Black metal tutar mı?

Ben kendimi bildim bileli black metal dinleyen ve çalan biriyim, türkiyede black metal dinleyen çok fazla, bu bir gerçek. Fakat icra edenler hakkında pek bi fikrim yok, bi grup hayalim var. bu hayal hakkında aşırı optimist düşünüyorum, bence reklam yapılırsa ülkede black metali çok rahat tuttururuz. her şeyin reklam ve pazarlama stratejilerini düzgün yapmak yönünde olduğunu düşünüyorum. Bütün gitaristler olarak biliyoruz ki türkiyede neyin tutacağı belli olmuyor. bi bakmışsın sokakta insanlar cannibal corpse dinliyip geziyor, bi bakmışsın rap dinliyip dolaşıyor. Bi bakmışsın heavynin şahane kültlerini konuşuyor. Bi bakmışsın darkthronenun tişörtleriyle geziyor. Bi bakmışsın bi anda sahnedesin ve çaldığın şey metal, türkiyede deli gibi o sahnede metal çalıyosun. bunlar bana göre olabilecek şeyler, çünkü türkiyede neyin patlayacağı belli olmuyor. biraz düşündüm ve fikirlerinizi almak istedim, sizce black metal tutar mı veya heavy ve thrash haricindeki türler?
Black metal grubu kurmakmı istiyorsun
 
Aslında Black Metal'in temelinde satanizmin yeri pek yok. Satanic öğeler sadece show amaçlı, türün karanlık ve negatif temasının pazarlanmasına kolaylık sağlamak için kullanılmış. Asıl çıkış yeri daha çok antikapitalist hareketler. Burzum'a göre, metal müziğin geninde olduğu gibi karşıt olmak ve o dönem kapitalizmin gittiği yerlerdeki kültürü tahrip edip hristiyanlığı yaymaya çalışmasına tepki verebilmek adına yapılan bir şey. Çoğunun albüm ve parçalarında sadece paganizm, varoluşçuluk ve doğayı temel almasındaki sebep bu. Yaygın dinlerin topluma zarar verme endişelerinin farkındalarmış. Popülerleştiği dönem aynı zamanda Lübnan'da hristiyan-müslüman katliamlarının son bulacağı döneme denk geliyor. Zira bu 15 yıllık dönemde (1975-1990) lübnan'da ve dünyanın çoğu yerinde inanılmaz insanlık dışı olaylar gelişiyor... ve bu gençler o zamanlar anladığımız kadarıyla okuyor, araştırıyor, tepki göstermek istiyor. Sadece yüzünü boyayıp ööğğğğğğğğ diye bağırarak koşuşturan tipler değiller.

Türün ağababaları diyebileceğimiz Mayhem, ilk kurulduğu ve tutulduğu yıllarda kendi ülkeleri dışında iki farklı ülkede konser vermiş. Biri liepzig, diğeri izmir. O günlerde grubun üyelerini izmir'de karşılayan birinin direkt kendisi kaleminden yazdığı uzun bir yazı okumuştum; mayhem üyelerinden biri izmir'e varır varmaz Osmanlı döneminde kullanılan işkence aletlerinden bulmak ve almak istediklerini dile getiriyor. Amaç fotoğraflarını çekip albüm kapağı yapmak, belirli bir dini tek ve gerçek yol edinmiş toplulukları yönetenlerin insanlara aslında ne tür işkenceler yapabileceklerini müzikleri üzerinden kalıcı hale getirip dünyaya bir şekilde ulaştırmak. Direkt olarak dile getirmeseler de bir mesaj olarak kondurmak. Çünkü ortaya çıkardıkları müzik türü korkunç, iğrenç, tehlikeli insanların icra ettiği bir tür olarak nitelendiriliyormuş. Çevrelerindeki insanları asıl kötülüğün ne olduğuna dair bir ikna amacı güdülmüş anlayacağınız. Yani olaylar bir şekilde ironik ve din ile ilintili. Norveç'te metalcilerin meşhur kilise yakmalı ve cinayetli dönemleri var, türün bu kadar sembolleşmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu. İşin içine ergenliğin son çağları, uyuşturucu falan da girince olaylar çığrından çıkmış anlayacağınız-Bu olaylar da ironik bir şekilde o dönem metal müziğin direkt kendisine de direkt bir tür darbedir ama neyse-

Tüm bu olaylar gelişirken bu türün din ile çok alakalı olmadığını söylemek yanlış. Özellikle türkiyede müzik sektöründe bile muhafazakar, hatta mafya bağlantılı sanatçılar(!)'ın söz sahibi olduğunu unutmayın.

Ayrıca her fırsatta 80 ve 90'larda bizim ülkemizdeki cehalet seviyesini değerlendirmek için siyah tişört giyen insanları yargılayan tipleri örnek gösteren abiler cehalet kıyasını çok yanlış yerden yapıyor bence. 90'larda bu ülkenin insanları binlerce (hatta televizyon aracılığıyla milyonlarca) insanın gözü önünde sırf karşıt görüşlü olduğu için bir hotelde toplanan insanları diri diri YAKTI! İnsanlar yanarken dışarıdaki topluluk alkış tuttu, mutluluktan ıslık çaldı, Allah'a onları yaktığı için şükrettiler. Bu insanların hala bu ülkede yaşadığının, hatta yönettiğinin farkındayız.


Bir not: Black metal fanı değilim. Ama Mgla - Exercises In Futility V falan iyidir.
 
Ayrıca her fırsatta 80 ve 90'larda bizim ülkemizdeki cehalet seviyesini değerlendirmek için siyah tişört giyen insanları yargılayan tipleri örnek gösteren abiler cehalet kıyasını çok yanlış yerden yapıyor bence. 90'larda bu ülkenin insanları binlerce (hatta televizyon aracılığıyla milyonlarca) insanın gözü önünde sırf karşıt görüşlü olduğu için bir hotelde toplanan insanları diri diri YAKTI! İnsanlar yanarken dışarıdaki topluluk alkış tuttu, mutluluktan ıslık çaldı, Allah'a onları yaktığı için şükrettiler. Bu insanların hala bu ülkede yaşadığının, hatta yönettiğinin farkındayız.
Genç nesil olarak farkındalığınızın olması güzel. Vahşeti canlı yayında seyretmiş biri olarak, forumdaki siyaset yasağı kuralını çiğner miyim diye tereddüt edip yazmadım. Bu da benim ayıbım olsun.
 
Peki şeyin bundan haberi var mı … Black Metal’in…?

Özü itibariyle uç ve biraz yeraltı ruhu olan bir janrın “tutmak” istemesi…?
E bu da başka bir bakış açısı. Eğer olay keyif aldığın bir müzik türünü icra etmekse gerisi boş. İnandığın ve keyif aldığın bir tür üzerinde inatla çalışmak ruh sağlığı açısından da iyi. Tutmuş tutmamış benim umurumda olmazdı.
 
Ticari olarak düşünüyorsan imkansız. Evet son zamanlarda rock/metal kitlesi gerçekten arttı ancak Türkiyede birçok rock, heavymetal, hardrock gibi daha popüler tarzlarda gruplar var ve bu tarzları seven Türkler bile bu gruplara bakmıyor/dinlemiyor. Ve bu gruplar arasında gerçekten kaliteli iş çıkaranlar, ciddi sosyal medya ve reklam çalışmaları yapanlar da var. Bilemiyorum sebebi nedir ama yerli gruplara sıcak bakılmıyor. En çok ilgilenen bakanlar ise yine müzisyenler. Ama onlar da 1-2 kez "destek" olsun diye dinleyip geçmekten başka bir şey yapmıyorlar. Başka bir gelir kaynağın yok ise iş modeli olarak bunu seçmeni önermem.
 
Ticari olarak düşünüyorsan imkansız. Evet son zamanlarda rock/metal kitlesi gerçekten arttı ancak Türkiyede birçok rock, heavymetal, hardrock gibi daha popüler tarzlarda gruplar var ve bu tarzları seven Türkler bile bu gruplara bakmıyor/dinlemiyor. Ve bu gruplar arasında gerçekten kaliteli iş çıkaranlar, ciddi sosyal medya ve reklam çalışmaları yapanlar da var. Bilemiyorum sebebi nedir ama yerli gruplara sıcak bakılmıyor. En çok ilgilenen bakanlar ise yine müzisyenler. Ama onlar da 1-2 kez "destek" olsun diye dinleyip geçmekten başka bir şey yapmıyorlar. Başka bir gelir kaynağın yok ise iş modeli olarak bunu seçmeni önermem.
Aslında bu tespitler üzerinden düşünmek lazım bence.
Türkiye'den popüler rock/metal gruplarının "başarısızlığı", bence konuşulması gereken bir şey.
Üstelik de öyle sadece amatör çabalardan bahsetmiyorum. Profesyonel işlerde de sorun var.
İki örnek geliyor aklıma.
Birincisi, Murat İlkan'ın solo albümü. Bu albüm ilk çıktığında da kendimce değerlendirme de yapmıştım forumda. Müzisyenlikler müthiş, şarkılar da çok iyi. Bence Türkiye'de (benim bildiğim en azından) prog metal adına Türkçe sözlü olarak yapılmış en iyi iş. AMA...
Promosyon sıfır. Albümü duyan olmadı galiba...
Bir diğer örnek, Kontrast isimli proje. Albümü hevesle almıştım. Gitarda Ömer Faruk Toksöz, vokalde Elerki Taşkın. Rüya gibi kadro.
Gelgelelim, miksi duyar duymaz albümü dinleme hevesimi yitirdim. Şarkı yazımını da zayıf buldum (şarkılar birbirine çok yakın tempolarda, birbirlerine benziyor, nakaratlar çok uzun, şarkılar akılda kalmıyor...), AMA asıl mesele prodüksiyon idi.
Bu gruplar Frontiers, Nuclear Blast gibi bu tarzı bilen ve uzmanlaşan firmalar tarafından prodüksiyon/pazarlaması yapılsa çok başka yerde olabilirlerdi.
Ülkede ya halen doğru düzgün rock-metal prodüksiyonu ve pazarlaması becerilemiyor, ya da gerçekten yetenekli grupların bunlara parası yetmiyor. Her iki durumda da ortaya çıkan işler standardın altında kalıyor. Şarkı yazımı da zayıf olunca...
 
6d23ac86abdfbdb409e72c37899e2a59.jpg
 
Aslında bu tespitler üzerinden düşünmek lazım bence.
Türkiye'den popüler rock/metal gruplarının "başarısızlığı", bence konuşulması gereken bir şey.
Üstelik de öyle sadece amatör çabalardan bahsetmiyorum. Profesyonel işlerde de sorun var.
İki örnek geliyor aklıma.
Birincisi, Murat İlkan'ın solo albümü. Bu albüm ilk çıktığında da kendimce değerlendirme de yapmıştım forumda. Müzisyenlikler müthiş, şarkılar da çok iyi. Bence Türkiye'de (benim bildiğim en azından) prog metal adına Türkçe sözlü olarak yapılmış en iyi iş. AMA...
Promosyon sıfır. Albümü duyan olmadı galiba...
Bir diğer örnek, Kontrast isimli proje. Albümü hevesle almıştım. Gitarda Faruk Aydın Toksöz, vokalde Elerki Taşkın. Rüya gibi kadro.
Gelgelelim, miksi duyar duymaz albümü dinleme hevesimi yitirdim. Şarkı yazımını da zayıf buldum (şarkılar birbirine çok yakın tempolarda, birbirlerine benziyor, nakaratlar çok uzun, şarkılar akılda kalmıyor...), AMA asıl mesele prodüksiyon idi.
Bu gruplar Frontiers, Nuclear Blast gibi bu tarzı bilen ve uzmanlaşan firmalar tarafından prodüksiyon/pazarlaması yapılsa çok başka yerde olabilirlerdi.
Ülkede ya halen doğru düzgün rock-metal prodüksiyonu ve pazarlaması becerilemiyor, ya da gerçekten yetenekli grupların bunlara parası yetmiyor. Her iki durumda da ortaya çıkan işler standardın altında kalıyor. Şarkı yazımı da zayıf olunca...
Faruk Aydın Toksöz'ün adını yanlış yazmışım ilk mesajda bu arada (Ömer Faruk Toksöz olarak); kusura bakmasın kendisi.
 
Başlığı görünce aklıma geldi. Sene 98 veya 99 tam hatırlayamıyorum; Berkaial, Consume, Infected ve Witchtrap bir arada İzmir'de Atlas Pavyonu'nda konser verecekti. Ben dersaneden kaçıp gitmiştim. O zaman etrafımdaki herkes Witchtrap dinliyordu ona rağmen 50-60 kişi ya vardık ya yoktuk ki bu zamana kadar black metal son 30 senede bence hiçbir zaman o zamanki kadar popüler olmadı. Hatta Infected elemanları kendimi kestim hesabı, kan gibi görünsün diye vücuduna salça ketçap falan sürmüştü 😁
 
Aslında Black Metal'in temelinde satanizmin yeri pek yok. Satanic öğeler sadece show amaçlı, türün karanlık ve negatif temasının pazarlanmasına kolaylık sağlamak için kullanılmış. Asıl çıkış yeri daha çok antikapitalist hareketler. Burzum'a göre, metal müziğin geninde olduğu gibi karşıt olmak ve o dönem kapitalizmin gittiği yerlerdeki kültürü tahrip edip hristiyanlığı yaymaya çalışmasına tepki verebilmek adına yapılan bir şey. Çoğunun albüm ve parçalarında sadece paganizm, varoluşçuluk ve doğayı temel almasındaki sebep bu. Yaygın dinlerin topluma zarar verme endişelerinin farkındalarmış. Popülerleştiği dönem aynı zamanda Lübnan'da hristiyan-müslüman katliamlarının son bulacağı döneme denk geliyor. Zira bu 15 yıllık dönemde (1975-1990) lübnan'da ve dünyanın çoğu yerinde inanılmaz insanlık dışı olaylar gelişiyor... ve bu gençler o zamanlar anladığımız kadarıyla okuyor, araştırıyor, tepki göstermek istiyor. Sadece yüzünü boyayıp ööğğğğğğğğ diye bağırarak koşuşturan tipler değiller.

Türün ağababaları diyebileceğimiz Mayhem, ilk kurulduğu ve tutulduğu yıllarda kendi ülkeleri dışında iki farklı ülkede konser vermiş. Biri liepzig, diğeri izmir. O günlerde grubun üyelerini izmir'de karşılayan birinin direkt kendisi kaleminden yazdığı uzun bir yazı okumuştum; mayhem üyelerinden biri izmir'e varır varmaz Osmanlı döneminde kullanılan işkence aletlerinden bulmak ve almak istediklerini dile getiriyor. Amaç fotoğraflarını çekip albüm kapağı yapmak, belirli bir dini tek ve gerçek yol edinmiş toplulukları yönetenlerin insanlara aslında ne tür işkenceler yapabileceklerini müzikleri üzerinden kalıcı hale getirip dünyaya bir şekilde ulaştırmak. Direkt olarak dile getirmeseler de bir mesaj olarak kondurmak. Çünkü ortaya çıkardıkları müzik türü korkunç, iğrenç, tehlikeli insanların icra ettiği bir tür olarak nitelendiriliyormuş. Çevrelerindeki insanları asıl kötülüğün ne olduğuna dair bir ikna amacı güdülmüş anlayacağınız. Yani olaylar bir şekilde ironik ve din ile ilintili. Norveç'te metalcilerin meşhur kilise yakmalı ve cinayetli dönemleri var, türün bu kadar sembolleşmesinin en büyük sebeplerinden biri de bu. İşin içine ergenliğin son çağları, uyuşturucu falan da girince olaylar çığrından çıkmış anlayacağınız-Bu olaylar da ironik bir şekilde o dönem metal müziğin direkt kendisine de direkt bir tür darbedir ama neyse-

Tüm bu olaylar gelişirken bu türün din ile çok alakalı olmadığını söylemek yanlış. Özellikle türkiyede müzik sektöründe bile muhafazakar, hatta mafya bağlantılı sanatçılar(!)'ın söz sahibi olduğunu unutmayın.

Ayrıca her fırsatta 80 ve 90'larda bizim ülkemizdeki cehalet seviyesini değerlendirmek için siyah tişört giyen insanları yargılayan tipleri örnek gösteren abiler cehalet kıyasını çok yanlış yerden yapıyor bence. 90'larda bu ülkenin insanları binlerce (hatta televizyon aracılığıyla milyonlarca) insanın gözü önünde sırf karşıt görüşlü olduğu için bir hotelde toplanan insanları diri diri YAKTI! İnsanlar yanarken dışarıdaki topluluk alkış tuttu, mutluluktan ıslık çaldı, Allah'a onları yaktığı için şükrettiler. Bu insanların hala bu ülkede yaşadığının, hatta yönettiğinin farkındayız.


Bir not: Black metal fanı değilim. Ama Mgla - Exercises In Futility V falan iyidir.
bende black metal fanı değilim, grindcore hariç her türden dinlerim, şuan arkada yavuz çetin çalıyor, çeşitli bir insanım ama hayalim bu, güzel muhabbet dönmüş sevindim üstadlar
 
Tutmak ifadesinden kasıt bunun toplumda popülerlik kazanması ise hayır tutmaz derim. Ancak 5-10 değil, 25-30 kişi dinlesin ise kasıt, evet tutar. Yani türkiye de arabesk müziğin diğer türlere de sirayet ederek popülerleşmesi gibi birşey beklememek lazım.
Not:Kahrolsun arabesk, yaşasın ROCK!! ;)
 
Moribound Oblivion yurt dışında saygı gören bir grup. Yakın tarihte de bildiğim Avrupa'da bir kaç yerde çalacaklar. Türü sevmesem de bu yönü ile takdir ediyorum.
 
Geri
Üst