Studyo ses yalıtımı

İşte konu o. Maharetli ellerden bulsan da bilsek nerede yaşarlar... Henüz bulamadım öylesini. O yüzden işler uzuyor, ama hayat kısalıyor. Eheheh...
 
Uff yine saçma sapan bi yorum. Bu atasözlerinden nefet ediyorum. Hele yanlış kullanımı beni adeta kahrediyo.
Evet kardeş doğru söylüyosun deli, akıllı, taş, kuyu hepsi doğrudur. Bende sana yırtık donla ilgili bi atasözü yakıştırırdım ama olmaz şimdi...
Biz kendimizce bişeyler konuşuyoduk. Rahatsız ettiysek kusurumuza bakma....!!!
Konu ne bi deliden çıkabilecek kadar basit, nede kırk akıllının uğraşacağı kadar komplike, biz kendimizce tartışıyoruz. Birşey katmayacaksan bir daha yazmamanı rica edeiyor, mutlu ve sağlıklı bir forum hayatı diliyorum, başarılar.....
 
mesleğim gereği çeşitli konferans salonları, sinema radyo ve stüdyolara ses yalıtım ve düzenleme işleri yaptım. konunun çok detayına girmeyeceğim doğru şeylerde soylenmiş yanlış şeylerde. sadece basit ama maliyeti yükselten bir prensip var. amacınız sesi yalıtmak ise öncelikle kesmeniz gereken ses değil rezonanstır. bunun çaresi odanızı binanın diğer bölgelerine özellikle kolon ve kirişlere kesinlikle temasından uzak tutmaktır. kısaca sisteminizin yüzmesi gerekmektedir. odanın içindeki ses düzenlemesi başlı başına başka konu. bunun için iyi malzeme bilgisi yanında iyi kulak yada iyi ölçüm ekipmanlarına ihtiyaç duyulur.
 
akustik düzenleme incelik, hesap isteyen bir olay. yalıtım ise biraz daha kaba basit. boşluk ve kütleyle ilgili. 30 metrekarenin altındaki yerler için akustik düzenleme sözkonusu değil. akustik düzenleme yankıyı gereğince keserek içerideki sesin yayılmasını düzngünce kontrol altına almaktır. ben yaklaşık 4m-5m bir odayı taşyünü, alçıpan ve halı kullanarak 1 milyara yalıttım. bütün işçiliği kendim yaptım. sürekli çalışamadığımdan 1 ay sürdü. gayet güzel oldu. şimdiye kadar hiç şikayet almadım.

FAKAT! evi tuttuğum binada üst ve yan komşularım işyeri. bu önemli. yani normalde mesken olan bir binada yalıtım yapacaksanız; para önemli değil; öncelikle mekandan çok fazla kaybetmeyi göze almanız gerek. yani malzeme bıraktığınız boşlukla birlikte duvarlardan en az 30 cm içeriye tavandan ve tabandan da en az o kadar alacağınızı düşünürsek; odanın yüksekliği de en az 60 cm azalacak. kapı pencereler de çok önemli. ama kollarınızı sıvamayı göze alıyorsanız; dediğim gibi; 4-5lik odanın malzeme fiyatı 1 milyar. oda daha büyükse, yani mekandan çokca kaybetmeyi göze aldıysanız; iki taraflı alçıpanın arasında boşluk kullanmak çok iyi bir fikir. ama ondan çok daha pratiği; ytong tuğla kullanmak. çünkü alçı sadece yalıtım malzemesini dik tutmaya yarıyor. ytong ise aynı zamanda yalıtıma da çok katkısı var. fakat alttaki araba lastiklerinden emin değilim.. daha pratik yöntemler var. taşyününün yüksek yoğunlukta olanları var; sunta gibi sert oluyorlar. onlarla daha pratik bir uygulama yapılabilir.
 
acele çıktım, devamını getirelim;

önemli demiştim; mükemmel yalıtımı aramak kutsal kase peşinde koşmak gibi. mükemmel mekanı bulmaya bakmak gerek önce. hatta en iyisi, öyle bir depo, garaj bulacaksınız ki, minimum yalıtımla işiniz hallolsun.

kabaca teorisi iki çeşit ses var, direk darbe ve havadan gelen titreşim. fakat sonuç aynı. ses bir cisme çarpınca, çarptığı cisim titriyor, ve ses kaynağı haline geliyor. yani krosunuz duvarları titretiyor, birbirine bağlı bütün duvarlarla bütün binanın koca bir hoparlör oluyor. böyle olunca da seslerin iki yere birden gitmesini engellemeniz gerek. birincisi, tavan ve tabandan üst ve alt kata, ikincisi bütün duvarlardan, binanın tümüne. en alt kat olması çok şey kazandıracak, ama yine de tabanı yalıtmayacağınız anlamına gelmez. üst katınızın boş olması da tavanı.

sonuç olarak çok yeriniz varsa, duvarlara izocam tutturup sonra 5-10 cm boşluk bırakıp, ytongdan duvar örebilirsiniz. kullanımı çok kolay bir malzemedir, çimento gerektirmez. kalekimle lego yapıştırır gibi yapıştırırsınız. ne kadar özenirseniz o kadar düzgün olur. tabi bunu yapmadan önce tabanı halletmeniz gerekir. ytongdan ördüğünüz duvar yere direk temas etmeyecek. oda içindeki oda yüzecek yani. alta kalın bir kat sert taşyünü üzerine destekler üzerinde bir yüzer taban ideal olur. garanti olması için tabanın üzerine de bir kat daha sert taşyünü üzeri duralit yapabilirsiniz, duralitten daha zahmetli ama çok daha ağır ve dayanıklı olarak, şap atabilirsiniz(çimento) üstüne de kalınca bir halı güzel olur. davulun duracağı yeri de aynı şekilde bir kat daha 30 cm kadar çıkarsanız, krosun sesini daha rahat duyabilirsiniz. böylece davulcu abanmak zorunda kalmaz.
tavan için; ytong duvar esas tavana en az 40 cm kala bitmeli. ondan sonra önce tavanı sert taşyünüyle kaplıyoruz. ya da yumuşak taşyünü üzerine (adını doğru hatırlıyorsam) polyepilen matlar koyarak, onlar için satılan vidalarla tutturuyorsunuz. bu matlar bildiğiniz kamp matına benziyor ama çok daha ince. taşyünü tavanda tek başına düzgün durmayacağından onun üzerine bunu koyup çakıyorsunuz. bunun için özel dübeller var. bunlar başı oldukça geniş plastik dübeller. tavanda taşyününü tutuyorsun; üzerine matı geriyorsun; sonra uygun yerlerine matkapla delik açıp bu dübeli takıyorsun. sonra dübelin ortasına pimini takıp çekiçle vurduğunda, dübelin içi şişiyor ve orada sabitleniyor. fakat tavan delmek çok yorucu bir iş. yapısı duvardan çok farklı ve içinde çok fazla çelik var. o yüzden kolunuza kuvvet. matkabınız da oldukça güçlü ve kaliteli olmalı. ben 3 matkap yaktım tavanla uğraşırken. (ha bu bahsettiğim matlar ve dübeller istanbul perşembe pazarında ve ankara sitelerde kolaylıkla temin edilebilir)
her neyse; bunu yaptıktan sonra ytongların üzerine bitişik olacak şekilde asma tavanı hazırlıyoruz. asma tavan malzemeleri alçıpan malzemelerinin hafiften modifiye görmüş halidir. eli işe yatkın kişiler için uygulaması oldukça kolaydır. asma tavan için bir iskelet yapıp alçıpanları alttan tutturuyoruz. sonra içini taşyünüyle doldurup, üzerine bir kat daha alçıpan koyuyoruz. bu üstüne koyma işi oldukça zor olacak, çünkü dar alanda çalışıyor olacaksınız. alçıpanları parçalaya parçalaya koymanız gerekecek. bunun yerine ağır bir halı daha çok tercih edilebilir. önce üst tarafı yapmak da uygun bir seçim olabilir. ama o zaman da alçıpanın üzerine taşyününü yerleştirip, hepsini birlikte tavana kaldırmanız gerekecek. malzeme oldukça ağır olacak ve taşyünleri sağa sola kayacağından köşeler açılacak.

herneyse, bunu da yaptıktan sonra geriye kapı kalıyor. bir kapı iç odada, ytong duvara tutturulmuş, bir kapı da dış, esas odada, normalde kapının olduğu yerde olacak. pimapenciye iki adet camlı kapı yaptırabileceğiniz gibi kapıyı kendiniz de yapabilirsiniz. fakat pimapenciye yaptırırsanız, kullandığı normal camları değil, 2mm daha kalın cam kullanmasını istemelisiniz. fakat bence kapıyı da kendiniz yapmak daha makul. bunun için sadece kalaslarla çerçeveyi yapıp, yine kalınca bir duralit-sunta vs. ile kapıyı yapmak uygun ve kolaydır. ölçüp biçmelerinize dikkat etmelisiniz. kapıyı kutu şeklinde yapacaksınız ve içine yine taşyünü dolduracaksınız. menteşeleri de bulabildiğiniz en güçlü, büyük menteşelerden seçeceksiniz.

şimdi bakıyorum da, anlatması bile bu kadarken sürerken, yaptırmak için malzemenin üzerine bir 3 milyar istemek her ustanın hakkıdır.

değişik yöntem olarak, önceki sayfada birinin çizimini verdiği gibi iki taraflı alçıpan duvar da olabilir. önemli olan; içeri ördüğünüz duvarın kütlesi. taşyünü bunu artırıyor. bir yandan da boşluklu olduğu için ses içinde direk hareket edemiyor. yani sert katıların aksine sesin geçmesi daha zor. alçıpanın ise burada bir katkısı yok. sadece taşyünlerini dik tutmaya yarıyor. ha bu arada camyünü, taşyünü.. hangisinin daha iyi olduğunu bilmiyorum. taşyününün ısı direnci çok daha yüksek ki bunun bizle ilgisi yok. değişik yerlerden değişik yorumlar duydum; fakat olay kütleyle birebir alakalı olduğundan son seferde oyumu taşyününden yana kullandım. karşılaştırma şansım ise olmadı. fakat taşyünü daha pahalı. değişik ürünler denedim, uyduruk ucuz markalar elinizde dağılıyor; taşyününü üreten sadece izocam ve özpor. özporunkiler dandik göründü. bir de yoğunluk seçeneği yoktu. ve kötü elyafları kullanınca, uygulaması çok zor oluyor. zaten her tarafınıza yapışıp kaşındırıyor; bir de elinizde darmadağın olunca her taraf iyice batıyor. uygularken mutlaka ağzınızı kapatacak birşey, elinize eldiven ve gözünüze gözlük takmalısınız.
 
arkadaşlar bundan sonra boş bir dükkanda çalışacağız,ayarladık,aletleri taşıdık, dükkan tamamen camla kaplı.....yüksek seslerde bu camların patlama olasılığı var mıdır?bu benim için çok önemli eğer patlarsa bütün aletleri satmamız gerekebilir çok büyük bi mekan...bugün saat 22'den sonra ordayız..acil yardımlarınızı bekliyorum......

P.S:benim amfim 65w kuzenimin davuluda(davuldan pek anlamam ama) kaliteli evans ve remo derilerle ve 16 ve 17 inç crash 19 inç ride ve sanırım 13-14 inç hi-hat zillerle kaplanmış bir tama ''rockstar olabilir''...zillerin hepsi yeşilseri el yapımı İSTANBUL bi tek hi-hat paiste.........

çok acil yardım lütfen...
 
Arkadaşlar görüyorum ki aramızda baya tecrübeli ve bilgili kişiler var ancak benim dışımda hiç kimse bu topiğe görsel bişiler katamamış herkez yapılan işi eleştirmeden yana bende bunu anlayamıyorum tavanı sarkar dubeli patlar ses geçer diyen arkadaşlara ancak şunu söliyebilirim şuan stüdyomun içindeki 7 ayım ve sorun yok ilerdede çıkacağını sanmıyorum merak edenler için komşulardan şikeyette yok bana kazık yemişsin diyen arkadaş neye dayanarrak bunu sölüyorki benim amacım cevreyi rahatsız etmemek ve şuanda hiçkimse rahatsız değil bende mutluyum ;) genede aksini iddaa eden arkadaşlar varsa k.yakaya gelirlerse çayımı içmeye bakarım.
 
usta önce boş konuşmayın başlıkta diyosun sonra da laf atmaya devam ediyosun. senin yaptığının olgunluk mu?

adam yalıtım yaptırmış; fiyat da o iş için gayet uygun, malzeme de. ve üstelik gayet iyi işe yaradığını söylüyor ki, kimseye birşey kanıtlamasına gerek yok. yapmış olmuş, durum buysa, yalıtım budur. tek bir doğru yöntem yoktur. çeşitli çözümler vardır.

feedback'in önlenemez yükselişi demişsin ki; zaten burada oldukça ufak mekanlardan bahsediyoruz. oda 4X5'i geçmedikçe o kadar büyük bir yankı sorunu olmayacaktır, hatta çok daha fazla yankı azlığı sorunu olacaktır. oda çok küçük olduğunda ses odanın içinde yeterince dağılmayıp kuru kuru gelecektir. fakat duvarları alçıpan yerine suntayla yaptırmanızı hiç önermiyorum. kitaplar da önermiyor. akustik düzenlemede bazı tahtaların belli kullanımları var. fakat odanın tüm duvarlarını gelişigüzel bir sunta ya da mdf'yle kaplamak garip bir yankıya sebep oluyor. yankının fazlalığı anlamında değil; seslerin bozularak değişerek geri dönmesinden bahsediyorum. yoksa bir parça feedback illa ki lazım olacaktır. hele ki odanız küçükse, alabileceğiniz tüm feedback'e ihtiyacınız olacaktır. odanız büyükse de, bunu ayarlamanın basit yolu; 3 duvarı yankı yapmayacak şekilde kaplayıp(sünger ve ya üçgenli sünger) karşı duvarı bırakmaktır. davulu ve amfileri de o çıplak duvara doğru çevirmektir. hala fazla kuru geliyorsa istediğiniz rahatlığı bulana kadar kaplı duvarların yankı kesici malzemesini şerit şerit azaltabilirsiniz. bu zaten bir yalıtım değil düzenleme sorunudur.

alçak-yükse frekanslardan bahsetmişsin, ki bunun sesin yüksekliğiyle hiçbir alakası yoktur. esas kesmekte zorlanacağın ses ise alçak frekansta olandır. müzik dilinde buna perde denir. yani gitarın üst telindeki mi alçak düşük frekansta, alçak perdede; alt teldeki mi, yüksek frekansta, yüksek perdedir.
şimdi bu işle ilgili çoğu kişi bilir ki bi tiz seslerin yalıtımı sorun olmaz, herhangi bir duvar zaten onları kesecektir, yankılanmaları çok; karşılaştıkları yüzeyi titretmeleri ise azdır. stüdyonun dışında duyarsak zilleri değil krosu duyarız. yani alçak frekanstaki sesleri. sesin alt frekansta olması alçak bir ses olması anlamına gelmez, pes bir ses olduğu anlamına gelir. zaten yalıttığın zaman en fazla alt frekanslar kalacak; fakat insan kulağının duyamayacağı kadar alt frekansta sesler bile, yüksek oldukları zaman komşuları yataklarını sallamak, göğüs kafeslerini titretmek suretiyle uyandıracaktır.

komşuya gitmesini azaltmaya çalıştığımız şey frekan değil; yükseklik/genliktir(amplitude) bir sesin frekansıyla genliğinin alakası yoktur.

çok düşük frekanslardaki iyice pes olan sesleri kesmek için bakır levhalar kullanılır. bunları da böyle basit stüdyo yalıtımı işlerinde kullanmak çifteyle sinek öldürmek gibi olacaktır. barlardaki, büyük mekanlardaki güçlü subwooferların ürettiği basları kesmek için kullanılırlar.

milleti cahillikle, boş konuşmakla suçlayıp, ortaya gelişigüzel terim atmak bilgilendirmek olmuyor. bilgin varsa sade biçimde ortaya koyarsın. birine enayi, birine cahil demek senin dediğini geçerli kılmıyor.

"profesyonellere bırakmak lazım" diyip durmak da işe yaramıyor. zaten ilk mesajdan beri insanlar 10 milyarlık çözümler olduğunu biliyorlar ama buraya belki 3 milyarlık çözüm de var mı? diye bakıyorlar. ve birisi diyor ki VAR benim çözümüm gayet başarılı işliyor. sen diyorsun ki; seninki çöp. profesyoneller birşey bilmezler anlamında söylemiyorum. ama kendi işinizi kendiniz yaparak, gerekli kaynakları bolca okuyarak da gayet uygun ve ekonomik çözümlere ulaşabilirsiniz. ulaşanlar da var. işte buradalar. ben yaptığım zaman profesyonellerden yardım alacağım diyorsun. ben ise 3 kere yaptım diyorum, üstelik de ellerimle yaptım diyorum. ilk 2sini fazla ucuza malettim ve iyi değildi. 3.sü gayet başarılıydı.(ki bahsedilen fiyatların çok çok altına maloldu) başarısını da aylardır sürdürüyor. komşularıma sorabilirsiniz.

ha bu arada prova için gittiğimiz saatine 15 lira verdiğimiz stüdyoların hiçbirinde PROFESYONEL denebilecek bir ses yalıtımı ve düzenleme yok. (en azından benim şimdiye kadar gördüğüm 20-30 civarı olanlarında)
 
Kardeş sen yüzdürdüğün odayı bi yanlış oturtta feedback nası yapıyo bak. Nası davul oluyo o oda, ayrıca biz o arkadaşla tartışıyoruz lütfen diğer arkadaşlar müdahele edip olayı saçma sapan boyutlara taşımaya çalışmasınlar.
Yaptıysan menunsan bana ne kardeşim. Ben adama fiyattan bahsediyorum. Kendisi bi baksın bakalım iyice araştırsın, bu fiyata aslında inşaat piyasasında neler yapılabilirdi? Ben bundan bahsediyorum, demiyorum ki aaa olmamış akustiği bozuk olur yok bilmem feedback yapar, yok rezonansı engelleyemezsin.. Ben adamcağıza bissürü para ödetmişler onu anlatmaya çalışıyorum. Sizin veya herhangi birirnin sazanlamasına gerek yok. Bizi iki (2) kişi aramızda tartışıyoruz, o bana diyo, ben ona sen ne diye 3. tekil şahıs olma gayreti içerisine giriyosun ki??
Herneyse kimseyle laf yarıştırmak istemiyorum ben. Doğru olan neyse onu söylerim geçer giderim arkadaş, ben öyle diyosam öyledir ben yıllardır inşaatlarda amele olmuşum, bişey diyosam bi bildiğim vardır.. (3 kuruşluk müzik bilginlede beni sınamaya kalkma, pesmiş ne bu ya tavernadan mı geldin oraya?) Tööbe tööbe tamam arkadaşım ben bidaha bu bölüme hiç bi bok yazmıyorum. Bana ilişmeyin. Benden uzak durun, başka bişey istemem. Yalıtımda sizin olsun mühendislikte, inşaatçılıkta herşey.. Bana uzak olun, kalın sağlıcakla!!
 
Cermitt arkadaşım sen ben o adamla tartışıyorum derken beni kasdediyosun sanırım ama ben senle tartışmıyorum bilmende fayda var sadece sen boş konuşuyosun... Bi laf vardır herşeyi bildiğini idda eden adam en cahil adamdır die bu laf burda yaşanan olayı özetliyor sanırım biz burda çözüm önerilerini tartışırken senin gereksiz tartışma başlatmaya çalışmanın ne bize nede sana bi katkısı var eğer bişey biliyorsan fikrini söyle geç kimsenin yaptığı seni ilgilendirmez...
 
Arkadaşım bana taze cevaplar ver, öyle haftasonu internet cafeden bağlanıp bana artizlik yapma. Zaten ne kadar küçük bir beyin olduğun tartışmaktan korkmandan belli. Çözüm tartışma ve karşıt fikirlikten geçer. Tabi maaşallah sende müthiş bir muhalefet damarı olduğu için sen bunada karşı çıkacaksın. İşte o zaman sana diyorum ki Bilimlerin kaynağı felsefeyi aç oku, bak bakalım bi konuda çözüme nasıl gidlirmiş.
Bende artık senle tartışmıyorum. Fasafiso ve bilgisiz insanları karşıma almayı sevmem...
 
Çok şükür ewimde internetim var okul cubasede kayıtlar miksajlar analog pedal devreleri tasarımı ve yapımı gibi işlerden internette senin gibi saçma insanlarla tartışmaya vaktim olmuyor bu konuda haklısın eğer mesajların terbiyesizlik sınırına ulaşmasaydı senin ufacık zannetttin beynimin içindeki bilgilerle senin pas tutmuş kafatasının içinide aydınlatabilirdim ama dediğim gibi saçmalamalarına ve zorla ağzının payını istemene ayırıcak vaktim yok şuan....
 
Dostum öyle milletin az görüp mistik zannettiği olaylarla uğraşmakla kocaman bi beyne sahip olunmuyo, hem bende sana bu cevapları yazmak için öyle kocaman vakitler ayırmıyorum. Bu kelimeleri ne kadar hızlı yazarsam o kadar az vakit harcamış oluyorum. Sen önce beynin büyklüğüyle zekanın yüksekliği arasında kurduğun şu doğru orantıyı bi elektronik bağlamda açıklada şu boş kafatasımın içine bi ışık tut. Bakalım bi nasıl bi zekaya sahipmişsin. Ayrıca senin bana ordan laf yetiştirmen için haftanın sadece 2 günü okula gitmen lazım. Ancak düşünürsün...
 
tamam bunlar güzel teknik konular v.s. tecrübe peki biz 3 4 milyarı gözden cıkardık burdan bize yalıtım yapıcak ya da tanıyan biri varsa mesaj atsın ev degil dükkan ciddiyim :cry:
 
Geri
Üst