Ego Yeterliliği

Bu forumdan hala umudumuzun olmasını sağlayan güzel düşünceler, ben de bir süredir benzer şeyleri benzer tartışmalı başlıklarda dilim döndüğünce anlatmaya çalışmıştım, sonuçta forum katılan insanlardan oluşuyor, hepimiz insanız, ortak bir noktada buluşup amacımızın üzüm yemek olduğu güzel bir ortam yaratılmasına katkı verebiliriz. Olumlu düşünceler için ben kendi adıma teşekkür ediyorum, bilgi-düşünce alışverişi için resmen ideal bir düzlem tarif edilmiş.
Ben teşekkür ederim asıl ne güzel dilekler bunlar. 🙏🏼
 
Bu 18-30 yaş arası nesil maalesef oldukça şanssız bazı konularda.

Çocuklukları ve gençlikleri siyasi gerilimlerle, pandemiyle, darbelerle ve envai çeşit garip küresel ve yerel olaylarla geçmiş.

Biraz büyüyünce de kendilerini bir anda ekonomik güçlüklerin ve işsizliğin ortasında buldular.

Bahar festivali vs nedir onu bile bilmiyorlar. Sosyal medya tarafından şekillendiriliyorlar.

Bu yüzden hep gerginler ve tolerans seviyeleri çok düşük. En ufak şamatada hemen pes edip masayı dağıtıyorlar. Mental olarak da maalesef yaşlarına göre daha fazla yıpranmış ve yaşlı oldukları için her zaman suçlayacak birini arıyorlar.

Bu da her mecraya yansıyor. Hemen gerginlik çıkıyor.

A-abi abi yapmayın, hiç öyle değil. Artık vazgeçin şu gençlerin 'travmatize edildiler, hiçbir şeyleri olması gerektiği gibi değil' kafalarından ya. Gidin Sena Şener başlığına yazılan yorumlara bakın bakalım kadına o iğrenç ithamları yapanların yaşları +40 mı yoksa -30'mu. Mecradaki gerginliğin tek sebebi iki tane genç çocuğun gelip soru sorması olarak göstermeniz gerçekten inanılmaz. Gerginliğin en büyük sebebi aynı kafadaki 5 kişinin sürekli başkalarını sindirme iç güdüsü, başka bir şey değil.
 
Millet olarak her şeyi çok bilen bir milletiz. Her konuda taraf olmaya bayılırız. Bir türlü şunu anlayamadık. Her konu futbol değil. Her konuda futbol takımı tutar gibi taraf olamazsın.

Futbol takımları bir müsabakada yarışır. Biri kazanır. Abi müzik türleri takım mı? Gitaristler futbolcu mu? Birbirleri ile maç mı yapıyor? Black metal sevmem. Ama Blues Black Metali döver demem. Herkesin bir tarafı olmuş. Kendi beğendiğini en iyisi diye vuruyor egoyu. Şu gitarist şundan iyi. Yok şu çalım türü daha zor olduğu için en iyiler bundan olur. Yarıştırmayın abi.
 
1740635834326.webp


Gencine de yaşlısına da şunu demek lazım ama işte 10 kişinin birine belki yardımcı oluruz, bir şey paylaşırız ve hatta belki öğreniriz bile diyerek takılıyoruz forumda 🙂
Arada sert çıktıklarımız da olacak, sert olmasa bile birilerini rahatsız ettiğimiz düşünülüp bize de saldırılacak... var bunlar. Yazmaya, paylaşmaya, üretmeye devam. Hep diyorum, belki sabrı az, belki tarzı sert ve köşeli tepkilerim oluyor ama sen kişisel olarak hakaret ettin ya da bana saldırdın diyen de buyursun beri gelsin görelim var mıymış öyle bir kişi.... Bu aşırı hassasiyet de bir o kadar rahatsızlık.
Git araştır, aynı şey 10 kere yazıldı lafını bin kere kullanmış olabilirim ama birisine ohoo bunu da soracaksan bırak git çalma dediğim bir örnekle gelin bana, enine çizgili t-shirt giyip sokakta gençlerin telefonunu isteyecem söz.
 
Bence gayet iyi niyetli bir bakis acisi.. Sonsuz saygi duyarim... Benim tek takildigim nokta su... O mesaja girip alay etmenin manasini bulamiyorum. Bana hitap etmiyorsa cevap vermem gecerim.. Ben o mesaj veya baslikla alay edince, sert cevap verince illa ki karsidan da bir cevap gelecek... İs kavgaya donusecek... Madem bu kadar tecrubeliyiz, madem biz olgunuz, sureci yonetenin de bizim olmamiz gerekmez mi ? Cok basit bir is... Baktin ki mesaj ve baslik sana hitap etmiyor yazma 🙂 Ne kalp kir, ne kalbini kirdir... Benim dusuncem bu yonde... Şunu da ayrica beyan edeyim. Forumdan kimse ile bir sorunum yok. Ayristirma,kiyaslama,otekilestirme,lincleme,ayiplama, kusur arama derdinde de degilim. Herkes benim icin esit mesafededir. Benimle ortusmeyen fikirlere de ,bakis acilarinada saygim mevcut.. Keske herkesin birbirini yuzyuze tanima ve oturup konusma sansi olsaydi.. Guzel anlasirdik muhtemelen...
Aynen katılıyorum, hatta yakın zamanda yine tipik sıkıntılı bir konuda:


Bu şekilde yazmıştım ve yine tipik tepkiler gelmişti:
"Ancak zurnanın zırt dediği yer şurası. Abicim, baktınız konu hafiften dalga geçiyor, bir terslik var. Çaresi basit, hiçbir şey yazmayın. Samimi olduğuna inanan arkadaşlar yardımcı olmaya çalışsın, gerisi sussun. Kimse inanmıyorsa yapacak bir şey yok. Yani karşı taraf dalga geçiyor diye oturup koskoca adamların başlıkta geyik yapması bana her zaman garip geliyor. Sürü mantığı işte, yukarda bahsettim."
 
Aynen katılıyorum, hatta yakın zamanda yine tipik sıkıntılı bir konuda:


Bu şekilde yazmıştım ve yine tipik tepkiler gelmişti:
Yine öz eleştiri konusu...mesela ben de "Tavuk değilde horoz gibi ötmeye başladıysa ve erken öttüğünü düşünüyorsanız baş kısmını kesmeniz gerekir." yazmışım. Ne gerek var bunu yazmaya. İşte takıldığım konu burası. Kendimde de bunu aradım mesela. Buldum, artık yok.
 
Allah'ınız varsa gidin yatın ya. Ya da neye inancınız varsa. Su siteye ne zaman girsem 2 tane numunenin (sadece 2) serzenisli yazilarina-konularina denk geliyorum. Sorsan çoluk çocuk sahibidirler eminim..
17-18 yaşındaki çocuklarla sidik yaristirma derdinde ikisi de. Yok aynı konular açılıyor, yok duman tonu, yok bana tü kaka dedi yönetim uyuyor mu..
Girme babacim girme, silah mi dayiyorlar girip cevap yazdırmak için. Aynı konular mi denk geliyor? Girme.. yazma cevap..
Yazacak olan varsa yazar akıl verir zaten.
Yok ben yine yazacam.. yazacaksan da bunu sürekli dile getirme o zaman.. yani kendi kendinize garip misyonlar edinip sonra bundan şikayet etmek neyin kafası bilemedim ki??
Oyun parkına çevirmissiniz iyice buraları. Işiniz mi yok anlamadım ki? Hani bakınca buyuksehirde yasiyorsunuz. Nasıl bir boşluk nasıl bir yokluktasiniz çözemedim.. lafı yiyince de blokladim blokladim Ehe Ehe diye marifetini söylüyor =)))
 
Kendi zihinsel gelişim sürecini tamamlamış insanların, toplumdan yeterli ilgiyi görememiş, beklentilerini karşılamamış olması da doğaldır. Türkçe sade ve net bir dildir. Kendi bildiğini kanun diye baskılayıp, yanlışlarına itiraz geldiğinde " benim sahnem var, benim tecrübem var " diye bangır bangır bağıran kişi aslında kendini muhakeme edemeyen ve sorgulayamayan insandır. Tabi ki bunda ego tatmini de önemli.

Konunun temeli aslında tamamen farklı bir noktadan kaynaklanmakta. Çoğunuzun bildiği gibi erkek aslan tektir. Neden ? tabi ki testisleri ve hormonları yüzünden. Erkek aslan o kadar testesteron doludur ki temel güdüleri ile sıkışıp kalmıştır. Başka bir testesteron kokusu onun için savaş ve ölüm demektir. Ama o erkek aslan üç dk koşacak ve av yakalayacak durumda değildir - "erkek" aslan diye övgü düzülen yaratık o kadar zavallıdır işte kimse bunun farkında değildir. O yüzden avlar olması gereken şekilde bir grup, topluluk dayanışması ile bir araya gelen dişiler tarafından temin edilir.

Özetle ne kadar hayvansak testesteronumuz o kadar yüksek ve uyumsuzluğumuz da o kadar fazla olur. Bazı tarihçi- sosyal bilimciler bu günkü halimizin doğal seleksyona bağlı olduğunu söyler. Yüksek testesteronlu bireyler yalnız kalmak, kendi aralarında çatışarak birbirlerini yok etmek, uyum sağlayamayarak ya da vahşi tekilliklerinde vahşi canlılara yem olmak suretiyle elenmiştir. Geri kalan biz daha az testesteronlu nesil ise bu etkiden sıyrılıp daha uzlaşmacı uyumlu ve topluluk içinde dayanışmaya dayalı hayatlarımızı sürdürebilmişizdir.

Türkiye zeka ortalaması 85-90 arası iken ve bizde de bu kadar testesteron taşan "erkek aslan" varken çok da beklentiye girmemek lazım... Ünlü bir düşünürün çok sevdiğim bir sözü vardı bataklıkta gül bahçesi bitmez, toprağı neyse ürünü de o olur diye.

Düzeliriz falan diyorlar da, onun için de aklı başında üç nesil gerekiyor nereden baksanız bize yetişmez....
 
Konunun temeli aslında tamamen farklı bir noktadan kaynaklanmakta. Çoğunuzun bildiği gibi erkek aslan tektir. Neden ? tabi ki testisleri ve hormonları yüzünden. Erkek aslan o kadar testesteron doludur ki temel güdüleri ile sıkışıp kalmıştır. Başka bir testesteron kokusu onun için savaş ve ölüm demektir. Ama o erkek aslan üç dk koşacak ve av yakalayacak durumda değildir - "erkek" aslan diye övgü düzülen yaratık o kadar zavallıdır işte kimse bunun farkında değildir. O yüzden avlar olması gereken şekilde bir grup, topluluk dayanışması ile bir araya gelen dişiler tarafından temin edilir.

Hocam şimdi mesaja katılıyorum ama aslanlar bağlamındaki örneklerde hatalar var, bir belgesel sever olarak bunları saptamam gerek aman tartışmak için yazmıyorum arada gümbürtüye gitmesin sadece 🙂

Erkek aslanların avlanamaması güçleri ile ilgili bir sorundan değil yeleleri ile ilgili sıkıntıdan ortaya çıkıyor. Yine de gerektiğinde avlanabiliyorlar (hatta büyük avlarda devreye girebiliyorlar) ama tercih etmiyorlar çünkü görevleri diğer erkek aslanlardan sürüyü korumak, bu doğanın kanunu güçlü genleri taşımak için güçlü erkekler liderlik ediyor ve güçten düşünce diğer erkeklere yem oluyor ve yavruları öldürülüyor.

Dikkat ederseniz erkekler dedim çünkü yaygın şekilde 2-3'lü erkek aslan grupları sürüye liderlik edebiliyor. Genelde kardeş erkek aslanlar bunlar ve aralarında anlaşarak benzer genleri daha güçlü şekilde taşımış oluyorlar. Durum tam tahmin edeceğiniz gibi yani...

Yani sorun organizasyonu sağlayabilmek ya da bencillikle alakalı, aslanlar organize olabilen nadir kedigillerden, mesala jaguar dostlarımızın böyle derdi pek yok. Tek takılıyorlar erkek etrafta dişi arıyor, dölleyip kaçıyor ama arada yavrusunu da ziyaret ediyormuş, bu da ilginç bir sahneydi. Tabii yine de aslanlar gibi sürü halinde takılmıyorlar. Onların olay daha tırmanmaya yönelik olduğu için sağlam şekilde avlanıp avını korumak için ağaç tepelerine çıkartıyorlar. Yani korumak için kas gücüyle organize olmalarına bir nevi gerek kalmıyor.

Ama tabii tüm evrimsel süreç, çözümü bulmuş canlıların hayatına devam ettiği bulamayanların elendiği şekil olduğu için sorunu erkeklikte görmemeliyiz, sorun bencillikte 🙂 Dişiler bu konuda daha işbirliğine açık ve yavrularının devamı için gereken fedakarlıkları daha çok yapıyorlar ama erkek aslan olmasa ya da yavrularını koruyacak kadar güçlü olmasa zaten bir yerde sürü yok olacak demektir.

Yani evrimsel olarak yüksek testosteronun elendiğine dair kaynağınız varsa incelemek isterim, ilginç bir konu ama aslanlar özelinde konu öyle değil. Bonobo maymunu sevimli dostlarımız var, hormondan testosterondan patlamak üzereler ama sorunları savaşarak değil sevişerek çözüyorlar mesela. Bu da tam tersi bir örnek.
 
Son düzenleme:
Gelişim uzmanı olmak böyle bir şey olmalı. Bu vasfa sahip olanlar bir anda gelişebiliyor / evrimleşebiliyor sanırım...

4-5 ay önce daha amfinin ne olduğu hakkında bilgisi olmayıp tavsiye isteyenlerin; bu kadar sürede oldum - piştim havasına girip on yıllarını mesleğinde, enstrümanında harcayanlara işini öğretebileceğini, ayar verebileceği seviyeye eriştiklerini düşünmeleri Ego tanımlamasının net bir teşhisidir.
 
Son düzenleme:
Hocam şimdi mesaja katılıyorum ama aslanlar bağlamındaki örneklerde hatalar var, bir belgesel sever olarak bunları saptamam gerek aman tartışmak için yazmıyorum arada gümbürtüye gitmesin sadece 🙂

Erkek aslanların avlanamaması güçleri ile ilgili bir sorundan değil yeleleri ile ilgili sıkıntıdan ortaya çıkıyor. Yine de gerektiğinde avlanabiliyorlar (hatta büyük avlarda devreye girebiliyorlar) ama tercih etmiyorlar çünkü görevleri diğer erkek aslanlardan sürüyü korumak, bu doğanın kanunu güçlü genleri taşımak için güçlü erkekler liderlik ediyor ve güçten düşünce diğer erkeklere yem oluyor ve yavruları öldürülüyor.

Dikkat ederseniz erkekler dedim çünkü yaygın şekilde 2-3'lü erkek aslan grupları sürüye liderlik edebiliyor. Genelde kardeş erkek aslanlar bunlar ve aralarında anlaşarak benzer genleri daha güçlü şekilde taşımış oluyorlar. Durum tam tahmin edeceğiniz gibi yani...

Yani sorun organizasyonu sağlayabilmek ya da bencillikle alakalı, aslanlar organize olabilen nadir kedigillerden, mesala jaguar dostlarımızın böyle derdi pek yok. Tek takılıyorlar erkek etrafta dişi arıyor, dölleyip kaçıyor ama arada yavrusunu da ziyaret ediyormuş, bu da ilginç bir sahneydi. Tabii yine de aslanlar gibi sürü halinde takılmıyorlar. Onların olay daha tırmanmaya yönelik olduğu için sağlam şekilde avlanıp avını korumak için ağaç tepelerine çıkartıyorlar. Yani korumak için kas gücüyle organize olmalarına bir nevi gerek kalmıyor.

Ama tabii tüm evrimsel süreç, çözümü bulmuş canlıların hayatına devam ettiği bulamayanların elendiği şekil olduğu için sorunu erkeklikte görmemeliyiz, sorun bencillikte 🙂 Dişiler bu konuda daha işbirliğine açık ve yavrularının devamı için gereken fedakarlıkları daha çok yapıyorlar ama erkek aslan olmasa ya da yavrularını koruyacak kadar güçlü olmasa zaten bir yerde sürü yok olacak demektir.

Yani evrimsel olarak yüksek testosteronun elendiğine dair kaynağınız varsa incelemek isterim, ilginç bir konu ama aslanlar özelinde konu öyle değil. Bonobo maymunu sevimli dostlarımız var, hormondan testosterondan patlamak üzereler ama sorunları savaşarak değil sevişerek çözüyorlar mesela. Bu da tam tersi bir örnek.
birkaç yayın var özelden mesaj atarsanız mail adresinize yollayabilirim. Kedigiller ter bezleri oldukça kısıtlı olan hayvanlar, her ne kadar çöl ikliminde uzman olsalar da sıcak kanlı olmaları itibrıyla termoregülasyonun kısıtlı olması çok büyük dezavantaj. Tek başına bir kedinin sarfettiği efor hipertermiye girerek onu öldürecek seviyeye ulaşabilir. o yüzden en hızlı kedilerin bile koşma süreleri çok kısıtlıdır. Dişi aslanlar grup halinde çalışarak bunu başarıyorlar. erkek aslanın ise ava katılması oldukça nadir- yorulmamalı yaralanmamalı vs.. Ya büyük bir av olması ya da tek başına olması.
gerekiyor. Konuda aslında temel nokta aslanın testesteron yüzünden kendi hemcinsleri ile sosyal anlamda bir topluluk oluşturamıyor olmasıydı. (Dişiler avda olduğu gibi çocuk bakımında da sosyal paylaşım diyebileceğimiz kavramlar üzerinde uyumlular ) Dediğinizde haklısınız erkek aslanların nadiren de olsa kendi akrabaları ile erkek erkeğe ava çıktığı da yazılıyor.

konuyla ilgili biyolojik ve davranışsal yazılardan elimde hazır olanların doi numaralarını aşağıya koydum. vakti ilgisi olan varsa bakabilir.

DOI: 10.1016/j.neubiorev.2004.12.007
DOI: 10.1111/j.1467-9280.1990.tb00200.x
DOI: 10.1016/j.neuroscience.2014.11.029
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2019.04.001
DOI: 10.1086/285134
DOI: 10.1098/rstb.2009.0010
DOI: 10.1016/S1359-1789(00)00032-X
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2010.12.002
DOI: 10.1017/S0140525X98001228
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2006.07.001
 
Son düzenleme:
birkaç yayın var özelden mesaj atarsanız mail adresinize yollayabilirim. Kedigiller ter bezleri oldukça kısıtlı olan hayvanlar, her ne kadar çöl ikliminde uzman olsalar da sıcak kanlı olmaları itibrıyla termoregülasyonun kısıtlı olması çok büyük dezavantaj. Tek başına bir kedinin sarfettiği efor hipertermiye girerek onu öldürecek seviyeye ulaşabilir. o yüzden en hızlı kedilerin bile koşma süreleri çok kısıtlıdır. Dişi aslanlar grup halinde çalışarak bunu başarıyorlar. erkek aslanın ise ava katılması oldukça nadir- yorulmamalı yaralanmamalı vs.. Ya büyük bir av olması ya da tek başına olması.
gerekiyor. Konuda aslında temel nokta aslanın testesteron yüzünden kendi hemcinsleri ile sosyal anlamda bir topluluk oluşturamıyor olmasıydı. (Dişiler avda olduğu gibi çocuk bakımında da sosyal paylaşım diyebileceğimiz kavramlar üzerinde uyumlular ) Dediğinizde haklısınız erkek aslanların nadiren de olsa kendi akrabaları ile erkek erkeğe ava çıktığı da yazılıyor.

konuyla ilgili biyolojik ve davranışsal yazılardan elimde hazır olanların doi numaralarını aşağıya koydum. vakti ilgisi olan varsa bakabilir.

DOI: 10.1016/j.neubiorev.2004.12.007
DOI: 10.1111/j.1467-9280.1990.tb00200.x
DOI: 10.1016/j.neuroscience.2014.11.029
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2019.04.001
DOI: 10.1086/285134
DOI: 10.1098/rstb.2009.0010
DOI: 10.1016/S1359-1789(00)00032-X
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2010.12.002
DOI: 10.1017/S0140525X98001228
DOI: 10.1016/j.yhbeh.2006.07.001
Kınıyorum sizi madem doi veriyorsunuz, neden yanına bir güzelllik yapıp sci-hub vermiyorsunuz 😁😁😁😁
 
4-5 ay önce daha amfinin ne olduğu hakkında bilgisi olmayıp tavsiye isteyenlerin; bu kadar sürede oldum - piştim havasına girip on yıllarını mesleğinde, enstrümanında harcayanlara işini öğretebileceğini, ayar verebileceği seviyeye eriştiklerini düşünmeleri Ego tanımlamasının net bir teşhisidir.
birisini işaret ederek demiyorum ama bu forumun da ülkenin de en büyük sorunlarından biri bu...
altı boş kuru özgüven...
yaşayarak, görüp, dinleyerek, tecrübeyle değil de çok övüyollaa, tam bir F/P ürünü hojam düzeyinde hamdım, piştim ama daha olamadım kafası ile herkese akıl öğretip had bildirmek...
mesela şu cümleyi duymak imkansız gibi: "siz daha iyi bilebilirsiniz belli ki tecrübe etmişsiniz ama bence şu da olabilir"... hayır onun yerine egodan tut, karakter bozukluğuna kadar her türlü saldırı var ...
bu arada sadece "yeniler" değil elbette agresif, çözümsüz ve iletişimi zor "eskiler" yok mu, elbette var hatta ben bile listede üstlerdeyim eminim, burada defalarca yazdım sevmeyenim çoktur forumda ama olaylara objektif gözle ve kişiselleştirmeden bakarsak değerlendirmem bu şekildedir.
 
birisini işaret ederek demiyorum ama bu forumun da ülkenin de en büyük sorunlarından biri bu...
altı boş kuru özgüven...
yaşayarak, görüp, dinleyerek, tecrübeyle değil de çok övüyollaa, tam bir F/P ürünü hojam düzeyinde hamdım, piştim ama daha olamadım kafası ile herkese akıl öğretip had bildirmek...
mesela şu cümleyi duymak imkansız gibi: "siz daha iyi bilebilirsiniz belli ki tecrübe etmişsiniz ama bence şu da olabilir"... hayır onun yerine egodan tut, karakter bozukluğuna kadar her türlü saldırı var ...
bu arada sadece "yeniler" değil elbette agresif, çözümsüz ve iletişimi zor "eskiler" yok mu, elbette var hatta ben bile listede üstlerdeyim eminim, burada defalarca yazdım sevmeyenim çoktur forumda ama olaylara objektif gözle ve kişiselleştirmeden bakarsak değerlendirmem bu şekildedir.
Mütevazi olmak olmak güzeldir, ama toplumda karşılığı sadece "aha bilmiyor kemküm etmiş" olarak kalıyor.

İnsanın hata yapınca da mütevazi olması , bunun doğal olduğunu ve herkesin başına gelebilecepini bilmesi lazım. Çok net yanlışa yanlış denir. Sahnede çaldığım çok gitarist oldu. İyisini de kötüsünü de gördüm, ama bir konuda hata yapmış olmayı algılamayıp, diğer başlıklara verdiğim yanıtların altına laf yetiştireni görmemiştim doğrusu. Ego böyle birşey olsa gerek...
Bilmediğimi bilmediğim zaman söylüyorum yazıyorum, çok yazmışımdır gitar tecrübem yok diye, ama toplumun her konuda olduğu gibi iletişim, zeka, kişilik gibi konularında da kendi norm eğrileri var ve bu tip varlıklarla muhattap olmak zorunda kalıyoruz.
 
Son düzenleme:
Mütevazi olmak olmak güzeldir, ama toplumda karşılığı sadece "aha bilmiyor kemküm etmiş" olarak kalıyor.

Bir tavsiyede ya da konu ile ilgili bilgi paylaşımı yaparken; kimse, kimseye "-aha bilmiyor" demiyor.

@solitude71 in tam da tanımladığı gibi bu "F/P karakterler"; (biz "Egoist" oluyoruz ya, bunlara da bir isim verelim) "-o öyle değil, -Git öğren, -aç oku, -tecrübe etmişsin ama için boş, -iletişim, zeka, beyin, kişilik" gibi zırvalar ile geldiğinde, doğal olarak bilmediğine pişman etme durumu oluşuyor. Ne olacaktı?
"-Bu tip varlık demiş" mesela. Sana atış serbest öyle mi? Böyle adamlara mütevazi mi olalım? Neden ki? Hak ediyor mu bunu? Sonra biz "egoist"...
diğer başlıklara verdiğim yanıtların altına laf yetiştireni görmemiştim doğrusu. Ego böyle birşey olsa gerek...
Bak bunu diyorsan önce kendin yapmayacaksın "f/p kişisi".
 
Son düzenleme:

Geri
Üst