Abartı Ilanlar

"big muff pi" pedallarını 5-6k arası koyuyorlar 2300tlye amazondan aldım 6 ay önce. alabiliyorsanız yurtdısından alın.
Aslında “Abartılı İlanlar” başlığında yer alması gereken yaklaşım tam olarak bu tarz bence.
Bir ürünün yurtdışında çok daha uyguna alınabildiğini yada link paylaşarak şu kurum da şu kadar fiyat şeklinde paylaşmak, hem bilgilendirici hem de üslup açısından saygılı bir yol.
İnsanların ilanlarını isim vererek hedef gösterip, dalga geçer gibi paylaşmaktan çok daha yapıcı bir duruş bu.
Bu şekilde yazıldığında forumda bilgi artar, kırgınlık değil.
Bu tarz paylaşımlar, forumu daha faydalı ve insani hale getiriyor. Tartışmayı değil bilgiyi büyütüyor.
 
Tartışmaya gerek yok aslında, isteyen istediği fiyata ilanını koyar, pahalı olan abartılı ilanlar da burada belirtilir dalga da geçilir. 3 liralık aleti 6 liraya kaktırmaya çalışanlarla dalga geçeriz. Ben de mesela yüksekten koydum kendi gitarımı ilana, maalesef piyasadaki ortalama fiyatlar şişirme olduğu için. Benle de dalga geçen olabilir, ilan koyunca göze almış oluyoruz bunu. Yapacak birşey yok 🙂
 
Eğer dalga geçilmeyi normalleştirirsek, bilgi ve paylaşım ortamı yerine sadece linç ve alay ortamı kalır geriye. Gerçekten istediğimiz şey bu mu?
dalga geçmek doğru değil tabi ama 3e al 5e satçılar yüzünden (ki çoğu satamıyor da ama piyasa yükseliyor) gitar alınmaz oldu. herkesin kendi malı tabi ama satmak istiyor musun istiyorum e ederi bu ver alayım diyorsun yok. bu arada sizin ilanınız var mı yok mu sizi eleştirdiler mi ondan haberim yok genel konuşuyorum.

edit piaf: ha bir de şey var, sıfırı şu kadar diyorsun sıfırı al o zaman diyor. yau o zaman ne ilana koydun. bu da dalga geçmek zaten. realiteye aykırı davranıp ciddiye alınmayı beklemek tuhaf.
 
dalga geçmek doğru değil tabi ama 3e al 5e satçılar yüzünden (ki çoğu satamıyor da ama piyasa yükseliyor) gitar alınmaz oldu. herkesin kendi malı tabi ama satmak istiyor musun istiyorum e ederi bu ver alayım diyorsun yok. bu arada sizin ilanınız var mı yok mu sizi eleştirdiler mi ondan haberim yok genel konuşuyorum.

edit piaf: ha bir de şey var, sıfırı şu kadar diyorsun sıfırı al o zaman diyor. yau o zaman ne ilana koydun. bu da dalga geçmek zaten. realiteye aykırı davranıp ciddiye alınmayı beklemek tuhaf.

3’e alıp 5’e satanlar yüzünden piyasa yükseliyor” söylemi, çoğu zaman yüzeysel ve bağlamdan kopuk bir genelleme haline geliyor.

Kim, ne zaman, hangi ürün için, hangi şartlarda 3’e aldı ve 5’e satıyor? Yurtdışından dövizle getirilen, gümrük, vergi, kargo, kondisyon ve nadirlik gibi faktörleri barındıran ürünleri sadece “3’e alıp 5’e satıyorlar” diyerek eleştirmek, büyük resmi gözden kaçırmak olur.

Ayrıca bu işi yasal yapan, vergisini ödeyen, ürün ticaretiyle uğraşan insanlar varsa, bunun neresi yanlış? Dore Müzik, Zuhal Müzik, Cangöz Müzik de tam olarak bunu yapıyor. Bugün marketten aldığınız çikolata da aynı durum söz konusu

Ayrıca “Ederi bu, ver alayım” yaklaşımı da ticaretin doğasına aykırı. Böyle bir pazar henüz dünya üzerinde yok. Ederi, sadece alıcının algısıyla değil; ürünün nadirliği, kondisyonu, modifikasyonları ve arz-talep dengesiyle belirlenir. Bu pazar yeri değil, hele ki tek tip fiyatlı zincir mağaza hiç değil..

Benim ilanım olsun ya da olmasın, mesele tekil ürünler değil; forumdaki genel yaklaşım.
Ürünleri ve insanları karikatürize etmek, bu platformu değerli kılan saygılı paylaşım ortamını zehirliyor.

“Realite” dediğiniz şey de herkesin kendi algısına göre şekillenir. Bu yüzden ortak bir saygı zemini oluşmadan, kimse kimseyi objektif olarak değerlendiremez.
 
3’e alıp 5’e satanlar yüzünden piyasa yükseliyor” söylemi, çoğu zaman yüzeysel ve bağlamdan kopuk bir genelleme haline geliyor.

Kim, ne zaman, hangi ürün için, hangi şartlarda 3’e aldı ve 5’e satıyor? Yurtdışından dövizle getirilen, gümrük, vergi, kargo, kondisyon ve nadirlik gibi faktörleri barındıran ürünleri sadece “3’e alıp 5’e satıyorlar” diyerek eleştirmek, büyük resmi gözden kaçırmak olur.

Ayrıca bu işi yasal yapan, vergisini ödeyen, ürün ticaretiyle uğraşan insanlar varsa, bunun neresi yanlış? Dore Müzik, Zuhal Müzik, Cangöz Müzik de tam olarak bunu yapıyor. Bugün marketten aldığınız çikolata da aynı durum söz konusu

Ayrıca “Ederi bu, ver alayım” yaklaşımı da ticaretin doğasına aykırı. Böyle bir pazar henüz dünya üzerinde yok. Ederi, sadece alıcının algısıyla değil; ürünün nadirliği, kondisyonu, modifikasyonları ve arz-talep dengesiyle belirlenir. Bu pazar yeri değil, hele ki tek tip fiyatlı zincir mağaza hiç değil..

Benim ilanım olsun ya da olmasın, mesele tekil ürünler değil; forumdaki genel yaklaşım.
Ürünleri ve insanları karikatürize etmek, bu platformu değerli kılan saygılı paylaşım ortamını zehirliyor.

“Realite” dediğiniz şey de herkesin kendi algısına göre şekillenir. Bu yüzden ortak bir saygı zemini oluşmadan, kimse kimseyi objektif olarak değerlendiremez.
hayırlısı olsun hocam özal'dan bu yana serbest piyasa ekonomisi hakim. uzunca yazılar yazmaya gerek yok.
 
arz-talep dengesiyle belirlenir.
Aynen öyle. Talep var, para var, ancak kimse fahiş fiyatla mal almak istemiyor. Zaten sıkıntı talep olmasından dolayı bence. İstediğin gitarı ilanda görüyorsun, ama konulan fiyat aşırı yüksek ya da ederinin üstünde diyelim, e alabilecekken alamıyorsun, neden bir liralık mala 3 lira vereyim diyorsun. Zaten gitarlar da satılmıyor yıllardır duruyor ilanda. Her gördüğünde ilanı, kendini doğrulamış oluyorsun bir yandan da. Bak hala satılmadı, yüksek fiyattan koyarsan satılmaz diyerek... Ama işte almak da istediğin gitarlar olunca bu biraz daha göze batar hale geliyor yoksa kimse farkında bile olmaz, umurunda olmaz yani kimsenin.

Burada şu düşünülebilir, sana yüksek gelebilir, kaliteli mal pahalı olur diyebilir satıcı. Ama benim söylemeye çalıştığım o değil. Mesela ESP gitarlar var, ne bileyim Gibson'lar var oldukça yüksek fiyatlı. Kimse onlara gelip bunun fiyatı yüksek, alt tarafı iki tahta iki manyetik, bu ne abi demiyor. Olay o değil. Sadece bazı daha uygun fiyatlı modeller sadece bulunamıyor diye 30 binlik gitar 70 binlik olunca ve haliyle biz de alamayınca (kimse de almıyor) abartmış fiyatı keşke uygun fiyata verse de satılsa insanlar kullansa diyoruz.
 
Aynen öyle. Talep var, para var, ancak kimse fahiş fiyatla mal almak istemiyor. Zaten sıkıntı talep olmasından dolayı bence. İstediğin gitarı ilanda görüyorsun, ama konulan fiyat aşırı yüksek ya da ederinin üstünde diyelim, e alabilecekken alamıyorsun, neden bir liralık mala 3 lira vereyim diyorsun. Zaten gitarlar da satılmıyor yıllardır duruyor ilanda. Her gördüğünde ilanı, kendini doğrulamış oluyorsun bir yandan da. Bak hala satılmadı, yüksek fiyattan koyarsan satılmaz diyerek... Ama işte almak da istediğin gitarlar olunca bu biraz daha göze batar hale geliyor yoksa kimse farkında bile olmaz, umurunda olmaz yani kimsenin.

Burada şu düşünülebilir, sana yüksek gelebilir, kaliteli mal pahalı olur diyebilir satıcı. Ama benim söylemeye çalıştığım o değil. Mesela ESP gitarlar var, ne bileyim Gibson'lar var oldukça yüksek fiyatlı. Kimse onlara gelip bunun fiyatı yüksek, alt tarafı iki tahta iki manyetik, bu ne abi demiyor. Olay o değil. Sadece bazı daha uygun fiyatlı modeller sadece bulunamıyor diye 30 binlik gitar 70 binlik olunca ve haliyle biz de alamayınca (kimse de almıyor) abartmış fiyatı keşke uygun fiyata verse de satılsa insanlar kullansa diyoruz.
Kusura bakmayın okumayı sevmeyenler için yine uzun bir yazı yazmış bulundum.

Bakın yazınızda çok çelişkili noktalar var ve aslında sorunun kaynağını çok iyi özetliyorsunuz ama farkında olmadan. Genel bir açıklama yapacağım;

Talep var, para var ama kimse fahiş fiyatla almak istemiyor” diyorsunuz. Ama bu talep varsa, o zaman bu fiyatların oluşmasının sebebi de bu taleptir. Arz-talep mekanizması böyle işler. Piyasa dediğimiz şey sizin hislerinizle değil, arzın ne kadar nadir olduğu ve o nadirliğe ne kadar talep gösterildiğiyle belirlenir.

Bir liralık mala üç lira vermem” diyorsunuz ama o “bir liralık” olduğuna kim karar veriyor? Siz mi? Hangi kriterle? Ürünü alamadığınız için mi pahalı buluyorsunuz, yoksa gerçekten yapısal bir değerlendirme mi yapıyorsunuz?

ESP, Gibson gibi markalara aynı fiyatlar yazıldığında kimse itiraz etmiyor ama iş daha az bilinen ya da farklı bir markaya gelince hemen “abartı” etiketi yapıştırılıyor. Oysa mesele marka değil; bir enstrümanın değerini belirleyen şey, ürünün kendisi, kondisyonu, nadirliği, modifikasyon durumu ve tarihçesi vs uzar.

Çok basit ve herkesin anlayabileceği bir örnek vereyim:

1999 model Nissan Skyline GT-R R34. Bu araç Türkiye’ye hiç gelmedi. Bugün ithalat yasağı olmasa, bu arabaya 20 milyon TL verecek koleksiyonerler var. Neden? Çünkü o modelin piyasada bir benzeri yok. Motorundan şanzımanına, kültürel değerinden üretim adedine kadar nadirlik ve tutku belirliyor fiyatı.

Aynı durum bazı gitarlar için de geçerli. Nadir bir model, özel bir seri ya da ikonik bir geçmişe sahip bir gitarın değeri; sadece ağaç türüyle ya da donanımıyla ölçülemez. Bunlar sadece detaylar. Gerçek değer, zamanla şekillenen koleksiyonculuk algısı ve arz-talep dengesiyle belirlenir.

30 binlik gitarı 70 bine koymuşlar, kimse de almıyor zaten” diyorsunuz. Çok güzel zaten sistem çalışıyor o zaman. Alan yoksa fiyat düşer, düşmezse satılmaz. Bu kadar basit. Bu sizin rahatsız olacağınız bir durum değil. Piyasa denilen şey bu doğal seleksiyonla zaten kendi içinde çözülür.

Son olarak: “Ben alamıyorum, o zaman pahalı” demek yerine “Benim için pahalı” demek çok daha yerinde ve saygılı olur. Çünkü herkesin bütçesi, önceliği ve motivasyonu farklıdır.

Ürünleri değil, niyetleri hedef aldığınızda işte o zaman tartışma değil, yargılama başlamış olur.

Ayrıca satıcı, her düşünce ve fikre göre uygun bir ilan metodu belirleyemez ki. Mesela kendimden örnek vermek gerekirse; yukarıda bir arkadaş, benim satmış olduğum Ibanez Steve Vai gitarların ıhlamur gibi dandik ötesi ağaçlardan imal edilmiş olduğundan söz etmiş. Bu bağlamda, bu gitar için belirlediğim 550 bin liralık fiyatın abartı olduğunu ifade etmiş.

Burada hangi kriter ele alınarak böyle bir şey yazıldığını hala biz anlayabilmiş değiliz. Reverb’de 15.000 $’a Ibanez UV77MC ilanı mevcut üstelik orijinal hardcase dahi dahil değil. Bu serinin orijinal hardcase’leri bazen 1000 $’ın üzerine çıkabiliyor.

Keza, 1957 Gibson Les Paul TV Model birkaç sayfa önce dalga konusu oldu. Yine Reverb’de, gövdesinde ekstra iki delik olup “custom made” etiketiyle kapatılmış bir gitar 32.000 $’a satılıyor. Benim yazmış olduğum 950 bin liralık fiyat ise abartı bulunup alay konusu olabiliyor.

Burada asıl sorgulanması gereken şey bence şudur: Fiyat mı abartılı, yoksa fiyatı ödeyemeyenlerin gösterdiği tepki mi? Burada hangi kriter ele alındı? Objektif düşünün lütfen; sizce bu haksızlık değil mi? Kişinin ödeyebileceği miktarın çok ötesinde bir fiyat olması, o ürünün abartılı olduğu anlamına gelmediği gibi, satıcının da kazıkçı olduğu anlamına hiç gelmez.
 
Son düzenleme:
Yurt dışı fiyatı 2000 dolar üstü herhangi taşınabilir bir enstrümanı vize alabildiği bir senaryoda Türkiye’den alan adam kazıklanmayı hak eder. Boşa Zuhal veya dore’ye çamur atmasın. Çünkü 4 bin dolara Türkiye’den alıp bir tatil parasını buradaki mağazalara yedirmiştir. Ben buralardan alışveriş yaparken yurt dışı fiyatı+gidiş geliş uçak bileti+ 3-4 bin vize masrafı koyup üstü çıkınca almıyorum. Bazen kampanyaya denk geliyor öyle alıyorum. 2800 dolarlık amfiyi 3200 dolara alırsam dert etmiyorum mesela. Daha altındaki ürünler için de alternatif seçenekler tonla var. Piyasa Fender Meksika modellerine veya Ibanez modellerine alternatif markalardan geçilmiyor. Gidip deneyip iyi bir alternatif bulmak yerine o marka ve modele takıntılı olan adam da zaten irrasyonel bir adam olduğu için kazıklanmayı dert edinmeyecektir. Fetişin mantığı olmaz. O yüzden herkes istediği fiyata koysun biz satıcı ile değil alıcı ile dalga geçelim 😅
 
Kusura bakmayın okumayı sevmeyenler için yine uzun bir yazı yazmış bulundum.

Bakın yazınızda çok çelişkili noktalar var ve aslında sorunun kaynağını çok iyi özetliyorsunuz ama farkında olmadan. Genel bir açıklama yapacağım;

Talep var, para var ama kimse fahiş fiyatla almak istemiyor” diyorsunuz. Ama bu talep varsa, o zaman bu fiyatların oluşmasının sebebi de bu taleptir. Arz-talep mekanizması böyle işler. Piyasa dediğimiz şey sizin hislerinizle değil, arzın ne kadar nadir olduğu ve o nadirliğe ne kadar talep gösterildiğiyle belirlenir.

Bir liralık mala üç lira vermem” diyorsunuz ama o “bir liralık” olduğuna kim karar veriyor? Siz mi? Hangi kriterle? Ürünü alamadığınız için mi pahalı buluyorsunuz, yoksa gerçekten yapısal bir değerlendirme mi yapıyorsunuz?

ESP, Gibson gibi markalara aynı fiyatlar yazıldığında kimse itiraz etmiyor ama iş daha az bilinen ya da farklı bir markaya gelince hemen “abartı” etiketi yapıştırılıyor. Oysa mesele marka değil; bir enstrümanın değerini belirleyen şey, ürünün kendisi, kondisyonu, nadirliği, modifikasyon durumu ve tarihçesi vs uzar.

Çok basit ve herkesin anlayabileceği bir örnek vereyim:

1999 model Nissan Skyline GT-R R34. Bu araç Türkiye’ye hiç gelmedi. Bugün ithalat yasağı olmasa, bu arabaya 20 milyon TL verecek koleksiyonerler var. Neden? Çünkü o modelin piyasada bir benzeri yok. Motorundan şanzımanına, kültürel değerinden üretim adedine kadar nadirlik ve tutku belirliyor fiyatı.

Aynı durum bazı gitarlar için de geçerli. Nadir bir model, özel bir seri ya da ikonik bir geçmişe sahip bir gitarın değeri; sadece ağaç türüyle ya da donanımıyla ölçülemez. Bunlar sadece detaylar. Gerçek değer, zamanla şekillenen koleksiyonculuk algısı ve arz-talep dengesiyle belirlenir.

30 binlik gitarı 70 bine koymuşlar, kimse de almıyor zaten” diyorsunuz. Çok güzel zaten sistem çalışıyor o zaman. Alan yoksa fiyat düşer, düşmezse satılmaz. Bu kadar basit. Bu sizin rahatsız olacağınız bir durum değil. Piyasa denilen şey bu doğal seleksiyonla zaten kendi içinde çözülür.

Son olarak: “Ben alamıyorum, o zaman pahalı” demek yerine “Benim için pahalı” demek çok daha yerinde ve saygılı olur. Çünkü herkesin bütçesi, önceliği ve motivasyonu farklıdır.

Ürünleri değil, niyetleri hedef aldığınızda işte o zaman tartışma değil, yargılama başlamış olur.

Ayrıca satıcı, her düşünce ve fikre göre uygun bir ilan metodu belirleyemez ki. Mesela kendimden örnek vermek gerekirse; yukarıda bir arkadaş, benim satmış olduğum Ibanez Steve Vai gitarların ıhlamur gibi dandik ötesi ağaçlardan imal edilmiş olduğundan söz etmiş. Bu bağlamda, bu gitar için belirlediğim 550 bin liralık fiyatın abartı olduğunu ifade etmiş.

Burada hangi kriter ele alınarak böyle bir şey yazıldığını hala biz anlayabilmiş değiliz. Reverb’de 15.000 $’a Ibanez UV77MC ilanı mevcut üstelik orijinal hardcase dahi dahil değil. Bu serinin orijinal hardcase’leri bazen 1000 $’ın üzerine çıkabiliyor.

Keza, 1957 Gibson Les Paul TV Model birkaç sayfa önce dalga konusu oldu. Yine Reverb’de, gövdesinde ekstra iki delik olup “custom made” etiketiyle kapatılmış bir gitar 32.000 $’a satılıyor. Benim yazmış olduğum 950 bin liralık fiyat ise abartı bulunup alay konusu olabiliyor.

Burada asıl sorgulanması gereken şey bence şudur: Fiyat mı abartılı, yoksa fiyatı ödeyemeyenlerin gösterdiği tepki mi? Burada hangi kriter ele alındı? Objektif düşünün lütfen; sizce bu haksızlık değil mi? Kişinin ödeyebileceği miktarın çok ötesinde bir fiyat olması, o ürünün abartılı olduğu anlamına gelmediği gibi, satıcının da kazıkçı olduğu anlamına hiç gelmez.
Olayı paranız yok, ödeyemiyorsunuz pahalı diyorsunuza getireceksek zaten konuşmaya gerek yok. Önceki mesajımda son paragrafta bunu belirttim zaten. Arza talep olsa zaten gitarlar satılır. Durmaz ilanda kaç yıldır.
Beni de çok ilgilendiren bir durum yok, yeşil pasaportum var gider alırım istediğim yerden eğer ihtiyaç duyarsam. Herkes özgür sonuçta istediğiniz fiyattan satabilirsiniz sizi yargılamak haddimiz değil.
Reverb benzeri sitelerde de fahiş fiyatlar olması da ayrı bir problem zaten. Ve ben kendimi de eleştiriyorum zaten orada bu gitar bu fiyatsa benim ki de bu kadar eder diye yanlış bir çıkarım yapıyorum ve yüksek fiyattan ilan açabiliyorum çünkü sattığımda normal fiyattan alamıyorum istediğim ekipmanı. İhtiyacım da olmadığı için ilanda duruyor öyle ürünler...
 
Olayı paranız yok, ödeyemiyorsunuz pahalı diyorsunuza getireceksek zaten konuşmaya gerek yok. Önceki mesajımda son paragrafta bunu belirttim zaten. Arza talep olsa zaten gitarlar satılır. Durmaz ilanda kaç yıldır.
Beni de çok ilgilendiren bir durum yok, yeşil pasaportum var gider alırım istediğim yerden eğer ihtiyaç duyarsam. Herkes özgür sonuçta istediğiniz fiyattan satabilirsiniz sizi yargılamak haddimiz değil.
Reverb benzeri sitelerde de fahiş fiyatlar olması da ayrı bir problem zaten. Ve ben kendimi de eleştiriyorum zaten orada bu gitar bu fiyatsa benim ki de bu kadar eder diye yanlış bir çıkarım yapıyorum ve yüksek fiyattan ilan açabiliyorum çünkü sattığımda normal fiyattan alamıyorum istediğim ekipmanı. İhtiyacım da olmadığı için ilanda duruyor öyle ürünler...
Lütfen kişisel algılamayın, yazıma başlarken de belirtmiştim: Bu genel bir açıklamaydı, size yönelik bir art niyetim yok. Sadece fikir paylaşıyorum.

Reverb fiyatları şişirilmiş olsa bile, sonuçta dünya genelindeki fiyat algısını etkileyen referanslardan biri. Eğer burada bir sorun varsa, o zaman hep birlikte bu sistemin işleyişini tartışalım.
 
Reverbde de şişirilmiş fiyatta gitarlar (isterse koleksiyonluk olsun) satılmıyor, burada da. Yazan fiyat illa ederi değil. Artı imkanı olan istediği gitarı gidip yurtdışından alıp vergisiz getiriyor (hele koleksiyonluk gitar alma imkanı olan için bu zaten normali). Gerçekten satmak isteyen ona göre fiyat belirliyor. Benim gitarlarım özel, satma derdim yok, şu fiyata satılırsa da satılsın diye ederi üzerine konan gitarlar da yıllarca fiyat yukarı çekile çekile ilanda duruyor.
 
Fiyatların şişmesinin sebebi ekonominin daralması, ve gümrük/ÖTV vergilerinin aşırı artması.
Sıfır ürün alan azalınca ikinci el piyasası da daralıyor, rekabet oluşmuyor.
6-7 yıl önce TL nispeten değerliyken ve ithal maliyetleri düşükken müzik aletleri dahil her türlü malın piyasa girmesi ve ikinci ele dönüşme oranı yüksekti.
Eskiden "Daha iyisini alayım/alırım" diye eldeki müzik aletini uygun fiyata elde çıkaran kişiler şimdi masraf olmasın, yenisini alamama endişesi vb. sebeplerle elindeki malı satmakta ve yenisini almakta gönülsüz. Ancak nakite sıkışmış olan satıcılar ikinci el piyasasına giriyor.
Bireysel ithalatın önüne duvar çekilmesi de ikinci eldeki rekabeti öldürüyor. Daha 4 yıl kadar önce €1500 altındaki bir enstrümanı sadece kargo ve KDV ödeyerek almak mümkünken bu yol tamamen kapandı.
Sıfır alamayan, özellikle öğrenci, genç müzisyenler ikinci elde kelepir fiyatlı ürün bekliyor.
Yurt dışındaki Rverb, Ebay vb. ikinci el pazarlarıyla bizdeki ikinci el fiyatlama eğilimlerini karşılaştırırken bu dinamikleri göz önünde bulundurmak gerek.
 
Kusura bakmayın okumayı sevmeyenler için yine uzun bir yazı yazmış bulundum.

Bakın yazınızda çok çelişkili noktalar var ve aslında sorunun kaynağını çok iyi özetliyorsunuz ama farkında olmadan. Genel bir açıklama yapacağım;

Talep var, para var ama kimse fahiş fiyatla almak istemiyor” diyorsunuz. Ama bu talep varsa, o zaman bu fiyatların oluşmasının sebebi de bu taleptir. Arz-talep mekanizması böyle işler. Piyasa dediğimiz şey sizin hislerinizle değil, arzın ne kadar nadir olduğu ve o nadirliğe ne kadar talep gösterildiğiyle belirlenir.

Bir liralık mala üç lira vermem” diyorsunuz ama o “bir liralık” olduğuna kim karar veriyor? Siz mi? Hangi kriterle? Ürünü alamadığınız için mi pahalı buluyorsunuz, yoksa gerçekten yapısal bir değerlendirme mi yapıyorsunuz?

ESP, Gibson gibi markalara aynı fiyatlar yazıldığında kimse itiraz etmiyor ama iş daha az bilinen ya da farklı bir markaya gelince hemen “abartı” etiketi yapıştırılıyor. Oysa mesele marka değil; bir enstrümanın değerini belirleyen şey, ürünün kendisi, kondisyonu, nadirliği, modifikasyon durumu ve tarihçesi vs uzar.

Çok basit ve herkesin anlayabileceği bir örnek vereyim:

1999 model Nissan Skyline GT-R R34. Bu araç Türkiye’ye hiç gelmedi. Bugün ithalat yasağı olmasa, bu arabaya 20 milyon TL verecek koleksiyonerler var. Neden? Çünkü o modelin piyasada bir benzeri yok. Motorundan şanzımanına, kültürel değerinden üretim adedine kadar nadirlik ve tutku belirliyor fiyatı.

Aynı durum bazı gitarlar için de geçerli. Nadir bir model, özel bir seri ya da ikonik bir geçmişe sahip bir gitarın değeri; sadece ağaç türüyle ya da donanımıyla ölçülemez. Bunlar sadece detaylar. Gerçek değer, zamanla şekillenen koleksiyonculuk algısı ve arz-talep dengesiyle belirlenir.

30 binlik gitarı 70 bine koymuşlar, kimse de almıyor zaten” diyorsunuz. Çok güzel zaten sistem çalışıyor o zaman. Alan yoksa fiyat düşer, düşmezse satılmaz. Bu kadar basit. Bu sizin rahatsız olacağınız bir durum değil. Piyasa denilen şey bu doğal seleksiyonla zaten kendi içinde çözülür.

Son olarak: “Ben alamıyorum, o zaman pahalı” demek yerine “Benim için pahalı” demek çok daha yerinde ve saygılı olur. Çünkü herkesin bütçesi, önceliği ve motivasyonu farklıdır.

Ürünleri değil, niyetleri hedef aldığınızda işte o zaman tartışma değil, yargılama başlamış olur.

Ayrıca satıcı, her düşünce ve fikre göre uygun bir ilan metodu belirleyemez ki. Mesela kendimden örnek vermek gerekirse; yukarıda bir arkadaş, benim satmış olduğum Ibanez Steve Vai gitarların ıhlamur gibi dandik ötesi ağaçlardan imal edilmiş olduğundan söz etmiş. Bu bağlamda, bu gitar için belirlediğim 550 bin liralık fiyatın abartı olduğunu ifade etmiş.

Burada hangi kriter ele alınarak böyle bir şey yazıldığını hala biz anlayabilmiş değiliz. Reverb’de 15.000 $’a Ibanez UV77MC ilanı mevcut üstelik orijinal hardcase dahi dahil değil. Bu serinin orijinal hardcase’leri bazen 1000 $’ın üzerine çıkabiliyor.

Keza, 1957 Gibson Les Paul TV Model birkaç sayfa önce dalga konusu oldu. Yine Reverb’de, gövdesinde ekstra iki delik olup “custom made” etiketiyle kapatılmış bir gitar 32.000 $’a satılıyor. Benim yazmış olduğum 950 bin liralık fiyat ise abartı bulunup alay konusu olabiliyor.

Burada asıl sorgulanması gereken şey bence şudur: Fiyat mı abartılı, yoksa fiyatı ödeyemeyenlerin gösterdiği tepki mi? Burada hangi kriter ele alındı? Objektif düşünün lütfen; sizce bu haksızlık değil mi? Kişinin ödeyebileceği miktarın çok ötesinde bir fiyat olması, o ürünün abartılı olduğu anlamına gelmediği gibi, satıcının da kazıkçı olduğu anlamına hiç gelmez.
Merhaba, bahsettiğiniz gibson modelini satmak amacıyla yurtdışından alıp getirdiyseniz riskli görmüyor musunuz satılabilirliğini ? Fiyat anlamında soruyorum. O rakamdan daha düşük bir rakama almışsınızdır haliyle ama yine de o rakama yakın bir tutar vererek almışsınızdır sonuçta ve bu rakam Türkiye şartlarında çok yüksek bir rakam.

Mesela alırken hiç aklınızdan “800k verdim getirdim, satamazsam 150k zarar ederim 😔” gibi bir risk belirmiyor mu ?
 
Ben istediğiniz rakamın yüksekliğine değil bu rakama Türkiye’de gitar alacak kişilerin olabilirliğini düşünerek yurtdışından gitar getirilmesi kısmına takılıyorum. İsteyen istediği rakamı istesin bu düşüncedeyim.

Bir de şahsi bir sorum olacak: Meslek nedir Onur bey meraktan soruyorum, rahatsız olmazsanız tabi. Bu kadar pahalı gitarları aynı kişinin ilanında görünce cidden merak etmiştim “bu adam ne iş yapıyor” diye, yıllardır sorcam diyorum belki de sordum hatırlamıyorum. İlanlara bakarken sizin gitarlardan biri denk geliyor bazen, geçen bir listeleme yaptım, 15-20 milyon vardır herhalde ilanlardaki gitarlarınızın değeri. Mağazanız yok bireysel satıyorsunuz sanırım. O kadar gitarı evde mi tutuyorsunuz ? Zor olmuyor mu ? Maaşallah bu arada 🧿
 
Merhaba, bahsettiğiniz gibson modelini satmak amacıyla yurtdışından alıp getirdiyseniz riskli görmüyor musunuz satılabilirliğini ? Fiyat anlamında soruyorum. O rakamdan daha düşük bir rakama almışsınızdır haliyle ama yine de o rakama yakın bir tutar vererek almışsınızdır sonuçta ve bu rakam Türkiye şartlarında çok yüksek bir rakam.

Mesela alırken hiç aklınızdan “800k verdim getirdim, satamazsam 150k zarar ederim 😔” gibi bir risk belirmiyor mu ?
Daha önce de belirttiğim gibi, ilanlarımda sadece Warmoth gitarlar bana ait. Bir tane Boss GT-8 prosesörüm ve bir de Marshall 30W amfim var. Ama herkes beni süper zengin sanıyor ya da yurt dışından ürün getirip sattığımı düşünüyor.

Oysa ilanlardaki ürünlerin çoğu iki farklı koleksiyonere ait. Bir kısmı da pandemi döneminde kapanan mağazalardan kalan ürünler ya da eş dost gitarları.

Yurt dışından ürün getirme işi ise benim için Warmoth gitarlarla birlikte sona erdi. Çünkü artık malum vergiler nedeniyle her şey en az iki katına mal oluyor.
 
Daha önce de belirttiğim gibi, ilanlarımda sadece Warmoth gitarlar bana ait. Bir tane Boss GT-8 prosesörüm ve bir de Marshall 30W amfim var. Ama herkes beni süper zengin sanıyor ya da yurt dışından ürün getirip sattığımı düşünüyor.

Oysa ilanlardaki ürünlerin çoğu iki farklı koleksiyonere ait. Bir kısmı da pandemi döneminde kapanan mağazalardan kalan ürünler ya da eş dost gitarları.

Yurt dışından ürün getirme işi ise benim için Warmoth gitarlarla birlikte sona erdi. Çünkü artık malum vergiler nedeniyle her şey en az iki katına mal oluyor.
Ben görmemiştim daha önceden buraya yazdıysanız gitarların size ait olmadığını, kusura bakmayın. Ben ortağınız var ve gitarlar size ait diye düşünmüştüm. Bu 2 koleksiyoner yurtdışında oluyor sanırım. Siz aracısınız yani, onlar alıyor siz satıyorsunuz. Bu durumda ilk sorumun cevabı “sıfır risk” olmuş oluyor, gitarlar sizin değilmiş. Siz sadece alıcı bulup kâr alıyorsunuz o halde. Söylediğiniz gibi herkes sizi epey zengin zannediyordur. Üst segment gitar ilanlarında hep sizin isim çıkıyor çünkü. Premium müşterileri premium satışlar diliyorum ✋🏻
 

Geri
Üst