Türkiye'de Nükleer Santral Kurulmalı Mı?

türkiye'de nükleer santral kurulmalımı?


  • Toplam oy veren
    1,311
nükleer santraller var oldukça kanser hastalığı... vs gibi hastalıklar var olacaktır. yılda milyonlarca insan bu hastalığın çeşitlerinden kaynaklanan ölümlerle yaşamlarını sonlandırıyorlar. türk insanının hayatı bu kadar ucuz olmamalı. 1986 yılında sızıntı olmuş çernobilden örnek alalım o zamandan bu yana ülkemizde ölen insanların yakınları neler çekiyor? yada bundan sonra ölecek olan insanların aileleri... belkide bu yazıyı okuyan 10 kişiden 2si kanserin bir türevinden toprğın altına girecek. bunları bile bile nükleer santrallere bulaşmayalım. soludugumuz havayı bastığımız topragı yediğimizi sebze meyveyi zehirlemeden önümüzdeki kuşaklara faydalı bir şekilde bırakalım. sevgiler!!
 
kaldı ki türkiyede nükleer santral kuracaz diyorlar..neden?enerji ihtiyacımız varmış..peki çok düşük verimle çalışan barajlara ne demeli..

kuracaksan bile..neden fransadan kaldırılan santralleri getiriyon türkiyeye?
 
Konuyla ilgili bilen bilmeyen herkez konuşmuş. insaf ve idrak sahibi biri bana nükleer enerjisiz sanayileşme ve büyüme sürecinde olan bir ülkenin bunu nasıl başarabileceğini söğleyebilirmi hemen alternatif enerji masallarına dalmayın burada yılda enaz %5 büyüme hedefi olan 75 milyonluk bi ülkeden bahsediyoruz ülkeyi birbaştan birbaşa güneş panelleri yada rüzgar kanatlarıyla doldursanızbile günümüz şartlarında ev tüketimi için bile gerkli olan enerjiyi sağlayamazsınız.Bu hiçte polemik gerektirmeyen bi konu aslında ama dediğimgibi güdülmemiş hür iradeli ve hür akıllı olmak kaydıyla.kokuşmuş fikirlerin kölesi olanların başarmıycağı birşey bu.
 
:) Evet evet dünya radyoaktif atıklarla zehirlenen topraklarıyla, üstünde sürekli soyları tükenen canlıları ile bize gülümsüyor ve bir nükleer santral daha yapın diyor...
 
arkadaşlar lütfen bu konuda çabuk karar vermeyin.heryerde afiş ve broşür dağıtılıyor.ama dikkat edin destekleyen hiçbir enerji kurumu atom enerjisi kurumu nükleer araştırma merkezi yada fizik müh. odası vb var mı.ben baktım yok.
hepsinde ilk kurulan santrallerden birinde yaşanan kaza anlatılıyor. çevre kirliliğinden patlama ihtimalinden falan bahsediliyor.ben çok iyi biliyorum demiyorum ama yine de ne kadar insanı bilinçsizce oy vermekten vazgeçirirsem iyidir.
 
ilki güvenlik konusu.
şu anda kullanılan 7 tip reaktör var. şu andaki teknolojiyle her hangi bir tehlike anında lambanızın düğmesine basar gibi tek bir düğmeye basıp santrali boş bir binaya dönüştürebilirsiz.santral kurulumu için uluslar arası atom enerjisi kurumundan izin almanız gerekiyor.denetleme maddelerinden bazıları fay hattından belirli bir mesafede olması, bulunduğu bölgedeki akarsu seviyeleri,bulunduğu bölgede hava taşıt trafiği olmaması,saldırı fırtına heyelan tehlikesi vb 400 den fazla madde.aynı denetimler kurulum ve işletme sırasında sürekli devam ediyor.bomba gibi patlaması zaten söz konusu değil.nükleer santralde uranyum 238 ve toryum kullanılabiliyor.bunun patlayabilmesi için uranyum 235 olup zenginleştirilmesi gerekiyor.türkiye bunu yapmak istesede 5 yıl uğraşıp bütçesinin yarısını bu işe ayırması lazım.yani sağdan soldan uranyum çalıp insanlar bomba yapamaz.
 
çevreye gelince.nükleer santralın tek farkı yakıt.1 kg uranyum ile üretilen enerjiyi üretmek için 1500 ton kömüryakmak gerekiyor.atığı bu kömürün yada petrolün yada doğalgazın dumanı.nükleer santralde ise 1500 ton yakıtın dumanına karşı 1 bardak büyüklüğünde camlaştırılmış ( zararsız) nükleer atık.kimyasal yatıkların en büyük zararı ozon tabakası.ozon tabakası güneşteki radyoaktif patlamalar sonucu dünyaya gelen ışınlarla bileşik oluşturarak bize oluşmasını engelliyor.yakıtlardan çıkan gazlar ozon tabakasındaki iyonlarla bileşik oluşturduklarında nötr hale geliyorlar ve ışınları tutamıyorlar.öyleki 50 yıl öncesine kadar insanlar dahil tüm maddelerde doğal radyoaktif carbon14 bulunuyordu.bunun miktarı yardımıyla herşeyin yaşı hesaplanıyordu.fakat artık bu miktar çok arttığı için (güneşten gelen radyasyona maruz kaldığımız için) yaş hesapları yanlış çıkıyor. ayrıca uranyum petrol gibi değil.toprakta heryerde bulunuyor sadece belirli bölgelerde uranyumca zengin toprak var.eğer yıllarca evinizi havalandırmayıp bir anda girerseniz piramitlerdeki mezarları açan rahipler gibi radon gazına maruz kalıp ölürsünüz.
 
kapanan santrallere gelince bence en büyük sebebi yakıt.fakat çalıştığı sürede kazandırdıklarını düşünmek lazım.türkiye bu yönden şanslı.topraklarındaki uranyumla türkiyenin 25 yıllık enerji ihtiyacını karşılıyor.muhtemelen tükettiğinde ekonomik olmadığından kapanacaktır.fakat 25 yıl boyunca enerji üretmek için dışardan yakıt almamaktan bahsediyorum.direk bilgim yok ama 25 yılda bu miktarın 275 milyar dolar olduğunu duydum.kaldı ki türkiye dışarıdan elektrik ithal ediyor.ve birkaç yıl öncesine kadar amerika ıraka karşı mütefik olmamız karşılığında 5 milyar dolar borcumuzu sileceğini söylediğinde insanlar acaba demişti.maddi yönden para kazanmasak bile (ki mümkün değil)parayı yurt dışına vereceğimize tesislerde iş bulacak binlerce insana vermek daha iyi değil mi
 
nükleer santral yapılma isteğinin bi sebebi daha var ama dikkat ettim kimse değinmemiş buna...
yaklaşan 3. dünya savaşı ve nükleer silahlanma...
ufak ufak buna dair araştırma yapılıp düşünülse...anlaşılabiliniyor zaten.. :)
kimsede inkar edemez yani bi 3.dünya savaşının şu yüz yılda olmayacağını..biraz gözünü açan görür ("4.dünya savaşıda taşlar ve sopalarla olacak"..bu sözüde bilen bilir zaten)
 
evrenzeren demiş ki:
çevreye gelince.nükleer santralın tek farkı yakıt.1 kg uranyum ile üretilen enerjiyi üretmek için 1500 ton kömüryakmak gerekiyor.atığı bu kömürün yada petrolün yada doğalgazın dumanı.nükleer santralde ise 1500 ton yakıtın dumanına karşı 1 bardak büyüklüğünde camlaştırılmış ( zararsız) nükleer atık.kimyasal yatıkların en büyük zararı ozon tabakası.ozon tabakası güneşteki radyoaktif patlamalar sonucu dünyaya gelen ışınlarla bileşik oluşturarak bize oluşmasını engelliyor.yakıtlardan çıkan gazlar ozon tabakasındaki iyonlarla bileşik oluşturduklarında nötr hale geliyorlar ve ışınları tutamıyorlar.öyleki 50 yıl öncesine kadar insanlar dahil tüm maddelerde doğal radyoaktif carbon14 bulunuyordu.bunun miktarı yardımıyla herşeyin yaşı hesaplanıyordu.fakat artık bu miktar çok arttığı için (güneşten gelen radyasyona maruz kaldığımız için) yaş hesapları yanlış çıkıyor. ayrıca uranyum petrol gibi değil.toprakta heryerde bulunuyor sadece belirli bölgelerde uranyumca zengin toprak var.eğer yıllarca evinizi havalandırmayıp bir anda girerseniz piramitlerdeki mezarları açan rahipler gibi radon gazına maruz kalıp ölürsünüz.
nükleer atığın nesi zararsız?? :eek:
 
Bana böyle bir mail geldi:
...
Ataturk Havalimani Kargosunda cikan yanginda tahrip olan kimyasal
depolardan, Kemoterapi ilaclari yapiminda kullanilan MOLIBDEN isimli
Firmanin ismi MONROL.

Yangindan bu yana Radyoaktif sizinti devam etmektedir.

Yetkililer Sizinti yok diyor ama Firmanin Ankara Temsilcileri yapilan
olcumlerde CIDDI sayilabilecek oranlarda AKTIVITE gorulmus.

Gelen Hammadde GEBZE de islendikten sonra Ulkeye dagitiliyormus.

Ve su andaki verilere gore Yangin esnasinda Yayilan dumandan etkilenen
her canli uzulerek belirtmeliyim ki RADYASYONA MARUZ kaldi.

Daha da kotusu;
Radyasyon su anda istanbulun uzerinde bulutlarda. Yagmur Yagmamasi icin
Dua etmek gerekiyor.
Fakat ne acidir ki yarin Yagmur yagacagini meteoroloji soyluyor.

Ve yetkililer bu olayin panige yol acagindan korktuklari icin, Vatandasa
yeterli aciklamayi yapmaktan cekiniyorlar.

Fakat boylece RADYASYONA MARUZ kalanlarin sayisi da an gectikce artiyor.

Bu kadar ciddi bir olay neden aciklanmiyor. Kimleri ve neden
savunuyorlar.
Sehrin bosaltilmasi gerekirken kimseye haber verilmiyor..

Unutmayalaim ki; Cernobil felaketin de de ulkemizin bakanlari radyasyon
yok diyerek kahvelerde oturup ÇAY icmis, Kanserli findiklari TV lerin
karsinda RADYASYON YOK diye yemislerdi.
Fakat aradan gecen onca yil sonra, Karadeniz bolgesinde kanserden
olenlerin
sayisi cok fazla artmistir.

LÜTFEN YAKINLARINIZA HABER VERİN ...
...

Ne, güvenli mi? Azrail tepemizde kahkaha atıyor olmalı :roll:
 
sonuç olarak kim ne derse desin...zaten ülkemizde nükleer güç kullanılıyor...öyle yada böyle...ki iranında 3.santralini açma kararını aldığını düşünürsek...aslında biz açmışız...açmamışız...zarar konusunda pek birşey değişmeyecek gibime geliyor...(yanlış anlaşılmasın açılma yandaşı fln deilim)
 
revolte demiş ki:
Diyelimki %0 hatadan eminiz.. Peki nükleer atıkların saklanması sorununu nasıl halledeceğiz? Şu anda dünyada en gelişmiş sistem bile kesin bir çözüm sunamıyor buna..

Ukrayna artık çernobil bölgesini nükleer çöplük olarak kullanacak..
Bence nükleer santral kurulmalı ama bu santral bir RUS teknolojisi ile kurulmamalı ve adam gibi faaliyet gösterecekse kurulmalı..

Ancak Türkiye de böyle sıfır hata ile bir işleyiş mümkün olamayacagından kaş yapalım derken , göz çıkartma olayının canlı tanığı olmak istemem..Ben ülkeme bu tür konularda güvenmiyorum ki böyle ve bu tür hükümetler ile ASLA..O yüzden kurulmasın nükler santral..Faydadan çok zararı , iyilikten çok kötülüğü getirir bu ülkenin başına...

Ki biz daha bi termik santrali zoraki yönetirken...Nükleer santral bize zor...

SAYGILAR.....
 
Yalnız Çenobildeki reaktör bildiğim kadarıyla Kanada firmasının olan Candu tipiydi. Türkiye'de kurulması planlanan nükleer santralde Candu tipi olarak geçiyor(du)..
 
revolte demiş ki:
Yalnız Çenobildeki reaktör bildiğim kadarıyla Kanada firmasının olan Candu tipiydi. Türkiye'de kurulması planlanan nükleer santralde Candu tipi olarak geçiyor(du)..

Evet aynen öyleydi ve zaten kullanacaklarımız büyük bir ihtimalle yabancı bir devletin artık kullanmadığı atık bir teknoloji olacaktır... türkiye gibi bir ülke de 3-5 kuruşa satarlar insanların sağlığını dakika bile düşünmezler.
 
bu aralar gavur menşeyli bazı kanalların ve işbirlikçilerin yoğunlaştığı bir konuda çernobil.tamda nükleer santral konusu mecliste gündeme gelecekken aniden CNN türk 'te bir belgesel "çernobilin etkileri".işbirlikçi dergilerde çernobil üzerine yazılar bilmemneler.sonra etrafta dolaşan mailler.atatürk havalimanındaki depodan etrafa radyasyon yayıldı geyikleri.buna inanmayan işbirlikçiler pek tabiki gidip orada radyasyon ölçümünü kolayca yapabilirlerdi.(ama bu işlerine gelmiyor heralde)bence birilerinin güdümünden,başka ülkelerden güdümlenen yararsız fikirlerden vazgeçmeliyiz.
 
işbirlikçilerin maillere gönderdiği iğrenç resimlerden.toplu bir beyin yıkamayla karşı karşıyayız ne yazıkki.hiroşimadan sonra doğan bebeklerin fotosu.etkilenmemek elde değil.işbirlikçilerde bunu çok iyi biliyorlar.ve insanları etkilemek için bunu kullanıyorlar.resimlerin gerçek olup olmadığı ise muallakta!!!(büyük ihtimal gerçek değil.biryerlerden buldukları ölüdoğan(cenin) fotolarını radyasyonun etkileri başlığı altında,aşağılık çıkarları için insanlara gönderiyorlar
http://img75.imageshack.us/img75/8759/kalipardi3ks.jpg
 
kurulmasın.
insanlara zarar verecek birşey iş imkanı oluşturacak diye neden getirilsin ki? bunun sonucunda yok olma tehlikesi bile oluşabilir.sağlıksız olduktan sonra işi ne yapacağız onuda bilmiyorum.
doğuda yapılsın,küçük bir kesim etkilenir gibi sözler söylenmiş.o kişilerin sizden birileri olmayacağından eminler ki öyle demişler.çok bencilce yaklaşım bunlar. sonuçta bu toplumda yapılıyorsa birkaç kişi bile düşünülmeli.yok sayılmamalı
 
Geri
Üst