Do-re Müzik Müşteri Ilişkileri Problemi

Lüks tartışmasına girmek gerçekten çok anlamsız zaten konu ile alakası da yok. Gelire göre demek te doğru değil. Bugün asgari ücretle geçinende de, işsiz öğrencide de iphone6 var. kaç para allah aşkına bu cihaz varmı 2,500TL den aşağısı?
Abi, onu bende anlamış değilim. Öğrencileri geçtim, aileleri alıyor telefonlarını genelde. Ama, maaşının 3-4 katı ederinde telefon kullanmak niye, bilmiyorum. Malesef günümüzde "statü" sembolü. Ama gel gör ki, bu telefonları üreten ülkelerde, veya teknolojik anlamda çok ileride olan ülkelerde yaşayanlar bu telefonları kullanmıyor. Adamlar, "+telefon ne için var?, -Arama yapabilmek için" mantığında olduğundan burada "takoz" denebilecek telefonlar kullanıyorlar.

Neyse konuyu dağıtmayayım, bu apayrı bir başlık olur yoksa. 🙂
 
Bir Turkrock klasiği olarak tabii ki konu bambaşka yerlere ve kısır döngüye girdi. Anlatmaya çalıştığım şeyler ise güme gitti. Söylemeye çalıştığım şey şu:

Müzik aleti toplum normlarına göre lüks tüketimdir. Piyasa rayici 1 TL olan ekmek zaruri tüketimdir. Makro marketlerden alacağınız 5 TL'lik baget ise lüks tüketimdir. Buradaki fark ise ekmeğe toplumun ihtiyacının olması, müzik aletine ise olmamasıdır. Daha biz o seviyede değiliz. Bireysel hissiyatınız ise sizi ilgilendirir, toplumun genelini bağlamaz.

Sunmaya çalıştığım şey ise bir çözüm yöntemi. Bende işe yarıyor. Satıcıya hakaret ederek ve hiç empati kurmayarak yolunuza devam edebilirsiniz. Bu sizin tercihiniz ama bir sonuca ulaştırır ve istediğinizi elde etmenize fayda sağlar mı? O da tecrübe ile belli olur.
 
Bir Turkrock klasiği olarak tabii ki konu bambaşka yerlere ve kısır döngüye girdi. Anlatmaya çalıştığım şeyler ise güme gitti. Söylemeye çalıştığım şey şu:

Müzik aleti toplum normlarına göre lüks tüketimdir. Piyasa rayici 1 TL olan ekmek zaruri tüketimdir. Makro marketlerden alacağınız 5 TL'lik baget ise lüks tüketimdir. Buradaki fark ise ekmeğe toplumun ihtiyacının olması, müzik aletine ise olmamasıdır. Daha biz o seviyede değiliz. Bireysel hissiyatınız ise sizi ilgilendirir, toplumun genelini bağlamaz.

Sunmaya çalıştığım şey ise bir çözüm yöntemi. Bende işe yarıyor. Satıcıya hakaret ederek ve hiç empati kurmayarak yolunuza devam edebilirsiniz. Bu sizin tercihiniz ama bir sonuca ulaştırır ve istediğinizi elde etmenize fayda sağlar mı? O da tecrübe ile belli olur.

Ben de genelde en azından kaç yıldır enstrüman çaldığımı, ne gibi tecrübeler edindiğimi anlatıyorum muhabbet sırasında, ki zaten artık tanıyorlar. Çünkü oraya enstrümanlara, ekipmanlara nasıl davranmasını bilmeyen de geliyor, tamamen nasıl kullanıldığını bilen de. Satıcının ise bunu uzaktan bakarak kestirmesi zor. Bu yüzden bilgili olduğunuzu gördüklerinde daha samimi ortam oluşabilir.
 
hikayemizi anlatınca daha mı saygılı davranıyorlar? o konuyu anlamadım. buyrun beyefendi demeye, sizli bizli konuşmaya mı başlıyor bunlar.

sorun samimiyet sorunu değil. saygı sorunu.
 
Abi, onu bende anlamış değilim. Öğrencileri geçtim, aileleri alıyor telefonlarını genelde. Ama, maaşının 3-4 katı ederinde telefon kullanmak niye, bilmiyorum. Malesef günümüzde "statü" sembolü. Ama gel gör ki, bu telefonları üreten ülkelerde, veya teknolojik anlamda çok ileride olan ülkelerde yaşayanlar bu telefonları kullanmıyor. Adamlar, "+telefon ne için var?, -Arama yapabilmek için" mantığında olduğundan burada "takoz" denebilecek telefonlar kullanıyorlar.

Neyse konuyu dağıtmayayım, bu apayrı bir başlık olur yoksa. 🙂

Ben kullanmıyorum. evimde yada gittiğim biryerde mutlaka bilgisayar var. Bir mesajı anında görmeyeyim, bir maili 3 saat sonra yanıtlayayım ne kaybederim.? iş amacıyla kullansak farklı olur o zaman da şirket vermişse kullanırım. Bizde durum öyle değil işte . Dediğin gibi bizim toplumda sosyolojik olarak çevresine arkadaşlarına kendini ıspatlama, statü edinme ihtiyacının bir yansıması bu tip şeyler. Kullanmayı bilmiyor, safaride arama yapamıyor 2,500TL vermiş telefona. ama ben gitar çalıyorum aynı şeymi ? hangisi gereksiz harcama?
 
Ben de genelde en azından kaç yıldır enstrüman çaldığımı, ne gibi tecrübeler edindiğimi anlatıyorum muhabbet sırasında, ki zaten artık tanıyorlar. Çünkü oraya enstrümanlara, ekipmanlara nasıl davranmasını bilmeyen de geliyor, tamamen nasıl kullanıldığını bilen de. Satıcının ise bunu uzaktan bakarak kestirmesi zor. Bu yüzden bilgili olduğunuzu gördüklerinde daha samimi ortam oluşabilir.

Satışta kişiye göre , bilene göre iyi hizmet sunulur diye birşey yok. Siz neden böyle bir beklenti- adiliyet algısı içindesiniz ?
İşte bu konunun açılmasının nedeni olan kötü davranışların temelinde de satıcının kafasında kurduğu aynı yargılama var.

Bir düşünün bakalım; daha önce eline gitar almamış, hiç bilgisi olmayan biri aslında sizin en değerli müşteriniz değilmidir?
 
Satışta kişiye göre , bilene göre iyi hizmet sunulur diye birşey yok. Sizin neden böyle bir beklentiniz- adiliyet algınız var? Bu konunun açılmasının nedeni olan davranışların temilinde de işte tam olarak da bu yargılama var.

Bir düşünün bakalım; daha önce eline gitar almamış, hiç bilgisi olmayan biri aslında sizin en değerli müşteriniz değilmidir?

Anlatmak istediğim, hiç eline gitar almamış birine gidip de Gibson Custom Shop gibi bir gitar vermezler. Ancak kendinizi tanıttığınızda, ve denemek istediğinizi söylediğinizde "bu müşteri nasıl davranması gerektiğini biliyordur" düşüncesiyle denetebilirler o gitarı. Tabi müşterinin ne kadar doğru söylediği de ayrı bir soru işareti olacaktır burada. Bunu anlatmaya çalıştım. Yoksa daha ilk gitar alışım dün gibi aklımda. Tünel Zuhal Müzik'te, Özcan Erkişi'den almıştım gitarımı ve daha öncesinde hiç gitara el sürmemiştim. Bana bütçeme uygun gitarları gösterip denetmişti, ve bir adet Ibanez GRG121 almıştım. Tabi ön araştırmalar sonucunda edindiğim bilgilerle gözüm Gibson'ın İbanez'in üst modellerine kayıyordu şıklıkları nedeniyle. Bu durumu gören Özcan abi; biraz öğrendikten sonra gel, denersin onları da demişti.

Samimiyet kelimesi bir önceki postumda yanlış olmuş, afedersiniz. Yoksa bunu anlatmak istiyordum.
 
Anlatmak istediğim, hiç eline gitar almamış birine gidip de Gibson Custom Shop gibi bir gitar vermezler. Ancak kendinizi tanıttığınızda, ve denemek istediğinizi söylediğinizde "bu müşteri nasıl davranması gerektiğini biliyordur" düşüncesiyle denetebilirler o gitarı. Tabi müşterinin ne kadar doğru söylediği de ayrı bir soru işareti olacaktır burada. Bunu anlatmaya çalıştım. Yoksa daha ilk gitar alışım dün gibi aklımda. Tünel Zuhal Müzik'te, Özcan Erkişi'den almıştım gitarımı ve daha öncesinde hiç gitara el sürmemiştim. Bana bütçeme uygun gitarları gösterip denetmişti, ve bir adet Ibanez GRG121 almıştım. Tabi ön araştırmalar sonucunda edindiğim bilgilerle gözüm Gibson'ın İbanez'in üst modellerine kayıyordu şıklıkları nedeniyle. Bu durumu gören Özcan abi; biraz öğrendikten sonra gel, denersin onları da demişti.

Samimiyet kelimesi bir önceki postumda yanlış olmuş, afedersiniz. Yoksa bunu anlatmak istiyordum.

Bireysel sıcak satışta yargılamak yoktur. Kişilere sorular sorarsınız ve seviyesini anlamaya çalışırsınız, ona göre çözümler üretirsiniz, bunun adı ilgi ve karşınızdakinin ihtiyacına göre yardımcı olmaktır.
Size soru soran birine cevap vermeye bile tenezzül etmemeniz başka birşey...
 
@Can Temtek benim anlatmak istediğim herkesin iyi muamele görmek için bir adet "özcan abi" edinmek zorunda olmadığı. tabi ki bir işyeri bazı gitarları hop diye kucağınıza vermek istemeyebilir. ben buna hiçbir şey diyemem.

en basitinden malların üçüncü kişilere icaba davet yoluyla satışa sunulduğu yerler bu dükkanlar. insan ilişkilerinde belirli bir asgarinin sağlanması lazım. torbacı ağzıyla müzik aletleri (herhangi bir şey de olabilir 3000 euroluk gitar değil de don lastiği bile olabilir) satılan yerlerden alışveriş yapılmaması gerekiyor bence. bir işyerinde bu davranış biçimi oturmuşsa, patron bunu düzeltmek adına bir şey yapmıyorsa ortada bir sıkıntı var demektir. zaten asıl sorun gitar denedik deneyemedik sorunu değil, tavır davranış. bir usul bir adab olmalı.
 
bu işten hayatını kazanmayan bizler bile müzik aleti alırken satarken birbirimizle saygı çerçevesinde konuşuyoruz. bu işten ekmek yiyen insanların böyle şeylere dikkat etmemesi garip.
 
@Can Temtek benim anlatmak istediğim herkesin iyi muamele görmek için bir adet "özcan abi" edinmek zorunda olmadığı. tabi ki bir işyeri bazı gitarları hop diye kucağınıza vermek istemeyebilir. ben buna hiçbir şey diyemem.

en basitinden malların üçüncü kişilere icaba davet yoluyla satışa sunulduğu yerler bu dükkanlar. insan ilişkilerinde belirli bir asgarinin sağlanması lazım. torbacı ağzıyla müzik aletleri (herhangi bir şey de olabilir 3000 euroluk gitar değil de don lastiği bile olabilir) satılan yerlerden alışveriş yapılmaması gerekiyor bence. bir işyerinde bu davranış biçimi oturmuşsa, patron bunu düzeltmek adına bir şey yapmıyorsa ortada bir sıkıntı var demektir. zaten asıl sorun gitar denedik deneyemedik sorunu değil, tavır davranış. bir usul bir adab olmalı.
Durum çoğu zaman dediğiniz gibi maalesef ama o zaman ihtiyaçlarımızı nasıl karşılayacağız? Açık konuşayım siz öyle düşünmüyor olabilirsiniz ama ben internetten veya Amerika, Almanya'dan amfi, gitar getirmedeki riski hiç göze alamam. Ha siz alabilirsiniz, hatta başınıza hiçbir kaza da gelmeyebilir fakat çoğu benim gibi insan burada deneyerek, görerek elden alış-veriş yapma taraftarı.

Tabi ki her işte bir edep, adap olmalı, bu adamlar hala tutuyor çünkü benim gibi çok insan var Türkiye'de. Gerçekten kaliteli, işini adam gibi yapan insanlar bu sektöre girmedikçe de bu adamlar bize yaptıkları kazıkla hak ettiklerinin çok daha fazlasını kazanmaya devam edecekler.
 
1996 yılı, 23 yaşımdaydım, Tünel'de Zuhal Müzik'in o tarihlerde yeni açtıkları meydandaki mağazasında Crate amfilere bakıyordum.. Benimle orada çalışan Ferruh diye gayet iyi gitar çalan bir arkadaşım ilgileniyordu.. Derken Erkan Oğur girdi mağazaya, ortalık sessizleşti, Crate marka akustik gitar amfisi denemeye gelmiş.. İlgi-alaka, önüne dizdikleri amfiler, denerken uzaklaşıp rahat bırakmalar filan.. O an idrak yollarım açıldı, müzik mağazasında müşteriye yaklaşımın nasıl olması gerektiğinin zirvesi ortadaydı.. Bunun yarısını gündelik müşteriye uygulasalar bu şikayetlerin hiçbirisi olmaz ya, patronlar satış yapamayan elemanı tutmaz pek, satışı iyi olanı da el üstünde tutar.. Elemanlar alıcı olmayanla uğraşmak istemezler.. İyi tutumun uzun vadede getirecekleri umurlarında değildir bu yüzden..

Babam da, ben de doğma büyüme Beyoğlu'luyuz.. Tünel'e bir iki sokak altta Müellif sokaktaydı doğduğumda ilk evimiz.. Babam da birkaç enstruman çaldığı için tanırdı oradaki esnafı, bazıları eski arkadaşıydı.. Yani hep oralardaydım.. Buna rağmen orada mağazalarda ukalalığa dayanamayarak küfür ederek çıktığım günleri bilirim.. Squire Fenderlerin Headstockları değiştirip USA Fender diye sattıklarını da bilirim, oradaki eski esnaflar da bilirdi bunu ya dışarıdan çok az insan bilir.. Oraya giripte 3 ay çalışan kendini hakikaten rockstar sanardı, yukarıda bir arkadaş yazmış hala bu durum devam ediyor diye.. İster istemez gardını alıp giriyor insan o mağazalara.. Şimdilerdeyse bu tutumlardan sıkıldığım için sadece sahibini ya da çalışanlarını tanıdığım mağazalara giriyorum ya da internetten alıyorum ufak alışverişimi, tel filan.. Vaktiyle şimdinin luthierı Fatih Yılmaz Lay lay Lom'da çalışırdı, daha çocuk sayılırdı gerçi ilk başladığında, Emre vardı gitarist sonra Pera'ya geçmişti, Sertaç Pera'daydı, şimdi konservatuar'da hoca.. Ekin çalışıyordu Do-re'de, belki hala oradadır.. İlkay abi Zuhal'deydi, Ferruh ta tabi.. Kıvılcım'da Vecdi abi ve Faruk vardı o zamanlar.. Bunlar hep gide gele arkadaş olduğum insanlar, çoğuyla da iletişimim sürer hala..

Tünel'de vs yerlerde patronlar elemanlarının ne halt ettiğini gayet iyi biliyorlar, kurumsallaşmayı hala idrak edememişler, internet sitesi yapmayı iş zannediyorlar.. Piyasa eğer memnuniyetsizliğini alışverişi keserek belli etmezse birşey olacağı da yok ama adamları etkileyecek bir etki yaratmak ta pek olanaklı değil.. İstanbul'da saysan 3-4 büyük firma var ve tekel gibiler zaten.. Böyle şikayetlerin paylaşımı işlerini belki %3-5 etkiler, belki etkilemez..

@Single_FACTOR 'un çalıştığı firmaları biliyorum, satış ve müşteri memnuniyeti konusundaki iş deneyimi de oldukça fazla.. Arkadaşlığımız 1998'den beri olsa gerek ve o zamanlar ortamımız uygundu, beraber çalardık filan, oldukça yakındık 🙂 O zamanlar da büyük bir firmada mağaza müdürü pozisyonunda çalışırdı, sağolsun bizi çok yedirip, içirmiştir..
 
Son düzenleme:

Geri
Üst