerekli 3. iyi bir mikrofon preamfisi ve/veya ses kartı gerekli 4.Alan gerekli. 5. Yalıtım gerekli 6.Bolca sabır ve deneyim gerekli.
Bu alışveriş listesi fazla ağır gelirse, bunun yerine direkt kayıt sistemleri de (yeni nesil gitar preamfileri) de kullanılabilir. Bu sistemler, "true" olan metodun bence %90'ına yaklaşıyorlar. Yukarıda, Sinan'a da bu yüzden, axe fx gibi son yıllarda çıkan ekipman veya yazılımların gerçek ampli deneyimini sağlayıp sağlayamadıklarını sordum, cevabı " Neredeyse, ama hayır" oldu.
Tüm uğraşılarda, ister müzik, ister dağcılık, ister motosiklet veya başka bir meşgale olsun, ortalamanın biraz üzeri bir gayret, zaman ve para harcaması yaparak, hedefin % 80'ine yaklaşabiliyorsunuz. Bu, benim gibi kolay beğenenler veya tembeller için ikna edici bir seviye. Fakat o aradaki %20'ik farkı aşmak, ulaştığınız seviyeye gelmek için feda ettiklerinizin kat kat fazlasını sizden istiyor. Bu yüzden o 80 seviyesinde durmayıp, sınırları zorlamayı tercih eden kimselere her zaman gıpta ediyorum.
Demem o ki, o koca yalıtım kutusu, amfi olmadığında baza olarak kullanılsa WAF* faktörü artar mı ?
(*WAF, wife acceptance factor, bu terimi "audiophile" anahtar kelimesi ile arayın, araştırın, çok güleceksiniz)