punkhero demiş ki:(apo umarım pompeii konserini izliyorsundur arada.)
🙂 Benim ordayken Cektiklerinmi Bunlar Deniz ? bir konserden bu kadar nefret etmeme Sahip olan kişilik 🙂
punkhero demiş ki:(apo umarım pompeii konserini izliyorsundur arada.)
OwaR demiş ki:punkhero demiş ki:(apo umarım pompeii konserini izliyorsundur arada.)
🙂 Benim ordayken Cektiklerinmi Bunlar Deniz ? bir konserden bu kadar nefret etmeme Sahip olan kişilik 🙂
cirkefinbascisi demiş ki:punkhero demiş ki:OwaR demiş ki:punkhero demiş ki:(apo umarım pompeii konserini izliyorsundur arada.)
🙂 Benim ordayken Cektiklerinmi Bunlar Deniz ? bir konserden bu kadar nefret etmeme Sahip olan kişilik 🙂
bir floydiana “en sevdiğiniz kuş” sorusu yöneltildiğinde hiç tereddütsüz “albatros” demesinin nedenidir bu eser.. kendisiyle ilk tanışmamız maateessüf albümü dinlemezden önce elimize geçen pompeii konseri video kaseti vasıtasıyla olmuş, o yüzdendir ki hayallerimizde elemanlar paso sislerin arasında gayzerlerin üzerinden atlamakta, sanırsın olimpos dağından inen antik yunan tanrıları gibi aletin edevatın başına geçmekte, pink floyd london plakalı yüzlerce konteynerın, onlarca hoperlörün arasında kendilerinden geçmekte, bizi de mest etmektedirler..
eserin ilk yedi dakikasını başlatan su damlası sesi, o güne kadar bir elektronik alet vasıtasıyla elde edilen doğala en yakın damla sesidir.. mellotron adı verilen, ve sayısal çıkar çıkmaz bir adet edinmemi herhangi bir kuvvetin engelleyemeyeceği alet ile kimbilir nice vakitler uğraştı durdu roger - rick ikilisi.. ardından gelen davein mektep medrese görmüş parmaklarından çıkan notalar, ve arkasında rogerın net bas notaları yol göstermekte, yetişmek üzere olan baget darbelerine nick abimizin..
bir rick wright - david gilmour düeti açar ilk mısraların sırlarını kulaklarımıza doğru, ve double tracktan dave basmaktadır serçe parmak borusunu fenderin tellerine.. bu tellerdir ki üzerine kuş niyetine albatros konmuş, bir yakarış, bir çığlık edasıyla forsalar parçayı, sanki arkadan ittirir; ama tam bayırdan yuvarlanırken kemerinden asılıp tutar belki, altıncı dakikayı yedinci dakikaya bağlayan saniyeler boyunca bazen yavaş, bazen hızlı ataklarla..
her kim ki “müzikten anlıyorum, aha da ben de bir parça yaptım” der ve eğer pink floyd ile tanışmamış bir kimse ise hele, ona bu parçayı dinletin; kendisi de hayretle görecektir ki illa bir yerlerinden bir şeyler araklamıştır bilmeden, bilemeden.. çünkü ona gelene kadar otuz üç sene boyunca herkes bundan bir parça koparıp kendisine apartmış, eskişehir’in bizans kalıntılarından inşa edilmesi misali her bir notası belki bir albüme can vermiştir.. biraz daha kafayı sıyıracak olursak, son otuz küsür yılın müzikal dna’sı bu parçadır diyebiliriz.. bunu çöz, sonra çık ben dünyanın kralıyım de, o radde bir eserdir kendisi.. bir buluştur, bir ilk defadır, bir başkaldırıdır.. o ana kadar denenmemişlerin test sürüşü, son nokta, ilk söz, big bang’idir rock müziğin.. gerçek sample karga seslerine mellotrondan çıkan çığlıklarla cevap verdikleri dakikalar boyunca ne o gün ne de bugün kimseden korkmamışlar, henüz ne dark side of the moon ne de başka bir albümleriyle yüzlerce hafta listeleri işgal etmemişken “biz bunu çalıyoruz aga, beğenmeyen dinlemesin” deme yürekliliğini göstermişler, belki de sırf bu cesaretleri sonraki başarılarına temel olarak, voyager uzay araçlarına kayıt edilip olası uzaylılara floydianların selamını iletecek nasa personelinin yetişmesine sebep olmuştur*..
onyedinci dakikasında mod değiştiren parça başka bir kimliğe bürünür, kimbilir belki tüm bunlar hala çözülememiş şifrelerdir.. ve iki dakika sonra parça en başa döner, sende beni, bende beni* arar, kimseden bir şey beklemez.. ve kimseye bir şey vermeden, senle ben, ikimiz öğretisinde, gelmiş geçmiş tüm karamsar pink floyd eserleri arasında aşka aşkla sarılan, ölmeyen öldürmeyen, dinleyeni de kahretmeyen bir bütüne sarar sarmalar, halisünasyonlarıyla baş başa bırakır, tatlı tatlı fade olur, sislerin arasında ilerlerken zeus, apollon, herakles ve dionysos, tepelerdeki tahtlarına doğru; insanlığa yirmiüç dakika otuziki saniyelik bir vahiy daha iletmiş olmanın rahatlığı ve gururuyla..
ez cümle: arif olan anlasın, anlamayana anlatsın, pink floyda laf eden, insanlığından utansın..
ben eminim ki owar kardeşimizin söylediği şey bu anlamda değildir.PINK FLOYD gibi dünyaya maal olan bir gruba böyle bir şey söylemek dediğin gibi pek mümkün olmasa gerek.tabii ki sevmiyor da olabilir.bu kişisel bir seçimdir.eğer bu durum böyle ise pek üzerine konuşmaya gerek yok.biri sever biri sevmez.
en iyisi owar tekrar ne demek istediğini daha açık bir şekilde göndersin.
.bu arada punkhero sen ne güzel şarkı anlatmşsın öyle.şarkı kulağımda tınladı resmen.bende DREAM THEATER-Change of seasons'u anlatmak isterdim ama seninkinin üstüne bayaa yalan gelir.neyse. SAYGILAR
terelelli demiş ki:eheh süpermiş isimee bakk pek bi hitap etti bana 😀
yomu demo falan _?
cirkefinbascisi demiş ki:owar; muhabbet anlaşılmıştır.müzik yapan birinin pink floyd sevmemesi gibi bi durum olamaz heralde. fazlada tartışmamak lazım bunun üzerine bence.
bu arada fazla postları sildiğin için çok saol.sinir bozucu bi durum.gitmediğini zannedip arka arkaya gönderiyosun.fakat hepsi gidiyo.nasıl sildiğini bizede gösterirsen sevinirim..eyvallah