Melankoli Nedir, Ne Değildir?

Melankoli:

Ortaçağın doğa ve sağlık bilimleri, insanın ruhsal hallerini ve özünü vücudundaki sıvı maddelere bağlıyordu.14.yy dan kalma bir şifalı otlar kitabına göre 4 temel sıvı vardı.Bu dördüne sahip olan varlık, bir mikrokozmos oluşturuyordu; bunlardan biri colera, biri sangvis üçüncüsü flagma ve dördüncüsü melancolia idi.Nemli ya da ıslak, soğuk ya da sıcak sıvışkan maddelerdi bunlar...Melancolia bedende ağır basınca insan suskunlaşıp etrafını sessizce gözlemler, ağlar, endişe, yeis içine düşer....

Goethe, Genç Werther'in Acıları Sayfa 29.
 
Melankoli;
Yağmurlu bi havada, fonda Tanju Okan - Kadınım çalarken, elinde bi fincan kahvenle pencereye usulca yanaşıp yıkanan şehri izlemektir. İşte böyle huzurlu, karışık, acıtan ama kırmayan bi histir.. Güzel bi anı düşünüp özlemek, o anı içine çekip hiç bırakmamaktır.. (Tamamen kişisel bi yorumdur, hiçbir tanımsal iddiası yoktur.)
 
İnsan sadece aşktan meşkten hüzünlenip melonkolik olmaz benim düşüncem. Melankoli istenmeyen şeylerin karşına çıktığı zaman seni sarması ile ilgilidir. Bu istenmeyen şeyler senin karşı koyamayacağın kadar büyükse ve sen de kendini o anda yalnız hissedersen o zaman bu duruma girersin. Ve bu durum illa bitecek diye bir olay da yoktur. Örneğin birçok filozof, şair, düşünür,müzisyen melankoliktir. Ama onların melankolisi hayatla ne kadar yüzleşebildiğindedir. Onlar her yüzleşme sonrası yeni bir kapı açarlar. Bir öncekiler artık onlar için bir sorun değildir. Çünkü bir sonrakiler vardır. Burada da melankoli onlara bu kapıları açmada bir araçtır. Bence melankoli bu yüzden sevilir.
Redrock ın dediği gibi melankoli sümüklü mendil değildir.
Bağımlılık yapar mı? Evet. Çünkü melankoli bazı şeyleri farketmeyi sağlar. Aslında bazı şeyler yaşanır bu da melankoliyi yaratır. Saçma mı oldu bilmiyorum?
 
melankoli;
bir konuya sabit kalmadan, hayatın akısına negatif bakmaktır.
bu negatif akısın nedenini bulmak için akılda birçok neden sorusu türetebilmektir.
bu soruların cevabını ararken karamsarlıga düşmektir.
bu karamsarlık içinde kendine kaybetmek; varoluşumdan, herşeyin bitimine dek sorgulamaktır.
içinde bulundugu ruh halinden şikayetçi olmadan, süreğen zamandan uzaklaşmak, hüzünlenmek ve içinde kargaşa zinciri oluşturmaktır...
 
melankoli altenative 4 dur angellica dır judgement dır lost control dur cross my heart and hope to die dır killing me killing you dur yeri geldiği zaman sezen aksu dur...ama yaşayış şekli olmamalıdır.olursa iyi olmaz.biliyorum...sadece şarkılarda yaşanmalıdır.
 
Melankoli gece-şarap-anathema-balkon ve benzerinin aynı anda yaşanmasıdır. 🙂
Herkese göre farklıdır melankoli.
Her gece tekrarı insanın psikolojisini alt üst eder. Bu yüzden uzun aralıklarla şiddetli bir şekilde yapılmalıdır bence.
 
bi yerden bi yere yürüyerek gitmek ellerinde cebinde..ve istemezsin karşından bi tanıdık gelmesini veya yanı başında bi araba durmasını..yürümek yalnız başına..
 
Melankoli;bosluga atılmış terkedilmiş kalbinin acısını cektigi karanlık gözyaşlarıdır kimi zaman , içinde bulundugun hüznün bugulu bakışlarıdır belkide ardındaki mutluluktur , sarhoş degilsindir ama coktan uçmuşsundur ve umutsuzca yarınlara dogru rotan çizilirken istersin ki zaman dursun ama herşeyde oldugu gibi senin istegin kabul olmaz kalbin birkez daha parçalara ayrılır güneşi istemezsin hayallerin tükenmiştir çünkü ,mutlu bir gelecegin seni beklemedigi ap_açık ortadadır buyuzden anlarsınki senin halin bunalım olmuştur diger adıyla melankoli ve uçup gitmek istersin buralardan bu diyardan ama birde bakmışsınki kanadın kırıkmış ezelden...
Ve oturup seni anlayan birini istersin ama biraz sonra fikrin degisir kimseyi istemez yalnızlıgın acısını çekmeye devam edersin belkide o an tek dostun müzik olur ve gelen ses 'pear jam_black' olur birkez daha yaşarsın acı gercekleri ..

Ve bir sarkı daha varki beni Türkçe olarak ilkez ucuran _paradox'un_ bir konserinde tanık oldugum ama ismini bilmedigim beni o'anda vurup işte melankoli budur diyip yukardaki duyguları yaşatan ....
 
Melankoli

Hani hep pozitifsinizdir. Güzel bir rock müzik dinlerken coşarsınız, kulağınızda mp3çalardan gelen müthiş elektrogitar sesleri, sizde böyle cool bir bakış açısı, oldukça relax'sınızdır. Hiç tasanız yoktur. Aslında vardır da düşünmeye gelmezdir.

Derken ardından bir keman ve piano sesleri çalmaya başlar. Sonra aniden ruh haliniz değişiverir. Müzik ilerledikçe dalar gidersiniz. Hayallere dalarken güne döndüğünüz an sıkıntılar başlar. Ardından sıkıntınızı anlayan tek şeyin keman ve piyano olduğunu düşünürsünüz. Bazen tabii benim tarzım elime alıp isyankar sesler elde ederek çılgınca acı şarkılar bağırmak (Teoman misali) gelir içimden. Sonra bağlanırsınız o şarkılara. Hayalperest, Uykusuz hergece diye götürür bütün mutluluğunuzu, sonra sıkıntı size hoşnutluk vermeye çalışır. Sanki hep mutluydunuz da aniden patlamış gibi.

Bir süre sonra eğer kontrollü değilseniz melankolinin dozu artar ve ölüme bile götürür. Ben işte o kadar ümitsiz hissettiğimde en güzel çözümün huzurlu bir şekilde Maksim dinleyerek kendime gelmek olduğunu düşünüyorum. Sonra biraz toparlanınca, içimdeki acıları kusunca tekrar rockla camları parçalamaya devam! Rock zaten adı üstünde hüznü paramparça edip dinamizm kazandırıyor bazen. Melankolinin sonu ya ölümdür, ya da tam gaz harekettir.
 
sanırım sanatı görebilmek melankoli, yani duygusal bağlılığın nedeni öncelikle sanatsal noktaya odaklanmak olmalı... zaten kişi saplantılarının nedenilerini açıklamak zorunda kalsa başka söylyebilcek bişi' bulamaz heralde di' mi.. melankolik miyim bilmiyorum ama benden kötüleri de varsa çekilesi yanı yok bunun!
 
🙁 🙁 🙁 Dün sabaha karsı kendimle konustum
Ben hep kendime cıkan bir yokustum
Yokusun basında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum

mutsuzluk icin her zaman bir sebebimiz vardır hic bi sey sorun deigldir aslında sadece kenmiz varız

huzunlerin kalbimde dogdugunu hissediyorum sonrada dunyanın en buyuk nehri olur damarlarımda aktıgını... 🙁 🙁 🙁

Yönetici Uyarısı: Mesajınız düzeltilmiştir. Tamamı bold harflerle yazmak Forum Kurallarına aykırıdır.
 
Melankoli şimdi içinde bulunduğum durum olarak tanımlayabilirim heralde; sürekli sıkılmakk hemde sürekli.. insanlara baktığında onlarda hiç bişey görememek onların sadece gereksiz varlık olduklarını düşünmek ve onlardan tiksinmek.. bazen hiç bi sebep yokken paranoya olup depresyona girmek en sevdiğin arkadaşlarınla bile takısmak ve onlardan nefret etmek boşluğa bakıp bunalım takılmak,herşey gereksiz demek,herşeyi boşverip hayatı akışına bırakmaya çalışmak ama bırakamamak,çünkü artık onu yapmaktan da sıkılmış olmakk..biaralar hayatta zevk aldıgın hic biseyden zevk alamamak.... diyebilirim...............
 
nbvma5 demiş ki:
İnsan sadece aşktan meşkten hüzünlenip melonkolik olmaz benim düşüncem. Melankoli istenmeyen şeylerin karşına çıktığı zaman seni sarması ile ilgilidir. Bu istenmeyen şeyler senin karşı koyamayacağın kadar büyükse ve sen de kendini o anda yalnız hissedersen o zaman bu duruma girersin. Ve bu durum illa bitecek diye bir olay da yoktur. Örneğin birçok filozof, şair, düşünür,müzisyen melankoliktir. Ama onların melankolisi hayatla ne kadar yüzleşebildiğindedir. Onlar her yüzleşme sonrası yeni bir kapı açarlar. Bir öncekiler artık onlar için bir sorun değildir. Çünkü bir sonrakiler vardır. Burada da melankoli onlara bu kapıları açmada bir araçtır. Bence melankoli bu yüzden sevilir.
. Saçma mı oldu bilmiyorum?
beni gayet güzel anlatmışsın şair filozof vs. olmadığım halde fakat bunlar tam tersine melankoliye hiç meyili olamayn insanlara uygun bir tanımdır bence.melankolide sebepsiz yere bile üzgün olur kişi,hiçbir şeyden tam memnun olmaz tat almaz,etrafına bile enerji halinde yayar resmen bu mutsuzluğu ayrıca bu tarz insanlar sürekli birşeylerin eksikliğini hissetiği için huzursuz da olurlar.kısacası söylediklerinin tam tersini düşünmekteyim 🙂 çünkü ortada bulunan bir sorunla yüzleşebiliyorsa ,o halde melankoli zaten mümkün değildir.
 

Geri
Üst