Bilgisayara ilave donanım eklemeden, mevcut hoparlör ve mikrofonun Doppler etkisinden faydalanmasını sağlayarak "air mouse" gibi bir şey yapmışlar yamulmuyorsam. Süper fikir.
Aynen öyle abi, şu an biraz barsakları dışarıda olsa da ileride kullanıma girebilecek bir olay. Yine de donanım olarak uygulaması daha kolay şu an, detaylı frekans analizi işlemciye çok iyi davranmıyor bugün.
Özelleşmiş(dedicated) dspler ile çok daha rahat kullanılır, ki elin hareket yönünü algılayacak kadar geliştirmişler tasarımı, gayet başarılı.
Yaratıcılık böyle bir şey olsa gerek...
Ne yazık ki, yeşil araziye beton bina dikmenin püf notalarına kafa yormaktan bunlara vakit kalmıyor bu topraklarda.
Abi Türkiye'de mühendis/bilim insanı sıkıntısı yok (en azından var biraz
), ama ekonomik/altyapısal sıkıntılar var. Yazılımcılar iyi durumda, sermayeleri bilgisayarları, onlarda sıkıntı yok.
Elektronik açısından dertliyim. Genel parçaları yine rahat buluyoruz da, biraz daha özelleşmiş parçalar (SoC veya development kitler v.s.) gerektiği zaman aylarca bekliyoruz. Şirkete erişiyorsunuz, o distribütöre yönlendiriyor, bir hafta geçiyor. Siparişi veriyorsunuz bir ay geçiyor, çünkü stokta tutmuyorlar bunları satışı yok diye. Yurtdışında adam 1-2 gün içinde erişebiliyor bunlara.
Üst seviye üniversitelerin durumu daha iyidir elbet ama kendi okulumdan bahsedecek olursam FPGA denen muamma bizim okula 2014 yılında girdi. O da bir hocamın çabalamasıyla, o olmasa o da yoktu belki daha uzun bir süre yani. Adam internetten fiyat takibi yapıyordu, seneye 20 tane alsak, of fiyatı artmış yine, v.s. diye.
Özü uygulama olan alanlarda uygulamalı eğitim eksikliği var biraz. Öğrenciler kendi çabalarıyla kotarırsa bir şeyler öğrenip çıkıyor, yoksa mühendislik yapamayan mühendisler çıkıyor okullardan. Yine de tırnağıyla kazıyan öğrenci sayısı az değil, umut verici. Ama artık nüfus fazlalığından mıdır, yoksa kültürel bir olay mı bilemiyorum ama, nereye el atsak Hintliler şaşırtıyor adamı, her yerden çıkıyorlar.
Ar-ge dışındaki standart mühendislerde bir sıkıntı yok zaten, işe girdikten sonra verilen işi yapıyorlar.
Yine de GaN yarıiletken fabrikası kuruldu geçenlerde, askeri-radar uygulamaları için olsa da. Şu sıralar silikon tabanlı yarıiletken fabrikası kurulması da gündemde. Bunların son kullanıcıya ulaşması, diğer sektörleri etkilemesi uzun sürecek ama yine de bir çaba var. Zararın neresinden dönülse kâr.
Bir de girişimcilik ruhu az bizde. Mezun olayım işe gireyim/para kazanayım bakış açısıyla eğitim alınıyor bizde. Bu da ekonomik durumun etkisi. Böyle olunca "Ben bunla ne yaparım? Şöyle bir sistem geliştirsem nasıl olur?" bakış açısıyla çalışılmıyor, "Nasıl mezun olurum? Mezun olmam için bunu öğrenmem lazım mı? Ha, o zaman gerek yok, vaktimi boşa harcamayayım." diye dümdüz mezun olunuyor. "Proje yapalım, eğlenelim, hadi şunu da yapalım." diye adam arıyorsunuz, çıkmıyor öyle adam, yatıyor projeler.
Bir öğrenci olarak sığ bir şekilde eyyorlamam böyle.