BARIŞ`IN BABASI SELAHATTİN AKARSU MEDYAYA İSYAN ETTİ:
Medya, gözyaşından reyting imparatorlukları kuruyor
Bodrum `da geçirdiği kaza sonucunda yaşama veda eden Barış Akarsu `yu babası Selahattin Akarsu anlattı:Barış `ın ölümünün ardından acısının yüreklerde taze olduğu bu süreçte Barış `ın babası Selahattin Akarsu ile konuştuk. Acılı baba Selehattin Akarsu Barış `ın kaza sonrasında hastanede yaşam mücadelesi verdiği günleri medyanın yayınlarında magazin malzemesi olarak kullanmasına çok kırgın. Baba Akarsu `Seviyesiz bir magazin programının içine gözyaşlarıyla taze bir anne acısını koymuşlar. Bu çok ağrımıza gitti. Bununla birlikte benimle yapılan röportajı ise yayınlamadılar. Neden çünkü bende magazinsel bir şey bulamadılar. Çünkü ben başka şeyler söylemeye, mesaj vermeye çalıştım.`dedi. Barış `ın kazasının ardında baba Selahattin Akarsu hastane bahçesinde `oğlum beni yalnız bırakmayacak` diyordu. Ahmet Ariften şiirler okuyordu oğluna, `dayan ` diyordu, `dayan .`5 gün boyunca çaresizce bekleyişin ardından acı haber gelmiş, Barış yaşama veda etmişti. Baba Akarsu ise ekranlarda gözyaşları içinde `ben oğlumun adını laf olsun diye Barış koymadım` diye bağırıyordu... Baba Akarsu ile BirGün`de bir araya geldik. Barış `ı anlattı.
» Oğlunuzun hastanede hayatta kalmak için mücadele verdiği günlerde medyanın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Star Gazetesi `nden bir bayan geldi. Eşimle röportaj yaptı benimle de yaptı. `Nerede yayınlanacak bu` dedik Tam anlayamadığımız bir şeyler söyledi. Röportajı alan bayan eşime demiş ki `efendim Selahattin Abi çok akıllıca şeyler söylüyor.` Baktık çarşamba günü seviyesiz bir magazin programının içine gözyaşlarıyla taze bir anne acısını koymuşlar. Bu çok ağrımıza gitti. Bununla birlikte benimle yapılan röportajı ise yayınlamadılar. Neden çünkü bende magazinsel bir şey bulamadılar. Ertesi gün yine dediler ki `starda bir program var sabah programı. Böyle bir programda seninle canlı telefon bağlantısı yapacağız` dediler. Bana çok kısa süre verdiler ve orada söylemek istediğim şeyleri söyleyemeden yayın bitti. `Yarın bağlayacağız. Yarın daha geniş konuşuruz.` Ertesi gün televizyonda altyazı geçiyor. `Barışın babası canlı yayında konuşacak` yayın kesildi ne bağlantı oldu ne bir şey. Böylesine olumsuz canımı sıkan olaylar yaşadım. Bunun yanında hakim medya oğlumun ölümle pençeleşmesini kullanarak hayranlarının gözyaşları üzerinden reyting imparatorlukları kurmaya çalışırken biz bu yaşanan sürece yeterince müdahale edemedik. Ben medya mensuplarına soruyorum: Barış , Bodrum Kalesi `nde birkaç gün önce lösemili çocuklar yararına konser vermişti. Bunu niye yayınlamadınız, bunun haber değeri yok mu? Barış İstanbul `da da çeşitli yardım kuruluşları için konserler verdi. Bunları niye insanlara ifade etme gereği duymuyorsunuz? Barış `ın iki tane albümü çıktı niye bunlara gereken değeri vermediniz? Barışla ilgili hatıralarda kalan ve önemli olan hastanede yaşam mücadelesi veren ve bu yaşam mücadelesine yenik düşen genç bir insan için insanların gözyaşı dökmüş olması mıydı? Barış `ı barış yapan değerler neden görmezden gelinerek bir gencin hastanede ölümle pençeleşmesi magazin malzemesi olarak kullanıldı.
» Barış `ın en yakını, babası olarak, Barış `ı anlatabilir misiniz?
Barış hayatta hiç rol yapmadı, içinden geldiği gibi yaşadı, içinden geçeni söyledi. İçi dışı bir insandı. Akademi evinde yarışmadayken izlerdim oradaki davranışlarından ben derdim ki bir kere de rol yap yok yapamazdı, evinde neyse orada da öyleydi. 4 buçuk ay orada kaldı, ne alışkanlıklarını ne arkadaşlarını hiçbir şeyini değiştirmedi. Kumsaldaki arkadaşlarını, çocukluk arkadaşlarını hiçbirini terk etmedi. Arkadaşlarıyla birlikte yaşamayı onlarla vakit geçirmeyi severdi. Barış hayata karşı bir duruşu olan, insan sevgisine inanan, doğallığıyla, yüreğiyle, içtenliğiyle, candanlığı, sevecenliğiyle yaşayan ve ürettiklerinde de bu değerleri yansıtan bir insandı.
» Barışın öldüğü kavşağa sonradan adını vermek istediler bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oğlumun öldüğü kavşağın bir ölüm kavşağı olduğunu orada daha öncede bir çok canların gittiğini öğrendiğimde çok sinirlendim. Bir de üstüne üstlük bu kavşağa oğlumun adını vermek istediklerini duyunca kendimi kaybettim diyebilirim. Verdiğim ilk tepki o kavşağı başlarına yıkarım olmuştu. O alana benim oğlumun ismi verilmez, veremezsiniz, verilmeyecek. Muğla Valisi göreve geldiğinde karayolları yetkilileriyle arasında geçen bir yazışmadan bilgim oldu. Muğla Valisi kavşağı daha güvenli hale getirmek için ne yapılabilir diye soruyor. Karayolları yetikilisi de cevaben gönderdiği yazıda `bu normaldir` diyor. Biliyorsunuz Türkiye `de bizler trafik kazalarında kaybettiğimiz yurttaşlarımızın sayısı açısından dünyada birinciyiz. Hemen her olumsuz konuda olduğu gibi bu konuda da birinciliği hak ettiğimizi düşünüyorum. Tabii burada daha önce birçok yolu kapatma eylemleri olmuş. Tabii benim bu konudaki duyarlılığımı bilen birçok insan beni aradı ve böyle bir şey yapılacaksa bizler eylem-sel açıdan hazırız dediler.
» Oğlunuzun öldüğü kavşakta sonrasında bir araştırma yapıldı mı?
Trafik Canavarını Yok Etme Derneği Başkanı Ahmet Türkoğlu aradı beni bu kavşakta bir araştırma yaptıklarını söyledi. Trafikte yaşanan kazaların fiziksel altyapı eksikliklerinden ve hatalarından kaynaklanan nedenlerini araştırdıklarını oğlumun öldüğü kavşakta da araştırma yaptıklarını ve rapor yazdıklarını söyledi. Ben kendileri ile görüşüp bu konuda bilgilendikten sonra orada ortaklaşa bir basın açıklaması yapmak mümkün. Ben orada bir canımı yitirdim biz bir kişinin bile ölmesini önleyebilecek bir şeyler yapabilirsek ne mutlu bize. Barışa da bu yakışır.
» Barış `ı anlamak ve Barış `ı anmak için bir takım projeleriniz var. Bunlardan biri de kitap...
Bana telefon edenlere, ziyarete gelenlere, başsağlığı dileyenlere Türkiye `nin neresinden olursa olsunlar yaşadıkları dünyanın sorunlarına duyarlı olmalarını söylüyorum. Bence Barışı anlamak demek insanların içinde yaşadıkları dünyaya karşı daha duyarlı bireyler olmaları ve öyle davranmaları demektir. Tabii biz kaderci bir toplumuz. Kaderi böyleymiş deyip kendimizi avutmayı tatmin etmeyi tercih ediyoruz. Ama ben öyle yapmayacağım. Acımla yaşamayı bilirim. Ben duyarlı insanlara diyorum ki Barış için ağaç dikin, barış komiteleri kurun , barışı, kardeşliği savunun, sevgiyi savunun. Bu şekilde insanlara mesajlar vermeye çalışıyorum. Evet ben bir canımı kaybettim. Bunun geri dönüşü yok. Keşke Barış `ı kurtarmak için yapabileceğimiz bir şeyler olsaydı ama olmadı. Barış `ı anmak için Amasra `da her yıl Barış `ı anma haftası düzenleyeceğiz ve orada insanlara barış kardeşlik ve sevgi mesajları vereceğiz. Bundan sonraki süreçte de Barış `ın gerçek kimliğini ortaya çıkaracak çalışmalar yapmayı ve Barış `ın bu değerlerle anılmasını istiyorum. Barış `ın kitabını yazacağım ve Barış `ı Barış yapan değerleri anlatacağım bu kitapta. Bir arkadaşımız var o da Barış `ın yaşam mücadelesinden, insan sevgisinden çok etkilenen bir heykeltıraş o da Barış `ın heykelini yapacak, ağustosta yetiştiririm dedi. Gelecekte Barış `la ilgili bir vakıf kurmayı düşünüyoruz. Onun anısını, onun mücadelesini ve onun insan sevgisi dolu yüreğini yaşatmak onun değerlerini gelecek kuşaklarla paylaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
* * *
Barış , 68 ruhuyla hareket ederdi
» Barış `ın müziğini biliyoruz, sizin onda yarattığınız etkiyi de... Hep söylüyorsunuz aslında `Barış Ruhi Sularla büyüdü` diye... Ben Barış `a devamlı şunu söylerdim. `Oğlum bak sen halk çocuğusun. Halktan geliyorsun hiçbir zaman geldiğin yeri unutma, ismini unutma` derdim. `Kendini sırça köşklere kapatma. Yaptığın müzik rock müzik, asi müzik, mesaj veren bir müzik, Türkiye `de olduğu gibi dünyada da böyle. Bir duruş sergile, şartlarını buna göre ayarla` derdim. Barış biliyorsunuz çok yardımsever bir insandı. Barış çocukluğundan ve ailesinden edindiği deneyimlerle aslında 68 ruhuyla hareket eden bir insandı. Bu yalnızca siyasi anlamda değil, sinema anlamında, müzik anlamında, tiyatro anlamında bu anlayış her anlamda yaşantısına yansımıştı. Çünkü küçüklüğünden beri onunla biz birlikte siyaset dergisi de sanat dergisi de edebiyat dergisi de her şeyi takip ederdik. Sonra Barış arkadaşlarıyla kumsalda oturur saz ve gitar çalardı. Politikadan bahsederlerdi. Barış , ÖDP `nin gençlik kollarındaydı o zaman. Evde birlikte olduğumuz zamanlarda ben onlara Nazım Hikmet `in şiir kitaplarını dağıtırdım. Evimizde çalınan müzikler vardı işte Cem Karacalar , Barış Mançolar, Sadık Gürbüzler, Rahmi Saltuklar. Yani böyle bir müzik ortamında yetişti ve bu ortam barışı derinden etkiledi. Mesela Barış `ın Bush`u eleştiren `Kimdir 0` parçasının klibi çok kısa bir süre yayımlanarak yayından kaldırıldı.
ÖZGÜR GÜRLEYEN
2007-08-12 12:45:38 Birgün
http://www.birgun.net/bolum-95-haber-469...haber_basi