Benim açıkçası pek umrumda değil. Ben yanlış açıdan bakıyorsam bütün mekanizmalar yanlış demek ki.
Elbet şikayet eden bulunur diye beklemek en güzeli. Ne diyim, hayırlı alışveriş(sizlik)ler.
Do-re Müzik Müşteri Ilişkileri Problemi
- Konuyu açan nurialcho
- Başlangıç tarihi
Elbet şikayet eden bulunur diye beklemek en güzeli. Ne diyim, hayırlı alışveriş(sizlik)ler.
Burası Türkiye...
Not: Bu arada amacım asla sizinle ters düşüp polemik yaratmak değil. Bende naçizane fikirlerimi beyan ettim sadece.
Tünel şubesine 2-3 kez gitmiştim Gibson sormak ve denemek için.Aradığım Gibson'ı bulamadım ancak elemanlar negatif yaklaşmadılar.Belki Kadıköy şubesi arızadır ayrıca online sistemleri pek çalışmıyor tecrübe edildi.
- Konu Sahibi Konu Sahibi
- #25
Tünel ve çiniliden birer gibson aldım zaten orada tanıdık da var o gün hava muhalefetinden kadıkoyde mahsur kalınca kadıkoy mğaazasına gittim . dediğiniz şekilde kadıkoyde bariz bir sıkıntı var.Aynı şekilde müşteri ilişkileri biriminde de .
çok ciddi bir süre perakende alanında çalıştım, irili ufaklı milyonlarca alışverişi bizat gördüm ve yönettim.
1- Herkesi memnun edebilmenizin mümkünatı yok. Her bireyin beklentisi farklı oluyor.
2- işletme olarak eğer insanlar size şikayette bulunmazlarsa nerede hata yaptığınızı farkedemezsiniz ve o düzeltmediğiniz davranışınız nedeniyle daha birçok kişiye hatalı servis sunmaya devam eder, müşterileri küstürür, size gelmek yerine rakip firmalara gitmesine sebep olursunuz. Sonuç: para, imaj kaybı.
3- insanların sadece %3 ü yaşadığı olumsuz deneyimi bir yönetici ile ya da firma ile paylaşır. Geri kalanı alış-verişi keser, arkadaş çevresine- ailesine anlatır ve onların tercihlerini - algılarını etkilemiş olur. Bu %3 çok küçük ama aslında ne yaptığını bilen firmalar, yöneticiler için çok büyük mükafattır.
Şöyle düşünün; siz firmanın hatalarını görmesini sağlayarak başarılı olmalarınımı istiyorsunuz? Yoksa para ve imaj kaybeymeye devam mı etsinler? Bazı insanlar şikayet etmeyerek bunu yapıyor işte.
Son düzenleme:
Ben kaz gelecek yerden tavuk esirgemiyorum 😀
Zuhal, mydukkan, olmasaydı dore o indirimleri biraz zor yapardı. Bu farkındalığa herkesin sahip olması gerekli. İhalele ile ilgili işleri olan şirketlerde daha iyi görülür aslında işletmeleri öldürürsen, gün gelir tekelin söylediğini yaparsın. Tekelleşmenin önüne başkasının hatalarını düzeltmesini bekleyerek geçilmez.
Sonra isim vermiyorum, %100 yerli diyerek yurtdışından telefon(un büyük kısmını) getiren firma gibi birisi yurtdışından gelenlere ekstra vergi konulsun bizden alsınlar der, eskaza da kafalar, peynir tenekesine çamaşır ipi bağlayıp içine mikrofon atar gitar çalar millet 🙂
değişik bir bakış açısı
Değişik bir bakış açısı... Aslında işini iyi yapan tekelleşsin. Tekelleşmek için de kenilerini sürekli iyileştirsin geliştirsin. Bunlar etkili fiyatla, iyi hizmetle, hızlı servisle vb.. olacak işler..
thomann, musicstore vb.. tekelleşmenin avantajları ile yüksek alımlar yapabilmekte ve yüksek kar etmelerine rağmen ucuz ürünler satabilmekte.
Ülkemizden örnek vereyim. bundan 20-25 yıl öncesini düşünelim, kalitesiz bir t-shirt ü pazardan çarşıdan pahalı rahakmlara alırdık. Alırken deneyemezdik bile. Geri götürsen; "satılan ürünün iadesi değişimi olmaz !" Şimdi piyasaya giren çok büyük perakendeciler sayesinde çok fazla çeşit ve ürünü H&M , LCW, C&A gibi çok daha uyguna alabiliyoruz. piyasada fiyat belirlerken onları baz alıyor. Küçük esnaf bitti mi? evet ama bazıları da bunu haketti.
-"kazık da yesem,piyasa gelişsin, tekelleşme olmasın diye alışveriş yapmaya devam ederim" mantığında insanların olduğunu düşünürseniz firmalar hizmet kalitesini neden iyileştirmeye gayret etsinler ? bu durumda beklediğiniz fiyatlar düşermi? çıkarmı ? ya da bir ürüne ulaşmanız kolaylaşırmı ?
Değişik bir bakış açısı... Aslında işini iyi yapan tekelleşsin. Tekelleşmek için de kenilerini sürekli iyileştirsin geliştirsin. Bunlar etkili fiyatla, iyi hizmetle, hızlı servisle vb.. olacak işler..
thomann, musicstore vb.. tekelleşmenin avantajları ile yüksek alımlar yapabilmekte ve yüksek kar etmelerine rağmen ucuz ürünler satabilmekte.
Ülkemizden örnek vereyim. bundan 20-25 yıl öncesini düşünelim, kalitesiz bir t-shirt ü pazardan çarşıdan pahalı rahakmlara alırdık. Alırken deneyemezdik bile. Geri götürsen; "satılan ürünün iadesi değişimi olmaz !" Şimdi piyasaya giren çok büyük perakendeciler sayesinde çok fazla çeşit ve ürünü H&M , LCW, C&A gibi çok daha uyguna alabiliyoruz. piyasada fiyat belirlerken onları baz alıyor. Küçük esnaf bitti mi? evet ama bazıları da bunu haketti.
-"kazık da yesem,piyasa gelişsin, tekelleşme olmasın diye alışveriş yapmaya devam ederim" mantığında insanların olduğunu düşünürseniz firmalar hizmet kalitesini neden iyileştirmeye gayret etsinler ? bu durumda beklediğiniz fiyatlar düşermi? çıkarmı ? ya da bir ürüne ulaşmanız kolaylaşırmı ?
Son düzenleme:
Bunu yapan şahıs kilolu , uzun saçlı kıvıcıkımsı bir şahıs mıydı acaba ?
Başlıktaki personelin tavrı çok yanlış da, bazı cevaplar da bir o kadar yanlış ve uçmuş.
"paran yoksa, almayacaksan uğraştırma" ve saygısız tavrı yanlış. Cevap olarak personele "senin maaşını ben veriyorum" tavrı daha da yanlış. Unutmayın o insanlar da ekmek parasının derdine ve gerçekten maaşlarını veren patronları da dahil o insanların sadece zamanını satın alıyor. O adamın kendini veya haysiyetini değil.
+1, aynen. Firma düzelsin istiyorsan 5 dk.'nı ayırır şikayet edersin. Yok ben uğraşamam dersen de alışverişi kesersin. Bu kadar basit. Belli bir duruştaki insana "senin maaşını ben veriyorum, ilgileneceksin" diye çıkışırsan işin sonunda adam "başlarım 3 kuruşuna" diyip döve döve dükkandan da atabilir...
"paran yoksa, almayacaksan uğraştırma" ve saygısız tavrı yanlış. Cevap olarak personele "senin maaşını ben veriyorum" tavrı daha da yanlış. Unutmayın o insanlar da ekmek parasının derdine ve gerçekten maaşlarını veren patronları da dahil o insanların sadece zamanını satın alıyor. O adamın kendini veya haysiyetini değil.
+1, aynen. Firma düzelsin istiyorsan 5 dk.'nı ayırır şikayet edersin. Yok ben uğraşamam dersen de alışverişi kesersin. Bu kadar basit. Belli bir duruştaki insana "senin maaşını ben veriyorum, ilgileneceksin" diye çıkışırsan işin sonunda adam "başlarım 3 kuruşuna" diyip döve döve dükkandan da atabilir...
Arkadaşım, hizmet sektöründe çalışan, hizmet verdiğini bilerek çalışacak, öyle bu devirde kimse kimseyi dükkandan atamaz. Atarsa da sonradan ceremesini çeker. Maalesef hizmet sektörü ülkemizde profesyonel olmadığı için bu amatör ve laubali durum otelcilik, turizm, lokanta ve nihayetinde enstruman satışında da karşımıza çıkıyor.
Ben bunu nerede dediğimi çıkaramadım. İlk sayfalarda da görüleceği gibi, durumu bildirmeyi, şirket politikasında düzelme olmazsa kişisel yaptırımı devam ettirmeyi savunuyorum.
Tekelleşme sizin söylediğiniz durum değil. Thomann, musicstore gibi 2 isim ve yanına vb. yazabiliyorsanız o tekelleşme değildir. Tekelleşmede rakip yoktur, aynen seneler öncesinin türk telekomu ya da turkcell'i gibi.
Kimse de melek değil ki rakibi olmadan durduk yere büyük indirimler yapsın.
Verdiğiniz örnek de "tekelleşmenin olmaması, üretici ve satıcıların rakiplerinin olması ürün fiyatlarını ve hizmet kalitesini yükseltir" tezinin örneği, yani benim söylediğim şeye örnek veriyorsunuz 🙂
Burdaki tanım hatalı "tekelleşme" sadece alternatifsiz bir markayı çoğunlukla kendine ait olandır, rakipsiz satma olayıdır. Perakende işinde bu olaya "büyüme" demek gerekiyor. Siz örneği oradan verdiğiniz için öyle açıkladım. dolayısı ile büyüebilmek ve alım gücünüzle daha yüksek kar marjlarına ulaşabilmek için hizmetlerinizi, kalitenizi iyileştirirsiniz.
Kadıköy Do-re şubesine geçtiğimiz haftalarda ben de uğramıştım. Şikayetimi firmaya bildirmek ve cevap alamamakla birlikte buraya da yazayım yeri gelmişken.
Kur sabitleme durumunu sorduğumda, daha doğrusu sormaya çalıştığımda ve lafımın ağzıma tıkılma durumunda aldığım cevap: "Heaa."
Spesifik gitar modeli sorduğumda aldığım cevap: "Yogh."
Gelir mi?: "Belli diiil uğrarsın 2 haftaya."
Hiçbir cevapta suratıma bile bakılmadı. 🙂
Kimin ne olduğu önemli değil, satıcıdır, müşteridir. İnsan ilişkilerinde, bahsedilen bu hareketler saygısızlıktan başka bir şey değil.
Kur sabitleme durumunu sorduğumda, daha doğrusu sormaya çalıştığımda ve lafımın ağzıma tıkılma durumunda aldığım cevap: "Heaa."
Spesifik gitar modeli sorduğumda aldığım cevap: "Yogh."
Gelir mi?: "Belli diiil uğrarsın 2 haftaya."
Hiçbir cevapta suratıma bile bakılmadı. 🙂
Kimin ne olduğu önemli değil, satıcıdır, müşteridir. İnsan ilişkilerinde, bahsedilen bu hareketler saygısızlıktan başka bir şey değil.
ilk defa do-re den alışveriş yaptım. ve son oldu. Blackstar id core 10 amfi adlım. içinden güç adaptörü çıkmadı. kutu içeriğine baktım, açılış videolarını izledim içinden laptop adaptörüne benzer bir güç kaynağı çıkması lazım. Ertesi gün aradım. bir kişi onların içinden 110 volta göre adaptör çıktığını söyledi. kutunun içinden o da çıkmadı deyince olsa işinize yarayacak mı dedi. ilgili birime söyleyeceğini belirtti. 2 saat sonra tekrar aradım ve satış görevlisi bir karışıklık olduğunu, kibarca özür dileyip parçayı göndereceklerini söyledi . neyse bugün kargo geldi. gönderdikleri parça bilgisayar monitörlerine takılan güç kablosu 🙂 adaptör falan yok ortada. 6,5v 2 Amperlik bir adaptör bulursak kullanıcaz amfiyi.
İnternet alışverişi ise, 14 gün içinde sorgusuz sualsiz iade hakkınız var. İade edin paranızı geri alın.
S
siyar
Ben de dün gittim. Mağazaya gitar almaya gittim. Adama dedim işte abi ben gitar denicem dedim. Adam yarım dakka suratını ekşitip baktı bana. Sonra inceden tırsıp ama satın alıcam yani dedim. Sonra kendine geldi 🙂 (Kadıköy Dore)
evet gönderilmeyen parça bu. ben göndereceklerini de zannetmiyorum artık. Çünkü, yanlış hatırlamıyorsam ismi Metin olan bir çalışan 220 volt çıkmadığını o yüzden göndermediklerini söyledi. sonra göndericez dediler gelen ürün de normal bir 220 volt güç kablosu.@ornapsen
Kutunun içinden şu şekilde adaptör çıkmalı.
İster 110 çıksın ister 220 sizden başka kimseyi bağlamaz, uygun aparatla ikisinde de çalışır veya bilgisayar power kablosu da yaraması lazım. fakat içinden eu normunda 220v priz çıkıyor.