fuckinick demiş ki:
ama nafile jackson o şaşalı dönemlerinin ekmeğini düşüncesizce yedi bitirdi bir daha nah bulur o satışı
Kesinlikle bir markayı savunmak ya da fanatiklik yapmak gibi bir amacım yok, ama çok aşırı bilinçsizce konuşuyorsun. Herkes bilinçli olmak zorunda değil tabii ama eğer bilinçsizsen ve jacksonlar'ı sevmiyorsan bu başlığa birşeyler yazmanın hiç bir gerekliliği yok
🙂 Forum kurallarına göre başlıklarda girilmesi gereken mesajlar ileride okunduğunda birşeyler ifade edecek mesajlar olmalı ve bu durumda seninkiler tam aksi
🙂
Yazdıklarının neden bilinçsizce olduğuyla ilgilii biraz açıklama yapmak gerekirse;
Geçen gün ana haber bülteninde Türkiye Ferrari distribütörünün Türkiye'ye 3 ya da 5 tane bilmemne modelinden getirdiğinden bahsediyordu, 3-5 ya da 10 ya da 20 araba satılıyor olmasının Ferrari'nin başarısızlığıyla değil de başarısıyla ilgili olduğunu sanırım hepimiz anlayabiliyoruzdur. Bunu niye söylüyorum dersen, en şaşaalı olduğu dönemde Jackson da bunun gibi bir durumdaymış. Jackson'ın en şaşaalı olduğu dönemlerde yani gitarların San Dimas'ta üretildiği dönemdeki yıllık toplam üretim kapasitesi şu anda JAckson'ın 1 yılda sattığı sl1 sayısından çok daha azmış. "Mojo" diye bir kavram vardır "bilmezsin"
😆 herkes San Dimas'daki atölye kapanıp daha fazla üretim yapmalarını sağlayabilecek olan ontario fabrikasına geçiş yapıldığında "mojo"nun da san dimas'ta bırakıldığını söyler. Yani işin anlamı az ve öz üretimdir.
San Dimas Jacksonlar'ını San Dimas yapan şudur; San Dimas gitarlar yanlış hatırlamıyorsam 1987 ya da 88e kadar üretilmiştir ve JAckson seri üretime, yani ürettiği gitarları standart hale getirip "model isimleri" vermeye 1990 yılı itibariyle başlamıştır. Bu yıldan önce yapılan herşey üretim şekli açısından custom, spesifikasyonlar açısından da yarı custom'dır. Yani bu yıldan önce bulduğunuz bir gitarın aynısını bulabileceğinizi hiçbirşey garanti etmez. Ve eğer bir gitarın aynısından varsa çoook düşük sayıda vardır... Belki bilirsiniz herhangi bir dükkandan alacağınız sl1'in aynısını custom shop'a yaptırdığınız zaman elinize geçen gitarın çalım açısından çok daha iyi olduğunu söylerler
🙂 Onun için insanlar bir gitarlarının aynısından 2. bir tane custom shop siparişi veriyorlar... Ve San Dimas Jackson'ları el üretimi olmalarının yanı sıra, San Dimas'a özel "control route", binding over frets (ki şu anda bunun custom shop fiyatı 300-400 dolar gibi birşey bildiğim kadarıyla) gibi özelliklere sahipler. Şu anda piyasada bildiğim kadarıyla neredeyse hiçbir gitarda olmayan özelliklere yani.. Ayrıca San Dimas Jacksonlar'ın yapım kaliteleri de inanılmaz iyiymiş, özellikle fretler konusunda. O seviyeye sonradan ulaşılamadığını söyler durur herkes. Dönemin iyi gitaristleri bu gibi özellikler yüzünden Jackson kullanmışlar ve bu da Jackson'a çok büyük bir prestij sağlamış , büyük satış rakamı değil yani. Şu anda Esp Kh'lerin, Ibanez Jem'lerin bilindiği gibi o dönem de San Dimas Jacksonlar biliniyormuş... Yani mahalleden arkadaşlarında olduğu için değil de Steve Vai çaldığı için biliyormuş insanlar Jackson'ı
😉
Japon Jacksonlara gelince, "bildiğiniz gibi" zamanında Jackson japon Jacksonların özelliklerini Amerikanların satışını baltaladığı için sulandırmış. 96 yılına kadar düşüş sürmüş. 96dan sonra ise dönem dönem iyileştirmeler yapılmış ve şu anda Fender bu iyileştirmeyi baya bir ileri seviyeye götürdü çünkü şu anda Amerikan Jacksonlar, yani Usa Select Series diye bildiğimiz seri çok kaliteli luthier'lar tarafından (misal Mike Shannon) custom shopta üretiliyorlar ve çok ayrı bir hitap kitleleri var. Amerikan Jacksonları alanlar Sl-3 ile bir Sl1 arasında ne gibi farklar olduğunun farkında yani...