BeterBocek demiş ki:
DEDE olarak 2 şarkılık bir kayıt yaptık. Sizden bu şarkılar hakkında teknik yorumlarınızı ve tavsiyeleriniz bekliyorum. Gerçekten buna çok ihtiyacımız var.
Aşağıda, parçanızın timestamp' leri var.
[00:00.00] - [00:30.99] intro
[00:30.99] - [00:59.92] A melodisi
[00:59.92] - [01:13.66] intro riff
[01:13.66] - [01:40.89] B melodisi
[01:40.89] - [01:48.40] Solo 1
[01:48.40] - [02:17.03] A Melodisi
[02:17.03] - [02:30.84] intro
[02:30.84] - [02:57.68] B melodisi
[02:57.68] - [03:24.69] Solo 2
[03:24.69] - [03:42.00] B melodisi
Parçanızı, yukarıdaki bilgilere dayanarak, başka bir açıdan eleştirmek istiyorum.
Dünyada her şeyin okulu vardır. Besteciliğin yoktur. Besteciliğin okulu bol müzik dinlemek, bol bol beste pratiği yapmak, ve içimizden gelen ilhamdır.
Stravinsky, bestecilik yeteneğini kaybetmemek için, her gün muhakkak bir kaç mezur beste çalışması karalarmış.
Ama, bestecilikte bile uyulması gereken bazı akademik kurallar vardır. Kurallara karşı olmama rağmen, durum böyle. Bakıyorum, Radiohead bile, U2 bile kurallara uyuyor. Bir tek genesis' in ilk zamanlarını sıradışı olarak kabul ediyorum. Tabi ki bu kendi görüşüm. Beni bağlar. Mesela mahcem sizin besteyi beğenmiş, ben hiç beğenmedim. Ortada bir beste yok çünkü. Kayıt ta yok...
Beste kötüyse, aranje istediği kadar iyi olsun, o beste adam olmaz.
Maalesef sizin besteniz, baştan sona bir amatörlük örneği. Başı, ortası, kıchı belli değil. A melodisi B melodisi ile karışmış. B melodisi, A melodisinin bir oktav yukarıdan söylenmiş, hafif değişikleri olan bir melodi. Bence resmen A melodisi. İnceleyin, göreceksiniz.
Nakarat ise hiç yok. Ki, nakaratsız beste, ben daha duymadım.
Aşık Veysel' den tutun Beethoven' e kadar bu böyledir.
Sizin besteniz, aklımda yanlış kalmadıysa baştan sona sadece 3 akordan ibaret. Buna hiç sözüm yok. Ama, 3 akorla bile harika nakaratlar yakalanabilir. "Uriah Heep" in "Lady in Black" i buna en güzel örnektir. A melodisi ve nakarat akorları aynıdır. Ama, melodiler tamamen farklıdır. Probabilite hesaplarına göre, 12 yarım sesten elde edilecek beste kombinasyanları çok çok büyük rakamlara ulaşır. Trilyon garanti de, sonsuz mu bilmiyorum.
Günümüzden Coldplay' in "In my place" ini de dinleyin, orada da çok enteresan bir nakarat göreceksiniz.
İkinci olarak bestenin kurgusu yani, trafiği önemlidir. Trafik açısından da besteniz bir felaket. Trafik, bir bestenin matematik ifadesidir. Trafik kötü ise, beste de kötüyse, hiç bir şey olmaz. İntronuz 30 saniye A melodisi 30 saniye, sonra tekrar aynı intro 15 saniye B melodisi 27 saniye ve işte en büyük felaket: solo 7.5 saniye. Sizin müzik türünüzde bu kabul edilemez. Soloya kadar 01:48.40 zaman geçmiş. Artık, millet sözlerden sıkılmış solonun patlamasını istiyor, ama o da ne? Solo 7.5 saniye.
Son olarak ta, aranje gelir. Aranje için ise okul vardır. Konservatuarların kompozisyon bölümü.
Kayıt konusuna girmeyeceğim. Aşık Veysel bir tek sazla muhteşem eserler yaratmış. Bir saz ve vokalin kaydı ne kadar zor olabilir ki? Ama, sizin kayıt ta çok kötü. Patlayan bir introdan sonra sözleri duyulmayan çok kısık bir A melodisi.
Bugüne kadar, bana göre gelmiş geçmiş en muhteşem aranje ve trafiğe sahip olan eser Barry Ryan' ın "Eloise" adlı eseridir. Bana göre, bestesi de güzel. Ama, beste beğenisi kişiye göre göreceli olarak değişir.
Yüzüne kezzap atılmış bir kadının yüzü makyaj tutmaz. Kötü bir beste de adam olmaz.
Bir eserin temeli bestedir. Bestenin temeli sağlam olmazsa, Konya' daki Zümrüt apartmanı gibi çöker parçanız.
Benim size tavsiyem, önce, bir besteci ve aranjörden ders almanız. Hiç olmazsa biraz akademik bilgiye sahip olmanız.
Yoksa, zamanınıza yazık olur.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.