Fransız Sineması

Re: fransız sinemasına fransızca..

chanson demiş ki:
en son türkiye ye
gerard depardieu ve jean reno)(en sevdiğim iki oyuncunun) filmi gelmişti
ta toi'ydı adı.
filmin adı tais-toi. ;)

4 yıldır fransızca öğreniyorum ama ancak çözebildim dili.

fransızca dublajsız, altyazılı film (vcd/dvd) var. kadıköyde bulursun.
 
Re: fransız sinemasına fransızca..

madden_da_third demiş ki:
madden_da_third demiş ki:
HIV demiş ki:
fransız sinemasının komedi filmleri çok hosuma gidiyo.. ama cogunda dublaj yok.. bende fransızca bilmiyorum :( .. bilen birini buldum ogrenmek için ama vazgecti.. yolun daha basında satıldım :( bahaneside daha yeni ogreniyomuş.. nese sıkmıyım sizleride.. bana herhangi bir çözüm bulabilirmisiniz??
ben öğretirim istersen ama ne kadar öğrenirsin onu bilemem...
demiştim ama...
tmm.. sartların nedir??
 
ben olay ne anlamadım, cırpınan bir arkadas var! bir surude alakasız mesaj!! baslık konusu dısına nasıl cıkılır sorunun cevabını hep birlikte çok guzel verdmiş olduk:) :)
 
15 yildir fransizcanin içindeyim!!!!biktim heriflerden ama hakkaten herifler guzel film yapiyolar (ozellikle drama )..bole bilmezdim ben bunlari
helal olsun
 
Fransız Filmleri deyince bir durmak lazım :LOL: Ağır devam eden filmleri seviyorum bende Fransız filmlerinde ama komedileride bir başka oluyor.Daha sonra ayrıntılı olarak yazacağım ama Fransız filmlerinden aklıma gelen ilk film "Betty Blue" ;) Bu filmi,anlattıklarını, orada yaşanılan herşeyi unutamam.Beineix'in filmiydi yanılmıyorsam.
 
fransız sinemasını seviyorum. tüm dünyaya iyi oyuncular, yöetmenler ve filmler kazandırdığı bir gerçek. filmlerdeki şiirsellik ve estetik insanı alıp götürüyor. başlığı görünce aklıma ilk gelen film "artemisia" oldu. çok beğenmiştim. insanın içinde bulunduğu çaresizlik durumu ancak bu kadar ustalıkla anlatılır. etkileyi ve büyüleyici olması münasebetiyle izlemekten her zaman keyif alacağım sinemadır fransız sineması...
 
fransız sinemasını seviyorum favorim 'Amelie' öte yandan iyiki yapmışlar diyebileceğim müzikallerini çok seviyorum mesela 'notre dame de paris' efsanesi gibi...hele müzikler ve kesinlikle dublajsız izlenmeli fransızcanın cezbedici bir yapısı var,bilmiyorum öğrenme girişimim de olmadı oldukça zormuş bildiğim kadarıyla...
 
fransız filmeri denilince aklıma ilk olarak yeni dalga yönetmenleri geliyor. en başta godard. françois truffaut ondan sonra sayılsa da ben en çok onu beğeniyorum. 400 darbe ve jules at jim başyapıt filmlerdir. bunun dışında claude chabrol vardır ki ken loach'ın yaptığının aynısını fransa'da gerçekleştiriyor. eleştiri dozu yüksek filmler yapıyor. diğer yönetmnler olan rivette ve rohmer hakkında fazla bir bilgim yok. bence sanatsal dozu yüksek bir sinema fransız sineması.
bunun dışında sanatsal görünmeye çalışan fransız yönetmenlerde vardır. bunların arasında catherine breillat gelir ki o da erotik dozu yüksek filmler çekmektedir. aslında ciddi film çekiyorum gözüküp te birşey anlatmayan filmler çekmektedir kendisi.
fransız sineması uçsuz bucaksızdır. ama siz yine de 400 darbe'yi izlemeden bu sinema hakkında fikir yürütmeyin.
 
claude chabrol son dönemlerde kendini tekrar eder oldu. 95'de çektiği "la cérémonie"den(bu film iyi ama...) beri hep aynı tarz burjuva eleştirisi filmleri çekiyor. mesela "flower of evil"da bunun çok kötü bir kopyasını gördük. "bir güç komedisi"de orta karar bir filmdi.

bunun dışında catherine breillat'ın son filmi de yakında gösterime girecek. fransa'nın bu aykırı yönetmeni yanına asia argento'yu yanına almış bakalım nasıl bir film bekliyor bizi.
 
enchant demiş ki:
bunun dışında catherine breillat'ın son filmi de yakında gösterime girecek. fransa'nın bu aykırı yönetmeni yanına asia argento'yu yanına almış bakalım nasıl bir film bekliyor bizi.

The Old Mistress (Une Vieille Maîtresse)....
Muhteşem bir film öncelikle onu söyleyebilirim.Sonunun havada kaldığını ve biraz uzun bir film olduğunu düşünsem de oyunculuk,konu,işleyişi hersey şahaneydi.Zaten Asia'ya hastayım bu filmde aşık oldum =)
Filmdeki insanlar birbirinden güzel ve hepsi birbirinden cesur.En cesur tabii ki Asia..
Ben Altın Portakalda gösterildiğinde izlemiştim.Belki bulmak zor olabilir filmi.Ama izlemenizi öneririm.
 
catherine breillat'ın cinsellik anlayışını çok gereksiz ve aykırı bulsam da yine de fransız sineması adına neler yapılmış bir bakarım. en son izlediğim filmi "a ma soeur"du. bu "metres" isimli filmi de merak ediyorum. çünkü breillat ilk defa eski dönemleri filmine katarak işlemeye çalışmış. asia argento'da iyi bir oyuncu. güzel bir ambiyans oluşabilir film adına. önümüzdeki günlerde izleyeceğim.
 
Geçenlerde 'Kelebek ve Dalgıç' adlı filmi izledim.Orjinal ismi de buymuş "Le Scaphandre et le papillon".

Yönetmen kamerayı çok iyi kullanmış.Filmin her sahnesi etkileyici.Olayın gerçek bir hikayeden alınması da biraz hüzün verici.Jean Dominique'nin gözünü diktikleri sahne çok hoştu.Filmin açılış sahnesine söz yok,şahaneydi.Kendimi adamın yerinde hissettim bir an.Neyse genel olarak Fransız filmlerinden sıkılırım ama bu filmin Julian Schnabel'i takdir ettim.Fransızca bi filmden zevk alabildim.
 
fransız sineması demişken biraz derinlere dalmakta fayda görüyorum. arkadaşlar milat olarak fransız yeni dalga sinemasını ele almışlar. evet dünya sinemasını derinden etkileyen, adeta yönünü değiştiren yeni dalga sinemasına, jean luc godard'a benim de itirazım yok ama ben biraz daha eskiye giderek jean renoir'in "büyük aldanış" ve "oyunun kuralı" filmlerine dikkat çekmek isterim.. bence fransız sinemasının dünyaya armağan ettiği ilk ve gerçek başyapıtlar bu iki filmdir...
 
renoir görüşüne katılmakla birlikte ona bir ek yaparak robert bresson ustanın 1950 yapımı psikolojik draması "the diary of a country priest" ve 59 yapımı başyapıt "pickpocket"ı eklemek isterim izninizle...:)
yeni dalga'dan da françois truffaut'un filmlerini beğenirim. hitchcock'tan da büyük ölçüde etkilenmiştir. godard ise yaşayan en iyi fransız yönetmenlerdendir.
 
süper!
aynen katılıyorum..
Yasujiro Ozu ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük minimalist sinemacılardan biridir bresson..
"rastgele balthazar" filmi de dikkate alınmalı.
 
hulyaengm demiş ki:
süper!
aynen katılıyorum..
Yasujiro Ozu ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük minimalist sinemacılardan biridir bresson..
"rastgele balthazar" filmi de dikkate alınmalı.

bak onu yazmayı unutmuşum.:) bresson genelde diğerlerinden arka planda kalsa da(ismen) çok çok önemli bir kült sinemacıdır.
bu arada bilen ve takip eden insanlarla yazışmakta zevkli oluyor.;)
 
Geri
Üst