Arkadaşlar lütfen sevgilim hakkında ileri geri konuşmaz mısınız? Yeter ama, bana ait Ölüm, durun bir bakayım! 😉
O apayrı bir zaman, apayrı bir hayattı sanki... fakat lütfen sevdiğimin arkasından konuşmalayım. (yarı ciddiyim)
Öte yandan, ne kadar olasılık, bağlantı, etki, tepki bulursak bulalım, Ölüm konusu iki ana soruda toparlanıyor; Ölüm Nedir, ve Sonrasında Ne Var?
Hepsi ikişer olasılığa gidiyor: Ölüm, bir durumdan bir başkasına geçiştir ve son değildir, ya da Ölüm sondur. Sonrasına gelince, tekrardan iki olasılık var; bir şeyler olması ya da hiçbir şey olmaması.
İşin sonunda Hayat denen şey zaten Ölüm'ün evrelerinden ibaret bir varoluş (Doğum, Çocukluk, Ergenlik, Yetişkinlik, Ölüm). Kurulu saat gibi, ilk günden sona doğru tıklamaya başlıyor içimizdeki Hayat, ve tıpış tıpış, son adımımıza doğru ilerliyoruz. Hayat'ın anlamına kafa yormak yerine, Hayat'ın anlamsız olduğunu ve Hayat'ın amacının zaten Ölüm'e ulaşmak olduğunu düşünürsek daha bağımsız olabileceğimizi düşünüyorum Ölüm kavramı ya da korkusundan. Bir yerde Ölüm üstüne düşünce üretmek, bir obje üstüne düşünce üretmeye döndüğünde biraz bu korkuyu geçirebilir; önce uzaklaşıp sonra rasyonalize etmemiz gerekir çünkü.
Ya işin sonunda ben heyecanlanıyorum Ölüm'ü düşündüğümde. Merak ediyorum. Tabi bunun kötü yanı, sonrasında bir şey yoksa kös kös kalmış olacağım ama olsun...
O apayrı bir zaman, apayrı bir hayattı sanki... fakat lütfen sevdiğimin arkasından konuşmalayım. (yarı ciddiyim)
Öte yandan, ne kadar olasılık, bağlantı, etki, tepki bulursak bulalım, Ölüm konusu iki ana soruda toparlanıyor; Ölüm Nedir, ve Sonrasında Ne Var?
Hepsi ikişer olasılığa gidiyor: Ölüm, bir durumdan bir başkasına geçiştir ve son değildir, ya da Ölüm sondur. Sonrasına gelince, tekrardan iki olasılık var; bir şeyler olması ya da hiçbir şey olmaması.
İşin sonunda Hayat denen şey zaten Ölüm'ün evrelerinden ibaret bir varoluş (Doğum, Çocukluk, Ergenlik, Yetişkinlik, Ölüm). Kurulu saat gibi, ilk günden sona doğru tıklamaya başlıyor içimizdeki Hayat, ve tıpış tıpış, son adımımıza doğru ilerliyoruz. Hayat'ın anlamına kafa yormak yerine, Hayat'ın anlamsız olduğunu ve Hayat'ın amacının zaten Ölüm'e ulaşmak olduğunu düşünürsek daha bağımsız olabileceğimizi düşünüyorum Ölüm kavramı ya da korkusundan. Bir yerde Ölüm üstüne düşünce üretmek, bir obje üstüne düşünce üretmeye döndüğünde biraz bu korkuyu geçirebilir; önce uzaklaşıp sonra rasyonalize etmemiz gerekir çünkü.
Ya işin sonunda ben heyecanlanıyorum Ölüm'ü düşündüğümde. Merak ediyorum. Tabi bunun kötü yanı, sonrasında bir şey yoksa kös kös kalmış olacağım ama olsun...