hastasiyiz!!!
Sınıf 64 (Modern Thrash Metal) - Ankara
- Konuyu açan sava
- Başlangıç tarihi
yargı kutsaldırexodus_deniz demiş ki:
8)
gbanes374 demiş ki:Ben de oradaydım tabi ki... 8)
bi sen eksiktin zaten
gbanes374 demiş ki:Sen niye varsın ben anlamadım ki... Sadece ben de değil üstelik...Norton_Antor demiş ki:bi sen eksiktin zaten
sadece sen ve ben..
exodus_deniz demiş ki:
Sen RECTIFIER deniz, üzgünüm ama bu konuda haksızsın...
Hangi konuda haksız?
Danıştay'a kafası girmesi konusunda...
Hah, orası öyle. O kafayı sokmazlar zaten oraya.
ben sokarım valla
DaveMustaine_64 demiş ki:
bu arada haksızlıgımın sebebını ogrenmek ıstıyorum. sadece yapmak ıstedıgım kafa sokma eylemınden bahsettim. bu gorus bıldırmedım kı haksız olayım. haa kafa sokmak ıstemekte hazsızlık yapıyorsam soyle berkaycım. ama ben gene de ıkısıne de kafam gırsın dıyorum.. bugun unıversıtelerde turbana ızın vermeyıp ılerıcı ılan edılenler dun devrımcılerı patır patır asıyorlardı unutmamak lazım...
exodus_deniz demiş ki:
Danıştay'ın yanlış bir şeyler yaptığını fln düşünmüyor olmana rağmen sebepsizce kafanı sokmak istiyor değilsin herhalde Deniz değil mi? Yani birşeyler düşünüp ya da sahip olduğun bir düşünce yapısına ters oluşunu fark edipı Danıştay'a kafam girsin dedin. Yani Danıştay'ın varlığının ya da yaptıklarının yanlış olduğunu düşünüyorsun? Ben de haksız olduğunu söyledim...
Danıştay daha doğrusu Danıştay'da görevli kişiler zaman zaman, çeşitli sebeplerden yanlış kararlar vermiş olabilir. Danıştay Türkiye'nin siyasal yapısı içerisinde önemli bir yere sahip bir kurumdur. Atatürk zamanlarında kurulan siyasal yapının. Şu anda ilkelerini savunmaya çalıştığımız kişinin yani. Birilerinin Laikliğin içini boşaltmak istediği gibi Danıştay'a da birşeyler yapılmaya çalışılıyor olabilir, ama Danıştay kurumunu bundan sorumlu tutamayız. Aksine Danıştay korumamız savunmamız, sahip çıkmamız gereken bir kurumdur.
neyse dusuncelerimizi karsılıklı konusuruz bılare
exodus_deniz demiş ki:
Buna haksızlık değil de bakış açısı desek daha doğru. Bugün türban konusunda hassas davranan Danıştay ve diğer yargı organlarının tutumu ülkeyi irtica tehlikesinin dibine sokan hükümet ile başa çıkabilmek için tek çözüm haline gelmiştir.
Bu konunun burda tartışılmaması gerektiğini düşünmekle beraber, kendime zıt düşüp berkaya hak veriyorum.
Bir diğer nokta da, içinde bulunduğumuz durumlara göre, askeri, yökü, yargıyı, demokrasiyi, chp'yi; yer yer yanımızda görüp övmek, yer yer de karşımızda görüp sövmek gibi bir tutum içindeyiz gibi geliyor. Belki de Türk solunun tabana inemeyip 10000 parçaya ayrılmasının, 10 tane solcunun yan yana gelip 10 ayrı parti kurmasının sebebi de budur...
Bir diğer nokta da, içinde bulunduğumuz durumlara göre, askeri, yökü, yargıyı, demokrasiyi, chp'yi; yer yer yanımızda görüp övmek, yer yer de karşımızda görüp sövmek gibi bir tutum içindeyiz gibi geliyor. Belki de Türk solunun tabana inemeyip 10000 parçaya ayrılmasının, 10 tane solcunun yan yana gelip 10 ayrı parti kurmasının sebebi de budur...
Şeriatın ve Amerikancılığın karşısında olan güçlere kim olurlarsa olsunlar karşı olmak, şeriatın ya da Amerikancılığın işine gelir. Mao bile devrimini yaparken Çin'in en faşist lideri ile ittifak yapmıştır.(Keza Marx ile Engels de manifestoda bol miktarda kapitalizme karşı küçük burjuva ile ittifak yapılabileceğini bildirmiştir.)
Ayrıca dünyadaki en büyük emperyalizme karşı verilmiş bağımsızlık mücadelesi Türkiye'nin Ulusal Kurtuluş Savaşı'dır. Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk Milli Demokratik Devrimi'nin kurumu olan Danıştay'a yapılan saldırı, laik devlete kasıttır, Mustafa Kemal devrimine karşı olmak demek emperyalizmin ekmeğine yağ, bal, reçel sürmek demektir. (Laik devletin ve devrimin kuruluşları da elbet bazı zaman hatalar yapabilir ama bu hataları ele alıp iyi yanları görmezden gelmeyip, onlara kafamızı sokmaya çalışmanın bir anlamı yok)
Bir de Bursa Nutku'nu yazayım şuraya;
" Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: “Demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!” Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!” İste benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"
M.Kemal Atatürk
Ayrıca dünyadaki en büyük emperyalizme karşı verilmiş bağımsızlık mücadelesi Türkiye'nin Ulusal Kurtuluş Savaşı'dır. Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk Milli Demokratik Devrimi'nin kurumu olan Danıştay'a yapılan saldırı, laik devlete kasıttır, Mustafa Kemal devrimine karşı olmak demek emperyalizmin ekmeğine yağ, bal, reçel sürmek demektir. (Laik devletin ve devrimin kuruluşları da elbet bazı zaman hatalar yapabilir ama bu hataları ele alıp iyi yanları görmezden gelmeyip, onlara kafamızı sokmaya çalışmanın bir anlamı yok)
Bir de Bursa Nutku'nu yazayım şuraya;
" Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. Bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. Hemen müdahale edecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. Polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. Mahkeme onu mahkum edecektir. Yine düşünecek: “Demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!” Onu hapse atacaklar. Kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, İsmet Paşa'ya, Meclis'e telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “Ben inan ve kanaatimin icabını yaptım. Müdahale ve hareketimde haklıyım. Eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!” İste benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!"
M.Kemal Atatürk
tekrardan bu konuları snf 64 forumunda degıl baska yerde konusalım dıyorum.
deniz otorite karşıtlığından doalyı öyle demiş diye düşünüyorum.yoksa atatürk'e falan karşı kötü bir düşüncesi yoktur herhalde.
bence de sonra tartışırsınız yüzyüze eğer tartışmakistiyorsanız.
bence de sonra tartışırsınız yüzyüze eğer tartışmakistiyorsanız.