" O,benim arayışımı biliyor,çaresizliğimi ve savaşımı da görüyordu." O var!" dedim kendi kendime ve bunu kabul etmem yetti.O anda yaşam içimde kıpırdandı ve ben varlığın imkanını,sevincini hissettim.Ancak kısa bir an sonra,Allah ın varlığını kabullenmek düşüncesinden ona olan ilgiyi aramaya geçtim.Karşımda yine üç değişik kılıkta kurtarıcı oğlunu bize gönderen yaratıcımız,Allah vardı.Bu dünyadan ve bende kopmuş olan Allah,bir buz parçası gibi gözlerimin önünde eriyip gitti ve sonunda yine bir hiçlik kaldı.Beni yine bir kuşku ve o kötülük sardı:Kendimi öldürmekten başka çıkar yol olmadığı duygusu.Fakat en kötüsü,bunu becerecek durumda olmadığımı hissediyor olmamdı.
Çok iyi hatırlıyorum,bahardı ve ormanda yalnızdım.Ormanın sesine kulak vermiştim.Dinliyor ve tek bir şeyi düşünüyordum.Zaten son üç yılda hep o tek ve aynı şeyi düşünmüştüm.Yine Allah ı arıyordum.
"Pekala Allah yok" dedim kendi kendime.Benim hayal gücümün ürünü olmayıp da gerçek olan,yani hayatım gibi gerçek biri yok.Yok böyle biri ve hiçbirşey,hiçbir mucize böyle birşeyi ispatlayamaz.Çünkü mucizeler benim hayal gücümün ürünleri ve üstelikte mantığa aykırı." Ya benim aradığım yaratıcı kavramı?Peki bu kavram nereden geliyor?diye sordum kendi kendime.Bu düşüncemle içimde yaşama sevinci dalgalanmaya başladı.Çevremdeki herşey yaşam gücü ve anlam kazandı.Fakat sevincim yine uzun sürmedi.Akıl işlemeye devam ediyordu.Bir yandan Allah tasavvuru Allah değildir diyordum kendi kendime. Sonrada "T asavvur benim içimde ceryan eden birşeydir.Yaratıcı tasavvuru benim içimde uyandırıp uyandırmadığım birşey.Ben onsuz hayatın olmayacağı birşeyi arıyorum,diyordum.Şimdi içimdeki ve çevremdeki herşey yine ölüyordu ve ben yine kendimi öldürmek istiyordum.
Sonunda kendimi inceledim ve kendimde neler oluyor diye kendime baktım.Ölmeye ve dirilmeye dair yüzlerce şey hatırladım.Gördüm ki,ben yalnızca Allah a inandığımda yaşıyordum.O nu düşünmem yetiyordu,o zaman hemen diriliyordum.Onu unuttuğum ve Ona inanmadığım zaman ise yaşam da yok oluyordu.Yaşamın bu diriliş ve ölümleri neydi?Onun varlığına inancı kaybettiğimde,sanki yaşamla ilgili bağlarımda kopuyordu.Onu bunlmak konusunda az da olsa umudum olmasa,yaşamıma çoktan son verirdim.Fakat yaşıyordum.Onu hissettiğim ve Onu aradığım zaman yaşıyordum.Öyleyse O vardır.O,Onsuz yaşanmayan şeydir.O nu bilmek ve yaşamak,bir ve aynı şeydir.Allah yaşamdır.Onu arayarak yaşadığın takdirde,yaşam Allah sız olmaz...
Ne zamandı bilmiyorum;neresi olduğunu bilmediğim bir sahilde beni bir kayığa oturttular sonra kayığı karşı kıyıya yönelttiler.Kürekleri elime verip beni yalnız bıraktılar.Küreklerle elimden geldiği kadar uğraştım ve ilerledim.Ancak ben açıldıkça beni o bilmediğim yere götüren akıntıda şiddetleniyordu.Ulaşmam gereken hedeften farkında olmadan uzaklaşıyordum.Etrafımda benim gibi akıntıya kapılan birçok kürekçinin olduğunu gördüm.Bazıları durmadan kürek çekmeye devam ederken,bazıları küreklerini çoktan fırlatıp atmıştı.Koca kayıklar,dev gibi gemiler insanlarla doluydu.Bir kısmı akıntıya karşı çabalamaya devam ederken,bir kısmı kendini akıntıya bırakmıştı.Bende bir yandan ilerleyip bir yandan da akıntının aşağılarında kalan yolcuların ardından bakarken,bana gösterilen yönü unuttum.Tam da akıntının ortasında,aşağı doğru giden kayık ve gemilerin kalabalığında yönümü iyice kaybettim.Her yanımda tayfalarının neşeli zafer çığlıkları attığı yelkenliler,gemiler ve kürekli kayıklar geçiyor,akıntının aşağılarına doğru giderlerken bana, "Başka bir yön yok" diye sesleniyorlardı.Ben de onlara inanıyordum ve onlarla beraber ilerliyordum.Böylece çok uzaklara yol aldım.Öyle uzaklara gittim ki,ortasında yolumu şaşırdığım hızlı akıntıların gürültüsünden başka ses duyamaz oldum ve kayıkların orda nasıl parçalandığını gördüm.Ve bütün bu gördüğüm yaşadığım şeylerin dehşetinden olsa gerek,kendime geldim.Uzun süre bana ne olduğunu anlayamadım.Önümde yalnızca koşar adım yaklaştığım ve korktuğum yokoluşu görüyor,hiçbir yerde kurtuluş göremiyordum.Ne yapmam gerektiğini biliyordum.O zaman geriye doğru baktım ve sayısız kayık gördüm.İnatla,büyük bir savaş vererek akıntıyı geçiyorlardı.O anda kıyıyı,kürekleri ve yönümü hatırladım.Geriye döndüm ve akıntıya ters yönde,kıyıya doğru kürek çekmeye başladım.
Kıyı Allah tı;yön gelenek,kürekler ise bana verilen özgürlüktü.Ve bunlar bana kıyıya ulaşmaya çabalayayım diye,Allah la birleşeyim diye verilmişti...
TOLSTOY
Yaşadığımız hayat kendi içinde bir anlam taşımadıkça,ölüm dediğimiz şey bizi herzaman korkutacaktır..